PDA

Tüm Versiyonu Göster : Karadeniz'de Kirlilikten Dolayı Balık Nesli Bitiyormu..?


MAVİ FENER
28-03-2012, 11:49
[Only Registered Users Can See Links]






HAYIR.......Karadenizimizi herne kadar şu sebeplerden dolayı; bazı bilim, ilim, uzaylı adamlarımız kirletiyoruz, yandık bittik, kül olduk diyorlarsada bu ifadeler gerçeği tam anlamıyle yansıtmamaktadır....Bu kirlilikten dolayı denizimizde balık nesli bitti, yok oldu gitti demek tamamen asparagaz haberler, tamamen palavra laflardır. Karadenizdeki hiçbir balık nesli asla kirlilikten dolayı yok olmamıştır...Eğer öyle olsaydı HAMSİ buhar olur biterdi. Aynı şekilde Mezgit ve İstavrit vede Palamut vs.
Bu canlılar halen daha bu sularda mayolarını giyip güneşleniyorlarsa demek ki denizimizin kirliliği balık neslinin yok olmasına bir neden değildir......
O çok bilen sayın Puroflar, hangi çalışmayı yaparken yanlarına bir balıkçı reisini alıpta birlikte çalıştılar veya onların fikirlerini aldılar....Hangi gemiye binipte denizdeki balık gerçeğini gözleriyle gördüler vede yaşadılar..
Efendim Karadenizimizi katı maddeler ile kirletiyoruz diyorlar...Çok komik değilmidir ve örnek olarak denizin dibinde buzdolabı, çamaşır makinesi, otomobiller, damacanalar bulunuyor deniliyor...Oysa arabalar, buzdolapları, makineler, hurda gemiler balıklar için birer yuvadır.....Balıklara yuva yapabilmek için para verip 3-5 ton ağırlığında betonlar döktürüp denizlerimizin dibine indiriyoruz....Şimdi bu beton yığınları ile denizlerimizi katı maddeler ile kirletmiş mi oluyoruz..Elbetteki hayır...

Karadeniz o kadar güçlü bir denizdirki bir fırtınada içinde istemediği tüm atıkları aynen karaya çıkartır ve kendisini temizler.....Doğa da kendisini devamlı yeniler...Ancak evsel vede fabrika atıklarnında denize verilmemesi mutlaka arıtıldıktan sonra denize deşarj edilmesi en ideal olanıdır ve böyle olmasıda şarttır..Her ne kadar biz Adem oğlu, hıyar veya kabak olsakta....

Karadenizin kirlenmemesine yardımcı olan en büyük etken, su seviyesinin, İstanbul boğazından ve Marmara denizinden vede Eğe denizinden daha yukarıda seviyede olmasıdır...Bu nedenle Karadenizdeki su, akıntı şeklinde Marmaraya ve oradan da Akdenize ve oradan da Atlas okyanusuna gitmektedir.....
Sayın Puroflarımız herhalde bunu biliyorlardır. Umarım..

Balık neslinin yok olması veya azalması bazı bilinçli balıkçıların da belirttiği gibi Kota konmaması, devamlı güçlü cihazlarla donanmış gemilerin no stop balık avlamasıdır....Diğer bir önemli konu Trollerin zamansız, mekansız yasaklara uymadan avlanmasıdır.....Ayrıca kullanılan balık aglarının göz açıklık mesafesinin küçük ( KÖR ) olması standartlara uygun olmamasıdır.....Diğer bir sebep Işıkla balıkçılığın Karadenizden kesinlikle yasaklanmasıdır.....Kesinlikle KOTA uygulamasına geçilmesi şarttır..

Rahmetli babam Hacı Sefer Reisin söylediği gibi, Mersin ve Kalkan balıkları; Trol ve Parekete vede Kalkan ağları ile bizim sularımızda bitirilmiştir....Bu tükenişin, suyun kirliliği ile ne ilğisi olabilir...Hadise tamamen aşırı kazanma hırsı, bilinçsizce avlanma, ve yok edene kadar büyük küçük demeden balıkların avlanmasıdır..
Diğer çok önemli bir sebep de gereken denetimlerin gerektiğince gerekli birimler tarafından yapılmamasıdır..
Değerli arkadaşlarım, bu yazım diğer yazılarıma hiç benzememektedir..Rahatsızlık duyduğum bir konuyu sizlerle paylaşmayı uyğun gördüm...
Lütfen avlanırken doğamıza daha saygılı olalım....Zaman yasaklarına, balık boylarına mutlaka uyalım diyor, hepinizi yanaklarından öpüyorum...Kaynakça ([Only Registered Users Can See Links])

bnymnblr
28-03-2012, 14:54
Topu sadece kirliliğe atmak gerçek anlamda haksızlık olur. Ancak kirliliğin etkisini de yorumlamak lazım. Bu konuda da bir duruşun olması gerekli.
Kirlilik ile mücadele tek başına sonuç getirmez. Bu sadece bir bütünün parçasıdır.
Karadeniz’de bir risk daha vardır. H2S zonu.
1990’lı yılların sonuna kadar Karadeniz’e nehirler yoluyla taşınan besleyici ve kirleticilerin miktarında
aşırı derecede artış meydana gelmiştir
Besleyicilikteki artışın ana kaynağını Tuna nehri teşkil etmektedir. Tuna nehri vasıtasıyla taşınan besleyiciler ve aşınan madde miktarındaki artış deniz suyunun yükselme sirkülasyonunun
da tesiriyle havzanın sığ kuzeybatı sahanlığının ekolojik yapısının bozulmasına sebep olmaktadır. Karadeniz’de Kuzeybatı kıta sahanlığı sularında, özelikle 1970’li yıllardan sonra ortaya çıkan ötrofik yapı ve bunun sonucu olarak da zemin ve zemin üzerindeki tabakalarda oksijen azalması ve oksijen yokluğu oluşumu tespit edilmeye başlanmıştır.
Deniz suyunun Tuna’ya bağlı ani yükselmelerinde dipteki H2S zonunun da yükselmesine sebep vermesiyle H2S’in olduğu bölgede canlılık olamayacağından, pek çok tür bölge değiştirmek zorunda kalmıştır.

Eğer Karadeniz’de H2S zonu daha yukarılara çıkacak olursa, kelimenin tam anlamıyla bir felaket olur.

Ancak bunu söylerken bazılarının balık azlığında topu sadece deniz kirliliğine atarak zaman kazanmaları olarak değerlendirilmesin. Bunların hepsi bir bütünün parçasıdır. Bu sadece bilinmesi gereken bir hadisedir. Bu konunun uygulamasında günümüz anlayışında yapılacak pek fazla bir şey yoktur.

Ancak Türkiye şartlarında pratikte yapılacak iş konusunda sizinle hemfikirim.
1. Filoların sayı ve tekne boyu olarak küçülmesi.
2. Her tür balık için kota ve avlanma boyu ve buna uygun ağ tasarımlarının geliştirilmesi ve uygulanması
3. Kültür balıkçılığına yem üretmek amacıyla kendi hamsi stoklarımız kullanılmamalı.
4. Bazı bölgeler sonsuza kadar deniz rezervi ilan edilmeli ve sonsuza kadar o bölgeler avcılığa kapanmalı.

MERCURY90
28-03-2012, 19:30
onu bilmemde sarozda trol yasakmış

MAVİ FENER
29-03-2012, 12:23
Bünyamin bilğilendirmen için teşekkürler. görüşmek üzere....

xnode
30-03-2012, 01:57
Karadeniz'de değil de, Türkiye'nin tüm kıyılarında balık bitti sayılır. Rusya'da da Akdenizin diğer kıyılarında da bol bol balık çıkıyor. Bizim kıyılarımızda balık yok. Sebebini söylemeye gerek görmüyorum.

Anıl ÜNALAN
30-03-2012, 09:21
Sadece karadeniz için geçerli birşey değil bu, Türkiye'nin kıyısının olduğu her deniz için geçerli.
Her yerde aşırı avlanma, bilinçsiz avlanma, yasadışı avlanma söz konusudur.

Kirliliğe laf atılacaksa eğer İzmir körfezinde atılmalıdır. Balığın anavatanı sayılan bir bölge olan İzmir körfezine her nisan ayı yumurtlamak için gelen milyonlarca çupranın sayısı artık yüzbinlerde gezmektedir. Bunun sebeplerinden bir tanesi aşırı avlanmadır tabi her zaman kaçınılmaz nokta. Kirlilik körfezimizin daha büyük yarası olmuştur. Melez'in taşıdığı çamur, alüvyonlar, sanayi atıkları zamanla midyelerin, akvadislerin ve çoğu kabuklu canlının ölümüne ve ürememesine sebep olmuştur, bunların üremediği bir bölge de yumurtlamaya gelen ve burda beslenip ikamet etmek isteyen çupralar için tercih dışı bir bölgeye olmaya başlamıştır.
Eğer iğne avcılığa çuvaldız kirliliğe batıralacaksa burası İzmir Körfezi olmalıdır..

MAVİ FENER
01-04-2012, 00:56
Anıl , kardeşim;

Bu konunun aynısını Marmara Denizi içinde söyleyebilirim....
Çünkü bu iki denizi çok iyi biliyor ve tanıyorum.....
Eğe ve Akdeniz benim kapsama alanıma girmediği için bir söz söylemem doğru olmaz....
Ancak, 63 yaşına gelmiş bir büyüğünüz olarak rahmetli babam ve onun ardından ağabeyimle yıllarca bu denizlerde Gırgır balıkçılığı yaptım ve babamdan da çok şey dinledim....Onun için balık neslinin bitirilmesinin başında aşırı ve bilinçsizce avlanma ...Sonrasında da kirlilik vede gürültü gelmektedir vs..