Yalnız Mesajı Göster
Eski 13-04-2007, 09:17   #6
gokseldbuga
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Bu başlık altında devam ediyorum

Yılmaz Ozdil'in yazisi:

Cumartesi ve ertesi...

Ev kadınları otobüs kaldırıyor, Bakırköy'den, günübirlik... Merter'deki konfeksiyon işçileri, minibüsle gidiyor... Beşiktaş çarşıda otomobillerle konvoy hazırlamışlar, bu gece yola çıkıyorlar, kornalarla... Aynı anda İzmir Karşıyaka esnafı, marşa basıyor... Kadıköy'de mobilyacı, dükkanına bayrak asmış, bir de afiş, "14 Nisan'da Ankara'ya..."
Samsun'dan bir eczacı mesaj göndermiş, "eşim ve kızımla gidiyorum" diyor. Antalya'dan bir avukat, "oğlumla oradayım..."
Yıldız Teknik, Ege, Kocatepe, Onsekiz Mart, Kocaeli, İnönü, Karaelmas üniversitelerinin öğrencileri, bu yazının kaleme alındığı saatlerde isim topluyordu, kaç otobüs lazım olduğunu belirlemek üzere... Galatasaray Lisesi'nden 16 yaşında bir öğrenci, mutlaka yazmamı rica etmiş, "babam vefat etti, annem gelemiyor, arkadaşımın babasıyla gidiyoruz."

***


Yıllardır bu mesleği yapıyorum.
Kentlerden Başkent'e...
Böyle bir "akın" görmedim.

***


Yabancı basın, "dünyada bu haftanın en önemli olayı" olarak gösteriyor.
Türk basını?
Göstermemeye devam ediyor.

***


Reuters ajansı, tüm dünya gazetelerine bir fotoğraf servis yaptı... Anıtkabir'de genç bir anne, kucağında 2-3 yaşlarında bir bebe... Fenerbahçe forması var bebenin üstünde... Sırtında "Mustafa Kemal" yazıyor. Fotoğrafın başlığı şu: "Türkler Ata'larına koşuyor."

***


Paul de Bendern isimli gazeteci... Analiz yapmış, "bağımsız Türkiye'yi kuran, Türkiye'yi Avrupa tarzı demokrasiye dönüştürme amacıyla radikal sosyal reformlar yapan Atatürk'ün, Türklerin kalbindeki yeri, benzersiz... Mustafa Kemal, Türkiye'yi birarada tutan yapıştırıcı."

***
Ali Kemaller yazmıyor.
Paul de Bendern yazıyor.

***


Haber yok...
Duyuru yok...
Millet, kendi kendine organize oluyor.
Sel olacak yarın, sel...

***


Ve, Türk basını maalesef bu utançla yaşayacak, yarından sonra.

NOT:ALI KEMAL, Gazeteci, yazar, eğitimci ve siyaset adamı.Büyük savaş bitmişti ve Türkiye yeni bir savaşa hazırlanıyordu. Bu yeni bir liderin kılavuzluğunda halkı yürüteceği bir kurtuluş savaşı olacaktı. Ali Kemal bu dönemde, daha başından Atatürk'e ve onun amaçlarına karşı çıktı. O tarihte İçişleri bakanı olduğu için sadece düşünce açısından Atatürk'e karşı çıkmakla kalmadı, onu tutuklatmak için birçok tertip hazırladı ve ilgililere emir üstüne emir verdi. Erzurum Kongresi'nin başından Sivas Kongresi'nin sonuna kadar Atatürk'ü tutuklatmak için uğraştı. Sonuç alamayınca da bakanlıktan çekildi. Fakat Milli Mücadeleye karşı tutumunu değiştirmedi. Ali Kemal'in Milli Mücadeleye karşı amansız düşmanlığı ister istemez kendisine birtakım amansız düşmanlar kazandırdı. 10 Kasım 1922 günü, MM Grubu'na bağlı birkaç kişi İstiklal Mahkemesi'ne çıkarılmak üzere kendisini Ankara'ya götüreceklerini bildirdiler. Gerçekte ise Ali Kemal, İzmit'te bölge kumandanı Nurettin Paşaya teslim edildi. Ali Kemal, Nurettin Paşayla görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargahı önünde bekleyenler tarafından linç edildi.

ALINTIDIR [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
  Alıntı Yaparak Cevapla