Yalnız Mesajı Göster
Eski 25-06-2012, 19:53   #3
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

"YUMURTA ZAMANI OLTACILIK"

Balıklar, yumurta zamanı bir tür karın ağrısı çekerler (Strese girerler) Normalden az beslenirler ya da en aza indirgerler. Balık yumurta attıktan sonraki zayıflığı da bunun ispatıdır. Hani Uskumru’daki çiroz gibi zayıflığı yumurta attığı için değil, havyarlı zamanın bir bölümünde karın ağrısından az beslendiği içindir. O yüzden %85 oranında oltaya gelmez, sadece %15 av verirler. (Kaynak: Dış kaynaklı belgesel).

Zararlı olmayan yöntem, kendiliğinden ekosistemin sigortası olmuş oluyor. Birde sular ısınmaya başlayınca zaten takım seçer, iyi görür, oltaya da gelmez, nazlanır. Örnek: Orkinos’un kışın sular soğukken, çelik telden oltaya gelip (gözüne perde inmiş deriz) sular ısınınca misinaya bile gelmeyişi gibi, gelse de çok nazlıdır. Çünkü sular ısınınca yumurta sperm oluşturmuş ve havyarlıdır ve daha iyi görür. Görme sebebi de suların ısınmasındandır. Ayrıca balıkların yukarı çıkışı hızlıdır. İnişi gibi aheste değildir, oyalanmaz. Olta ile avcılık, İstanbul Boğazı ve adaları, tüm sahillerine yerleşmiş, karakteristik özelliğini, nostaljisini yaşatan unsur olmuştur. Adeta İstanbul’la özdeşleşmiştir. Söylediğimiz önlemlerin tümü alınsa. İşte o zaman ”2010 Kültür Başkenti İstanbul” dersin göğsünü gere gere. Ya şimdi! Canlı olta balığı isteyen halk limanlarda balıktan dönecek teknelerin yolunu gözlerdi, kedilerle birlikte. Bu avcılıkta, balık yataklarına zarar verilmediği gibi balığın çıkış ve inişine engel teşkil etmez.


11.06.2009 - 5 Kırlangıç, 2 Kalkan Yavrusu, 2 Deniz İğnesi, 2 Zargana Yavrusu. (Fotoğraf: Baba Yalçın)
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg S6300952.JPG (1,46 MB, 3 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla