discus
07-02-2010, 12:53
Evet havaların balığa gitmemize müsade etmemesinden dolayı:( bende sizlere anılarımdan birini anlatmaya karar verdim.
Yanlış hatırlamıyorsam eğer 2000 senesindeydi bu hatıram.O zamanlar güzelbahçe sahilinde sıklıkla gider kendi kendime av yapardım.Kızkardeşiminde orada oturuyor olması işimi dahada kolaylaştırıdı.Öğlen oldumu sahile iner akşam yemek saatine kadar orada avlanırdım.Yemekte kardeşime gider sonra gene kıyıya.Gece geç saatlere kadar avlanırdım.
İlk önceleri ısparoz ve karagözlerle öğrendim sonra mırmırlar gelmeye başladı oltama sonra tecrübe kazandıkça başladım iri iri balıklar çekmeye.Mırmır, Çupra,Barbun,Karagöz,Sargoz,Zargana...Ama hiç bana levrek denk gelmemişti.Ancak yanımda avlanan diğer abilerime gittiğimde onların gece 3-5 parça kiloluk levrek yakaladığını öğreniyordum ve bu beni çıldırtıyordu.Napıp edip bende yakamalıydım ama nasıl.Bir gece levrek avlayanları takip ettim.Basit bir düzenekleri vardı.topacın altına 1,5 metre kadar bir misina onun ucuna irisinden bir iğne ve canlı küçük bir ısparoz.Böylece takımı suya bırakıp sabırla bekliyorlardı.Kafaya koydum birkere sabah kalktım gerekli malzemeleri aldım ve aynı takımdan bir adette ben yaptım.günün her saati kıyıdan ısparoz yakalayabildiğim için canlı yem işini geceye bıraktım.akşam üstüne doğru topraktan birkaç tane toprak solucanı bularak düştüm kıyıya.Tamamıyla Levrek yakalamaya odaklandığım için yanıma ısparoz yakalamak için 1-5 metrelik kısacık bir kamış ve onun üstüne bağlı yarı çalışır durumda bir makina vardı.misina kalınlığı ise 0,25 küçük bir kıstırma kurşun ve küçücük bir sinek iğne.Evden çıkarken herkeze hırsımı belli etmiş olucamki benle epey bir eğlendiler.Sen levrek yakalayamazsın O takımla dikkat etde balina gelmesin artık aklınıza ne gelirse.:'(:'(:D
Hemen solucanı taktığım gibi Isparoz yakalamak için takımı attım suya.Giden mesafe 7-8 metre ancak var.Gel gelelim 5 dakka geçti tek bir vuruş dahi yok.Bu arada levrekçilerde yerini almaya başladı.10 dakka 15 dakka herkezin oltası suda ama bende takacak ısparoz olmadığı için beklemedeyim.Yarım saati geçmiştiki ben artık ümidimi yitirmiştim.Olta elimde varla yok arası birşey.Birden misinanın gerilip geri salındığını farkettim ve hemen pozisyona geçtim.Aman yarabbii:confused::confused::confused:Oda ne oltayı sanki biri elimden almak istercesine çekiyor.Napacağımı neye uğradığımı şaşırdım.Misana zayıf oltaya tasma atamıyorum iğne incecik yavaş yavaş sarmak istiyorum ama makina sarmıyor.Bilya dağılmış durumda.Kafam karıştı ısparozu yakalamaya öyle odaklanmışımki kendi kendime bu nasıl ısparoz ya eşek değil deve cinsi olsa gerek diye konuşuyorum:deli::deli:Zarla zorla misinayı elime aldım ve elimle çekmeye başladım ki o an durumu anladım.Oltanın ucundaki harekete hiç tanıdık değildim bu daha önce yakaladığım şeylerden biri değildi.Yavaş yavaş çekmeye çalışıyorum bir yandanda sahile nasıl çıkaracam diye uygun yer arıyorum gözümle.Evet diyeceksinizki 8 metre misina iki hamlede kıyıya gelir ama inanırmısınız o balığı almak için kıyıya tam 10 dakika uğraştım.:D:DVeeee sonunda balık kıyıda yaklaşık olarak kiloluk bir Levrek benim acıklı durumuma acımış olacakki beni fazla uğraştırmadan ellerime geliverdi.Delirmiş gibiydim aklım hayalim bu işin nasıl olduğunu anlamış değildi ben Levrek için yem toplamaya çalışırken o beni üzmek istememiş oltaya zıplayıvermişti.Balığı oltadan dahi çıkarmadan doğru eve koştum eee bizimkiler benle dalgasını geçmişti şimdi onlara kim olduğumu gösterme zamanı gelmişti.Eve geldim yaklaşık 800 metre uzaktaydı ev ama balıkta can kalmamış durumda.İçeri girdim önce herkez şaşkınlıkla bana baktı ama aradan 10 saniye geçmediki yine o aynı gülüşler ne o halemi gittin dandik balıkçı:hıııı::hıııı::hıııı:Evin içinde bağırıp duruyorum oynasana be balık hareket etsene ne beni rezil ediyosun:D:D:D:D:'( herkez gülme krizine girmiş durumda ama ben ağlamak üzereyim.Ama takdiri ilahi olan oldu balık son canını vermek için hamlesini yaptı ve bir iki kıpraşmadan sonra mefta.Sabaha kadar dilimden kimse kurtulamadı:D:D:D:D:D
Yanlış hatırlamıyorsam eğer 2000 senesindeydi bu hatıram.O zamanlar güzelbahçe sahilinde sıklıkla gider kendi kendime av yapardım.Kızkardeşiminde orada oturuyor olması işimi dahada kolaylaştırıdı.Öğlen oldumu sahile iner akşam yemek saatine kadar orada avlanırdım.Yemekte kardeşime gider sonra gene kıyıya.Gece geç saatlere kadar avlanırdım.
İlk önceleri ısparoz ve karagözlerle öğrendim sonra mırmırlar gelmeye başladı oltama sonra tecrübe kazandıkça başladım iri iri balıklar çekmeye.Mırmır, Çupra,Barbun,Karagöz,Sargoz,Zargana...Ama hiç bana levrek denk gelmemişti.Ancak yanımda avlanan diğer abilerime gittiğimde onların gece 3-5 parça kiloluk levrek yakaladığını öğreniyordum ve bu beni çıldırtıyordu.Napıp edip bende yakamalıydım ama nasıl.Bir gece levrek avlayanları takip ettim.Basit bir düzenekleri vardı.topacın altına 1,5 metre kadar bir misina onun ucuna irisinden bir iğne ve canlı küçük bir ısparoz.Böylece takımı suya bırakıp sabırla bekliyorlardı.Kafaya koydum birkere sabah kalktım gerekli malzemeleri aldım ve aynı takımdan bir adette ben yaptım.günün her saati kıyıdan ısparoz yakalayabildiğim için canlı yem işini geceye bıraktım.akşam üstüne doğru topraktan birkaç tane toprak solucanı bularak düştüm kıyıya.Tamamıyla Levrek yakalamaya odaklandığım için yanıma ısparoz yakalamak için 1-5 metrelik kısacık bir kamış ve onun üstüne bağlı yarı çalışır durumda bir makina vardı.misina kalınlığı ise 0,25 küçük bir kıstırma kurşun ve küçücük bir sinek iğne.Evden çıkarken herkeze hırsımı belli etmiş olucamki benle epey bir eğlendiler.Sen levrek yakalayamazsın O takımla dikkat etde balina gelmesin artık aklınıza ne gelirse.:'(:'(:D
Hemen solucanı taktığım gibi Isparoz yakalamak için takımı attım suya.Giden mesafe 7-8 metre ancak var.Gel gelelim 5 dakka geçti tek bir vuruş dahi yok.Bu arada levrekçilerde yerini almaya başladı.10 dakka 15 dakka herkezin oltası suda ama bende takacak ısparoz olmadığı için beklemedeyim.Yarım saati geçmiştiki ben artık ümidimi yitirmiştim.Olta elimde varla yok arası birşey.Birden misinanın gerilip geri salındığını farkettim ve hemen pozisyona geçtim.Aman yarabbii:confused::confused::confused:Oda ne oltayı sanki biri elimden almak istercesine çekiyor.Napacağımı neye uğradığımı şaşırdım.Misana zayıf oltaya tasma atamıyorum iğne incecik yavaş yavaş sarmak istiyorum ama makina sarmıyor.Bilya dağılmış durumda.Kafam karıştı ısparozu yakalamaya öyle odaklanmışımki kendi kendime bu nasıl ısparoz ya eşek değil deve cinsi olsa gerek diye konuşuyorum:deli::deli:Zarla zorla misinayı elime aldım ve elimle çekmeye başladım ki o an durumu anladım.Oltanın ucundaki harekete hiç tanıdık değildim bu daha önce yakaladığım şeylerden biri değildi.Yavaş yavaş çekmeye çalışıyorum bir yandanda sahile nasıl çıkaracam diye uygun yer arıyorum gözümle.Evet diyeceksinizki 8 metre misina iki hamlede kıyıya gelir ama inanırmısınız o balığı almak için kıyıya tam 10 dakika uğraştım.:D:DVeeee sonunda balık kıyıda yaklaşık olarak kiloluk bir Levrek benim acıklı durumuma acımış olacakki beni fazla uğraştırmadan ellerime geliverdi.Delirmiş gibiydim aklım hayalim bu işin nasıl olduğunu anlamış değildi ben Levrek için yem toplamaya çalışırken o beni üzmek istememiş oltaya zıplayıvermişti.Balığı oltadan dahi çıkarmadan doğru eve koştum eee bizimkiler benle dalgasını geçmişti şimdi onlara kim olduğumu gösterme zamanı gelmişti.Eve geldim yaklaşık 800 metre uzaktaydı ev ama balıkta can kalmamış durumda.İçeri girdim önce herkez şaşkınlıkla bana baktı ama aradan 10 saniye geçmediki yine o aynı gülüşler ne o halemi gittin dandik balıkçı:hıııı::hıııı::hıııı:Evin içinde bağırıp duruyorum oynasana be balık hareket etsene ne beni rezil ediyosun:D:D:D:D:'( herkez gülme krizine girmiş durumda ama ben ağlamak üzereyim.Ama takdiri ilahi olan oldu balık son canını vermek için hamlesini yaptı ve bir iki kıpraşmadan sonra mefta.Sabaha kadar dilimden kimse kurtulamadı:D:D:D:D:D