Yalnız Mesajı Göster
Eski 14-10-2010, 10:07   #7
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan

Alıntı:
HHulki tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
NEcati bey,

O yıllarda kullanılan takımlar bugünün teknolojisine göre oldukça ilkel sayılabiliecek takımlardı.
Babamın anlattığına göre, Ilıca plajında 1,5-2 kiloluk çipuralar yakalarlarmış canlı tekesakalla... eve canlı getirilmezse tutulduğuna inanılmazmış...
Ne yazıkki kontrolun sıfır olduğu o dönemlerde de dinamitçilik yapan cahil çokmuş ve denizde toplanmamış bol miktarda balık bulmak mümkünmüş...
Zaman içerisinde bir tekne edinip daha açıklarda avlanmaya mercan için kateti (5 iğneli takım) ve paragat kullanmaya başlamışlar Küfe ile balık tutularak dönülürmüş.... İp ana gövdeli paragatlardan bahsediyorum burda... aynı dönemler pamuklu ipten ağların kullanımının başladığı dönemler aynı zamanda yunanlılardan öğrenilen avlanma teknikleri ile profesyonel balıkçılık gelişmeye başlamış... Balıklar öğrenilmeye başlanmış ... Ancak takımların sağlam olmayılı nedeni ile gerçek anlamda iri balıkların tutulması tamamen şansa bağlı imiş.. (10+ kilolarda balıklar)
Sonrasını hepimiz biliyoruz... Yeni teknolojiler yeni takımlar daha
Kalın ipliklerden yapılma taş ağlarının çıkması ile tutualn balıklar irileşti ve kurtulma oranı azaldı...
Eski takımlarla mı yoksa yeni nylon takımlarlamı bilmiyorum ama 1970'lerde Alaçatılı balıkçılar tanesi 24 kg'ye kadar sinaritler tutmuşlar... Bu benim bildiğim tutulan en büyük sinaritten 7 kg jkadar daha büyük bir balık (çokta eski olmayan bir gazete haberinde çanakkale tarafında tutualn 17 kglik bir sinarit haberi vardı... )
Eskiden 3-4 kiloluk bir balığın takımdan kurtulma şansı varken artık 40 kiloluk balıkların dahi çok fazla şansı yok... Buna yoğun ve bilinçsiz avlanma da eklenince sonuçlar ortada....
En basite indirgenmiş örneği ile Modern takımlar bu gün büyük köpekbalıklarının kıyı sularımızdan silinmesinin yegane nedenidir... Bir zamanlar Çeşme, Ildır, Alaçatı sularında 3-5 metrelik köpek balıklarının fink attığını bırakın tutulan balığı kesmeyi takımları komple kestiklerini 5 kiloluk fangrilerden sinaritlerden geriye sadece kafalarının kalabildiğini hatırlayan kaç kişi kalmıştır acaba...

Not: Balıkçılığın gelişimi ve balıkların öğrenilmesi açısından size traji komik bir örnek.... Alaçatılılar ilk taş ağlarını atmaya başladıklarında ağlardan çıkan ıstakoz böcek karavida gibi kabukluları Taşlarla çatır çatır kırıp atarlarmış...
Öncelikle bu yaşayan tarihe sahip olmak gerçekten çok güzel bir duygu olsa gerek paylaşımınız için teşekkür ediyorum. Özellikle fyord sırtılarının bugün kullanılan jig ile benzerliği daha doğrusu aynı olması ilginç o günden bu güne kadar kullanmak, denemek kimsenin aklına gelmemiş herhalde.

Bu Alaçatılı balıkçıların benzer hikayesini babamın kuzeninden dinlemiştim. O dönem Alaçatıya gidip geliyor, mütaahitlik yapıyorlarmış. Kırlangıç ve dülger balıkları şekillerinden dolayı yenmediği için çok ucuz fiyata satılırmış bizim enişte her gidişinde kasa kasa alıp İzmir'e getirirmiş. (o heycanlı ve iştahlı anlatışını dinlemeniz lazım) Sonradan balıkçılar bu balıkların lezzetli olduğunu anlayınca değerleride artmış tabii. Bir benzeri de İzmir balıkhanesinde yaşanıyormuş dil balığı ayıklanmadan satılmazmış vakti zamanında. Şimdi 40-50 liraya bulursanız kilosunu ne ala.
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla