PDA

Tüm Versiyonu Göster : Denizlerimiz Tehlike Altinda


rüzgar2
21-12-2005, 06:05
Dünya mirası olan denizleri değişik yöntemler kullanarak yağma ediyor yada ekolojik dengesini bozacak faaliyetlerde bulunuyoruz. Sonra da kendimizi fukara edebiyatı yaparak "ekmek parası için ", "herkes yapıyor bende yaptım, yaparım" yada "bilmiyordum " şeklinde savunuyoruz. Neler mi yapıyoruz?
EVSEL ATIKLAR:Denize sahili olan ve olmayan yerleşim bölgelerinin doğrudan yada akarsuları kullanarak denize bıraktığı atık sular ağırlıklı olarak içeriğinde asit bazlı çözücüler bulunan temizlik malzemeleri (yormadan temizleyen, kireçleri anında çözen bulundurmakta ve bu maddeler doğaya müthiş zarar vermektedir.) Her yıl milyonlarca litre kirleticiyi attığımızı düşünürsek durumun vahameti daha da anlaşılacaktır. Vatandaş, evinin temiz ve huzur verici ortamında bunu düşünmez. Aşağıdaki yöntemlerin etkisiyle de sofrasına gelen balıkların pahalanmasından yada bulamamaktan, sahillerin ve denizin pisliği yüzünden denize girememekten şikayet eder. Dolaylı yoldan kirletici rolünün çoğu zaman farkında bile değildir. Ya da elinden bir şey gelmez zannıyla çaresizlikle tepkisiz kalır. Fakat her türlü temizliğini en gelişmiş temizleyicilerle yapmaya da devam eder.
SANAYİ TESİSLERİ ve ATIKLARI: Bu tesislerin üretimleri sırasında açığa çıkan atık sular için arıtma tesisi kurulması zorunluluğu olmasına rağmen maliyetlerin yüksek oluşu nedeni ile bu yapılmaz ve akla gelebilecek her türden ölümcül madde sorumsuzca akar sulara ve denizlere bırakılmaktadır. Sanki bu işleri yapanların bu doğaya ihtiyacı yokmuş gibi.
Örnek, her gün medyada dere, göl ve denizlerde ölü balıkların sahillere vurduğunu sağır sultan bile duydu. 1992-93 Kışında Marmara kıyılarında hummalı bir şekilde insanlar balık topladı. Önceleri herkes kendi bölgesinde lokal bir durum gibi algıladı ve toplanan her türden balığın, özellikle Karagöz ve Eşkine gibi pahalı balıkların keyfini sürdü. Yaptığımız dalışlarda manzaranın korkunçluğu hepimizi çok üzdü. Her yerde dip balık ölüleriyle doluydu. Karagözler, Eşkineler, lapinler, hanoslar, pisiler ve daha pek çokları yığınlar halinde dipte yatıyorlardı. Bunu takip eden birkaç yıl neredeyse deniz bomboştu. Neyse ki doğa hala güçlü, yaralarını sarıyor. Daha ne zamana kadar? Duyduk ki körfezdeki bir fabrika arıtamadığı atık su fazlasını adaların arkasından tankerle denize boşaltmış. Dedikodu dendi; ama bu balık ölümlerinin nedeni de açıklanamadı. Karadeniz’e atılan kimyasal madde dolu fıçılar ki bunların sahipleri gelişmiş ülkeler. Yarattıkları sorunlar göz ardı edilip incelenmiyor bile.
Deniz mahsulleri yanlış yöntemlerle avlandıkları için zarar görüyorlar. Ne var ki kirlilik yaşam alanlarını telafi edilmez biçimde yok ediyor. Denizlerin en büyük düşman; KİRLİLİKTİR