PDA

Tüm Versiyonu Göster : Tekne Avinda Tehlİke!!!


mercan
29-11-2006, 16:07
Arkadaşlar tekneyle balık avlarken oltaya geçen en tehlikeli balık olarak trakonya(trachinus draco) görmekteyim.Trakonya sokan bir yere ne yapmalı.

Taygun KOCABIYIK
29-11-2006, 16:08
Amonyak bulunuyorsa amonyak sürülmeli yoksa en doğalından idrar ile yıkanmalı iri ise hastahaneye gitmekte fayda var diye biliyorum Hüsnü abi

Uzm.Dr.Rastgele
29-11-2006, 18:38
Bence gerek kıyıdan,gerekse tekneden olsun ve gerek gece ve gerekse gündüz yapılacak avlarda 1 nic olarakaklımızda tutmalıyız ki; bilmediğimiz balığa asla el değdirmemeliyiz.Hele (Barbun-kırlangıç-mercan-fangri dışında) hele allı güllü ve renkli bir balık ise aman ha uzak duralım.Adabeyi/iskorpit tarafından sokulmuş biri olarak '' sakın ola ki'' ayağımızda bot/çizme dahi olsa vah yazık yavrum dur şunu tekrar denize kavuşturayım diye ayağımızla bu ayakkabılar olsa dahi temas etmiyelim derim.Neden mi ? Denemesi bedava........:deli:

mozdil
29-11-2006, 18:45
Mümkün olabiliyorsa deniz suyunu teni yakmayacak kadar (60-65 C) ısıtın ve bu su ile pansuman yapın. Bu olmuyorsa çakmak veya sigara ile aynı işlemi deneyin. Sıcak zehirin protein yapısını bozar. İğne forumdan ilaçlarda mümkündür ancak ehil olmayan insanların yapmasını doğru bulmuyorum. Ayrıca detay bilgi için 114 Zehir Danışma ve Dokuz Eylül. Ü. İlaç ve Zehir Danışma 2777333'ı yı arayabilirsiniz.

katiti
29-11-2006, 18:49
Trakonya sokması durumunda amonyak ile ilk müdahale yapıldıktan sonra vakit kaybetmeden hastaneye gidilmelidir. Bu balık denizlerimizdeki en tehlikeli zehire sahip balıkların başında gelmektedir. Üç türü bulunmakta olup derin sularda daha sık rastlanan ve acemi balıkçılar tarafından mercanla karıştırılabilen vipera aralarından en zehirlisidir.

Çocukken küçük parmağım büyüklüğünde bir trakonya işaret parmağımı sokmuştu, ağrısı 1 hafta, şişliği 1,5 ay geçmemiştir. Büyüğünün ne yapacağını siz düşünün artık...

igmsva
29-11-2006, 19:53
Zehirli Balıkların Yol Açtığı Zehirlenmeler

Tedavi Yöntemleri: Zehirli balık çarpmalarında tedavi acıyı hafifletme, zehirin etkisini önleme ve enfeksiyona karşı önlem alma yönünde gerçekleştirilmeli ve tedaviye zaman geçirmeden derhal başlanmalıdır.

Yarada gözle görülebilen herhangi bir diken, deri parçası veya yabancı bir cisim varsa yara temizlenmelidir.

Yarayı temizlemek amacıyla temiz içme suyu tercih edilmelidir, yoksa deniz suyu kullanılabilir.

Yaralanan bölge dayanılabilecek en sıcak suda 30-90 dakika bekletilmelidir. Acının devam etmesi durumunda sıcak su tedavisi tekrarlanmalıdır.

Kanama yoksa, yaranın üzeri kesinlikle kapatılmamalı; kanama varsa hemen durdurulmalıdır.

Yarada enfeksiyon belirtileri varsa bir tıp doktoru gözetiminde tedaviye başlanmalıdır.


İğneli Vatoz Trakonya, iskorpit gibi, zehir aygıtları sivri ve küçük olan balıkların çarpması sonucu oluşan yara çoğunlukla küçük çaplı, nokta şeklindedir. Zehiri uzaklaştırmak amacıyla yarayı kanatmak oldukça güçtür. Bu durumda yara steril bir kesici aletle genişletilmeli ve mümkün olduğunca

kanatılmalıdır. Yarayı hemen tuzlu soğuk suyla yıkayarak zehirden arınması sağlanmalıdır. Soğuk, damarları büzerek zehirin yayılmasını önlediği gibi hafif bir anestezik etki de yapar. Turnike uygulamak da zehirin kan yoluyla vücuda dağılmasına engel olacağından yararlı olacaktır. Fakat kan dolaşımına tamamen engel olmamak için turnikenin beş dakikada bir gevşetilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Korunma Yolları: Trakonya, üzgün, rina ve tiryaki gibi balıklar çoğunlukla kum ya da çamura tamamen gömülü olarak yatarlar. Bu tip balıkların yayılım gösterdiği plajlarda dolaşan insanlar için en büyük tehlike, balıkların üzerine basmaktır. Bu nedenle plajlarda yürürken ayağı zeminde sürümek balıkların ürküp kaçmasını sağlayacak ve tehlikeyi kısmen uzaklaştıracaktır. Bu tip balıkların çok yaygın olduğu plajlardaysa elde taşınacak bir sopa yardımıyla zemini yoklamak, balıkları ürküterek kaçıracaktır. Zehirli balıkların oluşturduğu bir diğer tehlike de, bu balıkların orta veya ağlarla yakalanması sırasında ortaya çıkar. Balık sudan dışarıya çıkarılırken, korunma içgüdüsüyle dikenlerini, solungaç kapaklarını açar. Bu yüzden zehirlenmeler genellikle dikkatsizce elleme nedeniyle balık ağdan ya da oltadan çıkarılırken ortaya çıkar.

Balıklar sınıfı genel olarak kıkırdaklı ve kemikli balıklar olarak iki alt sınıfa ayrılır. Kıkırdaklı ve kemikli balıklar arasındaki en büyük farklardan biri de; kemikli balıkların çoğunda bulunan ve balığın su içinde hareket etmeden dengede kalmasını sağlayan yüzme kesesidir. Kıkırdaklı balıklarda yüzme kesesi yoktur. Bu nedenle orta suda hareket etmeyen bir kıkırdaklı balık, ağır bir kütle gibi aşağıya doğru batar. Yani kıkırdaklı balıklar hareket etmek zorundadırlar. Bu nedenle dibe bağımlı olarak yaşamlarını sürdürürler.

İğneli vatoz, rina balıkları, folya ya da çuçuna balıkları, inek burunlu vatoz ve kazıkkuyruk, ülkemizin zehirli kıkırdaklı balıklarıdır. Bu balıklar 30 cm'den 400 cm'ye kadar değişen vücut çaplarına sahiptirler. Yaşam alanları dibi kumlu, çamurlu, yani yumuşak zemini olan sığ sahillerden, derinliği 200 metreye kadar olan alanlara kadar değişir. Zehirleme aygıtı vücutla kuyruğun birleştiği bölgede bulunur. Zehirlenme, genellikle bu hayvanın üzerine yanlışlıkla basılması sonucu meydana gelir. Özellikle yazın dibi kumlu yerlerde denize girenler bu tür bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirler.

Üzgün balıkları, iskorpitler, sokar balıkları, tiryaki balıkları ve trakonya balıklarıysa ülkemizin zehirli kemikli balıklarıdır.

Üzgün balıkları genelde derin sularda yaşarlar ve zehir etkileri diğerlerine göre çok azdır. Bu nedenle yüzücüler ve dalgıçlar için bir tehlike oluşturmazlar. Denizlerimizde 4 türü vardır. Boyları 5 - 50 cm arasında değişir.

Tiryaki balığı kumlu ve çamurlu zeminlerde kendini zemine gizleyerek sadece gözleri ve ağzın hemen yanında sahte yem olarak kullandığı deri parçası dışarıda kalacak şekilde yaşar. Zehir etkisi diğerlerine oranla daha azdır. Genelde 20-25 cm boylarındadır.

Sokar balığıysa Kızıldeniz göçmenidir. Ekonomik değeri vardır. Boyu genellikle 15-20 cm arasında değişir. Diğer zehirli balıkların aksine otçul olarak beslenen tek zehirli balıktır. Sırt ve karın yüzgeçlerinin tümü zehir bezleri taşır. Bir ilginç özelliği de öldükten sonra bile zehirinin, etkisini dikenlerinde koruması. Bu yüzden balıkları ağdan alırken bile zehirlenmek mümkün.

İskorpit balıkları ülkemizde trakonyalardan sonra en kuvvetli zehire sahip balıklardır. Boyları 5-50 cm arasında değişir. Ekonomik değeri yüksektir ve ülkemizde oldukça fazla miktarda tüketilir. Sırt, anal ve karın yüzgeçlerinin hepsi zehir bezleri taşır. Genelde kayalık alanları yaşam alanı olarak tercih ederler. En sığ yerlerden 2000 metreye kadar değişebilen çok geniş bir yayılım gösterirler.

Trakonyalar veya çarpan balıkları, ülkemizin en zehirli balık grubunu oluşturur. Kumlu çamurlu zeminlerde kendilerini zemine gömerek yaşarlar. En sığ sahillerden 150 metre derinliğe kadar dağılım gösterirler. Genel olarak yazın sığ yerlere, kışınsa derinlere çekilirler. Sahillere yaklaştıkları dönem, deniz faaliyetlerinin yoğun olduğu yaz dönemine rastladığından yüzücüler, dalıcılar ve balıkçılar için tehlike yaratırlar. Birinci sırt yüzgeçleri ve solungaç kapağındaki yüzgeçler zehirlidir. Solungaç kapağının zehiri diğerine oranla 10 kat daha güçlüdür. Dinlenme halindeyken sırt yüzgeci ışınları yatık konumdadır. Ancak ürkütüldüğünde veya tahrik edildiğinde yüzgeç ve solungaç kapaklarını açarlar. Yapılan gözlemlerde, balığın, solungaç kapağı dikenlerini vücut eksenine göre 35-400 açabildiği izlenmiş durumda. En hafif dokunma bile bu balıkların kurbanlarını sokmaları için yeterli. Yapılan bir araştırmaysa, zehirlerinin 0,0004 ml'sinin 250 fareyi öldürebilecek güçte olduğunu ortaya koymuş.

Alınan tüm önlemlere ve olanca dikkate rağmen yine de bu zehirli canlılar tarafından sokulmak mümkün. Zehirlenmeyle ilgili hiçbir şey bilmesek bile ülkemizde bu konuda bize yardımcı olabilecek bir Zehir Danışma Merkezi var. Herhangi bir zehirlenme durumunda (gıda zehirlenmesi, arı sokması, yılan sokması gibi her türlü zehirlenmeye karşı) 24 saat faaliyette olan bu merkeze telefon edip doktor yardımıyla ilk yardımı kendiniz yapabilirsiniz.

turna
29-11-2006, 20:23
İlker geriye birşey kalmadı,.ama yinede doktorun dediğini yapıp denemek lazım.Bence amonyak sürüp acil saglık ocağı derim.Zaten amonyak her deniz balıkcısının yanında bulunması gerekli ilk yardım malzemesidir.

igmsva
29-11-2006, 20:28
abi kesinlikle haklısın. benim oluşturduğum çantada; amonyak,batikon,küçük gazlı bezler,yara bantlaı ve cımbız mevcut. fazla yer tutmuyor. herzaman lazım.

aganta borina borinata
30-11-2006, 06:38
arkadaşlar herkesin söyledikleri doğru...amonyak durumu düzeltebilir...ama mertin dediği gibi avı bırakın ve mutlaka durumla ilgili bi kuruma başvurun...zira allerjik reaksiyonlar herkesde değişebilir...arı sokmasını baz alın bi çok insanda etkili olmazken bazılarında ölümcül olabilir...

allah korusun...

Uzm.Dr.Rastgele
30-11-2006, 08:19
Böyle bir durumla karşılaşınca yapılması gerekenler yukarıya sıralanmış ve hepside doğru bilgilerdir.Benim başıma gelen olay şöyle ceryan etti.Oldukça iri bir iskorpit çıkartmışdım.Pense yardımı ile iğneyi çıkarrtım ve yerdeki yan olarak duran balığa ayağımda kışlık bot olduğu halde ayağımın iç tarafı ile vuarak denize doğru atayım demişdim.İşte o an olan oldu.ve sırt dikeni botumu ve çorabımı delerek zehir sağ ayağıma temas etmiş oldu.Arkadaşlar saniyeler içiresinde zehir adeta koşarcasına bacağıman ilerliyerek taa kalp kaslarımın üstüne ve gögüs kafesime yerleşti ve orada durdu.İşin ilginç tarafı yaka yaka ilerlemesini hissediyorsunuz ve bir şey yapamıyorsunuz.Başına gelmemiş olanlara şöyle anlatabilirim.Hani ağzınıza koca bir yudum kanyak veya viski aldığınızı düşünün.Nasıl boğazınızı yaka yaka miğdenize iner ya işte öyle bir şey.
Benim hemen yaptığım şu oldu.Çeşme dalyanda yer alan küçük bir sahil güvenlik birimi var.Beraber olduğum arkadaşlar.Koşarak orada görev yapan ve henüz sabah mıntıka temizliği yapan askerlerden sıcak su istediler.Bende hemen oturduğum yerden takım çantasını boşalttım.Arkadaşların askerlerin yemekhanelerinde bulunan kocaman metal bardaklar ile getirdiği kaynar suyu ayağıma boca etmeleri ile ağrı anında azalarak bir türlü zonklama dönüşdü.İki üç bardak kaynar suyun içinde yaklaşık 15-20 dakika ayağımı beklettim ve hastanelik olmaktan kurtuldum.Bir arkadaşımın dediği gibi kaynar su herhelde zehirin yapısını bozuyor ve etkisini azaltıyor olsa gerek.Ben bu balığın zehirli olduğunu ve öldükten sonra bile hala zehiri ile bizi etkiliyebileceğini bildiğim halde bir cahillik yaptım.Velhasıl temas etmemekde fayda var.Sözün özü bu.:(