Yalnız Mesajı Göster
Eski 17-12-2006, 10:25   #9
Uzm.Dr.Rastgele
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

Sevgili arkadaşlarım,2 hafta süren '' ev kuşu '' halimden nihayet kurtularak 16.12.2006 cumartesi günü Mehmet'im ile bilikte bir balık organizasyonu yapmaya karar verdik.Aslında kalabakta teknesi bağlı olan bir arkadaşımızin ekibine dahil olup Urla karşısındaki adalar civarında nasibimizi arayacaktık.Ama ne oldu ise,cuma gece saat :22.00 ye kadar '' o tarafdan bir ışık'' gelmeyince Mehmet ile karadan seyrüsefer e karar verdik.Sabah'ın göründe buluşarak soluğu yemcide aldık.Yem olarak 1 patlak mamun(Patlak bir ölçü birimi !),ve 40 adet yengeç alarak,hava daha aydınlanmadan avlanacağımız yere vardık.Rüzgar kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yüzümüze doğru esiyor ve oldukca da soğuk bir cumartesi sabahi idi.İlk önce köpüren dalgaların içinden levrek aradık.Beklediğimiz hareket daha hava aydınlanmadan geldi.Ve ispendek ile tanışıp-selamlaşdık.Havanın aydınlanması ile birlikte rüzgarın hızı da azaldı ve olta atığımız yer sığ olduğu için arabanın yanından uzaklaşarak başladık daha derin ve güzel bir yer aramaya.Yaklaşık 10 dakika kadar bulunduğumuz mekandan yürüyerek ''daha iyi olur'' kanaati ile bir yerde durup başladık olta atmaya.Bu arada hem Mehmet'e hem bana aşağı yukarı aynı dakikalarda birer ahtabot yapıştı.Fakat her ne yaptıysakda karaya çıkartamadık.Yerinden kaldırdıktan sonra kıyıya çekerken bulunduğumuz mekanın kayalık ve iri taşlık olduğundan dolayı bir şekilde kendini yapıştırıyordu.
Yer bu şekilde taşlık ve kayalık olunca başladık bulunduğumuz yerden daha içeriye doğru yürümeye ve tam buruna gelince eşyaları koyup,buradan avlanmaya başladık.Öyle bir yer ki,hemen hemen her attığın kopuyor desem yalan olmaz.Takımı yerinden kaldırınca hemen kamışın ucunu havaya kaldırıp, mümkün olduğun kadar çok çabuk sürede çekmek lazım.Mehmet bu işi tam yapamadığı için başladı her attığını çekemeyip,kopartmaya.Tabi bende her attığımı koparmasam bile 3-5 atışdan sonra benimde mutlaka koparttığım oluyor.Mehmet rahat etsin diye ona seyyar kurşun ve tek iğne bağladım ve onunla avlanmaya başladı.Bu arada saatler ilerliyor.bir takım koparttıp-takım bağlamakdan helak olmuş durumdayız.Evde daha önce hazırladığım 3 köstekli 496/01 iğneli 10 adet takım bitti.Ve 496/1 numaralı takımlarıda bitirmek üzereyiz.Bu arada kurşun kutusunun da dibi gözüktü diyebiliriz.Aslında huyum gereği bilmediğim bir yerde asla avlanmam,ama tavsiye üzerine geldiğimiz bu yerde ikimizde helak olduk derken çok uzun bir süreden beri hasret olduğumuz ''Alyanaklı/Türkan Şoray dudaklı'' yarimizden bir tane denk gelerek azıcık bize teselli oldu.Bu arada her ikimizde birer-ikişer kokar çuprası çekerek bulunduğumz yerdeki doğal havuz gibi olan içi deniz suyu dolu mekana balıkları biriktiriyorduk.Hava iyice ısınmış ve denizin deredeyse papiya gibi olmaya başlayınca balık hareketleri daha çok arttı.Bir iki isparoz ve düzgün balık daha alarak avlanmaya devam ettik.Allah sonumuzu hayır etsin öğle saat. 14.00 civarı adeta nisan-mayıs ayları gibi oldu.Sıcaktan üzerimizdekileri başladık atmaya.Hava ısındıkta çupra sinyal vermeye başladı ve allaha şükür eve götürecek balığı bulmuş olduk.Eve dönerken,doğal yaşatma havuzunda beklettiğim isparoz-Hanoz ve 1 tane küçük sargozu tekrar denize salarak av maceramızı bitirdik.Bu arada sargoz bulunduğumuz mekanı uzunca süre terketmedi ve bende onu kameraya çekme fırsatı buldum.Becerebirisem yüklemeye çalışacağım.
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg Resim%20012.jpg (179,2 KB, 201 Görüntülenme)

Bu mesaj en son " 17-12-2006 " tarihinde saat 18:11 itibariyle Taygun KOCABIYIK tarafından düzenlenmiştir....
  Alıntı Yaparak Cevapla