RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI - Marmara Denizi Kirlenmesi Hakkında Sunum

SUNUM

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Önemli araştırma firmalarının yıllarca yaptığı bilimsel çalışmalarda Marmara denizinde 1970 yıllarda denizde yaşayan balık türlerinin tahminen 120 kadar olduğu , ancak şimdilerde bu türlerin pelajik ( su üstü) balıklar dahil olmak üzere 20 olduğu ifade edilmektedir. Bence de gerçek budur.

2004 yılında ağabeyim ile Marmara da kışın gırgır balıkçılığı yaparken ağlarımızdan çıkan balık ve canlı çeşitleri 35 türün üzerindeydi. Ve bu balıkları ayrı ayrı sandıklara koyar satılmak üzere su ürünleri haline gönderirdik .

Aşağıda isimlerini verdiğim bu balıkların yanı sıra Kalkan, Dil balığı,Deniz hıyarı, Torik, Kırlangıç, İzmarit, Deniz kestanesi , Gümüş, Köpek balığı, iri Karidesler, Uskumru,Yengeç ve kol kalınlığında Zargana ağımızdan çıkardı. Hepsi mazide kalan birer efsane olmuş gibi.

Ama bendeniz bu durumu asla kabullenmedim. İlgili bakanlığa yazdığım yazılarımla da bu konuyu dile getirmiştim. Beni Ankara da yapılan yıllık toplantılara çağırılmamı ifade etmiştim. Maalesef Bu hayalim gerçekleşmedi.

Marmara Denizinin en önemli bir özelliği de dünyada eşi olmayan etrafını çeviren kıyıların tek ülke olmasıdır.Yani ülkemiz insanları olarak bizlerde bunun dahi kıymetini bilmiyoruz ve ısrarla da yok etmek için birbirimizle yarışıyoruz.

Marmara Denizi; bilinçsizce ve kontrolsüz aşırı avlanma, algarna , trol, dip ağları, çevre kirliliği, fabrika ve evsel atıklardan oluşan kimyasal atıklar nedeni ile hızla kirlenmekte olduğunu herkes biliyor. Peki kazanmak için ne yapıyoruz. Yapılan iş; araştırma , araştırma, araştırma... Geri kazanım için neler yapılıyor, çözüm öneri getiren var mı? maalesef yoktur.

Bazı araştırma şirketleri, fabrikalara ve evsel atıklar için belediyeler ile arıtma yapılmasını öneriyor. Doğrudur. Ancak çıkan arıtılmış deşarj suyu yine Marmara denizine boci edilmektedir.. Olmaz olamaz. Neden olamaz Çünkü; arıtma için kullanılan en az 4 kimyasal madde de aynen arıtma suyu ile denize dökülmektedir.

Yapılması gerekenin en önemlisini söylüyorum; çıkan arıtılmış berrak kimyasal maddeli sıvı özel büyük havuzlara alınacak ve havalandırma sistemi ile bu sıvı bolca oksijenle doymuş hale getirilecektir. Ardından denize yağmurlama sistemi şeklinde boşaltılacaktır. Hatta bu sıvı Marmara denizine değil çok büyük ve açık deniz olan Ege denizine deşarj edilmelidir. Çünkü bu benim tezim ve mesleğimdir.

İstanbullular, bizler balığa hasret hale gelmişken balık ihtiyacımızı yurtdışından ithal ediyoruz ve organik olmayan yemlerle beslenen kültür balıkçılığından yetiştirilen balıklarla kapatmaya çalışıyoruz. Olacak şey değil.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Marmara Denizi, kendisini boğazları ( İstanbul / Çanakkale ) sayesinde ve oluşan ters akıntılar ile temizlemeye çalışmaktadır.

Marmara Denizi belirttiğimiz gibi hem gezici balıklara hem de yerli balıklara ev sahipliği yapmaktadır.

Halen deniz içerisinde; Hamsi, Sardalye, İstavrit, Kefal, Deniz yıldızı, Lüfer, Karagöz, Palamut, İzmarit, Mezgit, Çipura gibi balıklar yaşamaktadır.

Zamanımızda her ne kadar Balık avcılığı yasalarla kontrol altına alınıyorsa da, bu gerçek manada uygulanmamakta ve de dürüstçe denetim yapılmamaktadır.

Yapılan bir başka çalışma ise; 10 /15 tonluk beton bloklar ile denizin dibine balıklar için yapay resif alanlarını oluşturmaktan geçmektedir...Tamamen komedi olan bu iş ile kim zengin edilmektedir. Eğer resif oluşturmak istiyorsanız ömrünü tamamlamış gemi veya otobüsleri kritik noktalara gömmenizdir.

Amacımız Marmara denizini kirlilikten kurtarmaktır. Tüm aklımızı bu iş için kullanmalıyız. Bu şekilde palyatif tedbirlerle bu iş çözülmez...

Konuyu ; Türkiye'nin güncel önemli konusu haline getirmek ve devamlı canlı halde tutmaktır.

Not:
Katı atıklardan : plastik torbalar, plastik şişeler, plastik masa ve sandalyeler gibi maddeler sadece görsel kirlilik oluştururlar. Bunları temizlemekte çok basittir. Tüm mesele Marmara denizine boci edilen fabrika ve evsel sıvıların ve gemilerden dökülen sintine suyunun ortamdan bertaraf edilmesidir. Gerisi teferruattır.

Kaynakça: Nuri DENİZ