Benim düşüncem
 

Arkadaşlar . yıllarca istanbulda yaşadım hem ahşap hem fiber tekne kullandım.
ama şu anda ki fikrimi belirtmek isterim.ki..
tekne ile balıga gideceksen 15/20 cm boyda aşagı olmayan balıkları tutacaksın.
arkadaşlar yıllardır etrafıma bakıyorumda..
sabahın köründe taa bir sürü yol git.
oradan bin tekneye sallan dur akşama kadar. sonunda tuttuğun 15 cm boyları geçmeyen izmarit+ispari+istavrit kupez.mırmır vs...
ha şimdi demeyin bana denizden ne çıkar bilinmezki??
bende derimki bu yaşıma kadar o kadar çok insan tanıdımki.. bile bile bu eziyeti çekip 1/2 kg bana göre ufak denilecek bu balıkları tutan meraklılarımız var..
ben tenkit etmiyorum..afiyet şeker ola.. ama şunu söylemek istiyorum
hani şöyle 300/500 gr. lik balıklar gelse / şöyle daha bi derin çukurlar bulsa/
az tutsa ama iri tutsa... daha iyi değilmi..ama ne dendir bilmem öyle tanıdıklarım vardı ki geçmişte .. her hafta sonu aynı yerlere gidip aynı balıkları bekleyip günü tamamlamak amacındaydılar..
.. tembellik..... biraz da değişik bölgeleri araştırın?? derdim ama yok işte ((gideyim.. yiyecek balıgımı alayım.. bu bana yeter...)) denirdi
ben açıkçası o zahmet ve masraf ı yapacagıma herhangi bir kıyı şeridinden
muhabbetimi yaparım daha iyi..
olmasın 2kg izmarit+kupez+ispari karışımı ///2 tane 250 gm lık mırmır yada çipura gelsin yeter..onların çekmesi bile bir zevk...
yıllarca tekneden+kıyıdan çapari ile 5/10/15 li istavrit tutum.. ama sonuç
sadece afiyetle balık yemek..tekneden 3 saat içinde 5 kg izmarit tutsam.. bana kıyıdan 0,5 kg lık kefalin yada sazanın çekerken verdiği zevki vermez...
Abisi tekneyle çıkınca eziyetine deymeli...
açıkçası ben kıyıya yakın olsam ve teknem olsa kesinlikle sırtı/uzun olta dan veya derin su balıkçılıgından başka bir şey yapmam
benim genel fikrim bu.. katılan /katılmayan?? buyrun güzel insanlar...:)

Az ama öz balık yakalama fikrine katılıyorum. İzmarit-gopezle uğramaktansa bütün gün balık aramaya razıyım :). Ama şu da bir gerçek ki bazen hiçbir şey bulamadığımızda günü kurtaran onlar olabiliyor ;) :D...

muvaffak abi doğru söylüyorsun daaaa..... napalım abi deryadan gelen nasip abi.........:)

:D :D büyüksün mert günü kurtardın yine :D :D
sayın abicim kişilerin kendilerine göre yerleri var kerteriz bir kere belledinmi orayı ve 1 seferlikte güzel bir balık aldınmı işlem taman 10 yıl oraya gidersin çünkü seni boş döndürmeyeceğine inanırsın yeni yerler sana oranın tadını vermez hep orayı ararsın bak benim yere gitseydik ne balık tutardık diye çevresindeki kişiler bile fiskeyi yerler ordaki isparozu bile arasın balık hep aynıdır hep aynı balığı tutarsın ama bıkmazsın nedense bu iş böyle abicim
yeni büyük balık arayışı yada farklı balıkların arayışı oluyor zaman zaman ama eski yer gibisi yok be :D :D

Muaffak abim, bende ''mevsiminde olmak kaydıyla'' kıyıdan aldığım hazzı hiç bir yerden alamıyorum desem yalan olmaz....Ama yerini ve ''yurdunu bulmak kaydıyla'' tekneninde tadı bir başka oluyor...

Senin de belirttiğin gibi artık eski balık yok.Ve, en önemlisi urla/mordoğan tarafından çıkınca da çoğu zaman ''izmrait '' banko balık oluyor.....Özellikle urla karşısında derinlik genelde 25-30 metre arası bu derinlikte de '' düzgün balık'' bulmak çok zor hale geldi...

Sağolsun gırgırlar ve trolcular buraları çorak topraklara çevirdiler diyebiliriz....

Ben uzun yıllar sonra, yeni edindiğim dostlar sayesinde düzgün balığa çeşme taraflarında rastgeldim...Velhasıl hem derinlik hemde,meranın zemini çok önemli...Tam yerini bulmadan da iyi bir şeyler alabilmek çok zor oluyor....

Ayrıca senin de belirttiğin gibi büyük küçük demeden İzmarit ve isparoz un dibine vuran çok kişinin; kıyıya çıktıktan sonra kendisine fazla gelen bu balıkları vermek için yer aradıklarını ve kimsenin istememesi sonucu limandaki çöpe döktüklerini veya limandaki kedilere verdiklerini de çok gördüm.Yahu yemeyeceğin balığı neden tuttuklarını hala da anlamış değilim.Pul kadar isparoz veya serçe parmağı kadar izmarit kimin işine yarar ki...Ama işin içinde hırs ve cahalet olunca malesef bunu engellemek çok zor hale geliyor...Hiç bir bilinçli arkadaşımızın ''en çok balığı ben tuttum'' hırsına kapılmaması gerektiği kanaatindeyim...

Muvaffak abicim öyle avlaklar gördüm ki 100 tane izmarit tutarsın ama garanti arada bir yada iki adet güzel balık denk gelir orası taştır izmaritten fırsat bulan mercan karagöz çupra arada tek tük olsada gelir. Ben görmedim duymadım (erol abinin yeri hariç) sadece mercan yapsın iri iri. Yada ne bileyim izmarit-gopez-ispari-hanoz olmasın bir yerde görmedim 90 metreden izmaritte çektik gopezde hanozda hemde dipten gelen hanozların gözleri yuvalarından fırlıyor basınç değişiminden, tabi mercanda çektik. Yani sadece iri ve iyi balık yapan yer bulmak samanlıkta iğne bulmaktan daha zor :) Birde bu iş nasip işi abicim ben hanoz çekerken 2 metre önümdeki Adnan abicim karagözün dibine vurmuştu. 2-3 Hafta sonra aynı yerde ben teknenin baş tarafında hanoz çekiyorum ortada Onur abi fangri çekiyor arkada Mert abi karagöz çekiyor.
Güven abide çok güzel söylemiş eğer orda 1 kez güzel balık yakaladıysan orası artık özeldir senin için mesela bahsettiğim 90 metre derinlikteki yerde 1 kez güzel mercan çekiyorduk yunuslar işi bozdu şimdi her ava çıktığımızda hava müsade ettiği takdirde mutlaka orayı deniyoruz. Adnan abi her gittiğimizdede daha eskiden yaptığı güzel avları anlatır eski günleri yad eder :)
Sendeki bu düşünce akımı bana acaba Muvaffak abide yaşlanıyor mu sorusunu sordurttu :D
Neyse abicim bu konu kişiye göre değişir ama bana sorarsan dediğinde haklısın tekneyle çıktığımıza değmeli ama öyle yer mi kaldı gözünü seveyim denizlerimizin durumu ortada iyi balık tutanlarda avlakları sır gibi saklar (haklı olarak) bizde kokar çuprasına siznarite talim ederiz bazen balık olmasada insan büyük keyif alabiliyor (bknz:bu yıl yaptığımız tüm Karaburun avları Çeşmealtı ve Gümüldür avı)

walla ben bu düşünceye katılmıyorum açıkçası...

kıyıdan av ile teneden av arsında avlanma tarzında da balıklarda da fark var...

tabi balık tutkunları olarak yerimizde duramadığımız için fırsat bulunca pırrrrr balığa koşuyoruz...kıyıdan da tekneden de durum genel olarak aynı sonuçlanıyor... sık balığa gidilince sık balıksız dönülüyor...mevsimli mevsimsiz, meraları bilmeden...yada biri tarafından bi dönemde balık yakalanmış bi kerterize tekrar gidiliyor...acaba doğru zamanda mı gidiliyor...diyelim ki burada balık yok tekrar yer değiştireyim derken zaman geçmiş balık gitmiş oluyor genelde...tabi hava durumu zaman avlanma şekli uygun olmayınca balıkta az yada istenmeyen türler oluyor...kıyıdanda durum farklı değildir bence...

bu sorunu çözebilmek ve avı en bereketli hale getirmek için herkesin avlandığı bölge hakkında bilgi depolaması gerekiyor...bunları bi deftere yazarsınız ya da erol abinin paylaşıma sunduğu gibi bi almanak kullanırsınız...balığa gideceğiniz zaman bu bilgilere bakarak avlanacağınız zamana göre en verimli yere giderek av sayısını artırabiliriz...ya da verdiği bilgilere hakikaten güvenebileceğiniz kişilerden tabiri caizse tiyo alırsınız...belkide tiyoyla bilgileri pekiştirirsiniz...

tabi bunun yanında hava ve deniz koşullarının da çok önemi var...hava durumunun, akıntıların, su sıcaklığının, bunlara pararel olarak avlanacak balığın beslendiği yemlerin çok önemi var...

yani avı doğru zamanda doğru şartlar altında doğru yerde doğru yemle yapmak, avı ve av sayısını olumlu yönde etkiler... yani söylemek istediğim muvaffak abinin kefal avına gitmesi gibi bi şey...etrafta levrekler var elde ekmek var ve levreklerden dolayı stres altındaki kefaller...şimdi muvaffak abi eğer bu bilgileri not alırsa belki seneye aynı şartlar altında aynı yere gittiğinde burada levrek olabileceğini varsayarak daha tedbirli gidebilecek...

bi de gündüz avlanmanın da ya da gündüz avlarındaki balık seçiminin balıkların sayısında ve boyutunda olumsuz etkileri olabiliyor...atıyorum sırtı yapmanız gerekiyor...kiraladığınız tekneci size ne kadar sırtı yaptıracak ya da sırtı için ne kadar para isteyecek...kendi tekneleriyle ava gidenlerin imkanları açıkça görünüyor...ya da derin suda avlanmanız gerekiyor...ona göre takımlar hazırlamak lazım...

tabi işin şans boyutuda hafife alınamaz...ama balık yakalamak istiyorsak şans faktörünü en aza indirebilmek gerek...işi tamamen şansa teslim etmek doğru değil...

ister tekneden ister karadan gidin balığa...eğer her fırsatta balığa gidiyorsanız genel olarak baktığınızda balık sayısı yaptığınız masrafı genelde karşılamaz zaten...bu bir tutkudur ve bi çok şeyin önünde yer alır...kıyıdan balığa giden hiç bi dokunuş hissedemeden dönebilmesine karşın tekneyle gidenler illaki balık oynamalarını hissedecekler bu bile streslerinin büyük çoğunluğunu atmalarına vesile olacak...zaten tekneyle gidilen avda masraflar kişi başı sanırım 15 tl. ekstrada kalır...bunuda temiz hava parası sayarsınız...ki istanbulda bunların kafeleri açılmış deniz kokulu havalar zaten 10 tl. den satılıyor...

rastgelsin...