kocabalık
28-01-2009, 23:58
Sevgili arkadaşlarım her zaman kaçan balık büyük olur derler. inanın ben bunun doğruluğuna cani gönülden inananlardanım. hakikaten ancak büyük balık kaçar zaten kaçtığı için büyümüştür diye düşünüyorum.küçük balık nasıl kaçsın ki ne koparabilir ne bişey neyse belkide 15 yıla yakın bir zaman geçti anlatacağım olayı üzerinden fakat şu an bile yaşadıklarım eksiksiz bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor aynen şu an olduğu yarı yıl tatilinin soğuk bir günü grand kocabalık (babam) ve ben gece saat 4 gibi canlı teke toplamak üzere ibrice limanındayız bir saatlik uğraşıdan sonra yeterince yem yani canlı teke toplayarak sabaha karşı mağara dediğimiz bölgede oltalarımızı attık fakat saatler geçtiği halde hayal ettigimiz kayda dağer balıkları alamadık. balık kifayetli vurmadığı içinde genelde küçük tekeleri takıyoruz.avlanmayı bırakmaya karar verdiğimizde kovada yem olarak jumbo diye tabir ettigimiz tekeler kalmıştı. söylenerek arabanın yanına (1 km.kadar)döndüğümüzde öğleni geçmişti. yemek yemeye karar verdik fakat busefer arabayla ulaşabileceğimiz ve kıı derinliği 35 metre olan fakat inanılmaz ilişken olan yere gitmeyi teklif ettiğimde babam ben oraya olta bile atmam dedi .neyse taın dibine inmez yukarıdan atar hemde yemeğimizi yeriz diyerek babamı ikna ettim.o sofrayı hazırlarken 040 misina ve takım donanımlı bando kamışımı çoktan açmış ve canlı jumbo tekelerle yemliyodum.ilk atışım ve kurşunun dibe çökmesi için boşluk veriyorum. neyse dibe çöktü ben fazla misinayı sarmaya başlarken misinada bir gerilme olmasıyla beraber ne olduğunu anlayamadım. fakat kamış elimden gidiyordu. debriyajı açmam gerekirken teli açıverdim.anında bi 40-50 metre misina gidiverdi ve durdu.sarıp yokladığımda ne ileri ne geri yani ya taşa girmiş yada ilişkene takılmıştı daha önceleride böyle balıklar takımlarımızı çok koparmıştır. o yüzden babam hiç uğraşma mümkünü yok getiremezsin dedi fakat çok zorlayıpta kopartmadım ama arada bir boş bırakıp arada bir çekiyordum. epey bir zaman sonra tekrar fişekleyerek asılmaya başlayınca busefer debriyajı kullanarak bir miktar misina daha saldıktan sonra balığı döndürmeyi başardım.o inanılmaz heyecan başladı. kaç dakikada sardığımı hatırlamıyorum fakat bu arada taşın dibine kadar kadar indik.balık artık orta sularda ayna yapmaya başlayınca elimiz ayağımıza dolanmaya başladı. balığı tam olarak gördüğümüzde bu heyecan artı k kalp krizi boyutuna gelmişti çünkü bu 7-8 kilogramdan aşağı olmamak kaydıyla bir sınagritti . daha önce çok koparan olmasına rağmen ilk kez böyle bir balığa bu kadar yaklaşıyorduk.balık su yüzüne çıktığında neredeyse direnmeyi kesmişti kamışı babama vererek misinayı elime aldım ve hafif esen gündoğu tarafından balığı taşa yaslayarak taşın üzerine yatarak elimi kulağına geçirmeye çalıştım ama bir iki deneme başarısız olunca sol elimle misinayı biraz daha kaldırdı balık iğneyle beraber kösteği de yutmuş ana beden bile midedeydi ben misinayı biraz daha kaldırınca zaten dişlerden zedelenmiş olan misina çat elimde kalıverdi oyorgun balık tek saniye suyun üzerinde oyalansa tereddütsüz üzerine atlayacağım.ama ne gezer kurşun gibi gözümün önünden yitip gitti düşünebiliyormusunuz araba yanımızda kepçe arabada ve biz iki kişiyiz kepçeyi almak o heyecanla aklımıza gelmiyor ve bu güne kadar elimi sürecek kadar kıyıdan yaklaştığım balığı kaçırıyorum ve en az yarım saat hüngür hüngür ağladım babam bugün bile beni teselli etmek için yaptıklarını anlatır durur. işte böyle arkadaşlar ancak büyük balık kaçar. herkese selamlar. RASTGELE