SPIRULINA
Bugün, bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak gıda-beslenme-sağlık ilişkisi, bilinçli toplumların üzerinde önemle durduğu bir konu haline gelmiştir.
Netice olarak fonksiyonel ve besleyici gıdalar, tıbbi besinler gibi kavramlar içinde tanımlanan bir çok gıdanın insan beslenmesi ve sağlığındaki önemi ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri olan spirulina, içerdiği protein, karbonhidrat, vitamin a, vitamin b12, demir, fosfor magnezyum, linolenik asit (gla), eikosapentaenoik asit (epa) gibi çeşitli yağ asitleri ve aminoasitlerden dolayı, dünyanın bir çok ülkesinde fonksiyonel ve besleyici bir gıda olarak kullanılmaktadır. günümüz yaşamında gürültü, stres, yoğun iş temposu ile yorgunluk artmıştır. işte tüm bu olumsuzlukları en aza indiren harika bir ürün olan spirulina, mikroskobik mavi-yeşil bir yosundur. Spirulina'nın kullanımıyla ilgili ilk kayıtlar 1521'de kuzey amerika kıtasında, meksika'ya gelen ispanyollar tarafından, bölgenin yerli halkı olan azteklerin texcoco gölünden hasat yapıp tükettikleri şeklindedir. 1940 yılında fransız botanikçi p. dangeart'ın orta afrika'da Chad Gölü bölgesinde yaptığı araştırmalar esnasında bölge halkı olan kanembu kabilesi insanlarının göldeki spirulina'yı toplayıp, kurutup hasat ettiklerini ve dihe adıyla tükettiklerini tespit etmiştir.
Spirulina' nın besleyici değeri ve kullanım alanları
Ticari algal üretim faaliyetleri kapsamında, en yaygın kültürü yapılan mikroalglerden biri spirulina sp. türleridir. zengin protein içeriği (%60-70/gr), vitaminler (özellikle b12 ve ß karoten), ve mineraller bakımından uygun bir bitkisel gıda kaynağıdır. yapılan klinik çalışmalarda, özellikle ihtiva ettiği niacin b3 ve diğer vitaminlerle kolestrolü düzenlediği, kanser hastalıklarında vücuda destek verdiği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve ışın tedavisinde kemoterapi sırasında görülen yan etkileri azalttığı, obezite vakalarında, ağır metal ve radyasyona karşı kullanılabilecekleri ve hiv virüsüne karşı olumlu etkileri saptanmıştır.
Spirulina bağışıklık sistemini güçlendiren oldukça güçlü bir gıdadır. spirulina'nın mavi rengini veren protein yapısındaki fikosiyanin, kemik iliğindeki kök hücreleri olumlu olarak etkilediği saptanmıştır. Çernobil faciasında radyasyona maruz kalan çocuklara 6 hafta boyunca günde 5 gr spirulina verilmiş ve iyileşmenin arttığı belirlenmiştir. ABD, çin, rusya, japonya, ispanya ve diğer pek çok ülkede bilim adamları bu olağanüstü besinin potansiyel etkilerini çözmeye çalışmaktadırlar. Sahip olduğu biyokimyasal bileşiminden dolayı sinerjik etkiye sahip bu harika alg alternatif besin maddesi olarak rahatlıkla kullanılabilecek bir üründür.
Spirulina'nın kullanıldığı alanlar ve kullanımı biçimi
* Diyabet günde 3 defa 5 tablet 2 ay içinde şeker düzeyi normale iner
* Kansızlık günde 3 defa 5 tablet 15-30 gün
* Kronik hepatit, akut günde 3 defa 5 tablet 1-3 ay
* Pankreatik rahatsızlıklar,
* Viral hepatit
* Peptik ülser günde 3 defa 5 tablet 1-3 ay
* Siroz alkol almadan önce 10 tablet alkol krizine girmede kısmen koruyuculuk sağlar katarak günde 2-3 defa, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Saç kaybı günde 2 defa, 4 tablet 30-90 gün
* Vücut direnci günde 2 defa, 2-3 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Sporcular günde 2 defa 3 kapsül sürekli, düzenli kullanım
* Yaşlılığa bağlı hastalıklar günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Yorgunluk, baş dönmesi günde 3 kez, 5 tablet 15-30 gün
* Ağır metal zehirlenmesi günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Yağlanma ile ilgili hastalıklar günde 3 kez, 6 tablet yemekten 15-30 dakika önce sürekli, düzenli kullanım
* Sivilcelerde günde 3 kez, 5 tablet 30-60 gün
* Alerjik vakalarda günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Beyaz kan hücreleri kaybı günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Radyasyona maruz günde 3 defa, 6 tablet 45 gün ve daha fazla kulanım kalma vakaları
* Stres günde 3 defa, 5 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Kolestrol günde 2 defa, 5 tablet 30-60 gün
* Kanser günde 3 defa, 5 tablet sürekli, düzenli kulanım
böbrek hastalıklarında günde 2 kez, 2 kapsül sürekli, düzenli kullanım
Sözün özü Spirulina (Alg) hemen bütün rahatsızlıklara iyi gelmektedir ve vücud direncini arttırıcı olarak yan tesiri olmadan rahatlıkla günlük olarak kullanılabilmektedir.
Spirulina üretimi
Spirulina ile ilgili ilk ticari üretim Meksika'da başlamış ve yılda 100-300 ton üretim kapasitesine ulaşmıştır. 21 yy.'da spirulina üretimi başta ABD, Japonya, Çin, Tayvan, Fransa, Meksika, İspanya gibi birçok ülkede kurulu 150 işletmeyle beraber 3000 tonu aşmıştır. spirulina üretimi mutemelen ve 2010'lu yıllarda da 8000 ton ürün ve 1.1 milyar $ cirosuyla önemli bir sektör konumunda olacaktır. ülkemizde çoğunlukla ithal yolla temin edilen spirulina konusunda üretim çalışmaları da başlamıştır. Bu bağlamda 2000 yılında EGE Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile sanayi işbirliği olarak ilk spirulina üretim işletmesi kurulmuştur. 2003 yılında izmir'in menderes ilçesinde ecolife spirulina olarak ikinci bir işletme kurulması ve bunu takip eden girişimlerin olması, türkiye'de spirulina üretiminin yaygınlaşması bakımından sevindirici gelişmelerdir. Laboratuvarda 15-20 ml'lik tüplerde saf spirulina kültürlerinin çoğaltılmasıyla başlayan ve büyük hacimli havuzlara kadar uzanan üretim, hasat ve kurutma işlemlerinden sonra ambalajlamayla son bulur. Günümüzde ticari spirulina üretimi yıllık 150 milyon $ gelirle, birkaç ülkede kurulu şirketler vasıtasıyla yılda 3000 ton ve üzerinde üretimle devam etmektedir. Genel olarak tablet, kapsül ve kurutulmuş toz ürün şeklinde 70 ülkede eczanelerde, marketlerde, aktarlarda ve güzellik merkezlerinde tüketime sunulmaktadır. spirulina'dan ekstre edilen ve ticari olarak ‘lima mavisi' olarak da adlandırılan protein yapısındaki fikosiyanin, gıda ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılan bir renklendiricidir. Bununla birlikte spirulina sahip olduğu zengin protein, mineral ve vitamin içeriğinden dolayı da besin olarak da tüketilmektedir.