Yalnız Mesajı Göster
Eski 30-05-2012, 11:54   #7
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

Yalçın abi açıklamaların için çok teşekkür ederim.

Rica ederim kardeşim ne demek her zaman.

Geçtiğimiz av döneminde boğazda kendi sandalı ile amatör olarak av yapan bir abimizin çinekop yakalayan ticariler için şöyle bir açıklaması olmuştu.

"Bu balık milli servettir" Tam isabet. Ama 75 milyona ait milli servettir 50-100 ya da 500 kişiye ait değildir. Üstelik gelecek nesillere de ait orda tüyü bitmemiş yetiminde hakkı var. O arkadaşına şunuda sorsaydın denizinde yatak yapan leğene sığmayan sırtıkaralara, uskumru kalkana, kolyoza, orkinoslara, toriğe palamuta ne oldu. Evet doğru milli servettir ama gelecek nesillerede aktarılması aynı zenginliğin devamının sağlanması gerekir. Yani kıtaların inkişafından beri karasularımızda bulunan bir kısmı göç yapan ama hatırı sayılır kısmıda yatak yapan balıkların devamlılığının sağlanması gerekir. 50 yılda (tür kayıplarına varacak şekilde) yok edilmesi gerekmezdi. Denizlerimizdeki balıklar 50-100 kişinin tapulu malı değil tüm ulusundur. 50-60 mt. kayık yaptım diyen kişinin de 1 oy hakkı var Ahmet yada Baba Yalçın'ın da Anıl'ında 1 oy hakkı var. Ancak denizleri yok edenlerin sirküler yazma hakkı yoktur. Balık "Islak Altındır" bu ülkede 50 yıldır ıslak altın hortumu yapılmıştır. Çeşitli tezlere sığınılarak. Gerekçelerini uzun olduğu için başka bir zamanda onuda yazarız. Denizi banka kabul edelim. Balıklarıda para kabul edelim. Şimdi sözüm meclisten dışarı. Birileri geldi, sadece paranın faizini almadı ana parasını çekti, yetmedi herkesin parasını aldı, bankayı soydu paraları aldı sadece onu yapmadı, çalışanıda vurdu, dozerlede binayı yerle bir etti. Şimdi bunu yapanlara bankayı nasıl koruyabiliriz diye sorabilirmisin kuralları onlara yazdırırmısın. Peki balık tutmayacakmı elbette tutacak ama sınırsız açık büfe diye bir şey yok tüm bunlar çok uzun konu 4.cü bölümde giricem zaten. Ordada sorularının cevabı olacak zaten.

Bu sularda kısıtlı zamanda bulunup ayrılmakta yani göç etmektedir.

Kısa zamanı hatırlayalım bakalım. Lüfer bizim merada 15 Eylülde kaşık uzun olta başlar. 26 Ekime kadar devam ederdi. Bizim mekanda sonrada çinakop başlardı kaşıkla. Boğazda çapari adalarda çapari mavruka gece zoka. Taa Nisan sonuna kadar, sonrada boğazda (eski kofanalı yıllarıda katalım) gene uzun olta, çapari, sonra seğirtme 15 Hazirana kadar tutardık 5-6 yılda birde 20 Hazirana kadar hadi biz onu 15 Haziran baz alalım. Gene boğazda Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs. Totalde 9 ay balık tutardık. Lambayla uskumru kolyoz katliamını, boğazda yatak yapan torik kofana seğirtme dip çaparisi çarpmalarıda ayrı, trolün katliamlarını pas geçsek ne olur denizinde türlerinde kendisi ne yazıkki pas geçmiyor. Mayısın 8-10'nu gibide bizim merada tekrar kuvvetli kaşıkla sarıkanat lüfer çinakop alınırdı. O tarz düşünenler gölge etmesinler başka ihsan istemez bak bakalım balıkçılık nasıl olur seyret zaten burda herkes mutabık çünkü aklın yolu bir. Tek düşünce hazretler kabul ederlermiymiş. Vay anasına sayın seyirciler onların tapulu malıydı ve insaflarına kalmış yani öylemi. Şimdi altlarındaki kayığı devlet para verdi aldı diyelim oldu kayıkları 7-8mt. konuş şimdi. Eee ne olacak şimdi tıss yani ye kürküm yemi. Tenekeden saçtan anıtmı nedir bunu adı. Bunun adı yok bunun adı balıkçılığın beyin ölümü gerçekleşmiş ya da komada 50 yıldır bitkisel hayattan çıkmaya uğraşıyor ne zamana kadar taaki birileri uyanıp gözünü açıp tıngırt diye jeton düşene kadar. Denizimizi para gerektiren arıtmalar dışında eski balıkçılığa döndürmek en kolay iş. Kapat bakalım Marmara'yı endüstriyel balıkçılığa, gelenekseldede ufak tefek tedbirler al bakalım. Ne olacak seyredelim örnek milyonlarca yıldır oluşan ekosistemi 50 yılda ırzına geçip yok ettiler dimi. Marmarayı 50 yıl endüstriyele yasakla kuş uçmayacak şekilde para değil direk el koyacak 10 yıl hapisle beraber bakalım sonuç ne olacak balığın ne kadarı yatak yapacak ne kadarı gidecek.


Bulunduğu süre içerisinde bunu biz avlayıp kendi ekonomimize kazandıramaz isek egeden çıktıktan sonra yunanı italyanı vb. si bunu acımadan yakalayacak ve kendi ekonomisine dahil edecek"

Yerseniz, işte o arkadaşın uzaktan akrabada olsa yakınlarında tatlı su kurnazı varmı incelemek lazım o biraz Mr. Kokoşvari tarz olur. Onu çok izlemiş galiba. Hani meşhur 2 tür çinakop var biri 17cm.'e kadar büyür sonrada fazlada büyümez diyen, 10cm. defne yaprağı için devletten aldığı ötv.'siz mazotla devlete kafa tutan, boğazı kapatıp utanıp sıkılmadan devlet bize para versin yoksa onunda kökünü kazırız diyen tatlı su kurnazlarının sözcüsü tv.'lerde yatan Mr. Kakafoni tarzı olur onu hiç kimse yemez diycem ama yediler galiba. Unutmazsam onla ilgili yazımda vardı onuda eklerim bir ara.


Bu açıklamayı bende buradan paylaştığımda birçok kişi bu ülkelerin kesinlikle böyle bir uygulamada bulunmayacağını, bizimkilerin kendilerine alt yapı hazırlamak için bunları söylediğini,

Onu kim söylediyse (Alt yapı) tam onikiden vurmuş tam isabet onu söyleyeni tebrik ederim. Ha sadece o kadarmı keşke öyle olsa yeni bir kitap olur akıllara zarar söylemler var ama balıkçı esnafı bu dolmayı hiç bir zaman ve şartta yemez çünkü içinde birebir yaşayan kişiler.


AB ülkelerinin avcılık konusunda çok disiplinli olduğunu vb. yazmışlar ve savunmuşlardı.

Şimdi başkalarının ne yaptığı ayrı bizim tatlı su kurnazlarının sığındıkları tezler tamamen ayrı ikisini birbirinden kesinlikle ayırıcaz. Öyle söyleye söyleye bu günlere geldik zaten bunu en iyi gene kendileride bilir zaten çinakopta ayağını kestimi ne olacak söyleyim alayı jilet.


Kendi karasularında evet, mesela balıkhanede geçmiş zamanki bir toplantıda AB'den gelen 1-2 kişi vardı İngiltere'de hangi sene unuttum şimdi, bir yıl gırgır ve dip trolleri çok güzel lüfer tutmuşlar onlar (Bluefish) diyorlar. Bende tercüman vasıtasıyla sordum sizin orda Endüstriyeller çinakop defne yaprağına soykırım yapıyorlarmı dediğimde bizim endüstriyellerden 1-2 tanesi homurdanmıştı tehditvari, trolcünün gözünden vurduğu arkadaşta bana arka çıkmıştı adam toplantıya gelmiş fikrini belirtmeyecekmi demişti sırf sizmi konuşacaksınız demişti. Yandakilerden defne yaprağı çinakopun ne olduğunu öğrendikten sonra onların çinakop tutmasının kesinlikle yasak olduğunu söylemişti. Bir diğeri de benden daha eskilerden duyduğum (Yunanistan'da bulunmuşlardan) Yunanistan ispariyi bile ithal edecek hale gelince tedbirler almak zorunda kaldığıydı. Hatta trol teknelerinden içindekini alıp batırdığı şeklindeydi şimdi durum nedir bilmiyorum. Bu konularda AB ve Japonya kesinlikle sabıkalı. Mesela Avustralya etrafı 3 Okyanusken düşün şimdi amatör olta balıkçısına bile torba limit hakkı 20/30 diyor yani 30cm. altında olmamak üzere 20 adet tutma hakkın var diyor. Amatör tek tek tutan oltacıya dahi. Okyanustan bahsediyorken dünya haritasının az büyüğünden Marmara veya tüm denizlerimizi karşılaştır şimdi gölde 50-60 mt. tekneyle 10 cm. çinakopuda katledicem diyenle 3 okyanusta amatöre bile 30 cm. altını korumaya alanı bir kıyasla. Biz kaç yıl gerideyiz ya da ne zaman ulaşırız. Şimdi değilse ne zaman biz değilsek kim yazacak. Kötü örnek örnek değildir mesela çocuklarımıza sende babasındır kötü şeyi nasıl örnek vermezsek bundada iyi olanları örnek almamız lazım. Konumuz anzaklar yada oteline Gelibolu yerine Gallipoli yazanlar değil. Hani adam kendine müslüman deriz ya onun gibi. Başkasına şirin görünmek için değil sadece kendileri ve gelecek nesilleri adına. Bahri okusada yazsa biraz ordan ben daha sonra damardan giricemde tek başına hangisini yapayım sıra gelir 1 gün elbet.


Benim kastım konunun bu yönü hakkında tartışmaktı. Yoksa balığın yaprakken avlanmasının yasal olmasını savunmak falan değil. Gerçektende bizim balıkçımız bu çinekopu yakalamaz da göç etmesine izin verir ise bunu diğer ülkeler acımasızca katlediyormu idi. Cevabı sanıyorum senden aldık. Kocaman bir EVET.

Çinakopla ilgili burda evet yok yalnız kesinlikle onu belirteyim. Şimdi sende kendine şu soruyu sor bakalım dediklerini doğru kabul ettik diyelim o zaman sor o arkadaşına balıklar çıktı gitti hepsinide rumlar tuttu hiç kalmadı. Adama sormazlarmı 1 Nisanda yasak yerine yukarı yumurtaya çıkacak balığı niye Mayısa yada 15 Mayısa uzatmak ister tatlı su kurnazları çünkü herkesin bildiği konu balık aşağı indiği gibi yukarıda yumurta atmaya çıkıyor bu kadar basit. O tarz söylemlere esnaf tabiri yemezler anam diye geçer lugat bu. Yazıyı bulursam koyarım "Wall Street Journal İstanbul'un Kaybolan Balığı" olacaktı.

Ahmet'çim kocaman bir evet ama benim yazımda AB ve Japonya'nın katliam yaptıkları doğru tartışma konusu bile değil, yalnız biz tutmazsak Yunanistan tutarda doğru değil neden onların tezi doğru olsa. Yukarı çıkacak tek bir anaç balık kalmaz çinakopu bile rüyamızda görürdük dalyanlarda yumurtaya çıkacak balığa dalyan kurmazdı. Unutma lüferde dünyada en çok tutan 2.ci ülkeyiz. Sadece tatlı su kurnazlarının oyununa düşmeyelim. Onların Lüfer ufakları ya da çinakop katliamına dair tek bir video ya da yazı yok. Ben rastlamadımda duymadımda öyle olsa 1 tane denk gelirdi. İnanılmaz bir şekilde araştırdım. Ama bizimkilerde bol. Onlarda sadece bluefish=Mavi balık olarak biliyorlar. Ama lüfer ve üstünü eğerki internet kurtlarında yabancıların çinakop katliamına dair video bulurlarsa hep birlikte seyrederiz. Eğer onların endüstriyelleri çinakopken katlederlerse işin sonunda hislon marka kol saatini alacağını bilirler.

O zaman bu mavi yasalar seninde dediğin gibi evrensel olarak hazırlanmalı. Yukarı daireden bizim eve sürekli pis su akıyor ise biz evi ne kadar temizlesek çare değil. Belki günü kurtarmış oluruz. Köklü çözüm gerekiyor yani.

Elbette ama önce kendi kapının önünü süpüreceksinki diğerlerine konuşma hakkın olsun unutma en önemli konu hep unutulan bizim denizlerimiz okyanus değil 1 kaşık su. Birde çok basit örnek vereyim mesela askeri bölge yasak saha var. Orası ne oluyor balık yatak yapıyor değilmi yığınla. Zanzibar- Yeni Zelanda konusunda belgeselden az değinmiştim. Ama senin dediğinde tabiki doğru, ama bizimkilerin kesinlikle hiç bir konuda en ufak yatacak yeri yok bunu sana garanti ederim. Tekrar hatırlatayım bizim denizimiz var iç deniz statüsünde okyanusumuz yok. Bizim bazı hocaların 50 yldır yaptığı muazzam stratejik hata da bu işte (avcılık ve istihsal dalında olanlardan) Merak etme bizim tatlı su kurnazlarının çoğu afedersin domuzun art .ıçını bilirlerde işlerine gelmez. Bu kafada giderlerse işin sonu jilet. Travertenler sarkıtlar dikitler 1 günde oluşmaz milyonlarca yılda oluşur tabi bizim vaktimiz o kadar yok ama 1 yazıdada bu iş bitmez yazdıkça herkes yada okuyanlar dağarcıkta birikecek. Fiziğe geç kalıcam kaçtım. Saygılar.
__________________
Ahmet TARİH
İSTANBUL/1973
A Rh+

Gündüz aceleden unutmuştum. Bizimkiler her dakika AB deyip duruyorlarya ben demiyorum. Köprünü, tüp geçidini Japonlara yaptırıyorsunya uydunu Fransızlara yaptırıyorsun, heronları İsrail yada ABD'den alıyoruzya. Birde bizimkiler deprem için Fransız araştırma gemisini getirip araştırma yaptırmadılarmı Marmara'nın tüm fay hatlarını incelediler ya. Şimdi bende diyorumki, ABD'den NOAA, Avustralya'danda AIMS'ten bilim adamları gelsinler. Herkes konuşsun endüstriyeller 50 yıldır sirküler yazıyorya zaten. Birde onlarla balıkçılığın geçmişini ne yapıldıda bu günlere nasıl gelindi. Dosyaları önlerine koyalım sorular sorsunlar istedikleri kadar odaya kilitlesinler kapıyı üstümüzden tamam diyene kadar sonrada araştırma yapsınlar. Birde diyelimki bir an için burada siz yaşasaydınız okyanuslar için aldığınız tedbirlere göre bu iç denizlerde ne tedbirler alırdınız. Madde madde önlerine koyucam soruları hepsinin altına karşılığını araştırdıkça doldursunlar bakalım. Ne çıkarsa ben razıyım sayıyla bile balık tuttursa okey.
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 29-08-2012 " tarihinde saat 19:42 itibariyle Baba Yalçın tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla