Yağmur ve fırtına öncesi 3 saatlik kısacık bir av

[ishak BALLICA]

Günlerden Cuma ,yani haftanın son iş günü.Günlerden beri ara ara yağan sağanaklar yüzünden ekip olarak bir türlü ileriye dönük plan, program içine giremiyoruz.Zira havanın ne yağacağı bir türlü belli olmuyor.Bazı hava tahmin siteleri bir haftadan beri devam eden kısa sağanakların ara vereceğini ve esas yağmurun ve fırtınan önümüzdeki pazar günü geleceği tahminlerini veriyor.Dedik ya adı üstünde tahmin.Çünkü tuttuğu da oluyor.Tutmadığı da.

Mesai arkadaşım Sevgili dostum Mehmet bey i gün içinde bir aracepden aradım.Kardeşim gel azıcık işe ara verelim ve bir çay molası yapalım diye.Ben iş yerimizin kısa mola amacıyla kullanılan bölümününe ulaştıktan, 2 dakika sonra da sağ olsun o da geldi.Gelirken de çayları söylemiş bile.İçilen çaylar eşliğinde söyleşirken, birden bak ben sana söylemeyi unuttum.Sabahtan Erdal bey aradı.Yarın için Çeşme'ye tekneye gidelim demişti.Ne yapalım benden cevap bekliyor deyince ; hele bir dur.Odaya gidip tam net olarak en son hava tahminlerine bakalım ve ondan sonra ona dönersin dedim.Alelacele çaylar içildi ve bilgisayar başına geçilip en son tahminlere bakıldı.Hem de birçok internet sitesi üstünden.Hemen hemen hepsi gün boyu yağmurla karışık esen güneyli havanın keseceğini ve gece yarısından sonra havanın zayıf olarak kuzey ve Kuzey doğu yönünden eseceği üstünde varsayımlar veriyordu.Gün ortasında havanın tekrardan güneye döneceği ve esas fırtına ve yağmurun ondan sonra geleceği taminini yapıyordu.Yani bizlerin bir sabah suyu almak için vakit var gibiydi.

Bunun üstüne yarın ekip olarak sabah 03,30 gibi buluşup Çeşme den sevgili Ertaç hocam ın teknesinden kısa bir sabah suyu yapmaya karar verdik.

Sözleştiğimiz saatte buluştuktan sonra başladık yol almaya.İlk durak da doğal olarak yine 24 saat açık olan yemci dükkanları oldu.Yine aynı manzara ,yine aynı telaş.Yemciler sabahın bu ilk saatlerinde bayram yerindeki çocuklar gibi.Aman ne curcuna.Kimi yem alma telaşında, kimi takım tamamlama telaşında.

Güneşin doğması artık bayağı geç olduğundan,hiç acele etmeden hareket ediyoruz.Nasıl olsa vakit henüz erken diye.Bu defa ki uğrak yerimiz biz amatör balıkçıların sıkça uğrak yeri olan bir unlu mamuller iş yeri.Hemencecik boş bir masa bulup bizlerde sıcacık bir sabah çayının eşliğinde sıcak sıcak puğaça ve İzmir in o meşhur boyozları eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz.Ve tabi kide sabahın bu saatinde karşılaştığımız aynı sevdaya düşmüş dostlar ile karşılaşıp, birbirlerimize rastgeleyin deyip, bol şanşlar diliyoruz.Kahvaltı salonunda işi biten kendi yoluna düşüyor.Kimi tekne ile kimi kıyıdan av yapmak üzere.

Sanırım 05,30 gibi filan olmuştur.Teknemizin bağlı olduğu balıkçı barınağına gitmeden Sevgili Ertaç hocam ın hemen hemen artık yaz-kış oturur olduğu yazlığına uğruyoruz.Hocam üstünü değiştirecek ve takımları ile kovasını alacak.Biz araba içinde onu beklerken arabanın etrafını aç sokak köpekleri alıyor.Hani yazlıkçıların sırf çocuklarını gönlü olsun diye veya ona karne hediyesi olsun diye yaz başında aldığı ve yaz bitiminde de yazlıklarından terk ederek bıraktıkları köpekler.Hepsi de çok güzel ırklar ve ayrı ayrı güzeller.İlk başlarda şüpheli gözle ile bizleri bayağı bir incelediler.Ama refaransımız Ertaç hocam olduğu için pek ses çıkarmıyorlar.Allah muhafaza gecenin bir yarısı buradan yaya olarak geçmeye kalksak,büyük bir ihtimal ile saniyeler içinde koşarak sokağın sonu buluruz herhalde.

Çeşme sokakları ıssız ve sessiz.Adeta terk edilmiş bir şehir edasında.Sanki bir çalar saatin çalmasını ve tekrardan tüm yaz boyunca her evden yükselen mangal ve rakı kokularını özler gibi.

Neyse, tekne başına varır varmaz hemen motoru çalıştırıp başladık ısıtmaya.Bu arada eşyalarıda arabadan tekne yüklenmeye çalışıyor.Ve her şey tamam olunca da başladı yolculuk.İçinde bulunduğumuz koy korunaklı olduğundan havayı tam olarak görüp yaşayamıyoruz haliyle.Ama yavaş yavaş kıyıdan açıldıkça havanın hiç de öyle tahmin edildiiğ gibi sakin olmadığı anlaşıldı.Hava 3 ve üzeri.Ama bir sıkıntı yok.Zira teknedeki kamaranın yüksekliği bize serpinti gelmesini engelliyor.

Biz tekne ile ilerlerken altımızda yer alan bir tepeyi geçiyoruz.İlk başladığımızda derinlik 3-5-7-9 diye devam ederken.Zemin yaklaşık 20 metrelerden sonra değişmeye ve derinlik tekrardan 15-14-13-12 diye düşmeye başladı.Geçiş yolumuzun üstündeki bu zeminde bayağı ilerledikten sonra yaklaşık 6 metrelerde tam bir topuk yapıyor. topuk bittikten sonra da derinlik tekrar başlıyor.16-17-18-19 diye.Yani yamaçtan iner gibiyiz.

Bizler ilk olarak derinliği yaklaşık yer yer 60-70 metre olan bu meranın 30-40 metrelerini tercih ettik.Çünkü bu mera sabahın ilk ışıkları ile güzel çalışıyor.Hatta ve hatta tüm gece burası ara ara çok güzel kırma mercan ve karagöz verir.


Çapayı suya atıp da tutmasını bekledikten sonra oltalar su ile buluştu.İlk güzel vuruşu ben aldım ve çok güzel bir karagöz denk geldi.Okkalı bir karagöz.Ve arkadan kırma mercanlar ile tek tük de karagöz ve mercanlar gelmeye başladı.İlk başlarda ben bir kaç resim ve video çektikten sonra, bu görevi Erdal bey aldı.Zira bu av esnasında , balığı tasmalamak için sert hareketler yaptıkça ,sağ omzunda geçmiş haftalardan kalan bir ağrısı nüksetti.ha bu arada da sağolsun hiç çenesi durmadı.Kah benle uğraştı, didişti.Kah Mehmet bey ile.

Hepimizin yem olarak sülünez kullandığımız av esnasında takımlar klasik 3 lü takım oldu..En atta yer alan kurşunlarımız 200 gr'lık sardalye kurşun diye tabier edilen ağır kurşunlar.Ana beden hepimizde de 0,60 ya da 0,70 lik misina oldu.Bu yüzden hiç bir şeklide tekne tabanında toplayıp, saldığımı misinada karışıklık olmadı..Takım köstekleri ise 0,40 olup, iğneler ise mustad 496 serisi 3 numara kısa saplı çapraz iğneler oldu.Sülünez takma için ideal boy bence.



Yaklaşık 06,30 gibi başlayan buradaki avımıza saat 08,15 gibi son verdik ve çapayı tekneye alarak az daha derine yöneldik.Derinlik bu defa 50 metre civarı.Daha çapa tutar tutmaz oltalar su ile buluşunca ilk balık bana denk geldi.Muberek sanki orada ağzını açmış beni bekliyormuş.Kallavi mi kallavi bir sivri burun karagöz ve en alttaki iğe de tavalık bir karagöz.Siz gayri değmeyin benim keyfime.


Hele bir ara altımızı kallavi mercanlar sarınca sevinçimiz bir kat daha arttı.Ha bu arada sevgili Ertaç hocam a denk gelen çupralarda günün extrası oldu.Ama tahminime göre 2 side tam bir deniz çuprası değildi.

Sözün özü oldukça uzun bir zamandan beri bir araya gelemeyen bu güzel ekip, yaklaşık olrak tadı damağımızda kalan 3 saatlik kısacık bir sabah suyu yaparak birer ,ikişer pişirimlik tavalıklarımız aldık.


Tez zamanda dostlarınız ile birlikte daha bereketlisinin sizlere denk gelmesi dileği ile tüm dostlara rastgele..

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]