bayağı uzun dönemli bi sohbet olmuş...
arkadaşlar peşinen söyleyeyim...ben genelde F klavye kullandığım için q klavyeye pek alışık değilim ne var ki tesadüf bu sizlere yazarken hep Q kullanmak zorunda kalıyorum yazılardaki hatalardan dolayı hepinizden özür dilerim...
imbat'a gösterdiği olta için teşekkür ediyorum...aslında ben kıyıdan avlanacağım zaman hemen hemen her balık için gezer kurşunlu ve tek iğneli oltaları kullanıyorum ( kefal, sokarca, çırpan vb. balıklar hariç). tek iğneli oltanın ben ce bi çok avantajları var; 1. kayalık bölgelerde daha az takılıyor...2.balık yakalandıktan sonra oltayı gezdirirken oraya buraya takıp dolaştırmıyor...3. balığı daha kontrollü çekmenizi sğlıyor...4.yem tasarrufu...5.pratik bağlanması...6...iğneden tasarruf... ve dahası....önemsiz gibi görünsede balık bolluğunda ve kayalık yerlerde avlanırken ne demek istediğimi ve bunların başınıza ne kadar sık gelebildiğini zaten biliyorsunuz, heleki balığa alel acele ve dım dızlak çıkmak zoruda kalmışsanız...
ben adana da oturduğum için hem tatlı su, deniz ve hemde akarsuda avlanma şansını bulabiliyorum ama gel gelelim balık neredeyse çok zor bulunan bi av haline geldi... ki çupra elimden daha büyüğü pek denk gelmiyor çoprada hemen hemen her türlü yemi kullanıyorum ama canlı karidesi hiçbirşeye değişmem...canlı karidesi seyyhan ırmağının yosunlu durgun bölgelerinden kepçeyle çıkarıyorum ve denizde kayaların arasında kalmış su birikintilerinden ( biraz ekmek atıp beklerseniz hepsi başına toplanıyor )... ve canlı karides çupra avlamaya çıkmış olsanız dahi size av çeşitliliği sağlıyor...
iğneye gelince genelde beyaz ve çapraz olanını tercih ediyorum ( kısa saplı )...
ama yinede özellikle bir tür balık için gitmişsem ona göre kullanıyorum...
balık ne zamanlar vuduğunu soranlara ( ki genel saatleri dışında) şu cevabı veriyorum...1. sigara yakarken...2.çişinizi yaparken...3.misinayı elinizden bıraktığınız anda... ve benzeri boşluklar...
av alanı ise ( balık yatakları dışında ) öyle yerleri tercih ediyorum ki arkadaşlar bırakın insanı it gitmez...
bi de olta bağlamayı bilmeyenler le balığa çıkmaktan usandığım için ( ha bire olta kopuyor ya da dolaşıyor, ki onlar da öğranme zahmetine girmiyorlar) genelde işi bilen arkadaşları tercih ediyorum... ki acemi şansıda cabası... size anlatayım efendim; bi gün 6 arkadaş balığa çıktık içimizden biri bırakın olota bağlamayı, kuşu - köpeği - balığı yan yana koyun ayırt edemez... oltasını ben bağlıyorum, yemi ben takıyorum yaw suya bile ben atıyorum... ben iki tane yakalıyorum o beş altı tane - ben dört çekiyorum o on tane...arkadaşlar bununla da kalmadı diğer bölgelerde adına ne denir bilmiyorum burada bizim horoz kayası dediğimiz bi çeşit kaya balığı, antalya taraflarında sırtlan diyorlarmış her neyse arkadaşlar bu balık kayalık bölgede yaşar ki adından da belli horoz kayası ( latince adını bilmiyorum) ve neredeyse yuvasını hiç terk etmez...adam kumluk sahada 9 no. iğneyle 25'lik misinayla yaklaşık 2,5 kg. gelen bu balığı yakaladı ve 1,5 mt. yükseklikteki iskeleye kepçe bile kullanmadan çekti...bu olayda arkadaşın o günkü şansının üzerine mum dikti...gelinde sinir olmayın...
sanırım lafı fazla uzattım... diyeceğim o ki oltalarınızı ve yemlerinizi av alanına göre, balığın türüne göre ve mevsime göre seçmek en doğrusu ama eğer avlanacağınız bölgeyi biraz araştırabilirsek balığın doğal yoldan besin kaynaklarını bularak onları kullanabiliriz ya da taklit edebiliriz... örneğin "kapak";
av alanında bulunsada sürekli kayalara yapışık olduğu için domuz balığı dışıda neredeyse hiç bi balık onu yerinden sökemez o yüzden terih edilmemeli...ama yinede yoklukta kullanılabilir ki tavuk bile işe yarar bi yemdir...ama ben doğal yoldan hangi yemle beslenebiliyorsa o yemi elimden geldiğince tercih etmeye çalışıyorum...
umarım sizleri sıkmadım....
hepinize rastgelsin...
|