PDA

Tüm Versiyonu Göster : Ekim 1996 Kuşadası


babacakka
29-09-2007, 12:06
Kuşadası yazdan kalma bir gününü daha yaşamaya hazırlanıyordu.Geceden kalma barlar ve restorantlar masalarını yeni güne hazırlıyor,kuyumcular,halıcılar,dericiler ve diğer esnaflar yeni bir umutla kepenklerini açıp dükkan önünde hem yeni müşterilerini bekliyorlar; hem de iddalı tavla partilerine sabah çayı ve simidi eşliğinde devam ediyorlardı.Bütün esnafta gözle görülür bir heyecan vardı,akşamdan alınan haberle limana 2 büyük yolcu gemisinin yaşanacağını duymuşlar kötü geçen sezonun bu son günlerinde bir umut iyi bir müşteri bulma heyecanıyla gözlerini liman yolundan ayıramıyorlardı.
Eskiden Aydın'da olan ve o yıl Kuşadası'na taşınan Turizm işl.de okuyan genç öğrenci o gün erkenden kalkmış,kendisine menemen ve çaydan oluşan harika bir kahvaltı hazırlamıştı.Aslında okul 29 ekim dolayısıyla tatildi ve erken kalkmasına gerek yoktu ama o kuşadasın'da ki okulu kazandığında en çok tatilde ve okul çıkışlarında yapacağı balık avlarına sevinmişti.Memur babası iki kardeşini daha okuttuğu için genç öğrenci babasına burs aldığını söylemiş ve okulu kazanmadan önce biriktirdiği biraz parayla kuşadası'na gelmişti.Evet burs alıyordu ama aldığı para ancak kirasına yetiyordu,artık biran önce iş bulup çalışması gerekiyordu.Geçen hafta Osman Hoca'ya durumunu anlatmış hocada ona Onura Otel'de serviste komi olarak birşeyler ayarlayabileceğini söylemişti.Olsun serviste olsa artık biraz para kazanabilecek belki de biriktirdiği parayla ailesine yardım da edebilecekti.Aslında o da bu kısa tatilde Adana'ya ailesinin yanına gitmeyi çok isterdi ama ah bu parasızlık..Ev arkadaşlarının hepsi evlerine gitmişler ona da kuşadasını bırakmışlardı.Genç öğrenci geceden bütün takımlarını kontrol etmiş oltalarını hazırlamıştı.Sabah kahvaltıdan sonra bulaşıkları akşama bırakarak limana doğru yola çıkmıştı,ne kadar erken çıkarsa balık tutma şansının o kadar fazla olacağını biliyordu.Liman öncesi her zaman yaptığı gibi balık haline uğradı,alamayacağını bile bile yemlik karideslerin fiyatını sordu.Balıkçının söylediği para onun 2 günlük harçlığıydı nerdeyse..Oda 3-4 adet sardalye alıp yem olarak kullanmaya karar verdi.Ama kendi kendine de eli biraz para tutunca bir kere de yem olarak karides kullanmaya söz verdi.Limana geldiğinde limanın orda görmeye alıştığı balıkçıları göremeyince şaşırdı.Kapıda ki görevli limana gemi geleceği için limanın bugün kapalı olduğunu söylediğinde genç öğrenci nerdeyse yıkılmıştı.Ne yapacaktı şimdi..?O da limanın hemen arkasında balıkçı limanının yanında şansını denemeye karar verdi.Oltasını açtı ve suya ''Ya Bismillah,attım ağzına gitti boğazına'' diyerek fırlattı.Bu cümle ona babasından kalmıştı.Atar atmaz ufacık bir karagöz tuttu,ama daha çok ufaktı,tabi doğru karagözü denize geri bıraktı.Birkaç denemeden sonra dipteki ufak balıkları beslemekten sıkılıp dip kıbrıs denemeye karar verdi, belki şu salına salına gezen levreklerden ya da kum kefallerinden yakalayabilirdi.Oltasını daha yeni atmıştıki kocaman bir balıkçı teknesi yavaş yavaş limana girdi ve bizim genç öğrencinin yanına halat attı.Teknede ki kasalar ağzına kadar balıkla doluydu.Genç öğrenci bu balıkçılara kızmıyor değildi,bunlar değilmiydi şu balıkların yuvalarını bozan..Ama bir taraftan yorgun tayfaları ve onlardan evde ekmek bekleyen çocuklarını düşününce kızgınlığı geçti.Önüne atılan halatı tutup yardım bile etti.Tayfalar teknenin yanına yanaşan kocaman soğuk hava deposuna sahip kamyonuna kasaları yüklemeye başlamışlardı.Bizim genç balıkçı sabah halden yem için aldığı sardalyelere bakıp tekneye doğru utana sıkıla gitti.Orada tayfalara emirler veren ak saçlı, ak sakallı teknenin sahibi olduğu her halinden belli olan yaşlı balıkçıya mahçup mahçup ' Günaydın amca,kolay gelsin yem için şu yere dökülen sardalyalerden birkaçtane alabilir miyim?'diye sordu.Yaşlı balıkçı ,genç balıkçıya dönüp kısa bir süre süzdükten sonra;
-Nasıl gidiyor,balık var mı diye sordu.Genç Öğrenci henüz birşey yakalamadığını söyledi, sabahki ufak karagözleri tabiki söyleyemezdi.Napalım amca sizden bize bişey kalmamış diye de ekledi..Yaşlı Balıkçı gülerek çocuğa babasının kim olduğunu sorunca Çocukta Adalı olmadığını burada üniversitede öğrenci olduğunu ve tatildede balığa geldiğini bir çırpıda söyleyiverdi.Yaşlı balıkçı,Çocuğa daha bir anlamlı bakmaya başlamıştı.Çocuktan bir poşet istedi,Çocuk ise poşete gerek olmadığını şu yere dökülen sardalyelerden bir avuç verirse yeteceğini söyledi ama Yaşlı balıkçı genç öğrencinin lafını bitirmesine fırsat vermeden tekneye girdi.Az sonra elinde kocaman bir poşetle çıkan balıkçı poşeti genç öğrenciye uzattı,al bakalım bunları buralarda uğraşma canın ne zaman balık isterse gel buraya ben veririm dedi.Genç Öğrenci çok şaşırmıştı.Poşete göz ucuyla baktığında içinde her çeşit balığın bulunduğunu gördü,ama bunu alamazdi.Teşekkür ederek bunu kabül edemiyeceğini söyledi.Yaşlı balıkçı suratına sahte bir kızgınlık vererek ısrarla poşeti çocuğa verip;
-Bak evlat benim de senin yaşlarında istanbul'da üniversitede okuyan bir torunum var,seni ona benzettim,al bunları helal olsun,kiminin parası kiminin duası dedi..Genç öğrenci çok utanmıştı,teşekkür ederek poşeti aldı ve takımlarını toplayıp arkasına bile bakamadan evin yolunu tuttu.Eve geldiğinde poşeti mutfak lavobosuna dökünce gözlerine inanamadı.Lavoboda Mercanından,Çıprasına,her çeşit balık vardı.Biraz düşündükten sonra balıkları temizledi,birazını akşama,birazını da arkadaşlarına ayırıp geriye kalanını da o eve taşındıklarından beri kendilerine devamlı yemek yollayan komşularına dağıttı.O günden sonra genç öğrenci o büyük tekneyi arada bir görür ama balık verirler diye yanına gitmeden uzaktan gözleri dolarak içinden rastgele der ve selamlardı.
O genç öğrenci sonra hem çalıştı hem okudu.Çok şükür babasına da yük olmamaya çalıştı.O genç öğrenci kim miydi? Bendim..Bu bir hikaye değil benim yaşadığım gerçek bir olaydır.Bilmiyorum yaşıyor mu?Eger yaşıyorsa o Yaşlı Balıkçıya Allah ömür versin..Kusura bakmayın biraz uzun oldu,umarım beğenmişsinizdir.

Rastgele..!

Amatör İstanbullu
01-10-2007, 01:29
Paylaştığın için teşekkürler.

Taygun KOCABIYIK
01-10-2007, 11:50
Murat abi güzel anı teşekkür ederim paylaştığın için.