Yalnız Mesajı Göster
Eski 27-02-2007, 12:49   #1
hhlevent
Oltacı
 
hhlevent kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 17.12.06
Mesaj Sayısı: 13
Varsayılan Yayın Balığı(Anıyla Karışık)

Selamün Aleyküm,

Arkadaşlar bu yazıda sizleri bundan 25 sene gerilere götüreceğim. Emekli olduktan sonra Amasya'da uzun müddet ikamet ettiğimi yazmıştım. Serde avcılık ve balıkkçılık olunca hem avcı hem de balıkçı olan arkadaşlarla haşır eşir oldum. O günün başlangıcı buün hatıralarını silemeyeceğim bir noktaya getirdi. O zamanlar av sezonu bitince hemen oltalar ellerde mart sonuna kadar Yeşilırmağın kenarına balık avlamağa koşardık. Havalar ısınmaya, yayın balıkları inlerinden çıkmaya başlayınca gruplar halinde Sivas'tan Bafra'ya, Erzincan'dan Hasan Uğurlu barajına kadar her cumartes günü balığa gider pazar akşamı geri dönerdik. AV dergisinin bir sayısında Yayın için ayırdığım bir yazımda onun özellikllerini, avlama şekillerini izah etmiş, hatta Amerika'dan getirttiğim "The Bible of Catfish" adlı kitaptan da alıntılar yaparak anlatmıştım. Kitaba göre yayının dünyada 52 çeşidi olduğunu ve kirletilmiş sulara en dayanıklı bir balık olduğunu yazıyordu. Ancak her yeme saldıran bu balığın neslinin de pek fazla çoğalmayacağını hem o kitaptan hem de kendi tecrübelerimizden anladım. Yirmi sene sonra Amasya'ya geri geldiğimde ilk işim yayınlar hakkında bilgi edinmek oldu. Maalesef o bolca yayın yaaladığımız Kızılırmak, Kelkit'te yayın artık yok denecek bir düzeye indiğini, ve yayın için arkadaşların taa Aras nehrine 1000 km. den fazla bir yolculuğa atlanıp giderek oralarda avladıklarını öğrendim. Arkadaşlar haklı idiler. O zaman inanın olta nedir bilmeyen vatandaşların ırmak boylarını ağlarla, oltalarla parsellemiş olduklarını öğrendim. Eskiden kıskançlık nedir bilmeyen, tuttuğumuz balıkları görünce "Allah Allah bu ırmakta böyle büyük balıklar varmış da haberimiz yokmuş" diyen köylü-kentliler arkadaşlara bir sürü sorun çıkartmaya başlamışlar. Aslında yayın ağırlığının onda biri kadar yumurta yapmasına rağmen diğer balıklar gibi yumurtalarının %80 i yaşayamaz. Sonra yayının yaşaması için sularda ortamları olmalıdır, mesela intabir edilen su içi kovuklar, çalılık ve derin durgun ağaç dipleri onun yaşama ortamıdır. Yayın akıntıya ancak avlanabilmek için akşamdan sabaha kadar çıkar. Yakaladğımız balıkların %90ı gece tutulan balıklardır.

Yayının yemine gelince, herşeyi yer demiştik. İşte bunların arasında sabun kalıpları, hatta yem sandığı her çeşit maddeyi yutar. Bir keresinde tuttuğumuz bir balığın midesinden küçük bir çocuk karalastik ayakkabısı çıkmıştı. Aç kalınca kendi cinsini bile yer ki, biz buna şahsen şahidiz. Akşamleyin tutup örüklediğimiz balık (sağlamca bir ipi galsamasından geçirip, suyun içinde bir çalıya bağlamak, canlı kalması için) iki saat sonra büyük bir baık tarafından yutulmuştu. Bu balığın en çok sevdiği yem çeşitleri sülüklerdir. Sülük oltada günlerce canlı kalabilir. Gelecek yazımda bu konuya devam ederim inşallah...

Her gidilen yerde balık tutmak diye birşey olmaz. İşte böyle bir günün üzüntüsünü dile getiren bir şiiri de aşağıya koyuyorum:

BALIKÇILIK

Yine aldık havamızı,
Boş bıraktık tavamızı,
Balıkçılık davamızı,
Bırakalım, bırakalım...

Ne tutuldu ne de tuttuk,
Balık yemeyi unuttuk,
Bu hafta da hapı yuttuk,
Öbür haftaya bakalım.

Geldik yekine yekine,
Düşmedi ipin tekine,
Hak veriyorum Çekin'e,
Bu işe bir ad takalım.

Kimisi diyor delilik,
Kimisi diyor velilik,
Ey söğütlük ey çalılık,
Sizi kökünden yakalım.

Hava bozuk, ırmak haşin.
Yat evinde hazır aşın.
Levent nedir bu telaşın?
Aklına turplar sıkalım...

HÜSEYİN HİLMİ LEVENT

*Çekin: Avukat Ahmet ÇEKİN, balıkçı arkadaş, Amasya eski Belediye Başkanı.
"Biz oraya gittik, balık vermiyor gitmeyin" demişti, haklıymış....
__________________
Emekli Asb.
Hüseyin Hilmi LEVENT 1926-TARSUS/ AMASYA
hhlevent Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links