RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI

RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI (http://www.rastgelsin.org/forum.php)
-   DENİZ AVI KARADAN (http://www.rastgelsin.org/forumdisplay.php?f=2)
-   -   Meraklısına eşkina avı tekniği (http://www.rastgelsin.org/showthread.php?t=11701)

night fisher 30-07-2012 23:51

Meraklısına eşkina avı tekniği
 
Gece avına merak sarmam 90 lı yılların başında başladı. Daha önceleri iskelelerde istavrit,lüfer avını zaman zaman yapsamda, çok cazip gelmemişti . Çünkü aynı balığı gündüzde avlayabiliyordum,üç beş balık için sabaha kadar kalmak bana saçma geliyordu. (belki gençliğinde verdiği bir duygu,yapacak birsürü etkinlik varken ne işin var balıkta) .O yıllarla beraber gemlik körfezinde irili ufaklı balıkçı barınakları (mendirek) yapılmaya başlayıp bir kaç sene geçince , dalış yapan arkadaşların anlattığı karagözler,eşkinalar,levrekler buralara ilgimizi çekti. Özellikle karagöz sevdasıyla avlanmaya başladık ve yaptığımız çok zevkli avlar neticesinde bu tutku içimi kapladı ,20 yılı aşkın süredirde devam ediyor. Karagözcülük sabır ,dikkat ve tecrübeyi gerektirdiği gibi, avlanılan bölgenin tenhalığını da gerektirir. Bir çakmağın yanıp sönmesi,ayak sesi,yakamozlu saatlerde oltayı sık sık sudan çıkarıp atmak, verimi azaltan etmen lerdi. 0,20 misinalı takım, bir fırdöndü ve 3 no iğne den oluşur,bütün kabuğu soyulmuş karides yem olarak kullanılırdı. (taze karides ayıklanıp bir gün sonra kullanılır hafif kokması istenir) Yemlenen olta, elle 7-8 metreye savrulur, biraz misine salınarak 1-2 metre önümüzde dibe oturması sağlanır ve beklemeye başlanır. Karagözler yaylım (yemlenme gezintisi) sırasında ayaklarımızın altındaki kayalara kadar yaklaştıkları için, hiç kıpırdamadan durur ve iskorpit ,kaya balığı yada gelinciğin saldırısına uğramayıp durabilen yemi yoklamasıyla, misinayı okşarcasına elimizde hissederken , balığın yemi ağızlayıp fırlamasını bekler , 2-3 metre yol alırsa köstekleyip iğnenin çenesine batmasını sağladıktan sonra,hem taş altı yapmasına müsade etmeyip hemde kafa sallamalarında yol verip, dikkatlice bir mücadele sonunda dibimize getirdiğimiz balığı ,kepçe yardımıyla karaya alırdık.Genellikle 2 kiloya yakın ve üstü balıklar bu mücadeleden galip çıkar,takımı keserek,yada taş altına sığınarak kurtulurlardı. Bu avda biraz daha kalın takım yapıldığı takdirde , misinanın görünürlüğü arttığından ,vuruşlar çok düşerdi. Ayrıca kalın takım kayalara takıldığında bir türlü kopmaz ve kesip bıraktığınız misineler bir müddet sonra önünüzde size ikincil engeller ve balığı ürkütücü etmenler olarak karşınıza çıkar. Zamanla avlaklarda tepe lambalı, el fenerli,cep radyolu,zil takılmış kamışlı güruhlar peydahlanınca ,su içinde projektör gibi yanan el fenerlerinin ucuzlayıp bollaşmasıyla ortaya çıkan ,kendilerini dalgıç sanan iki ayaklı mığrılar oltanın ucunda gezinmeye başlayınca, karagöz avının tadı kaçmaya,balıksız avlar çoğalmaya başladı. O zamana kadar ara ara oltamıza gelen ,600-700 gr dan küçüklerini suya geri saldığımız eşkinalara yöneliş yavaş yavaş başladı.Genellikle karagözün çıkmayacağına inanıp, hafif bir gezer kurşun ve canlı teke takıp levrek için hazırlayıp, 20 metre kadar açığa atıp hafif hafif çektiğimiz takımlara gelirlerdi. Akıntılı suları sever,gece boyunca dahasık periyodlarda yemlenmeye çıkar,ışıktan
gürültüden karagöz kadar tedirgin olmaz,yemi gevelemeden yutar ve girdiği kayalarda levrek ve karagöz gibi uzun mücadele etmez daha kolay kıyıya gelir, kepçesiz karaya alınabilirdi.Herşey iyiydi güzeldi de ya lezzet, zorlu av gecelerinin sonunda elde ettiğimiz ödül ,krema soslu karagöz buğulamaya alışmış damağımızı bir türlü mutlu etmiyordu.Tavası, ızgarası, kremalı fırındası bir türlü istenilen lezzeti vermiyordu.Oysa balığın avcılığında duyulan hazzın devamı ,yakın dostların katılımıyla hazırlanan sofralardaydı. Dostların balıkları yerken yaptığı övgülerin eşliğinde ,tutulan balıkların öykülerini anlatmak ,bu hazzı defalarca katlıyordu.Bir hayli denemeler, tarif aramalar sonucu papaz yahnisinin fırın versiyonuyla damak çatlatacak sonuçlar almamla, eşkinayla aşkımız pekişti. Karagöz avında elde ettiğim tecrübeleri yavaş yavaş bir kenara bıraktım. Önce misinayı 0.30 a çıkardım,akıntılı bölgeleri tercih edip,akıntıya göre 45 derecelik açıda zemine inecek gezer kurşunlar kullanmaya başladım.Balığın her metrede yemlendiğini fark edip, daha derin yerlere olta salladım.Bu sayede iskorpit ve gelincik vuruşlarımda azaldı. Fakat bi sıkıntı vardı, balık papaz yahnisi olacağından iri boyda olmalıydı. Bir kilo altı balığı yahni yapınca, kılçıkların arasından balık ararken ,yemeğin bütün tadı kaçıyordu.Çözüm iğne boyunu büyütmekti . 2/0 ve 3/0 (iğne boyları .,.,.,5/0,4/0,3/0,2/0,1/0,1,2,3,4,5,6.......11 gibi büyükten küçüğe sıralanır) kısa saplı mustad bakır renkli iğneler kullanmaya başladım.Bu balık boyunu biraz büyütsede yeterli olmadı. Karagöz ve levrekte kullandığım karides takma yöntemimden vaz geçtim.Artık kuyruktan iki yerden geçirip atmak yerine , karidesin kuyruğundan girip kafasına kadar içinden solucan gibi geçiriyordum .Bu yöntem yeni bir uğraşıda yanında getirdi.Daha önce teke karidesleri denize sarkan halatlarda,yosun içlerinde basit bir el feneri yardımıyla ,bir iki kepçe sallamayla ,yüzlercesini yakalarken,kullandığım küçük iğnelerde kullanabiliyordum. Şimdi en az 5-6 cm lik karideslere ihtiyacım vardı ve onlar hava iyice karadıktan 1-2 saat sonra derinlerden tek tük kaya üzerlerine çıkıyor ,uzun saplı kepçeler ve çok güçlü ışık veren fenerlere ihtiyaç duyuruyordu.Yüzlerce metre kayalık mendirek boyunca yapılan aramalarda ,20 adet teke oldukça iyi bir hasattı.Aşırı rüzgarın olduğu gecelerde onlara ulaşmak tam bir kabustur,40 km ilerdeki rüzgar almayan mendireğe teke için yaptığımız yolculuk bir hayli fazladır. Bu şekilde elde edilen karidesler kafalarındaki mahmuzlar kırılarak, igneye geçirilip suya atılır.Gide gele, hem balık vuruşu açısından,hemde oltanın takılma oranı ve balığın karaya alınabilmesine uygunluğu açısından olumlu not almış kısımlarında (avcı deyimiyle kumbaralar), sonar gibi ezberlenmiş dip taşlarının üzerinde, ara ara ,karış karış geriye çekilerek hareket ettirilen olta ,vuruş alana kadar at-çek yapılır. İri iğne iri karides ve kafaya kadar iğne geçirme yöntemi ,iğnenin dibe takılma oranını da oldukça azaltır.En büyük dez avantajı iğnede on dakika duran karidesin ölünce şeffaflığını kaybedip beyazlaşması, bu da yemin cazibesini kaybettirip, balığın ilgisini azaltması. bu yüzden uzun süre vuruş olmadımı, yemi tazelemeyi gerektiriyor. Artık herşey tamam olarak suyla buluşturduğumuz oltayı ,hafif hafif oynatırken, hafif bir dokunma , çok ama çok yumuşak bir geri çekiş (1-2 cm)sonrası , bir yutkunma sallamasının ardından, ralli aracı kalkış süratinde bir fırlama hareketiyle beraber yol alan misineyi hafif salıyoruz, bir ve iki ve üç asılıyoruz ,balık istediğimiz ölçüde ise iğne mide çeperine saplanmıştır bile. 500gr civarı ise ve biraz acele ettiysek ya agzına batmıştır yakalanır,yada önce ağırlığını tartarız sonra birden boşalır olta ve balık kaçmıştır.Yem hiçbir hasara uğramaz,eşkina yemi ağzıyla yakalayıp vakumlayarak kursağındaki kemiklerle parçalayıarak(diş gibidirler)midesine yollar. Bu yüzdende, küçük iğneler kullanılarak yapılan avlarda, küçük balıkların midesine girmiş iğnelerin balığa ölümcül hasar vermeden çıkarılması mümkün olmadığından ,çok balık ziyanı olur. El oltası ile bu yöntemle uzun yıllar çok iri eşkinalar ,3 kg lık trofeler ve kilolarını hesabederken hayalgücümü zorladığım kaçan balıklarım oldu. Önceleri hafta sonu ,daha sonraları hafta araları ,uykusuz işe gitmeleri göze alarak sürdürdüğümüz bu hobi,2000 li yıllarda eline oltayı alanın mendireklere hücumuna dönünce,sakin yeni avlaklar aramamıza yol açtı.Bir gece avı için 300 km gidiş geliş mesafelerde güney marmara mendireklerini dövdük durduk yıllar boyunca .Ve... son darbe egeden geldi. Yetiştirdiğim çıraklarımdan biri ,bir avımızda bir gazete kağıdına sarılı boru kurtlarını malzemeciden almış çıkardı ,denedik .Solucan gibi geçirdik bizim koca iğnelere,çekeyim oynatayım derken boş iğne gibi duran takımlar, boyuna takılıp kopunca , fırlatıp attık meretleri,'' nedir lan bu'' diyerek. Sonra 6 metrelik göl kamışlarınabağlı gece istavrit yakaladığımız ışıklı şamandıralı takımlarla hücum etti meralara yeni avcılarımız. 5-6 numaralı iğnelere taktıkları solucanlarla ,yıllardır görmediğimiz ebattaki yavruları gevrek kahkahalarla torbalara tıkmaya,daha önceleri tuttukları istavrit ve isparilerin iki katındaki bu ''dev''balıklarla arkadaşlarına hava atmaya pek bayıldılar.Her avdan sonra mitoz bölünen tek hücreli canlı misali çoğaldılar. 150 metrelik mendirekte 47 kişi saydım bir gece ,sudaki şamandıralar Hindistandaki ganj nehrinde yüzen mumlarla yapılan hindu festivalini gölgede bırakır.Herbiri üçer kamış salmış suya ışıl ışıl. Yahu ne hikmetse, bayıldı bizim eşkinalar bu yeni tanıştıkları merete .''Rastgele'' diyorum bakıyorum siyah pazar poşetlerinin içine, kimi 20 tutmuş,'' bu akşam ay var balık yok,biz üç gece önce 9 kişi minübüs tuttuk geldik fabrikadan arkadaşlarla kaynıyodu balık,ben üç balık tuttum elim kadar vardı ''diyor. Torbadaki 20 balığı toplasan, 1 kilo, bilemedin 1.5 kilo gelir. Bursada eşkina avlanabilecek yaklaşık on mendirek var,Bandırma tarafıda bizim balıkçıların sahası ,oradada bi on olsa toplam yirmi eder. Balık malzemecilerine haftada 3 bine yakın boru kurdu pakedi geliyor ki bu benim ulaşabildiğim rakam ,belki daha fazlası vardır.Bu iş patladı gitti yani.Havalar ters gidip izmirden kurt çıkmayınca avlaklar boşalıyor,bu duruma çözüm arama telaşında avcılar. Kimi tuzlama ,kimi şoklama, kimi akvaryumlarda üretim peşine düştü. Tam bir çılgınlık,altına hücum izleri var bu işte.Zaman zaman aralarına girip sohbet ediyorum , ''iğne'' diyorum küçük değilmi ???? vay senmisin öyle diyen ,kiloluklar çekiyoruz diyorlar, başlıyorlar anlatmaya uzun uzun ,teknik öğretiyorlar bana.Peki küçük yokmu diyorum içlerinde fısıldayarak,eee gak guk salıyoruz biz onları ,torba diyorum yine kısık sesle küçük değilmi bunlar,, amma yaptın be amca!! tamam bi kaç küçük var içinde ...Hepsinin hikayesi var, ya gözüne batmışmış, ya galsamaya. Birde balıkavı sitelerinde paylaşıyorlar TUTTUKLARINI.50 cc pet şişe yanına konmuş, ya da avucundan hafif taşmış trofelerin''fotolarını. Başlık'' bilmemne tarihli eşkina avım''.Bazı meraklı arkadaşlar soruyor nasıl tutulur bilgi verirmisin falan.Hiç üşenmemişler, yüksek lisans tezi gibi çizimler, fotolar , efendim stoperler şöyle takılır, şamandıra şöyle,derinlik ayarı böyle,iğneler 6 no illa şu marka,misineler bilmemnenin bilmemne teknolojisi serisi. Bir siteye ufak bir bilgi ilavesi yapayım dedim, yazı adminin miş yerin dibine soktu adam beni. Yazımı yayınlamadığı gibi, cevabı sitenin 1.sayfa kapağı oldu.Evet dostlar aslında ince avlanma tekniklerinden bahsetmekti amacım,döndü dolaştı MARKO PAŞAya mektuba döndü. Sorularınız olursa cevaplarım.(mevsimi,göç zamanları,balık yapacak havalar vs.) HERKESE RASTGELSİN....

pendikli balıkçı 31-07-2012 02:33

Harika bir yazı olmuş her kelimesini sıkılmadan okudum çok haklısınız. İstanbul başta olmak üzere her yerde malesef bunlar oluyor. Biz her ne kadar bağırıp çağırsakta. Çanakkale'de de 7-8 cm boyundaki çupraları tutuyorlar. Adamlar balık olsun ben tutayım da boyu ne olursa olsun yeter ki benim olsun mantığında. Anlamlı yazı için teşekkürler.

MAVİ FENER 31-07-2012 14:10

Selam Mudanyalı Gece Balıkçısı....
Yine döktürmüşsün...kutlarım...
Ancak konuyu anlayabilmem için 2 kez okudum...
Çünkü satırbaşı yok. nokta yok...bilhassa Parağraf başları yok....
yinede paylaşımın için teşekkürler....
Salı gününüz hayırlara vesili olsun inşallah...

hus213 31-07-2012 15:35

Paylaşımınız için teşekkürlerde,bu raporu yazıncaya kadar geçen sürenizi balıkta geçirseydiniz her halde kovanız ful dolardı diye düşünmekten kendimi alamadım.Rasgele.

night fisher 31-07-2012 19:57

Alıntı:

MAVİ FENER tafarından gönderildi (Mesaj 125847)
Selam Mudanyalı Gece Balıkçısı....
Yine döktürmüşsün...kutlarım...
Ancak konuyu anlayabilmem için 2 kez okudum...
Çünkü satırbaşı yok. nokta yok...bilhassa Parağraf başları yok....
yinede paylaşımın için teşekkürler....
Salı gününüz hayırlara vesili olsun inşallah...

Nuriağabey ,gerçekten zor okunur haldeydi.Elimden geldiğince düzeltmeye çalıştım.Tekrar okumanı isterim.Satır başı konusuna gelince,word ile yazmayı pek beceremiyorum ,satır başı nasıl sağlanır, hangi tuşa basılır ,bilmiyorum.

night fisher 31-07-2012 20:06

Alıntı:

hus213 tafarından gönderildi (Mesaj 125852)
Paylaşımınız için teşekkürlerde,bu raporu yazıncaya kadar geçen sürenizi balıkta geçirseydiniz her halde kovanız ful dolardı diye düşünmekten kendimi alamadım.Rasgele.

Mesajınızı pek anlamadım,biraz daha açarmısınız.Fazla uzunmu geldi,sıkıcımı,yorucumu.Vermeye çalıştığım mesajlarla ilgili karşı olduğunuz noktalarmı mevcut.Boşa nefes tüketiyorsun,boş işler bunlarmı demeye çalıştınız.Lütfen bir iki satırla açıklayınız.Saygılar...

night fisher 31-07-2012 20:09

Alıntı:

pendikli balıkçı tafarından gönderildi (Mesaj 125843)
Harika bir yazı olmuş her kelimesini sıkılmadan okudum çok haklısınız. İstanbul başta olmak üzere her yerde malesef bunlar oluyor. Biz her ne kadar bağırıp çağırsakta. Çanakkale'de de 7-8 cm boyundaki çupraları tutuyorlar. Adamlar balık olsun ben tutayım da boyu ne olursa olsun yeter ki benim olsun mantığında. Anlamlı yazı için teşekkürler.

Çok teşekkür ederim kardeşim

hus213 31-07-2012 21:07

Alıntı:

night fisher tafarından gönderildi (Mesaj 125858)
Mesajınızı pek anlamadım,biraz daha açarmısınız.Fazla uzunmu geldi,sıkıcımı,yorucumu.Vermeye çalıştığım mesajlarla ilgili karşı olduğunuz noktalarmı mevcut.Boşa nefes tüketiyorsun,boş işler bunlarmı demeye çalıştınız.Lütfen bir iki satırla açıklayınız.Saygılar...

Yanlış anladınız bilakis verdiğiniz emeği takdir etmek için yazdım. Yanlış anlaşıldı isem benden yaşça küçük olmanıza rağmen yinede özür dilerim.İsminizi göremiyorum bağışlarsanız memnun olurum.

night fisher 31-07-2012 21:11

Estağfurullah,özür beklentisiyle yazmadım.ben yanlış anlamışım,açıklamanız için tekrar teşekkürler.

hus213 31-07-2012 21:21

Alıntı:

night fisher tafarından gönderildi (Mesaj 125862)
Estağfurullah,özür beklentisiyle yazmadım.ben yanlış anlamışım,açıklamanız için tekrar teşekkürler.

Teşekkür bizden mirim malumunuz olduğu vechile birbirimizi kırmak amacı ile değilde ruhlarımızı okşamak amacı ile birlikteliklerimiz devam edecek ki işte yakınlaşmamıza bir vesile olmuştur,YANLIŞ anlaşılmalarımız.Hayırlı geceleriniz olsun.


Saat 03:44.

Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81