Yalnız Mesajı Göster
Eski 03-05-2007, 07:53   #22
jellyfish
Oltacı
 
jellyfish kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 12.04.07
Mesaj Sayısı: 59
Varsayılan

Yazlıkçılar ve Balık Çiftlikleri

--------------------------------------------------------------------------------

Uzun yıllardır Kamuoyunu meşgul eden Ege ve Akdeniz kıyılarındaki Balık çiftlikleri kıyılarımızdan yavaş yavaş açık denize çıkmaya başladı yani ofshore sisteme geçiyorlar.

1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu uyarınca uzun yıllar önce faaliyete başlayan çiftliklerin taşınması için Çevre Bakanlığı nın yenilediği kanunu kapsamı içine alınan çiftliklere yeni yer tespiti yapmadan ve yer gösterilmeden kaldırılmaları için kısa bir süre verilmesi yanlış ve haksız olduğu kadar akla başka soruları da getiriyor.

Çevre Bakanlığı kanun yenileme çalışması yapılırken TBMM sinde gelişmeleri izliyordum ve çiftliklerin nasıl gündeme geldiğine en yakın tanığım,bunu Denizhaber.Com'da daha önce ayrıntılarıyla yazmıştım,çiftlikler gündeme gelirken bir Zonguldak Milletvekili nin bunu son anda neden gündeme getirdiğini Çevrecilerden daha katı bir tutum izlediğini önce anlayamamıştım, benimde görüşüm alındığında buna Çevreci bir mantıkla yaklaşıp Balık çiftliklerine süre verilerek kıyılardan uzaklaşabileceğini ifade etmiştim tanıklar önünde.

Ancak Kanun çıkıp Çevre Bakanı açıklamalarını sertleştirdikçe çiftliklerin bir an önce kıyılardan çıkması gerektiği söylendikçe bu acele niye dedim ve Çeşme kıyılarında önce Sit alanı olan bir yerin daha sonra imara açılarak içinde Milletvekillerinin olduğu bir yazlık site yapıldığını bu site bittikten sonra imara açılan bölgenin tekrar Sit alanı olarak ilan edildiğini de biraz geç te olsa öğrendim.

Hem de kimlerin, listeyi bir görseniz dilinizi yutarsınız çünkü bu sayın vekillerin tamamı yazlık yapmaya geldiklerinde bizden de hızlı çevreci kesiliveriyorlar.

Bu Milletvekillerinin tamamı kıyıları kirletiyor dedikleri ve çiftliklerde yetişen balıkları yiyerek tatil yapıyorlar ,hayır biz çiftlik balığı yemiyoruz derlerse zaten suç işlemiş olurlar çünkü yaz aylarında tüm karasularımızsa balık avı yasakları var ve çiftlik dışında balık yediğini açıklayan bir vekil kaçak avcılık yapanları teşvik etmiş olur.

Bir başka şikayetçilerde turizmciler peki onlar yazın otel ve restoranlarda hangi balıkları tüketiyorlar acaba,peki kıyılardaki tüm otel ve restoranların atıkları nereye gidiyor dersiniz.
Madem çiftlikler kirlilik yaratıyor,kirli yerde balık yaşar mı kefal mi sandınız Çipura yada Levreği .o zaman neden yiyorsunuz.

İzmir Çeşmenin hemen karşısında Dünyada tek sakız tekeli olan Yunanlılara ait Sakız adası var,bir zamanlar Ege kıyılarında da sakız vardı neden çoğaltılacağına kesildi,yok edildi ve bir tekel yaratıldı acaba ,yine Sakız adası tek başına kıyılarımızda üretilen çiftlik balıklarından
daha fazla balık üretiyor ve Adanın her yanın da balık çiftliği var neden oradan ses çıkmıyor orada çevreci yok mu orada turizm yok mu.

Tüm kıyılarımızda irili ufaklı 230 kadar çiftlik var üretimde Sakız adasına yetişemiyor,tüm çiftliklerin hemen kıyılarımızda kötü koşullar içinde olmasını ben dahil kimse kabul etmez zaten çiftlik sahipleri de kabul etmiyor,bizimde savunduğumuz gibi açık denize çıkmak için çaba sarf ediyorlar ancak hiç kimse yer göstermiyor sorumlu Bakanlıklar bir araya gelip yer tespiti konusunda bir çalışma yapamıyorlar,işi Çevre bakanlığında daha denizi görmeyen adamlara çiftlikler konusunda yetki verip bu işi çözmeleri isteniyor.Beni bu lafıma kızgınlı gösterenler olabilir ama demokratik platformlarda tümünle tartışmaya da hazır olduğumu burada belirtmek isterim hani Hodri Meydan programı var ya.

Deniz içinde yaşanmakla onu anlamakla çözülür ancak bizde her zaman işler tersine çıkarına işliyor.Gazipaşa da orkinos çiftliklerine tepki gösterenler Belediyenin çöplüğüne bakarlarsa asıl kirleticinin kim olduğunu göreceklerdir.

Denize yakın bir yere dökülen çöpler yağmur ve rüzgarlarla tekrar denize karışıp daha sonra kıyılara vurduğunda bunları Orkinos balıkları mı yapmış oluyor.Bodrum ve Çeşme kıyılarında sık ağlarla kaplı olmasına karşın denizden dalgalarla giren poşet ve atıkları Çipura yada Levrek lermi yapıyor.

Balık ve kuşları markalandırarak takip altına almak yerine naylon poşetleri ve benzer artıkları markalarsak kıyılarımızdan denizlere dökülen çöplerin dönüp dolaşıp yine bize döndüğüne tanık olursunuz.

Balık Çiftlikleri avlanma yasakları süresince ülkemizin Su Ürünleri kaynaklarının korunması yönünde hayli etkili oluyor,ayrıca nesli tükenen türlerinde üretilmesinde önemli adımlar atıyorlar,kıyılardan uluslar arası sulara yakınlaşan Balık çiftliklerini fırtınalı havaların yanı sıra balık korsanları ve beklenmedik deniz kazaları bekliyor ,buna rağmen Çiftlik sahipleri yer gösterilmesi ve yeterli süre verilmesi durumunda açık denize çıkmaya kararlılar.

Kurulan yeni sistemler beklide dünyada örnek olacak sistemler. Bazı milletvekillerimiz turizm gelirleri daha önemli çiftlikler ne kazandırıyor diye düşünüyorlar ancak turist balık yemek ister turiste balık yedirmek için balık ithal ederseniz turizm gelirleri neye yarar?

Ülkemizde halen ihracattan çok ithalat var kimi kandırıyorsunuz , turizmciler bile dışarıda kesilen komisyondan şikayetçi paralarını tam alamıyorlar, bu yetmiyormuş gibi şimdi başka senaryo devreye giriyor, tamam balık çiftlikleri kıyılarımızda yılın sadece bir ayını tatil yapacaklar için kötü görüntüye neden oluyor, ya tüm kıyılar turizme açıldığında ve beton yığını haline geldiğinde ne olacak denizler kirlenmeyecek mi,görüntünüz bozulmayacak mı tüm doğa ve sit alanları tahrip olmayacak mı?

Assos buna benzer örnekler o kadar fazla ki. Orkinos çiftliklerine karşı çıkanların çoğunun Sit alanı içinde kaçak evleri yazlıkları var hem de senede sadece 1 ay oturacakları ölü bir yatırım için ve çoğunun mahkemeleri halen devam ediyor. Ama toplumda saygınlığı da elden bırakmıyorlar.

Ancak bu çiftliklerden devlet eliyle kurtulduktan sonra, istediği gibi inşaatı dikecek, Hükümetlerin bir an için biz Çevrecilerin sesine kulak verip Balık Çiftliklerini
düzene koyacaklarını beklerdim ancak bu henüz olmadı.

Balık çiftlikleri sahiplerinin avukatı değilim ancak bir yanlışlığı düzeltelim derken başka bir hem de daha büyük bir yanlışlık yapılmasına karşıyım ve bu yanlışlıklar içinde hükümet ciddi kararlar alıyor. Devletin Denizcilikle ilgili kurumları bir araya gelip ivedi olarak koordinasyon sağlayıp çiftliklere yer göstermeli ve süre tanımalıdır. Aksi halde sakızda tekel olan Yunanlıların Sakız Adası aynı zamanda balık çiftliklerinde de tekel olacaktır.

Balık fiyatlarının kırmızı etten ucuz olması,dünyada tüketilmesi gereken en sağlıklı besin olması hususlarına girersek işin başka tartışılmaya değer tarafları ortaya çıkar,biz bunları birkaç ay evvel Balık Çiftlikleri ve Kıyılarımız adlı bir panel de enine boyuna tartışmış ve ilgili tüm kurumlara bilgi vermiştik ama onlar halen bildiklerini okuyorlar,devir onların devri masa başında Dünyayı ben yarattım edası ile iş görenlerin devri ama bunlarda geçer biz hep birlikte neler gördük neler.

Çıkar lobileri oyunlarını sürdürüyorlar,ancak bu Ülke de geçmişten ders alan insanlarda var ve bu Ülkenin Büyüklüğü bilen insanlarda var, hiç kimseye alet olmadan ve yeni SAKIZ tekelleri yaratmadan bu işleri çözecek insanlar yerini alır, bu yazdıklarım genel anlamda ifadelerdir, Balık çiftlikleri genel oyunun içinde bir parçadır sadece.

-denizhaber-

siz çipurayı levreği kefal mi sandınız? o zaman neden yiyorsunuz?
bugünün lafı bu olsun)
__________________

gözde armağan

14.01.84

su ürünleri mühendisi

izmir
jellyfish Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla