Yıl 2003 Kasımın beşi yer Bandırma limanı kırmızı fenerin bulunduğu mendirek, güneşin doğmasına yarım saat kadar var. Mendireğe adım atınca en baştaki arkadaşa rast gele dedim oda bana sağ ol çok güzel palamut yapıyor dedi. Hakikaten ben kendime yer bulmak için ilerledikçe görüntü çok güzeldi,atan çekiyordu ve o anda yanımda bir fotoğraf makinesi olmadığı için çok üzüldüm. Tutmak kadar o günün resimlerini çekmekte çok güzel olacaktı.
Neyse bende kendime bir yer ayarlayıp kaşık atmaya başladım, bir,üç,beş,on derken yanımdakiler nerdeyse her atışta palamudu alıyorlar ama ben hala boşa atıyorumdum. Bu durum yarım saat kadar devam etti ve ben hiç palamut tutamadım ve yerimi değiştirdim.
Yeni yerimden beş,on atıştan sonra palamut gelmeyince durumun takımdan olabileceğini düşündüm.

O günlerde sıyırtma ile çok güzel istavritte alıyorduk, sıyırtmayı takıp çıkartmak için misinasının ucunda klips vardı. Kaşığın fırfırı ve klipsin fırfırı kaşığın düzgün hareketini engelleyeceğini düşünüp, misinadan klipsi çıkartarak kaşığı bağladım ve tekrar attım.
Kolu iki tur çevirdikten sonra takımda müthiş bir ağırlık ve o gün ilk palamudu yakaladım ve arka arkaya yedi tane daha yakaladım sekizinciyi kaşıktan çıkartırken ne yazık ki İDO'nu hızlı feribotu limanın içine girip manevra yapınca o günkü palamut avı sona ermiş oldu.
Ogün mendirekte avlanan arkadaşlarda hiç yakalamayanda yirmi yirmibeş taneye yakın palamut vardı. ben az yakaladım düşüncesiyel eve doğru yollanırken, rahmetli olan balıkcı dostum Selahatin Amcanın bizlere hep söyledlği sözü o an aklıma geldi " dolapta duracağına denizde dursun ".