PDA

Tüm Versiyonu Göster : 27.02.2011 Özdere DÜLGERLERİ (Peygamber Balığı)


asla35
27-02-2011, 21:45
bir iki haftadır havaların kötü gitmesi nedeniyle balığa çıkamamış olmamızın verdiği sıkıntı dolayısiyle bu haftasonundaki havanın durumunun tam olarak belli olmamamasına rağmen cumartesi gecesinden kararımımızı verdik ve pazar sabahı halaoğulları ve bir arkadaşımız ile 4 kişi özdere yoluna sabahın erken saatlerinde koyulduk.

Sabah erken saatlerde kişi başına 4-5 adet civarı mercanımızı tuttuktan sonra öğlene doğru balık iyice kesti.
öğleden sonra yine balık gelmeyince yerimizde ufak bir değişikliğe gittik.
ve gittiğimiz yerde gopez ve ısparazlar bizi karşıladı.
Buraya kadar oldukça normal bir av günü olmasına rağmen halaoğlunun oltasındaki mekanizma bir anda misinayı saramayınca heyecanla halaoğlu misinayı elle çekerken bende mekanizmayı dolamaya başladım
ve bu heyecanın sonunda resimde görülen PEYGAMBER BALIĞI da denilen DÜLGERİ teknemize aldık.

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

Burada bizi asıl şaşırtan ise Dülgerin iğneye değilde iğneye takılan ısparozu yutmaya çalışırken oltamıza takılmasıydı :)

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

yarım saat aradan sonra biraz daha büyükçe olmak üzere yine bir başka Dülger oltamıza takıldı.

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

Günümüz Bol gopez ısparoz mercan ve iki adet DÜLGER balığı ile neşeli bir şekilde sona erdi :)

paşalı
27-02-2011, 21:54
Alicim kutlarım güzel bir karışık olmuş.Dülgerin resmini göremedim?Tüm ekibi kutlarım.

asla35
27-02-2011, 22:03
teşekkür ederim turgay abi
resimlerde problem vardı
şimdi hallettim :)

Halil İplikçi
27-02-2011, 22:23
güzel bir av olmuş tebrikler
benzer şekilde isparozu kusamayıp levrek yakaladığım olmuştu foçada kıyıdan..;)

asla35
27-02-2011, 22:31
biraz da kısmet işi bu tabi
ısparozu dülgerin ağzında görünce ben de şansımı denemek için 2 iğneli bi halkaya ısparozu canlı olarak bağlayıp suya saldım
ama saatler geçmesine rağmen ne levrek ne dülger ne de bi başka balık dokunmadı ısparoza :D
Bu balık işi biraz ustalık biraz da kısmet işi :)

Halil İplikçi
27-02-2011, 22:52
kısmet olayında çok haklısın.anlattığım hayatımda yakalaladığım ilk kiloluk levrekti
ondan sonra levreğe merak saldım ancak yıllardır bu şekilde bi daha denk gelmedi kısmet işte ..tekrar tebrik ediyorum kardeşim

asla35
27-02-2011, 23:05
teşekkürler halil abi :)

Mehmet BODUROĞLU
27-02-2011, 23:38
Ali tebrik ederim, dülgerler harika olmuş.
Dülgeri biraz araştırmıştım zamanında, genelde izmarit ve kopez sürülerinin oldugu yerde yakalanma şansı yüksey diye okumuştum ve iğne ile değilde, canlı yem ile yakalanabildiğini yazıyordu, ya canlı yem salmak gerek aşağıya yada yakalanan balığa saldıracak.
Bende yakaladığımda içinden izmarit çıkmıştı :)
Teşekkürler paylaşım için.

Kamil ESEN
28-02-2011, 00:05
Ali tebrik ederim, avınız harika olmuş.Paylaşıma teşekkürler.

Necati ARAT
28-02-2011, 07:15
Ali harika dülgerler ..
Tebrik ederim..
Şansın daim olsun..

Balikci Alp
28-02-2011, 10:13
Sevgili Ali, eğlenceli bir gün geçirmişsiniz. Denizde hakkınızı vermiş :)
Dülgerler çok güzel, çok çok tebrik ederim.
Hele ağzında balıkla dülger fotografına bayıldım. Gerçekten çok şık olmuş.
Ben daha denemeye fırsat bulamadım ama şu canlı yemli bırakma olta fikri kafama iyice yattı.
Daha güzelleri nasip olsun
sevgiler

Yağız DEMİR
28-02-2011, 12:40
hey masallah ali kardes bereketli bir av olmus tebrıkler

serhatengin
28-02-2011, 14:05
güzel bir av olmuş tebrik ederim sizleri allah daha güzellerini nasip etsin inşallah

Hasan BALIKÇI
28-02-2011, 14:21
çok güzel bir gün ve av olduğu karelerden belli :helal::helal:
inşallah dahada iyilerine ve güzellerine denk gelirsiniz.:)
paylaşım için çok teşekkürler .:)
devamlarını dilerim.:)

kaptankarabulut
28-02-2011, 18:19
Ali kardeşim çok çok güzel bir gün geçirmişsiniz.Sizleri kutlarım.Paylaşım içinde teşekkürler..

asla35
28-02-2011, 20:15
Güzel yorumlarınız ve iyi dilekleriniz için teşekkürler

Bu arada internette araştırırken dülger balığının hikayesini buldum
Sait Faik Abasıyanık yazmış
ilginizi çekebileceğini düşündüm
Bu hikayede Dülger balığına neden aynı zaman da Peygamber Balığı dendiğini de anlıyoruz.

DÜLGER BALIĞININ ÖLÜMÜ

Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine kadın kulaklarına kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar yakutlar akikler zümrütler şunlar bunlar?... Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon balıklar şan ü şeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür ölmez öyle ki büzülmüş böceklere döner balık sırtının pırıltıları. Benim size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle parıltılı yanar döner pulları yoktur. Pulu da yoktur ya zavallının. Hafifçe belirsiz bir yeşil renkle esmerdir. Balıkların en çirkinidir. Kocaman dişsiz ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır: Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır. Açılır da bir daha kapanmaz.

Vücudu kirlice esmer renkte demiş miydim?

Rum balıkçıların hrisopsaros -Hristos balığı- dedikleri bu balık vaktiyle korkunç bir deniz canavarı imiş. İsa doğmadan evvel Akdeniz'de dehşet salmış. Bir Finikeli denize düşmeye görsün! Devirdiği Kartacalı çektirmesinin Beni İsrail balıkçı kayığının sayısı sayılamamış. Keser biçer; doğrar mahmuzlar; takar yırtar; kopararır atar; çeker parçalarmış. Akdeniz'in en gözü pek; insandan hayvandan fırtınadan yıldırımdan belâdan işkenceden yılmaz korsanı dülger balığının adından bembeyaz kesilirmiş.

İsa günlerden bir gün deniz kenarında gezinirken sandallarını büyük bir korkuyla bırakıp kaçan balıkçılar görmüş. "Ne oluyorsunuz?" diye sorunca balıkçılara; "Aman" demişler balıkçılar "elâman! Elâman bu canavardan! Sandalımızı kırdı arkadaşlarımızı parçaladı. Hepsinden kötüsü balık tutamaz olduk açlıktan kırılırız."

İsa yalınayak başı kabak dülger balıklarının yüzlercesinin kaynaştığı denize doğru yürümüş. En kocamanını uzun parmaklı elleriyle tutup sudan çıkarmış. İki elinin başparmağı arasında sımsıkı tutmuş eğilmiş kulağına bir şeyler söylemiş...

O gün bu gündür dülger balığı denizlerin görünüşü pek dehşetli fakat huyu pek uysal pek zavallı bir yaratığıdır. Birçok yerlerinde çiviye kesere eğriye kerpetene destereye eğeye benzer çıkıntıları kemikle kılçık arası dikenleri vardır. Dülger balığı adı ona bunlardan ötürü takılmış olmalı.

Bütün bu alat ü edavatın dört yanını şeffaf naylondan diyebileceğimiz işlemeli bir zar çevirmiştir. Kuyruğa doğru bu incecik zar azıcık kalınlaşır rengi koyulaşır bir balık kuyruğunun biçimini alır.

Oltaya tutuldu muydu dünyasına sulara küsüverir. Nasıl bir korku içine düşer kimbilir? Onun için dünya bomboştur artık. Oltadan kurtulsa da fayda yoktur. Suyun yüzüne yamyassı serilir. Kocaman gözleriyle insana mahzun mahzun bakar durur. Sandala aldığınız zaman dakikalarca onun sesini işitirsiniz. Ya sesini! Bir o bir de kırlangıç balığı sandalda ölünceye kadar ikide bir feryada benzer soluğa benzer acı bir ses çıkarır. İnce zardan ağzını bir kere ağlara vurmasın küstüğünün resmidir dülger balığının.

Bir gün balıkçı kahvesinin önündeki; yarısı kırmızı yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalına asılmış bir dülger balığı gördüm. Rengi denizden çıktığı zamandı. Yalnız aletlerinin etrafını çeviren incecik ipekten bile yumuşak zarları titreyip duruyordu. Böyle bir oynama hiç görmemiştim. Evet bu bir oyundu. Bir görünmez iç rüzgârının oyunuydu. Vücutta görünüşte hiçbir titreme yoktu. Yalnız bu zarlar zevkli bir ürperişle tatlı tatlı titriyorlardı. İlk bakışta insana zevkli eğlenceli bir şeymiş gibi gelen bu titreme hakikatte bir ölüm dansıydı. Sanki dülger balığının ruhu rüzgâr rüzgâr bu incecik zarlardan çıkıp gidiyordu; bir dirhem kalmamışcasına.

Hani bazı yaz günleri hiç rüzgâr yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır. İşte böyle bir cazip titremeydi bu. İnsanın içini zevkle saadetle dolduruyordu. Ancak balığın ölmek üzere olduğu düşünülürse bu titremenin anlamı hafifçe acıya yorulabilirdi. Ama insan yine de bu anlam'a almamağa çalışıyordu. Belki de bu harikulâde tatlı bir ölümdür. Belki de balık hâlâ suda derinliklerde bulunduğunu sanıyordur. Karnı tok sırtı pektir. Akşam olmuştur. Denizin dibinin kumları gıdıklayıcıdır. Altta dişi yumurtaları üstte erkek tohumları sallanıyor sallanıyor sallanıyordu. Vücudunu bir şehvet anı sarmıştır. Birdenbire dehşetli bir şey gördüm: Balık tuhaf bir şekilde ağır ağır ağarmağa rengini atmağa hem de beyaz kesilmeğe giden bir hal almağa başlamıştı. Acaba bana mı öyle geliyor? Sahiden rengini mi atıyor? Demeğe dikkatli bakmağa lüzum kalmadan yanılmadığımı anladım.

Kenarları süsleyen zarların oyunu çabuklaşmağa balik da git gide saniyeden saniyeye pek belli bir halde beyazlaşmağa başladı. İçimde dülger balığının yüreğini dolduran korkuyu duydum. Bu hepimizin bildiği bir korku idi: Ölüm korkusu.

Artık her seyi anlamıştı. Denizlerin dibi âlemi bitmişti.. Ne akıntılara yassı vücudunu bırakmak ne karanlık sulara koyu yeşil yosunlara gömülmek. Ne sabahları birdenbire yukarılardan derinlere inen serin aydınlıkta uyanıvermek günün mavi ve yeşil oyunları içinde kuyruk oynatmak habbeler çıkarmak yüze doğru fırlamak. Ne yosunlara canlı yosunlara yatmak ne akıntılarla âletlerini yakamozlara takarak yıkanmak ıkanmak vardı. Her şey bitmişti:

Dülger balığının ölüm hali uzun sürüyor. Sanki balık su hava dediğimiz gaz suya alışmağa çalışmaktadır. Hani biraz dişini sıksa alışması mümkündür gibime geldi.

Bu iki saat süren ölüm halini dört saate dört saati sekiz saate sekiz saati yirmi dörde çıkardık mıydı; dülger balığını aramızda bir işle uğraşırken görüvereceğiz sanıyorum.

Onu atmosferimize suyumuza alıştırdığımız gün bayramlar edeceğiz. Elimize görünüsü dehşetli korkunç çirkin ama aslında küser huylu pek sakin pek korkak pek hassas iyi yürekli tatlı ve korkak bakışlı bir yaratık geçirdiğimizden böbürlenerek onu üzmek için elimizden geleni yapacağız. Şaşıracak önce katlanacak. Onu şair küskün anlaşılmayan biri yapacağız. Bir gün hassaslığını ertesi gün sevgisini üçüncü gün korkaklığını sükûnunu kötüleyecek canından bezdireceğiz. İçinde ne kadar güzel şey varsa hepsini birer birer söküp atacak. Acı acı sırıtarak İsa'nın tuttuğu belinin ortasındaki parmak izi yerlerini mahmuzları kerpeteni eğesi testeresi ve baltasıyla kazıyacak. İlk çağlardaki canavar halini bulacak.

delvel
28-02-2011, 21:46
ali abi dülger ava heyecan katmış.
tüm ekibi tebrik ederim

akinyildiz81
01-03-2011, 09:09
harika balıkmış tebrikler

Taygun KOCABIYIK
07-03-2011, 07:00
Eee büyük balık küçük balığı yer doğanın kanunu :) ama sizde büyük balığı yemişsiniz bu sefer :)
Tebrik ederim güzel av olmuş...