Selim kardeşime:
aslında detaylar çok uzun be güzel kardeş çokhoş anılar var ama anlatsam herhalde kitapcık olur)
İstanbulda yaşadıgım1971-2001 yılları arasında en verimli balıkçılık hangi seneydi hatırlamıyorum ecevit dönemi bir yıl balık yasagı uygulanmış ..(70/80 arası) ve ardından ertesi yıl sarayburnunda kofanayı çift alıyorduk..deli balık yapmıştı ...düşün elimde Daiwa GS9 makina kamış ise 3,60 Shakespeare 150/300 atarlı kamış makarada iyisinden 0,40 misina kurşun ise ((150 gr. (takım mantarlı)) zoka tabii hırsızlı.. arkadaş.. atatürk heykelinin hemen önünden tam kız kulesini karşımıza alıp atardık.. ha babam de babam..2li kofanalar.
mesela...''!! yer boğaz..ortaköy karşısı
uzunoltada istavrit takılı.. misina 0,60/0,70 bazen 0,90
bogaz köprüsü nün tam altında kuzeye/akıntıya dogru yarım yol gaz açık ,,,hava karlı tipi kış günü kar...sistem uzun olta ..balık tam köprünün altında.85/metrelerde kurşun 750 gr .. akıntı öyle sert ki tabii yukardan aşagıya kuzey/guney yönlü karışık akıntıda var anlıyacagın 85 metrelik derinlikte misina akıntınında tesiri ile 100 m nin üzerinde gidiyor .anlıyacagın dibe dogru ''S'' haline geliyor. aşagıda 60 cm lik kofana istavrite asılıyor. lakin yukarda sen elinde izmarit vuruşu gibi hissediyorsun...
sahillerden ise
yaldızlı mantarlı takımla genelde sahillerde çok tuttuk kardeş lakin çok temiz ince kumlu sahillerde ise zoka işe yarardı..(takılmaması açısından)
Haldun kardeşim haklıdır zira uzun oltanın bir benzeri egede sırtı dır ama uzun olta kullanım açısından sırtıdan daha uygundur. zira teknenin hızına ve balıgın derinliğine göre tek kurşun ile agırlık degiştirerek işi bitirirsin.. ama sırtıda birden fazla kurşun takılıyor.
selamlar