RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI

RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI (http://www.rastgelsin.org/forum.php)
-   Tatlı Su Balıkları (http://www.rastgelsin.org/forumdisplay.php?f=28)
-   -   Yayın balığı hakkında (http://www.rastgelsin.org/showthread.php?t=9738)

ustam18 19-09-2011 00:10

Yayın balığı hakkında
 
"ALINTIDIR"
YAYIN BALIĞI AVI
Tatlısu balıkçılığının efsanevi devi, Hakkında en çok palavra atılan balık olma rekorunu hep elinde bulundurur. Çünkü 1 tona yakın boylara geldiği bildirilmektedir. Kimbilir bilir belkide palavra sandıklarımız gerçektir.2 kg dan ufak boylarına kelebek denir.
AV ZAMANLARI :Özellikle suya cemre düştükten sonra iri boyları dağlardan eriyerek gelen oksijeni bol köpüklü sularla dolu küçük dere yataklarının büyük ırmak yada göllere açılan ağızlarından biraz içeri yumurta bırakmaya girerler. yaklaşık 15 20 gün sonra ise geri dönmeye başlarlar işte bu sırada son derece aç olur ve oltaya hevesli olarak atlarlar. Küçük boylarını yani kelebek yayınları hemen her zaman tutmak mümkün olsada en verimli avı gece sessizlikte yapıldığından dışarıda gecelemeye müsait iklimlerde avı tercih edilmektedir. Gerek profesyonel gerek amatör avcılıkta özellikle iri boyları için nisan ayı tercih edilmektedir.
AV YERLERİ:Sarıyer barajı kırbaşı mevkii, sakarya ve kızılırmak nehri üzerinde bir çok nokta, kiğmir deresinde özellikle Salihler köyü altındaki kanyon (bizim gittiğimiz dönemlerde çok ıssız olurdu,son gittiğimde sabah uyandığımda etraf piknik yeri gibiydi tabi bu şartlar altında sonuç malum) Kesikköprü ve Hirfanlı barajları benim avlandığım yerler. Ama bu balık hemen hemen tüm akarsularımızda mevcut. Özellikle oyuk kaya dipleri altlarında akıntının getirdiği ölü balıkları yiyerek beslenen bu balık beslenme stratejisi çerçevesinde irileştikçe göl ve barjların derin dip sularını mesken tutar
YEMLER VE AV YÖNTEMLERİ: Yem olarak tavuk kanatları, sülük,solucan, sabun, sakadat, ölü balık, et vb bir çok yemle avcılığı yapılmaktadır. En az 1 lik kalın misina ve iri kancalar kullanılır. Bana enteresan gelen bir yöntem ise avda sabun kullanımıdır. Bunun için kibrit kutusu büyüklüğünde bir sabun kırmadan delinir ve iğneden misinaya kadar iğne açıkta kalacak şekilde geçirilir. İğneye arzu edilen yem örneğin solucan takılır.İğneyi tam doldurması için bir kaç tane solucan takmak lazım. İğnenin dibe inmesi için kurşun ağırlık ihtiva eden bir takım kullanmak esastır. Olta dibi buluncaya kadar bırakılır ve misina ilk vuruş için biraz boşluk bırakılarak mutlaka sağlam bir yere örneğin bir ağaca yada yere çakılan sağlam bir kazığa bağlanır ve oltaya bir zil ilave edilir. Balık karadaki avcının titreşim ve gürültülerinden etkileneceğinden zil sesinin duyulabileceği maksimum mesafeye kadar uzaklaşmak esastır. Zil sesi duyulunca oltaya çabucak gidilir ve olta çekilir, bu esnada misinayı ele yada bele dolamak oltadaki balığın büyüklüğüne bağlı olarak çok vahim sonuçlar doğurabilir. En iyisi balık kıyıya alınıncaya kadar oltayı ağaç yada kazıktan çözmemektir. Balık çok direnç gösterirse onu yorarak çekmeye çalışmak ve misinanın eli kesmemesi için eldiven kullanmak gerekir. Yayın avcıları mutlaka kakıç adı verilen ucu çok büyük bir olta iğnesine benzeyen bir aleti yanlarında bulundururlar. Mümkünse her zil çalışında 2 kişi oltaya koşmalı ve yardımlaşma gereğinde hazır olmalıdırlar. Bu balık suda daha rahat gelir ama su sığlaşıp balığın karnı toprağa deyince çekmek zor olur. İşte kakıç burada işe yarar. Bir avcı misinayı idare ederken diğeri kakıçla balığı çeker. Bu balığın kuyruk darbeleri çok serttir. Buna dikkat etmek gerekir. Bu takımdaki sabunun faydası eriyen kısım akıntıyla bir ip şerit gibi oldukça uzaklara ulaşır ve sabun erimeye devam ettiği sürece bu iz kokuyu takip eden balığın olta iğnesini bulmasını sağlar.Gölde de bu mantık geçerlidir. Kesikköprüde turna için bırakılan barikatların en uçtaki iğnelerine kerevit takıldığında bu iğnelere turnadan çok iri yayınların vurduğunu sıklıkla gözlemişimdir. Bu klasik yöntemlerin dışında gözlediğim ama denemediğim bir kaç yöntemden daha söz etmek istiyorum. Bunlardan ilki kesilmiş tavuk kafalarını tüyünü yolmadan bir gazete üzerinde biraz tütsülüyorlar, tüyler yanıp ete yapışıyor bu vaziyette iğneye gaga içinden iğne ucu boyundan görünecek şekilde takılıyor, aynı şekilde tavuk kanadıda takılabiliyor. Bir başka yöntem ise sığır dalak ve karaciğeri güneş altında biraz kurutuluyor ve iğneyi örtecek büyüklükte kesilerek takılıyor.
([Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]) den alınmıştır.
Tüm dostlara Rastgele.

mazhar üzümcü 19-09-2011 00:47

hayrettin üstadım emeğine sağlık böyle bilgiler için sevgilerimle.

ustam18 19-09-2011 08:57

Üstad ım Arkadaşlara yararlı olabiliyorsam ne mutlu bana.Bilgiler insanlarla mezara gömülmemeli,paylaşılmalı diye düşünüyorum.
Tüm dostlara Rastgele.

xnode 19-09-2011 10:36

Paylaşım için teşekkürler. Biz küçükken Yayın balığını Antakya Asi nehrinde avlardık. Bunun için nehirde suyun döndüğü kuyru yerlerde iğneye aynı yengeç bağlar gibi kurbağa bağlardık. Kurbağa suyun üzerinde dolaşıp çırpınınca yayın balığını davet ederdi :)

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Yayın Balığı'nın (Silurus glanis) yetiştiriciliği de yapılıyor. Çok ilginç ve farklı bir morfolojiye sahip bir balıktır Yayın. Tüm dip balıklarında olduğu gibi gözler körelmiş ve barbel organı adını verdiğimiz algılama antenleri mevcut. Gerçekten de 1 ton'lara kadar büyür ve Amerika'da göl kenarına su içmeye gelen kuzulara saldırdığı da rapor edilmiş, tıpkı timsah gibi.. İlk çağlarda bu balığın toprağa su döküldüğünde çıktığına inanılırdı. Bunun sebebi, göller kuruduğunda en alt tabakada kalan yayın balığı yumurtaları, nemli olan alt kısımda aylarca hayatta kalabilirler. Yağmurlar başlayıp tekrar su dolduğunda havza alttan çıkarak varlığını sürdürürler.

avlar 19-09-2011 11:44

Paylaşımınız için teşekkürler,emeğinize sağlık.

kaptankarabulut 19-09-2011 17:02

Hayrettin ustam,bu güzel paylaşımın ve bu güzel bilgi aktarımın için çok teşekkürler.Umuyorum ki tatlı su avcılarının faydalanabileceği bir konu..Paylaşımın için tekrar teşekkürler..

Murat ÇAKMAKÇI 19-09-2011 21:48

Hayrettin abi emeğine yüreğine sağlık:helal:
Bilgilendirme için teşekkürler
Hadi levreğe gelmiyonmu:D

Tuncay GÜNAY 19-09-2011 23:39

hayrettin abi bu değerli bilgileri bizlerle paylaştığın için teşekkürler. bilgi paylaştıkça değerleniyor sayenizde

Anıl ÜNALAN 20-09-2011 10:23

Paylaşım için teşekkürler Hayrettin abi. Cem abinin eklemesi de güzel bilgiler içeriyor :)
Tekrar teşekkürler ikinizede :)


Saat 12:09.

Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81