PDA

Tüm Versiyonu Göster : ÇİPURA (Sparus auratus)


Taygun KOCABIYIK
20-01-2006, 19:02
[Only Registered Users Can See Links]
Resim-ÇİPURA (Sparus auratus)

F- Sparidae
L- Sparus auratus
İ- Sea bream
M- Çipura, Alyanak, Mendik küçüklerine Lidaki denir.




--------------------------------------------------------------------------------



Hermafrodit olup, yaşına kadar erkek, 3-4 yaş arası geçiş, 4 yaş ve yukarısı dişidir. Vücut oval, yanlardan yassılaşmış, baş küt, dudaklar kalın, sırt gri, koyu gümüşi renktedir. Solungaç kapağında siyah ve kırmızımtırak bir leke vardır. İki gözün arasında V şeklinde altın renkli bant bulunur. Solungaç kapakçıklarının kenarı pas renklidir.

aserkansatı
27-03-2006, 04:41
Sparidae familyasından, daha çok Akdeniz ve Ege balığı olarak bilinen çipuraya Marmara'da alyanak denir. Genel olarak 15-30 cm. ye kadar büyüyen çipuranın ağırlığı da büyüklüğüne göre değişir. Ağırlığı 400-600 gr. arasında değişmekle birlikte, özellikle Marmara'da beş-altı kiloya kadar çıkanları görülmektedir.
Gümüş renginin hakim olduğu, çeşitli renklerden oluşan hareli bir görünümü vardır. Vücudu elips şeklinde olup yan taraftan basıktır. Büyük bir başı vardır. Sırtı sert ve kalın pullarla örtülüdür. Karnı beyaz ya da grimsidir. Genel olarak parlak ve sarımsı bir görünümü vardır. Sert, atılgan ve kuvvetli bir balıktır.
Çipura, taşlık, ilişken yerlerde, kışın derin sularda yazın ise sığlarda yaşar. Çeneleri ve dişleri çok kuvvetli olduğu için midye, istiridye, çağanoz, pavurya yavrusu, karides gibi deniz kabuklularını kolayca yiyebilir. Bunun dışında, hemen her türlü küçük balığı da yer.
İlkbaharda ürerler.
AVCILIĞI
Ağ takımları ile özel olarak avcılığı yapılmaz. Rastgele fanyalı ağlara takılabilir. Manyatlara ve gırgırlara da gene rasgele gelir.
Zokalı olta takımı ile yapılan avcılığı en verimli olanıdır. Zokaya yem olarak karides, deniz kurdu ve her türlü akyem takılabilir. Yaprak haline getirilmiş akyemleri kullanırken, zokanın iğneleri arasında döndürerek her iğneye geçmesi temin edilmelidir. Aksi halde çipura yemi koparıp gider. Avlağa, daha çok akşam üzeri gidilir. Olta denize koyverilerek dibe inilir ve dipten bir metre kadar yukarı alınıp beklenir. Demir atmamak gerekir. Çünkü demirin ipi balığın ürkmesine neden olur. Kürekle durmak en iyisidir. Olta arasıra yoklanır, balığın dikkati çekilir. Balık vurduğunda olta hemen çekilmez. Çipura, lüfer, karagöz gibi balıklar yemi hemen ağzına almazlar, iğneden dışarı taşmış bölümlerini kopararak yemek isterler. Onun için hemen çalınmamak gerekir. İyice vuruntular başlayınca çalınarak çekilir. Kepçe ile içeri alınması uygun olur.
YEMEKLERİ
Son yıllarda, balık üretme çiftliklerinde başta çipura olmak üzere levrek de üretiliyor. Üretme balıklar hiçbir zaman doğal ortamda yaşayan balıkların aynı olamıyor. Etinin lezzeti gidiyor. Anatomisi bozuluyor. Bu nedenle alınacak çipuranın üretme olup olmadığına dikkat etmek gerekir. Bunu ayırt etmek kolaydır. Üretme çiftliklerine aynı havuza, aynı anda yumurtalar dökülüyor ve çıkan yavrular aynı koşullarda besleniyor. Satışa sunulduğu zaman da tamamının boyu aynı oluyor. Sanki tornadan çıkmış gibi. Ayrıca üretme balıkların normallere göre daha dolgunca olduğu, elips şeklindeki görünümün kaybolduğu da gözleniyor. Satın alınırken bunlara dikkat etmek gerekir.
Ege'nin lezzeti dillere destan olmuş çipurasının hemen her türlü yemeği yapılır.
IZGARASI: En ünlü yemeğidir. Ayıklanmış balığın karın kısmına hafifçe karabiber ve yağlanmış cildine de hoşlanıldığı kadar kırmızı biber sürülür (kırmızı biber balık kokusunu alır). Bu durumda bir müddet dinlendirildikten sonra, ızgara üzerine konulup, her iki tarafı ayrı ayrı pişirilir.
Arzu edildiğinde, balığın yanında garnitür isteyenler, ızgaraya koymadan, soğan piyazı içine yatırılarak bekletilmiş balığa sinen garnitürün lezzetini de alabilirler.
BUĞULAMASI: Lezzetli yemeklerinden birisidir. Kafası kesilmiş, bağırsakları temizlenmiş balıklardan fileto çıkarılır. Bir tepsinin dibi hafif yağlanır. Yuvarlak ve ince kesilmiş soğan ve domatesler sıra ile tepsinin dibine dizilir. Bunların üzerine filetolar üst üst gelmeyecek şekilde dizilir. Balıkların üzerine karabiber ve kırmızı biber serpiştirilir. Yuvarlak kesilmiş limon ve domates dilimleri ile balıklar örtülür. Bunların üzeri de dal dal maydonazlarla kapatılır. Tepsinin yanından bir bardak su konur ve fırına verilir. Yarım saat içinde balıklar pişer. Fırından almadan biraz önce tuzu atılır.
Çipuranın tavası, haşlaması pilakisi de yapılır. Ne var ki eti lezzetli balıkları bu tür yemekler ile ziyan etmemek gerekir. Çünkü bu yemekler, yağı ile, sebzesi ile ya da diğer garnitürleri ile balığa daha fazla tat vermek için yapılır. Oysa çipuranın kendi tadı zaten yeterlidir.

[Only Registered Users Can See Links] dan alıntıdır...

gacar
19-06-2006, 21:45
Arkadaşlar ben sizlere göre çok çok amatör sayılacak biriyim ama birkeresinde izmir körfezinde kıyıdan birkaç lidaki avlamıştım. Onları afiyetle yemek isterken kafalarında irice kurt olduğunu gördüm ve tiksinip yemedim attım. Birkaç arkadaşa sordum onlar bu normal dediler ama ben yine de tam olarak tatmin olmadım. Siz biliyor musunuz? Gerçekten lidakilerin kafasında kurt olur mu? Bu durumda lidaki yenebilir mi?

Taygun KOCABIYIK
19-06-2006, 21:57
Ben daha önce öyle kurtla karşılaşmadım. Kurttan kastınız kene ise evet normal her balığa yapışabiliyor doğaldır. Fakat başka türlü bir canlıysa bilmiyorum.

gacar
19-06-2006, 22:09
Hayır İmBat, baya bildiğin kurt hatta tırtıl gibi tam ağzının içinde duruyor. Ama hepsinde vardı ve baya büyüklerdi. sanırım onları denizde yakalamamışlardı çünkü balıkların ağzında hiç parçalanmamış halde duruyorlardı.
Sanırım bir tür asalak bu kurtlar, zamanla lidakinin ağzına girip orada büyüyor olabilirler. Eğer bir gün avlarsan lidakinin ağzına bakmayı unutma.

gacar
19-06-2006, 22:10
Ya imbatçım hep unutuyorum alta ad, soyad.. Yazmayı kusurabakma zamanla alışıcaz

Güven Acar
15.02.1970
İZMİR

Taygun KOCABIYIK
19-06-2006, 22:12
büyük ihtimal asalaktır benim yakaladıklarımda yoktu belkide dikkatimi çekmedi bundan sonrakilere daha dikkatli bakarım.

Anıl ÜNALAN
20-06-2006, 07:48
Ben biliyorum o kurtları Beyaz altta birden fazla ayağı var balığının sağına soluna yapışıyo kimi balığında ağzına giriyolar ben bu asalağı lidakide ve çuprada hiç görmedim ama GOPEZ lerde 3 er 5er oluyodu.

Taygun KOCABIYIK
20-06-2006, 08:03
Ben biliyorum o kurtları Beyaz altta birden fazla ayağı var balığının sağına soluna yapışıyo kimi balığında ağzına giriyolar ben bu asalağı lidakide ve çuprada hiç görmedim ama GOPEZ lerde 3 er 5er oluyodu.
Anılcım o senin tarif ettiğin kene oluyor. Dediğin gibi gopezlerin her tarafında çıkıyor. Isparozlardada nadiren görüyoruz fakat bahsedilen canlı bu değil.

turna
20-06-2006, 19:19
Taygun 10tane ispsri tut 8 tanesinde kurt vardır balığın ağzında oluyor sert yere vurunca hemen düşer bunları atmayın yeniden yem olarak kullanın

hatta kurban koyunlarındada burunda olur kafayı yere vur düşer sakıncalı tarafı yoktur.


F.Mehmet Koray 1948 Ank.

byMyMoon
27-06-2006, 14:55
Sanırım yukarıda baksedilen parazitin resmi bu olsa gerek.
tesadüfen de olsa buldum. Daha fazla bilgi edinirsem onuda
gönderirim. Selamlar..

byMyMoon
27-06-2006, 14:56
Resim boyutu için kusura bakmayın.. bi daha ki sefere küçülterek gönderirim

Taygun KOCABIYIK
27-06-2006, 15:09
Erdem abi önemli değil resim gayet net sayfanın düzeni biraz bozulmuş olsada sorun değil...
Konuya dönersek
Benim kene dediğim parazit budur ve yemekte hiç bir sakınca yok...

byMyMoon
30-06-2006, 12:31
Peki bu canlılar bildiğimiz kene gibi taşıyıcı canlının kanıyla mı beslenirler? Yoksa zararsız fakat ganimetten pay alan bi canlımıdır?

katiti
30-06-2006, 13:13
Bildiğim kadarıyla bunlar da kan ile besleniyor. Çünkü yakaladığım balıklarda bunları yapıştığı yerden ancak çekerek çıkarıyorsunuz ve orası yara halinde oluyor.

obivan
05-07-2006, 10:09
El Cvp: Bunlar Balik Kenesİ Olup Bi Zarari Yoktur Rahat Olunuz ArkadaŞlar. Ah Sİz 3 Kg Gecen Bi Cipuranin Sirtinin Halİnİ GÖrsenİz Şİmdİ Ben ÜstÜ Tragana Tututor Desem Oha Dersİnİz Demİ Ama Tutuyor İŞte.....

ykmk
09-07-2006, 09:03
Abi bu keneden Enezde oldukça çok var.Hele hele kıyıya diğer balıklardan önce yanaşan mırmırların halini bir görseniz.HAyvanlar halsizlikten oltaya bile vurmuyor.Keneler çok illet hayvanlar.Foçada tuttuğum iri bir balığın üstünde görmüştüm ilk olarak.Benimde elime yapıştı mahluk...

mufi
10-07-2006, 19:44
İstanbulda yaşadığım yıllarda bu meret çogunlukla izmaritte çıkardı..
haydarpaşa dış mendirekten tutuğumuz izmaritlerin %90 ında vardı..
zararsızdır..
söküp atın..

levrek
23-08-2006, 20:29
Selam arkadaşlar,aşağıdaki yazıda Çipura ile ilgili birçok bilgiye ulaşmanız mümkün,sevgilerimle



Türkiye’deki Çipura (Sparus aurata L., 1758) Larva Üretim Tesislerinin Anaç Yönetim Teknikleri
*Deniz Çoban, Şahin Saka, Kürşat Fırat
Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, 35440, İskele, Urla, İzmir, Türkiye
*E mail: denizcob@yahoo.co.uk

Özet: Araştırma kapsamında Türkiye deniz balıkları larva üretim tesislerinde uygulanan çipura (Sparus aurata L., 1758) balığının
anaç yönetimi, yumurta temin teknikleri, yumurta özellikleri ve bunların inkübasyon koşulları araştırılmıştır. Tesislerin
belirlenmesinde Tam Sayım Metodu kullanılarak, 2001 yılı içersinde 8 adet kuluçkahanenin çipura üretimi yaptığı tespit edilmiştir.
Anaç yönetiminde genellikle 2-6 yaş arasındaki bireylerin kullanıldığı, anaçların sadece üreme döneminde kaliteli pelet ve yaş yem
ile beslendikleri, yumurta alımında doğal yöntem, dekalaj ve hormonal müdahalenin uygulandığı, hormon türü olarak genellikle
LHRH hormonunun kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, anaçlardan kg başına ortalama 150.000-300.000 adet yumurta
alındığı, döllenme-açılım oranının %80-100 arasında olduğu, yumurta ölümlerinin döllenme-gasturulasyon safhaları arasında
yoğunlaştığı ve inkübasyon sıcaklığının 14-16°C arasında değiştiği saptanmıştır.

Giriş
Deniz balıkları larva üretim sektöründe levrekten sonra en
yoğun üretim çipura türü üzerindedir. Bugün ülkemizde 15
adet deniz balıkları larva üretim tesisi mevcuttur. Bu tesislerin
planlanması, kurulması ve işletimi ileri teknoloji ve know-how
gerektirmektedir. Bunun için üretim sistemlerinin teknolojik
açıdan sürekli yenilenmesi zorunludur. Ülkelerin kültür
sistemlerini, gelişme potansiyellerini, akuakültür girdilerinin
ulusal ekonomideki yerlerini, gelecekteki gelişim stratejilerini
ve planlama yönetimlerini ortaya koymaları sektör gelişimi
açısından önemlidir (Chua ve Tech, 1990; Javid, 1990;
Chelong, 1990; Bromage ve Roberts, 1995). Yüksek kalitedeki
bir larva üretimi ancak iyi bir anaç yönetimi ve buna bağlı
yumurta temini ile desteklenebilir.
Araştırmada, Türkiye deniz balıkları kuluçkahanelerinde
uygulanan çipura balığı anaç yönetimi ve yumurta temin
teknikleri incelenmiştir.
Materyal ve Yöntem
2001 yılı içerisinde çipura üretimi yapacak olan tesisler tespit
edilmiştir. Tesislerin uyguladıkları anaç yönetimi, yumurtlatma
teknikleri ve yumurta kalite özelliklerini kapsayan anket formu
hazırlanmıştır. Anket formları tesis üretim müdürleri veya
mühendisleri tarafından doldurulmuştur. 2001 yılı içerisinde
13’ü aktif olmak üzere 15 adet deniz balıkları
kuluçkahanesinden 8 işletmenin çipura üretimi yaptığı tespit
edilmiştir. Bu işletmelerin tümü ankete katılım sağlamıştır.
Tesislerin belirlenmesinde ve anket formlarının
değerlendirilmesinde Tam Sayım Metodu kullanılmıştır.
Bulgular
Ankete katılan kuluçkahanelerin 4 tanesinin İzmir, 3 tanesinin
Muğla, bir tanesinin de Adana ili sınırları içerisinde olduğu
tespit edilmiştir.
Anaç Yönetimi
Tesislerdeki çipura anaç tanklarının 5-15 m3 hacminde olduğu
ve tankların saatlik su değişim oranının %15-25 arasında
değişim gösterdiği saptanmıştır. Tüm işletmeler akışkanlı su
tekniğini uygulamaktadır. İşletmeler 2-6 yaşları arasındaki
bireyleri anaç olarak tercih etmektedirler (Şekil 1). Anaç balık
stoklama yoğunluğu 3-6 kg/m3 arasında değişim göstermekte
olup, dişi-erkek oranı 1:1, 1:2, 2:1, 3:2 kg şeklindedir (Şekil 2).
İşletmelerde anaç bireyler yumurtlama dönemi öncesi
pelet yemler ile, yumurtlamaya hazırlama periyodunda ise
besin değeri yüksek ticari pelet ve yaş yemler ile
beslenmektedir. Anaçların beslenmesi genelde canlı ağırlık
oranına göre yapılmakta olup, günde 1-4 kez besleme
yapılmaktadır (Şekil 3). Anaçlara haftada 6 veya 7 gün yem
verilmektedir. Sübye, kalamar, ahtapot ve balık gibi yemler
taze olarak kullanılmaktadır (Şekil 4). Tesislerde kullanılan
çipura anaçlarının yenilenme oranları 1-6 yıl arasında değişim
gösterdiği tespit edilmiştir.


Yumurta Özellikleri
Temin edilen çipura yumurtalarının çapları 0.8-1.1 mm
arasında değişmektedir. Yağ damlası sayıları ise 1-3 adet
arasındadır .

Doğal yolla elde edilen yumurtaların inkübasyonunda
ölüm oranlarının en fazla olduğu dönemler döllenme ile
gastrulasyon arasındaki periyotta tespit edilmiştir. Hormon
uygulaması yapan işletmelerde hormon kullanımı sonucunda
yumurta çapının küçüldüğü, döllenme ve açılım oranında
düşme olduğu, larva boyunun kısaldığı, malformasyon
oranının artığı ve açılım süresinin değişime uğradığı
saptanmıştır. Bunun yanı sıra hormon uygulaması sonucunda
blastomerlerin boyutlarında farklılık, yağ damlası sayısında
artış ve gasturulasyon sırasında ölümlerin olduğu tespit
edilmiştir. Dekalaj yöntemi ile alınan yumurtalarda ise çapın
küçüldüğü, yağ damlası sayısının arttığı, gasturulasyon
sırasında ölümlerin görüldüğü, döllenme-açılım oranının
düştüğü ve larva boyunda azalma olduğu saptanmıştır
Sonuç
Türkiye deniz balıkları kuluçkahanelerinde uygulanan çipura
anaç yönetimi ve buna bağlı yumurta temin teknikleri, yumurta
özellikleri ve inkübasyon koşulları 2001 yılı üretim döneminde
incelenmiştir. Çipura balıklarında prodantrik hermanfrodizm
görülmektedir. Akuakültür ortamında yaşamlarının ilk yılı
boyunca tüm balıklar erkek olarak görev görür. Hermafrodit
özellik gösteren çipuralar 8. aylarında ovaryum oluşumlarıyla
birlikte dişi özellik gösterirler. 12. ayda üremenin ilk
sezonunda tüm bireyler erkek karakterdedir. Gonadın
ventralinde olgun testiküller belirir. Gonadın dişi kısmında ise
hiç bir gelişme gözlenmez. 23-24. aylardaki balıkların ikinci
üreme periyodunda ise bireylerde erkeklikten dişiliğe geçiş
söz konusudur. Bu dönemde gonadlarda belirgin bir
olgunlaşma gözlenmektedir. Bu cinsiyet değişimi ani
olmamakla birlikte özellikle 3. yaştaki bireyler intersex
özelliğindedir. Ancak bu cinsiyet değişimi populasyonun
tamamında değil sadece yaklaşık olarak %80’inde
gözlenmektedir ki kalan %20’lik oran populasyonun ve
devamının sağlanabilmesi için genetiksel bir emniyet marjı
olarak nitelendirilebilir. Bütün bu değişimlere genetik ve
çevresel faktörler ile beslenme özellikleri etki yapmaktadır.
Geniş planda yumurta üretim programı için önerilen 2-6
yaş arası dişilerin kullanılmasıdır (Fernandez-Palacios, 1990;
Bromage ve Roberts, 1995). İşletmelerin 2-6 yaş arasındaki
çipura anaçlarını tercih etmeleri, üretime alınması gereken anaç
yaşı ile paralellik göstermiştir. Tesislerin anaç bölümlerinde
kullanılan havuz hacimleri Akdeniz ülkelerinin akuakültür
sistemlerinde kullanılanlarla benzerlik göstermektedir yoğunluğu
(Licas, 1988; Melotti ve diğ., 1991). Bununla birlikte anaç stok
yoğunlukları Akdeniz kuluçkahanelerinde 10-15 kg/m3 olacak
şekilde ayarlanmıştır. Yoğun stok yoğunluğu kısmı yumurtlama
özelliği gösteren çipuralardan bir kerede fazla yumurta alımı
açısından önemlidir. Ülkemizde m3'e anaç stoklama oranı daha
düşüktür.
İşletmelerin kullandıkları dişi-erkek anaç eşleştirmeleri
tesislere göre farklılık göstermiştir. Dişi-erkek oranı genel
olarak 1:1 veya 2:1 olarak kullanılmaktadır (Fernandez-
Palacios ve diğ., 1990; Almansa ve diğ., 1999). Bu oran yıl
içinde değişim gösterir populasyona yeni katılan bireyler yaşlı
bireylerin ayrılmasına neden olur ki bu da oranı değiştirir.
Anaç bireyler yumurtlama döneminden önce yüksek kalitede
taze yemler olan kalamar, sübye ve karides etine dayalı pelet
yemlerle günde 1-3 kez vücut ağırlığının (kg) %1-1.5’i
oranında beslenmelidir. Verilen yemler %50-55 protein ve
%10-15 deniz orijinli canlıların yağlarından oluşan içeriğe
sahip olmalıdır. Yağlar en az %5 n-3 HUFA içermeli ve temel
olarak 22:6n-3 (DHA) tipinde olmalıdır. Bu durum yumurta
kalitesini doğrudan etkiler (Watanabe ve diğ., 1991; Harel ve
diğ., 1994; Watanabe ve Kiron, 1994; Fernandez-Palacios ve
diğ., 1995). Çipura üretimi yapan tesisler anaç bireylerini
yumurtlama öncesi yüksek kalitede yemler ile
beslemektedirler ki bu durum kaliteli bir larva üretiminde
şarttır. Yumurtlamaya hazırlama döneminde besleyici değeri
yüksek yemlerin yanı sıra taze ve dondurulmuş sübye,
kalamar ve bunun gibi türler kullanılmalıdır. Bu besleme rejimi
anaçların bıraktıkları yumurtaların kalite ve kantitesini direkt
olarak etkiler (Barton, 1981; Craik ve Harvey, 1984; Eskelinen,
1989; Watanabe ve diğ., 1991; Watanabe ve Kiron, 1994).
Anaç bireyler en azından yumurtlamanın başlamasından 45-
60 gün önce yüksek kalitedeki yemler ile desteklenmelidir
(Corraze ve diğ., 1993). Bu durum daha kaliteli larva üretimini
destekler. Tesislerde uygulanan günlük öğün miktarları ise
diğer çalışmalara paraleldir.
Aynı anaçların iki ya da üç yıl üst üste üretime alınması
yumurta kalite ve kantitesini azaltır, aynı zamanda yumurta
çapını düşürür (Girin ve Devauchelle, 1978). İşletmelerin anaç
olarak kullandıkları bireyleri 2-6 yıl arasında değiştirmeleri
Akdeniz’deki çipura üretim tesislerindeki uygulamalar ile
paralellik göstermemektedir. Kullanılan farklı üretim
tekniklerinde anaç bireylerden farklı miktarda yumurta
alınması olağandır. Dekalaj uygulamalarında, hormonal
müdahale ya da doğal yöntemle yumurta alımında anaçların
göstereceği performanslar farklıdır. Tesislerin 1 kg dişi anaç
başına yumurta verimleri incelendiğinde elde edilen
miktarların büyük oranda diğer araştırmacılar ile benzerlik
gösterdiği saptanmıştır. Farklılık tespit edilen çalışmalarda ise
kullanılan hormon miktarı, balık büyüklüğü, fotoperiyot
uygulamalarındaki farklılıklar, besleme teknikleri ve ayrıca
anaçların temin edildiği bölgesel farklılıklar karşımıza
çıkmaktadır ki bu durum yumurta miktarını direkt olarak etkiler.
Çalışmada dekalaj uygulaması yapan işletmelerde hormonlu
ve hormonsuz yumurta alımında anaçların verdiği yumurta
miktarlarının benzer çıkması kullanılan LHRH hormonunun
bağışıklık sistemini etkilememesinden kaynaklanabilir. Bu
görüş Alvarino ve diğ. (1992a, 1992b) tarafından da
desteklenmektedir. Kültür balıklarında, yumurtlama ve
olgunlaştırma için fotoperiyot tekniklerinin kullanılması
yumurta miktarı, yumurta kalitesi ve yaşama yüzdesinde
azalmalara sebep olmaktadır (Tandler ve Helps, 1985; Silva-
Garcia, 1996). Ankete katılan işletmelerin dekalaj yoluyla
hormonal müdahalede bulunarak alınan yumurta miktarlarında
doğal yönteme göre her hangi bir farklılık gözlemlemediklerini
bildirmeleri de yurt dışında yapılan çalışmalarla paralellik
göstermemektedir (Mellotti ve diğ., 1991).
Anaçların gonad gelişimlerini hızlandırmak veya
yumurtaların atılımını sağlamak amacıyla hCG ve LHRH
hormonları kullanılmaktadır (Prat ve diğ., 1990; Alvarino ve
diğ., 1992a; Barbaro ve diğ., 1997). hCG hormonu ile yapılan
çalışmaların anaç bireyleri olumsuz etkilemeleri üzerine
LHRH-LHRHa hormonu ve bunların analoğu olan GnRHGnRHa
hormonları ile yapılan çalışmalar hızlandırmış olup bu
problemler büyük ölçüde giderilmiştir (Devauchelle ve Coves,
1988; Carrillo ve diğ., 1989; Carrillo ve diğ., 1991). LHRHLHRa
ve analoglarının çeşitli türlerin plazmalarındaki
gonadotropin (GtH) düzeyini yükselttiği ve hCG hormonuna
göre daha avantajlı (özellikle bağışıklık sistemi üzerine)
olduğu saptanmıştır (Alvarino ve diğ. 1992a, 1992b). Çipura
balıklarında yapılan çalışmalarda hCG 500-1800 IU, LHRH 1-
20 µgr.kg-1 olacak şekilde kullanılmasının yumurta kalitesi ve
kantititesi üzerinde olumlu etkisi olduğu saptanmıştır (Barnabé
ve Barnabé-Quet 1985, Bromage ve Roberts 1995).
Ülkemizdeki kuluçkahanelerinde LHRH hormonunu
kullanması, bu hormona yönelimi desteklemektedir. Hormon
kullanmadan dekalaj uygulaması yapılan anaçların yumurta
miktarları ile, dekale edilen anaç balıkların hormon kullanımı
sonucu verdikleri yumurta miktarları arasında değişiklik tespit
edilmemiştir.
Hormon uygulaması yapan işletmelerde yumurta çapının
küçülmesi ile birlikte yumurtaların açılım oranında, larva
boyunda ve larvaların yaşama oranında düşme görülmektedir.
Ankete katılım gösteren kuluçkahanelerde hormon kullanımı
sonucunda yumurta çapında küçülme, döllenme-açılım
oranında düşme ve larva boyunda azalma olduğu
anlaşılmıştır. Hormon kullanımı sonucunda blastomer ve yağ
damlası sayısında artış, gastrulasyon safhasında ise ölüm
meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar hormonal
müdahalenin yan etkilerinin görülmesi açısından önemlidir.
İyi bir anaç yönetimi, kalite ve kantite bakımından yüksek
değerde yumurta teminine olanak verir. Kaliteli yumurta
yüzebilirlik, şeffaflık, yağ damlası sayısı, döllenme oranı,
açılım yüzdesi ve deforme olmamış larva çıkışı ile desteklenir.
Bunun yanı sıra yumurta çapının büyük olması da çıkan
larvanın boyca uzamasında önem taşır. (Rana, 1987;
Rafaelle, 1988; Devauchelle ve Coves, 1988). Anket
sonuçlarından elde edilen veriler tesislerin yumurta
bakımından olağan dışı bir sorunla karşılaşmadıklarını
göstermektedir.
Embriyolojik gelişim bozuklukları inkübasyonun ilk
yarısında meydana gelmektedir (Devauchelle ve Coves,
1988). İşletmelerin büyük bölümünde meydana gelen yumurta
ölümleri döllenme-gastrulasyon safhasında bulunmuş ve bu
konuda yapılan çalışmalarla benzerlik göstermiştir.
İnkübasyon sırasında ışık uygulaması gelişimi artırırken
yaşama oranını azaltır (Johnson ve Kataviç, 1984). Uzun
inkübasyon periyotları özellikle yoğun stok durumlarında
bakteriyel kontaminasyona neden olduklarından uygun
değildir (Devauchelle ve Coves, 1988). Çipura yumurtaları için
50 yum./lt’den 5000 yum./lt stok yoğunluğuna kadar farklı
uygulamalar yapılmıştır (Freddi, 1985; Tandler ve diğ., 1995;
Ronnestad ve diğ., 1998). Yumurtaların açılım oranının
yüksek olması yapılan stok yoğunluklarının olumsuz etkisi
olmadığını düşündürmektedir.
Sıcaklık optimum düzeyden yükseldikçe yaşama yüzdesi
azalır, anamoli yüzdesi artar (Marino ve diğ., 1991). 16-18°C
arasında değişen sıcaklıklarda ve ‰35-38 tuzluluktaki
ortamlar tatmin edici iyi sonuçlar vermekte, açılım yüzdesi
daima %80-90 dolayında olmaktadır (Devauchelle ve Coves,
1988; Tandler ve diğ., 1995; Rønnestad ve diğ., 1998).
İşletmelerin hepsinde inkübasyon sıcaklığı 16-18°C arasında
değişim göstermektedir. Tesislerde uygulanan inkübasyon
sıcaklığı ve buna bağlı olarak larvaların yumurtadan çıkış
süreleri paralellik gösterir.

E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2004
E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2004
Cilt/Volume 21, Sayı/Issue (1-2): 133 – 138

aganta borina borinata
26-08-2006, 13:09
erol abi vallahi sonuna kadar okudum...ancak tam olarak anlayabilmek için sözlük kullanmak zorunda kaldım...bazı yerlerde sözlük bile kafi gelmedi...ancak genel olarak anlayabildiklerim de bilgilendirici unsurlardı...umarım kopyalayarak eklemişsindir...yoksa zaten zorla okunabilen bilimsel kelimeler ve rakamsal verileri yazmak oldukça zor gelebilir insana...ellerine sağlık...

aganta borina borinata
26-08-2006, 13:21
ayrıca yukarıda resmi görünen canlıya benimde sık sık rastladığım oluyor...ama hakkında hiç araştırmamıştım...az önce araştırdım...sevgili balıkçı dostlar bu canlı " tongue louse - ya da tongue eating louse " olarak tanınıyormuş..türçe açıklamak gerekirse " dil biti - ya da dil yiyen bit "... bilimsel adı "cymothoa exigua " imiş...küçük boydayken balıkların ağzına yerleşerek yavaş yavaş dillerini yiyormuş ve orada büyüyerek dillerinin yerini alıyormuş... ( " burasını tam anlayamamış olabilirim " daha sonra da yaşamının büyük bi bölümünü burada geçiriyormuş ve üreme döneminde ya balığın ağzını terk ediyormuş ya da orada ürüyormuş... balık bu hayvandan dolayı çok etkilenmiyormuş... parantez içindeki bu cümleler orjinalinde fransızca olduğu için sözlükten anlamlandırarak yazmaya çalıştım tamamiyle yanlış anlamış olabilirim sanırım fransızcaya fransız kaldım...)

rastgelsin...

Taygun KOCABIYIK
26-08-2006, 14:06
Doğan abi en azından araştırıp bu bitin ne olduğu hakkında ufakta olsa bir bilgi paylaşmışsın çok teşekkürler

aganta borina borinata
26-08-2006, 14:10
kardeş burada da görünce gerçekten merak ettim...bana araştırma arzusu kazandırdığınız için ben teşekkür ederim...

sana oyrıca şunu sormak istiyorum "adımın altında "oltacı" yazıyordu şimdi de çımacı yazıyor bu değişiklik neden oldu bilgi verirmisin...birde kendi resmimi bi türlü ekleyemiyorum...

Taygun KOCABIYIK
26-08-2006, 14:14
Doğan abi mesajlarla ilgili rütbeler 50 mesajı geçtiğin için çımacı oldun :)
Nereye resim ekleyemiyorsun abi yardımcı olayım bana yolla (tago35@hotmail.com) siteye ekleyim :)

gacar
03-10-2006, 11:03
ByMyMoon, evet benim bahsettiğim canlı buydu, fotoğraf için teşekkürler. obivan, bu canlının zararsız olduğunu öğrenmek iyi oldu artık tuttuğumuz balıkları gönül rahatlığıyla yiyebileceğiz, teşekkürler. aganta borina borinata
sana da teşekkürler benim için çok bilgilendirici bir yazı olmuş.
Bu arada kendi dışımda gelişen nedenlerden dolayı uzun zamandır foruma girememiştim. Sizlerle tekrar birlikte olmak sevindirici. Takibini kaçırmış olduğum konularda, yazdığım yazılara cevap verenler olduysa hepsine toptan teşekkürlerimi bildiririm.
Rasgele..

sinarit_baba
03-10-2006, 17:59
Yakaladığım bir balıktan bu canlılardan biri çıktı. Ben bunu balığın daha önce yediği bişey sanıp oltaya taktım. Anında başka bir balık yeme atladı. Artık ne zaman görsem hemen iğneye takıyorum.

Lethe
10-10-2006, 14:55
Yakaladığım bir balıktan bu canlılardan biri çıktı. Ben bunu balığın daha önce yediği bişey sanıp oltaya taktım. Anında başka bir balık yeme atladı. Artık ne zaman görsem hemen iğneye takıyorum.

evet Ersin bey,ben de bir keresinde bi gopezin ağzından çıkan keneyi iğneye takmıştım ve hemen başka bi gopez atlayverdi.

vurgun
04-01-2007, 11:55
Arkadaşlar ben bu kurt veya kene diye anılan anması bile kötü iğrenç bir yaratık her neyse bu illet balıgın agzında diyorsunuz bazı arkadaşlar bunu balıgın agzından çıkartıp tekrar yem olrak kullandıgı :soru: ayrıca buşey başka balık tarafından yene biliyorsa agzından çıkartılan balık niye yiyemiyor ve resimde gördügüm kadarıyla ufak birşey degil oltaya yem olarak takıldıgına göre en önemlisi nasıl yem yiyor bu balık agzında böyle bir şey varken ben bu yaşıma kadar ilkkez böyle birşey duydum ve gördüm enteresan bir olay anlatılanlara göre her balıkta yok ama ne olursa olsun tuttugum ve vurdugum balıkların ilk iş agızlarına bakmak olacak bu olay araştılması gereken olay balıklardaki bir hastalık bence :'(

aganta borina borinata
04-01-2007, 12:13
vurgun...bu şey balığın ağzında büyüyor...balık ağzındakinden bihaber yaşıyor o yüzden yiyemiyor...farkındaysa bile dilinin yerine geçen bu canlıyı ellerini kullanmadan yemesi imkansız gibi görünüyor...eminim balıkta " ah şunu bi tapıma getirsem" diye aklından geçiriyordur...

bu arada emin ol bu hiçbişey, denizde sana daha da iğrenç gelebilecek canlılar var...

amatör balıkçı
06-02-2007, 22:25
Arkadaşlar konu eski tarihli bir konu ama ben yeni gördüm,bu sebeple bende bir iki cümle yazmak istedim,bizim yöremizde bu canlıya deniz biti denir bazı balıkların ağzında bazı balıkların dış derisine yapışarak yaşamını sürdüren bir asalak türüdür,şimdiye kadar dip balıklarında(derin su balıklarında) hiç görmedim
ancak pelajik yaşayan orta su balıklarında çok gördüm(özellikle kupes)bazı arkadaşlar bu konuda çok gerçekçi bilgiler verip fotosunu koymuşlar,bazı arkadaşlar balığın dilini yiyerek onun dilinin yerine geçiyor demişler bu görüş maalesef bana hiç inandırıcı gelmedi,birde yöresel farklılıktanmıdır nedir bizde balığın ağzından çıkardıktan sonra yem olarak kullandık inanın tık yok,ben balığın onunla birlikte mutlu bir yaşam sürdürdüğünü hiç zannetniyorum fakat zorunlu bir ortak yaşam biçimi olabilir,benden şimdilik bu kadar sevgilerimi ve selamlarımı yolluyorum.

mothocya
14-03-2007, 18:06
merhaba arkadaşlar forumunuza yeni üye oldum belirttiğiniz parazitler balıklarda doğal olarak bulunabilen kenelerdir yani parazitlerdir. tür olarak kesin bir şey söylemek zordur mikroskopta incelemek lazım. Cymothoidae familyesına ait bu parazit türleri balıkların genellikle ağzına, derisi üzerine ve solungaçlarına kuyruk yüzgeçlerine doğru kendilerini sabitlerler. ayrıca sadece izmarit balığında bulunmazlar. kendilerine uygun konak balığı bulduklarında infestasyona sebep olurlar. bu arada izmarit balığında bulunabilecek muhtemel isopod parazitler (cymothoidae) şunlardır: Ceratothoa oestroides (ağız) , Emetha audioni (ağız), Anilocra phsodes (deri üzeri). Tek bulunabildikleri gibi iki tanede olurlarki bunlardan biri erkek diğeri dişidir. sadece o balığa zarar verirler bunun dışında ortamda çok kirlilik varsa parazitler daha aktif olabilir bu durumda diğer balıklarda yoğun olarak bulunurlar. bu durum daha çok balık çiftliklerinde tehlikeli durum alır kitlesel ölümlere yol açar ekonomik kayıplara sebep olur ama doğal ortamlarda kitlesel ölümlere parazitleri yol açması çok nadir olarak görülür daha çok tek hücreli parazitler etkilidir bu tip vakalarda. eğer izmarit balığı dışındaki başka balıklarda da bu ve buna benzer parazitler görürseniz benimle irtibat kurup bana bu parazitleri ev adresime kargoyla veya postayla yollayabilirsiniz, bu konuda bilimsel çalışmalar yapmaktayım

diğer emailim mothocya@hotmail.com

web adresim: [Only Registered Users Can See Links]

turna
14-03-2007, 19:09
Adını bilemediğim yeni arkadaş aramıza ve sitemize hoşgeldiniz.

mothocya
14-03-2007, 19:46
teşekkür ederim mehmet bey adım ahmet rastgele dileklerimle ayrıca bende balık tutma hastalığına yakalanmış bir vakayım özellikle lüfer dedinizmi akansular durur benim için saygılarımla

gokseldbuga
14-03-2007, 20:25
Sevgili arkadaşım verdiğiniz bilgiler için sağolun, lütfen kontrol panelinden imza ayarlarınızı yapınız ki size daha rahat hitap edebilelim, forum kuralıdır ,
Örnek

gokseldbuga / İzmir
2008:deli:

ünalmusa
09-10-2007, 17:12
elinize saglık güzel bilgiler

kerimoglu67
23-01-2012, 22:08
Beslenme bilgileri/Çipura fileto için.
Her 100 gram ham ürün için

Kilojoules440 (105 kalori )

Protein19.3 g

Cholesterol 27 mg

Sodium 84 g

Toplam yağ #oil) 0.7 g

Toplam yağ doymuş 40 %

Toplam yağ tekli doymamış 24 %

Çoklu doymamış 36% Toplam yağ

EPA23 mg Omega-3,

DHA87 mg Omega-3,

Omega-6 AA40 mg


--------------------------------------------------

Bunu şu sebeble eklemiş bulunuyorum.Malumunuz toplumsal hastalıkların başında Hipertansiyon gelmektedir. Bakınız çupra deniz olunca içerdiği sodyum(yani tuz ) oranıda yüksek oluyor.Lütfen Yüksek tansiyonu olanlar bunu kendilerini tedavi eden hekimlere danışsınlar.

Ayrıca tüm deniz ürünleri (halk arasında zehirli guatr olarak bilinen) HİPERTİROİDİ (tiroid bezinin vücuda-kana fazla miktarda hormon salgılaması-vermesi) hastalarında YENMEMELİDİR.Çünkü deniz ürünleri yüksek oranda iyot içermekte, bu da hasta olan kişinin tiriod bezinin daha çok hormon salgılamasına,kullandığı ilacın etki gösterememesine velhasılı zararına olmaktadır.Bu arkadaşlar tatlısu balığını afiyetle yiyebilirler.

SAğlıkla kalın,saygılarımla

Anıl ÜNALAN
24-01-2012, 13:26
Beslenme bilgileri/Çipura fileto için.
Her 100 gram ham ürün için

Kilojoules440 (105 kalori )

Protein19.3 g

Cholesterol 27 mg

Sodium 84 g

Toplam yağ #oil) 0.7 g

Toplam yağ doymuş 40 %

Toplam yağ tekli doymamış 24 %

Çoklu doymamış 36% Toplam yağ

EPA23 mg Omega-3,

DHA87 mg Omega-3,

Omega-6 AA40 mg


--------------------------------------------------

Bunu şu sebeble eklemiş bulunuyorum.Malumunuz toplumsal hastalıkların başında Hipertansiyon gelmektedir. Bakınız çupra deniz olunca içerdiği sodyum(yani tuz ) oranıda yüksek oluyor.Lütfen Yüksek tansiyonu olanlar bunu kendilerini tedavi eden hekimlere danışsınlar.

Ayrıca tüm deniz ürünleri (halk arasında zehirli guatr olarak bilinen) HİPERTİROİDİ (tiroid bezinin vücuda-kana fazla miktarda hormon salgılaması-vermesi) hastalarında YENMEMELİDİR.Çünkü deniz ürünleri yüksek oranda iyot içermekte, bu da hasta olan kişinin tiriod bezinin daha çok hormon salgılamasına,kullandığı ilacın etki gösterememesine velhasılı zararına olmaktadır.Bu arkadaşlar tatlısu balığını afiyetle yiyebilirler.

SAğlıkla kalın,saygılarımla

Bu güzel bilgiler için teşekkür ederim. Bilinmesi gereken engin bir bilgi ;)
Paylaşımlarınızın devamını bekleriz.