arkadaşlar levrek avı konusunda kendim için uzmanım diyemem ama bi çok amatör balıkçıdan daha çok şey bildiğimi de söylemeliyim ( "yiğidi öldür ama hakkını ver" hesabı )...
levreğin yaşam tarzıyla konuya başlamam sanırım daha doğru olacaktır... izlenimlerime dayanarak fark ettiklerim şunlardır; 150-200 gr.a kadar kalabalık geziyorlar ve ağırlıkları arttıkça sürü sayıları azalıyor hatta 2-3 kg. ve yukarısı genelde yalnız dolaşıyorlar...yaşadıkları yeri çevrelerindeki küçük balıkların bolluğuna göre seçiyorlar...yumurtlama ve çiftleşme dönemlerinde çok nadir avlanıyorlar bazen bu dönem içerisinde hiç avlanmıyorlar...hafif bulanık, anaforlu, hafif dalgalı suları, kumlu, çakıllı, kum ve kayalık ya da çakıl ve kayalık olan sahilleri, dalyanları, limanları vb....kısacası yavru balıkların bol olduğu bununla birlikte levreğin kendini kamufle edebileceği ortam ve saatler levreğin avlandığı ortamlardır... av yeri ve zamanı bunlara göre seçilmelidir...
zamanında karidesle, midyeyle, kaya midyesiyle ( bazı yerlerde kapak olarak biliniyor), tavuk göğsü ya da bağırsağıyla ( valla eğer yem bulamazsam etimden bi parça keser gene atarım, denediğim ve balık yakaladığım yemleri duysanız gülmekten ölebilirsiniz ki bunlardan pek bahsetmek istemiyorum ), ekmekle, gofretle vb. levrek için neredeyse hiç kullanılmayan yemlerle bu balığı yakaladığım oldu... tabiki bu yemlerle levrek avlamıyordum; çupra avlarken, kefal avlarken vb. tabi çok nadir olarak... şunu söylemeye çalışıyorum ki levrek avı için eğer; levrek çok ama avlanabileceği yem az ise bi çok yem ki ishak beyin de dediği gibi bu zaman genelde suların soğumaya başladığı ve soğuk olduğu aylara denk geliyor... levrek az ya da çok, eğer yem çok ise levreğin ilgisini en fazla çekecek yemi kullanmalısınız bunu da genelde canlı yemler oluşturuyor...( ama şunu eklemeliyim hani levrek avının daha bol olduğu ve suyun soğuduğu aylar demiştim ya; denizin genelde soğuk ama av yerindeki suyun ılık olduğu yer ve saatler tercih edilmeli eğer su gereğinden fazla soğuksa levrek avlanmaktan vazgeçecektir)
misina kalınlığı ve olta meselesine gelince... ben genelde kıyıda ya da tekneden sığ sularda avlanırken tek iğneli ve gezer kurşunlu el oltasını tercih ediyorum ve bunu neredeyse her balık için kullanıyorum... ancak tarif ettiğim olta bence elle atılan ve levrek için kullanılabilecek en doğru oltadır...sadece levrekte gezer kurşunu biraz ağır kullanıyorum ve stoper kullanmıyorum... sebebi levreğin yemi ağzında bi süre götürdükten sonra yutmaya çalışmasıdır...ağır kurşun hafife nazaran misinaya karşı daha dirençli olduğu için misinanın içinden daha rahat akmasına izin verir ve levrek bunu eğer misinada yeterince boşluk bırakılmışsa genelde hissedemez... misinanın rengi suyun rengine göre seçilmelidir...kalınlığı ise keliteli markaların 0,20 ya da 0,22 lik olanları terçih edilmelidir... ishak beyin kullandığı oltayı ben sadece tekneden derin sularda dip için kullanıyorum ve yıllardır sazan dahil hiç bi balık için kullanmıyorum...bunun sebeplerini daha önce yazdığım bi yazıda anlatmıştım...( 2 ya da daha fazka iğnenin oluşturduğu riskler ve ekonomisi)...
yem olarak; at çek yaparken tüy ya da slikon zargana yavrusu...canlı olarak levreğin yediği bütün yemler ( ki bunlar ilgili forumların içerisinde çokça sıralanmış)... dip ve şamandıralı bırakmalarda ; sardalya, karides, kalamar kullanıyorum
at çek yaparken ağır şamandıra kullanıyorum; şamandıranın suda çıkardığı ses ve hareket levreğin oldukça ilgisini çeker...sahte yemlerin önüne ya da arkasına kurşun bağlamıyorum...hatta eğer sahte yemim ve yoksa at çek yapmam gerekiyorsa sigara paketinin içindeki parlak kağıdı kullanıyorum...
balık oltayı götürmeye başladığında acele etmeyin 1,5-2 metre kadar yemi sürüklemesine izin verin; yüksek ihtimalle iğne ağzına takılmamıştır... daha sonra hafif bi çalma hareketiyle iğneyi ağzına takın çekerken dikkatli olun acele etmeyin ve yanınızda bi arkadaşınız varsa ona ateşi yakmasını söyleyin ve yakaladığınız ilk levreği orada afiyetle yiyin...rakı da varsa dadından yenmez...
benim izlenlerim bunlardır...belkide yanılıyorumdur...
bu arada son zamanlarda uzun yazar oldum sabrınız için teşekkür ederim...
rastgelsin...
Bu mesaj en son " 21-08-2006 " tarihinde saat 15:04 itibariyle aganta borina borinata tarafından düzenlenmiştir....
|