Yalnız Mesajı Göster
Eski 04-12-2006, 09:35   #1
ramazanuçar
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Su kaynakları can çekişiyor

Su kaynakları can çekişiyor
Türkiye'nin su kaynakları, evsel ve sanayi atıkları ile altyapı yetersizliği sebebiyle hızla kirleniyor. Göller, nehirler, dereler ve denizler adeta kanalizasyon deposuna dönüştü.

Ülke genelindeki organize sanayi bölgelerinin sadece yüzde 14'ünde arıtma tesisi var. Türkiye'deki 3 bin 215 belediyeden kanalizasyon sistemine sahip olanların sayısı 141. Yerel yönetimler altyapıya öncelik vermediği için kanalizasyon sularının yüzde 98'i hiç arıtılmadan ırmak ve denizlere bırakılıyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre, su kaynaklarını kirleten illerin başında İstanbul geliyor. Alibeyköy ve Kağıthane dereleri ile Haliç, Melen Çayı ve Marmara Denizi, sanayi tesislerinin kuşatması altında. Ankara'nın tehdit ettiği en büyük su kaynağı ise Kızılırmak. Ayrıca Ankara Çayı aşırı kirlilik sebebiyle kurudu.

İzmir'de, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes ırmakları ciddi oranda kirleniyor. Diğer illerdeki durum da farklı değil. Erzurum'un bütün kanalizasyonu Fırat Nehri'nin kaynağı olan Karasu Çayı'na dökülüyor. Fırat, Dicle, Sakarya, Ergene, Aras ve Çoruh nehirleri ile birçok göl çevredeki iller tarafından kirletiliyor. Tuz Gölü'ne günde 200 bin ton atık dökülüyor.

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, dünya nüfusunun üçte biri, yaşamak için gerekli suya ulaşmada büyük sıkıntı çekiyor. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yıllık su miktarının en az on bin metreküp olması gerekiyor. Türkiye'de bu oran bin 430. Yaklaşık 15 yıl sonra Türkiye, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna düşecek.

Son yarım asırda, 1 milyon 300 bin hektar sulak alan geri dönüşü olmayacak biçimde kaybedildi. Bu bölgelerin tarım, sanayi ve yerleşim alanlarına dönüştürülmesi, kaçak avcılık, balıkçılık ve zararlı atıklar sulak alanların yok olmasına yol açtı. Trakya'da 10 yıl önce 4 metreden çıkan taban suyuna artık 250 metreden önce rastlanamıyor. Konya Ovası'nda bu rakam 450 metre civarında. Bu da çölleşme anlamına geliyor.

Sulak alanlarda kirlenmenin ve aşırı kullanımın önlenmesi için havza yönetimine geçilmesi gerekiyor. Türkiye'nin sadece yüzde 7'sinde çevre düzeni bulunuyor. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 3 yıl önce 54 ilde başlattığı havza planı çalışması halen sürüyor.

Türkiye 15 yıl sonra su fakiri olacak

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'deki birçok yerleşim bölgesinde hiçbir katı ve sıvı atık arıtma tesisi bulunmuyor. Arıtma tesisi bulunmayan sanayi kuruluşları temiz su kaynaklarını kirletmeye devam ediyor. CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, 23 ildeki su kaynaklarının durumunu soru önergeleriyle Çevre ve Orman Bakanlığı'na sundu. Bakan Osman Pepe, verdiği cevaplarda Kilis dışındaki tüm bu illerdeki akarsuların ve göllerin kirletildiğini açıkladı.

Buna göre, Kızılırmak Kayseri, Sakarya Nehri Sakarya, Ulubat ve İznik gölleri Bursa, Aras ve Çoruh nehirleri Erzurum, Fırat Nehri ve Atatürk Barajı da çevre iller tarafından kirletiliyor. Nisan 2006'da yürürlüğe giren yeni Çevre Kanunu'nun geçici 4. maddesine göre, atıksu arıtma ve evsel nitelikli katı atık bertaraf tesisini kurmamış belediyeler ile atıksu arıtma tesisi olmayan organize sanayi bölgelerinin bu yöndeki projelendirmelerini en geç bir yıl içerisinde bakanlığa sunmaları gerekiyor.

Projelerin hayata geçirilme süresi olarak da nüfusu 100 binden fazla belediyeler için 3, 50-100 bin arası olanlar için 5, 10-50 bin arası için 7, 2-10 bin arası olanlar için de 10 yıl süre tanınıyor. Bu süreçte tesislerini kurmayan belediyelere 10 bin YTL ile 50 bin YTL arasında para cezası verilecek. Sanayi bölgelerine arıtma tesislerinin kurulması için 2 yıl süre tanınırken, bu sürenin geçirilmesi durumunda 100 bin YTL para cezası öngörülüyor.



--------------------------------------------------------------------------------
Yuvacık skandalı Hazine'yi korkuttu
Altyapı açısından Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için yaklaşık 30 milyar Euro'luk yatırım yapmak gerekiyor. Bunun için en makul yol, AB fonları ve uluslararası krediler. Ancak Yuvacık Barajı'nda olduğu gibi bazı belediyelerin devlet garantisiyle aldıkları krediyi ödememesi ve proje maliyetinin şişirilmesi bu yolu tıkadı. Kötü örnekleri dikkate alan Hazine, yerel yönetimlere garanti vermeyi durdurdu. Çevre konusundaki yasal mevzuat da yeterli değil. 26 Nisan 2006 tarihinde yürürlüğe giren yeni Çevre Kanunu, su kaynaklarını kirleten belediyeler ve sanayi bölgelerine ceza öngörmüyor. Arıtma tesisi kurmaları için belediyelere 10 yıl, sanayi bölgelerine 2 yıl süre tanınıyor.


Kirlenmeyen nehir yok
Bursa: Nilüfer Çayı, Uluabat Gölü, İznik Gölü, Mustafakemalpaşa Çayı ve Kocasu Çayı endüstriyel atıkların tehdidi altında.
Kayseri: Arıtma tesisi olmadığı için atıklar Kızılırmak ve Zamantı nehirlerine boşaltılıyor. Sultan Sazlığı hızla kirleniyor.
Siirt: Şehrin kanalizasyonu Botan Çayı'na dökülüyor. Arıtma tesisi olmadığı için Kezer ve Başur çayları da kirleniyor.
Rize: Tüm yüzeysel sularda kirlilik var. Altyapı eksikliği sebebiyle şehrin kanalizasyonu Karadeniz'e akıyor.
Sakarya: Sanayi tesisleri atık sularını Sakarya Nehri, Mudurnu Çayı ve Sapanca Gölü'ne döküyor. Belediyenin arıtma tesisi var.


04/12/2006 Zaman Gazetesi'nden alıntıdır...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links