2011 in son haftasında yapmış olduğumuz avın aynısını 2012 nin ilk ayında tekrarladık.
Arasına karbon kağıdı koysak bu kadar kopyası olamazdı herhalde.
Bu raporda tek fark fotoğraflar olcak, Balıkların tür ve miktarı aynı.
Yine bir iş haftasının ardından özlemle beklediğimiz Cumartesi gelmişti. Halis abi ile erkenden buluştuk ve yine, bu sene klasikleşen mekanımız Rumeli Hisarı önüne 06:45 de vardık.
Vardık varmasınada Boğaz Boğaz olalı böyle akıntı görmemiştir herhalde. Lodos yine Boğaz akıntısını ters çevirmiş ve olanca gücü ile Karadenizi doldurmaya başlamış. Bu görüntü bize, balığın aslanın ağzında olacağını söylüyordu ve öylede oldu. Saat 09:00 a kadar 185 - 200 gr kurşunlarımız nadiren dibi buldu ve bu denemelerden sadece birinde sarıkanadı kendi saflarımıza ekmeyi başardık.
Ortam aşırı kalabalıklaştı ve rapalaları birbirine takmaya başlayınca istavrit yoklaması için daha sakin su bulacağımızı düşündüğümüz ikinci mekanımız Kalendere hareket ettik.
Beklediğimiz gibi çok sakin bir su vardı ama istavrit henüz başlamamıştı. Uzun süredir yaptığım gözlemlere göre saat 10 gibi istavrit başlayacaktı. Tahminim doğru çıktı. 15 beden 10 köstekten oluşan 10 lu çaparimize 60-75 gr kurşun takarak istavritleri 2 li 3 lü toplamaya başladık. Ancak unuttuğumuz bir şey vardı bu güzel rüyada. İç işleri bakanlığı saat 10:30 da ultimatomu verdi. Tam balığın en heyecanlı yerdinde istemeyerekte olsa toplandık ve avımızı sonlandırdık. Tabi o esnada son ürünü fotoğraflamaya vakit olmadı. Yine evde tüm balıkların fotoğrafını çektik.
Bu arada balık dönüşü çayımızı içtiğimiz İstinyedeki çay bahçesinden panoramik İstanbul Boğazı ve Köprüler fotoğraflarıma bir yenisini ekledim. Onuda sizinle paylaşayım.
