![]() |
Selam arkadaşlar,
katiti dostum olayı gayet güzel anlatmışsın teşekkürler,ekteki takımın, bildiğimiz kıbrıstan tek farkı , halkalı düğümle ekmeğin sıkıştırılmasıdır,klasik takımda ise kolçaklar ekmeğe sarılır çünkü.Ama dikkatinizi başka bir noktaya çekmek isterim,ikinci fotoğrafta suda görünen yem değil ,bildiğimiz limon kabuğudur.Demek ki balıklar da bizim gibi zaman zaman farklı kimyasallara ihtiyaç duyuyormuş,nasıl üşüştüklerini görüyorsunuz.Kanca sayısını elbette isteğe bağlı olarak azaltmak ya da arttırmak mümkündür.Gerçektende ekmek en basit,ucuz ve geçerli yöntemdir bence.Taşfırın ekmeği suda yeni nesil ekmeklerden daha çok dayanıyor.Bu arada aç kalan balıklar, neredeyse ne bulabiliyorlarsa yemeğe çalışıyorlar.Güney Ege de ekmekle çupra avlanır,bizzat şahit oldum. Kefalin,çabuk yırtılabilen küçük bir ağzı vardır,bu yüzden uzun palalı, ağzı dar ve düz olan iğneleri tercih ederim.Bu durum iğnelerin ekmeğe gizlemesini kolaylaştırıyor aynı zamanda.Açık renkli iğne kullanımıda alışkanlıktan başka bir şey değildir. Klasik takımda genelde sekiz adet iğneyi,streforun-köpüğün ( 4x2cm )üzerine sarılı olan yarım dilim ekmeğin üzerinden doluyorum ve de bu iğneleri bazen ekmeğe gömüyorum bazende ayrı ayrı ekmekle yemleyip dışarıda bırakıyorum. Genelde iri kefaller alttan basarlar ekmeğe,suyun üzerinde de küçükleri oynaşır,ekmeğin etrafında zıplamaya başladıklarında bilin ki bir kaçının canı yanmıştır iğnelerden ve de birisinin yakalanması an meselesidir,çünkü ekmekte ısırılacak noktalar azalmıştır.Ayrıca ekmeği birbirinden kıskanırlar,bu yüzden yakalanma olasılıkları artar. Ekmekle donatılmış takımınızı hedef bölgesine fırlatmadan önce bir suya daldırıp çıkartın,ekmek ıslanıp ağırlaşacağından bu sizin atış mesafenizi arttıracaktır.Bu arada fırlattığınız takımdaki ekmek parçalar bölünürse mevcut balık grubu da bölünecek demektir. Kefali yakaladığınızda mümkün olduğu kadar seri ve de belli bir tempoda çekin,iğnenin neresine battığını bilemediğimizden geçikme durumlarında kaçmayı başarabilir. Yüzey balıkların ışık spektrumunu algılamaları, insanların algılamasına yakındır,bu yüzden mümkün olduğu kadar görüntü vermemeye ve gürültü etmemeye çalışın. Hafif dalgalı suda, takımın suda oluşturduğu titreşimleri hemen algılarlar,tabiki yayılan kokuda buna yardımcı olacaktır. Bazen avcı balıkların kıyılaması veya rüzgarların yön değiştirmesi ile av kesilebilir,hepsi aniden ortadan kaybolur,ancak bir süre sonra geri dönerler. Akvaryumda beslediğim sazan, şu anda japon yemi ile besleniyor,ara ara ekmeklede karnını doyuruyor,sevgilerimle |
Bende nacizane bilgilerimi paylaşmak istiyorum.
Kefal kalabalık bir topluluk halindeyse kıbrıs inanılmaz bir performans gösteriyor. 2 yıl önce aynı gün 30 tane kefal yakalayan görmüştüm (İzmir/Konak) bu kefaller yenmez diye hiiç uğraşmadım ama nasıl kıbrıs sarılır falan öğrendim. Daha sonra (1-2 gün) merakıma yenilip kıbrıs ile kefal tutmayı denedim başarılıda oldum ve balık iri olduğu için çokta güzel geliyor benim için iyi bir tecrübe olmuştu (300-400 gramlık topan) bu ondan sonra pek gidip kefal avlamadım. Bu yaz sanırım 10 temmuz günü bi tanıdığın yazlığına gittik evlerini önünden bir dere geçiyordu. Bana yok burdan kol gibi kefal çıkıyo falan dediler ama inanamadım hadi ya dalga geçmeyin dedim. Neyse akşam geç saatte gitmiştik zaten denize girmek için plaja gittik niyetim hem denize girmek hemde sabah olta atacak ve zıpkınla dalıcak güzel bir yer bulmaktı biraz yüzüp gezindim neyse kayalık bir alan buldum çok güzel döküntü taş bir yer sargos karagöz melanur ısparoz kaynıyordu kendi kendime baya sevindim üşüyüp sudan çıktım plajda oturup kurudum biraz neyse giyinip eve dönmeye başladım dere kenarını takip ederek eve dönüyordum ve oda ne :oha: bacak kadar bir çocuk kol gibi kefal almış. O an beynimde şimşekler çaktı. Eve gidip takım çantasını iyice karıştırdım ama oda ne kıbrıs yok. Hemen arabaya atlayıp 2 tane kıbrıs alıp geldik enişteyle. Neyse evin 10 metre ilerisinde derenin kenarına ağaç altı bir yere oturduk zaten hava kararmaya başlıyordu nerdeyse. Oltaları salladık bizim ballı enişte ufak bir gamit yakaladı herkes ooo falan filan sevindi neyse ben kontra olarak 2 tane ufak gamit yakaladım hava karardı ve av bitti. Akşam çok erken saatte yattım hedefim sabah erkenden kalkıp zıpkınla avlanmak sonra derede kırısa devam etmek. Sabah 7 gibi suya girdim baktım su buz gibi ama balık var 30-40 dakika kadar avlandım gördüğüm sayısız balıktan sadece bir kefal vurmuştum oda karnını yırtıp kaçmıştı moralsiz moralsiz eve döndüm duş alıp temiz giysiler giydim ve kefal için dere kenarına indim. 2 kıbrısta bana kalmıştı enişte yoktu :) ufak tefek gamitler tutuyordum ama iri kefal göremiyordum bile öğlene kadar 10-15 tane gamit yakaladım. haydi pazara gidelim diye beni derenin ordan çağırdılar bende balık varken kim takar pazarı diyerek teklifi kibarca reddettim. İşte asıl olay bundan sonra başladı. her attığım oltaya 300-400 gramlık şahane kefaller geliyordu ard arda 6-7 tane yakaladım. daha sonra büyük kefalleri şerefsiz ördekler kaçırdı :D yine gamitlere talim etmeye başladım akşam hava kararmasına yakın 1 adet 500 gramlık kefal yakaladım ve pilim bitmiş ama keyifli bir av oldu daha sonra 5-6 kilo kefali mangalda pişirip bol salata ile tabiki rakıda vardı tükettik inanırmısınız sadece 1 lokma yiyebildim bütün gün yemek yemediğim halde tuttuğum balıklar beni doyurdu belki sirküleri ihlal ettiğim tek av bu oldu ama balıkların hepsi yenildiği için hiç vicdan azabı duymadım. ve aldığım duyumlara göre benden 10 gün sonra dereye kocaman balık avlamak yasaktır yazısını asmışlar :D |
sevgili can+selim ve diger amatörler
Sevgili can kardeş öncelikle bana sorduğun (misina) konusuna geç yanıtlıyorum
özür dilerim bu aralar canım sıkkın açıkçası forum sayfalarına da ve dahi interneti bile açmak istemiyor. sorun..son zamanlarda ... balık avına gidemiyorum.. neyse can kardeş misina ya gelince ..kefalde önemli 1--- kullanabildiğin en ince ve en sağlam misinayı kullanacaksın. 2--- ve dahi havanın durumuna ve bulundugun ortamdaki atmosferin rengine göre (mesela 0,16 kullanıyorsan) 0,16 dan ((duman rengi+şeffaf+gök mavisi))gibi renkleri bulundurursan verim daha iyi olur mesela hava kapalı yağmur yok gökyüzü gri bu durumda duman renkli mesinayı kullan / hava çok bulutlu ama yoğun beyaz bulut var.. şeffaf kullan . hava berrak açık ama gökyüzü belirgin mavi..o zaman da gök mavisini kullan... yani kendini balığın yerine koy... suyun altından yukarıya bak neyi göremiyeceksen onu kullan?zira kefalde sana yakın düşünüyor...maalesef... tekne hızından bahsetmişsin ... tam olarak alıyamadım ama söz konusu egede tabiri ile sırtı marmarada tabiri ile uzun olta ise sonuçta etçil saldırgan balıgı kandırmak...ve iğneye atlamasını sağlamak..bu balıgına göre değişir.. egede levrek avında at/çek yaptıgın ((mesela rapala)) suyun üstü ile 50cm ye kadar aşagıya inecek hızda yani bu ortalamada ki hızda makinanı sarsan yada tekneye yol verirsen ki zaten kıyılarda geziyorsun...verim alırsın.(görülmüş ve denenmişt.r) marmarada olay farklıdır bir lüfer veya kofanada tekneden daha derin sulara inilir. hız biraz daha fazladır.. su üstü akdeniz lampuka avında tekne hızı dahada fazladır... vs sn Selim kardeş senin soruna da bende bir cevap vermek isterim kefal yerine göre 1*ekmek2*un hamuru sert3*un hamuru çamurgibi yumuşak4*vanılyalı un hamuru5*kırmızı/yosun kurdu6*sardalya7*hamsi* gibi benim aklıma gelen ve yıllar içinde kullanıpta kefal tuttuğum yemler.. tabii yeri ve zamanı çok önemli ayrıca kıbrıs tipi olta sisteminde iğneleri ayrıca kamufle etmekte yarar var derim... ve yine ilave ederim.... çok durgun olan anlarda yüksek basınç altında ki ortamlarda ..deniz çarşaf gibi ise .. kefaller boş/boş agızları dışrda dolaşırlar...kefale boşuna gitmeyin...hava hafif esintili olsun..ki verim alasınız. kolay gelsin |
sağolasın muvaffak abi sevgiler.
|
bölge tutulan balıkların büyüklüğüne göre ve o büyüklüğü çekebilecek en ince misina tercih edilmelidir bence ve suyun rengide önemlidir...muhakkak ki daha kalın misinalarlada balık tutulabilir ama ince misina daha avcı olacaktır. ekmek ve sardalya konusunda katitiye katılıyorum, bunun yanında gofret te kullanılabilir..iğne sayısıda vallahi keyfinize kalmış; kefalde en az 2 iğneden en çok 12 iğneye kadar kullandım..ama eğer dolaştırmak istemezseni kontrol edebileceğiniz kadar kullanını...birde gölgenizi balığa yakın mesafelerde suya düşürmemeye dikkat ederseniz daha şanslı olabilirsiniz...rastgelsin...
|
Doğan abiye katılıyorum
kıbrısla yaptığım bırakmalarda ne zaman uzaklaşsam balıklar daha fazla ilgileniyor yemle. |
Alıntı:
|
Hazır kefal takımları alıyorum. bir kere kefale attım ekmek dağıldı sonrada toparlanıp gittim. :ninja:
|
bilgilerini bizimle paylastigin icin tesekkürler muvaffak abi
|
slm bence kefali tutmanın en basit yolu şamadıra altına tek kancalı veya hırsızlı küçük iğne ucuna balık ciğeri veya sardalye-hamsi eti takarak gerçekleşiyo ekmekle av balığın korkak bi hayvan olmasından dolayı uzun zaman alıyo. büyük kefal avı için de uygun yöntem yine bence zargana topundan 1-1.5 m. öteye 6-10 iğneli kıbrıs oltasına hamsi veya sardalye sarmak az zamanda çok iş içinde sadece fırdöndü ve iğne kullanarak liman vb. bi yerde yine balık ciğeri ve sardalye tarzı yemle balığı gorerek av yapmak.
|
Saat 17:29. |
Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81