Yalnız Mesajı Göster
Eski 23-10-2007, 16:57   #11
zfr
Oltacı
 
Üyelik Tarihi: 22.10.07
Şehir: antalya-demre
Mesaj Sayısı: 3
Varsayılan

Rica ederim Cumhur, faydalı olabildiysek ne mutlu...
Aslında dediğin gibi balıkçılığımız düşüş içerisinde. Ama bu sadece bizde değil. Bütün dünya genelinde düşüş var. Bunun sebebi aşırı avcılık, ve bilinen sebepler. Bunları tekrarlamak yerine başka bir bilgi vermek isterim.
Gelişmiş ülkeler bu konuyla ilgili uzun süreli planlar yapmakta. ZAten bu durumun böyle olacağı biliniyordu. Şöyle ki dünya genelinde denizlerden ve iç sulardan avcılık yönttemiyle yakalanabilcek stok miktarını FAO 70-100 milyon ton arasında değişeceğini bildiryor(2004). Bu rakam en fazla % 10 daha artabilir. Bu da ancak süreklilik ile mümkün. Bunu da gelişmiş ülkeler anlamış durumda ve stoklarını saptayıp bu stoklardan sürekli ama aynı oranda faydalanmayı hedef seçmiş durumdalar. Bunun içinde bir bireyin en az bir kere döl verebilmesini sağlayacak avcılık yasakları ve hukuksal düzenlemeler ile her sene aynı oranda avı yakalamayı öngörüyorlar ve de çok haklılar. BU aynı zamanda toplum içerisinde de (yani balıkçılık yapan kesim) bilinçlendirilmiş ve herkes bu kurallara bu bilinçle uymaya başlamış. Bunun yanında denizlede av kotası uygulamaları ortaya atmışlar. Artık birçok iç denizde avcılık bölgeleri ve bu bölgelerde sınırlar, bu sınırlar içerisinde de her ülkenin avlanabileceği miktar sınırlandırlımış. Böyle olunca devam eden yıllarda yakalanan balık miktarlarında ve boylarında artış görülmüş. Mesela orkinos. Bu aylarda ülkemiz dünya orkinosçularını ağırlayacak ve bu çok önemli bir organisazyon. Bu toplantıda her ülke gelecek ve yine kotalar konuşulacak... tartışılacak. Bu toplabtılarda bazı ülkeler kota haklarını başka ülkelere devrediyorlar. Mesela Ülkemiz Kore'nin 1000 tonluk hakkını kulanmakta. Tabi konu yine yetiştiriciliğe glecek belki ama FAO zaten dünya nüfusuna paralel bir şekilde hem proteün açıklarının artacağını, hem de küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda doğal ortamlardaki şartları olumsuz etkileceğini tahmin ettiğinden, su ürünlerinin geleceğinin yetiştiricilik üzerine kurulmasını öneriyor. Yani, gelecekte yetiştiricilik ddaha da öenem kazanacak ama, kota bana göre her tür için hatta yetiştiricilik için bile geçerli olacak gibi geliyor. Burada önemli olan en başta insansağlığı elbet ama stokları bitirmemek, türleri yoketmemek, doğal kaynakların sınırsız kaynaklar olmadığının farkına varmak, bu kaynakları sürdürülebilir olarak kullanmak olacağından hem küresel ısınmanın etkilerini hemde çevresel etkilerin daha önemli olacağı günleri şimdiden görür gibiyim. Tabiki bir grup insan " hah işte bizde bunu savunuyoruz yetiştiricilik çevreyi kirletiyor" diyecek ama, o günlerde çevresel etkinin gerçek kaynaklarını görmezden geldiğimizi kabak gibi ortaya çıkınca insanlar yine zeytinyağı gibi üste çıkıp birilerini suçlayıp kirlettikler.i çevremizi; bizim olan çevremizi bizle başbaşa bırakacak. İzmir Körfezinin durumunu herkes bilir. 30 yıl 40 yıl öncesini anlatanlar BÜYÜK KANAL projesinin kaçıncı yılında körfezin kendini yenileyebileceğini göremeyecek hayatın kısa olduğunun farkındalar. Zaten duyumlara göre bu kanala pislik basan pompalar çok elektirik yakıyor diye belediye arasıra büyük kanala pislik basıyormuş. Ben isterimki 7den 70'e herkes çevreci olsun ama bilinçli olsun. Bilinçli olması demek çevrede ne görürse veya hang,i dolmuş geçerse ona binmek değil. Herkes bilirki bir yerden birçok dolmuş geçer ama birçok noktaya çıkar. Önemli olan dolmuşların nerede duracağını kestirmek.... Doğruları, gerçekleri duyduklarımızla yorumlamayalım, araştıralım, sorgulayalım, saygıyla sorgulayalım. Sonuçta duyarlı olan insanlarla bu kaynakları sürdürebilicez... Sorumsuzca trol çeken avcılık yapan kirlilik yapan çevreyi katleden insanlar elbette yarınlarında çocuklarına bir daha balık yedirmek, yaşadığımız cennet güzelliklerini göstermek yaşatmak isteyenlerle bir değildir. Yeter ki bu bilinci oluşturalım. Yoksa balığı trolle gırgırla avlayacağız elbet. Ama yeterki trolle avlarken, trolü orta su trolü ve uygun göz açıklıklarında kullanalım. veya Gırgırla avlarken küçük balıklarıda avlamayalım, yumurta vermeyen üremeyen bireyleri avlamayalım ki bir daha ki seferde aynı balığı bir daha avlayabilmek adına üreyebilsin. Bu fırsatı verelim gerisinde bir sorun kalmayacatır. Sonuçta bu kaynaklar, denizler hepimizin, ve herkesin bir diğerine saygısıdır bu aynı zamanda....
Saygılar & Bol balıklı günler...
zfr Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links