Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > Amatör Balık Avı Genel Bilgiler > Üstadlar Köşesi > Nuri Deniz




 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 21-01-2010, 09:50   #1
MAVİ FENER
Kaptan
 
MAVİ FENER kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.06.09
Yaş: 74
Mesaj Sayısı: 2.415
Exclamation Su yosunları

Su yosunları


Su yosunları ya da Algler, büyük çoğunluğu fotosentetik olmasına ve bitkilere benzemesine karşın, bitkiler alemiyle yakın akraba olmayan bir grup sucul canlı gubudur.








Deniz kenarında yeşil su yosunları







"Yosun" tanımı çoğunlukla su yosunları (algler) için kullanılsa da; yosunlar, kara yosunları ve su yosunları (algleri) gruplarını kapsayan genel bir terimdir.

Su yosunları, bitkilerin aksine, fotosentez ürünlerini nişasta formunda depolamazlar. Kloroplastları, sitoplazma içerisinde serbest olarak değil, granüller endoplazmik retikulum üzerinde bulunur. Klorofil-c taşırlar ve bitkilerde bulunmayan başka pigment maddeleri bulundurular. Çeşitli su yosunu gruplarına özel renklerini bu pigment maddeleri verir.

Su yosunlarında, bitkilerdeki yaprak, gövde gibi elemanlarına benzeyen, ancak damar dokusu taşımayan, özelleşmemiş vücut bölümlerine "tallus" denir.

Üremeleri, ikiye bölünme, tomurcuklanma, ana bitkinin büyümesi, spor hücrelerinin ya da eşey hücrelerinin üretilmesi şeklinde gerçekleşir.

Fotosentetik su yosunları, sucul ortamların birinci derecedeki üreticileri olduklarından önemlidirler. Alglerin bir diğer önemi de, birçok sucul canlının besin kaynağını oluşturmalarıdır. Ayrıca, çeşitli endüstri alanlarında kullanılan bazı hammaddeler yine bu su yosunlarından elde edilmektedir. Yaşamı sona eren su yosunlarının dış iskeletleri dibe çökerek, denizel kayaçların yapısına katılır.

Ekolojide su yosunları
Su yosunları, tüm ekosistemlerin bütünlüğünün korunmasında önemlidir. Okyanuslarda bulunan diyatomlar ve diğer mikroskobik yosunlar, tüm dünyanın ihtiyacı olan fotosentetik karbon ihtiyacının üçte ikisini üretirler. Sularda yosunlar tarafından gerçekleştirilen fotosentez canlılara oksijen sağlar.




Su yosunları, bununla birlikte suda yaşayan canlıların besin ve korunma gibi ihtiyaçlarını da karşılar. Bilinen tüm bitkiler içinde en hızlı büyüme oranını gösteren Büyük Okyanus'un dev su yosunu Macrocystis pyriferanın yaprakları haftada 3 ile 4.5 m arası boy verebilmektedir. Çok yıllık bu bitkiler yaklaşık 60 metre uzunlukta olabilirken, bazen 100 metre yüksekliğe kadar ulaşabilirler. Bu yosunlar yaklaşık 100 kg. ağırlığındadır.

17. yüzyılın sonlarından beri, kahverengi alglerin yakılmasıyla mineralce zengin küllerinden sabun, cam, soda ve gübre yapımında kullanılan "potas" elde edilmektedir. Kimyasal maddeler arasında yer alan brom ve iyot ilk kez bu külden izole edilmiştir ve iyot hala Japonya'da deniz yosunlarından elde edilmektedir. Yosunlar yaygın bir şekilde gübre olarak kullanılmaktadır.

Dünyanın bazı kesimlerinde kar altında yaşayabilen yosunlar, karın baharda pembe görülmesine sebep olurlar (Bkz: Dış bağlantılar).



Beslenme Su yosunları özellikle doğu Asya ülkelerinde önemli bir besin kaynağıdır. A, B1, B2, B6 ve C vitaminleriyle niyasin, iyot, potasyum, demir, magnezyum ve kalsiyum açısından zengindir. Bazı yosun çeşitleri "destek besini" olarak ticari işletmelerce yetiştirilmekte ve paketlenerek satılmaktadır.
Çin'de yaklaşık 70 çeşit su yosunu yenmektedir. Bu çeşitlerin en bilinenlerden biri fat çoydur. Japonya'da yaklaşık 20 yosun çeşidi yemeklerde kullanılmaktadır. İrlanda, İskoçya, İzlanda, Grönland ve Şili'de de yosun yemekleri tüketilmektedir.[1]



Alg grupları arasındaki akrabalıklar
Su yosunları (algler), bir çok farkı sınıflandırma yapılsa da genel olarak, prokaryotik ve ökaryotik olmak üzere iki ayrı sınıfa dahil edilebilir.



Ökaryotik algler







İpliksi koloni oluşturmuş mikroskobik bir su yosunu cinsi







Ökaryotik algler, gerçek çekirdek, çekirdekçik ve zarla çevrilmiş organelleri olan alglerdir. Archaeplastida'ya ait üç grubu kapsar:

Yeşil algler
Kırmızı algler
Glaucophyta
Bu gruplarda, kloroplast iki zarla çevrelenmiş ve muhtemelen bir endosimbiyozdan gelişmiştir. Yüksek bitkilerdeki pigmentler yeşil alglerdekilere benzerken, kırmızı alglerdekiler daha farklı gelişmiştir.

Klorofil-b taşıyan diğer iki alg grubu ise şöyledir:

Öglenalar
Chlorarachniophyta
Bu grup, iki ya da üç zarla kuşatılmış muhtemelen yeşil bir algi içine hapsederek gelişmiştir. Chlorarchniophyta grubu, bir algin çekirdeğine ait küçük bir çekirdek parçası içerir.








Nemli bir kaya üzerinde yaşayan algler







Geri kalan algler, bütün kloroplastları klorofil-a ve c içeren alglerdir. Klorofil-c, prokaryotların hiçbirinde ve ilkel kloroplastlarda görülmez, fakat kırmızı alglerle olan genetik benzerlik akrabalıklarını gösterir. Bunlar;

Heterokontlar (altınsarısı algler, diatomlar, kahverengi algler gibi.)
Haptophyta (coccolithophora)
Cryptomonadlar
Dinoflagelltlar
İlk üç grubun (Chromista), kloroplastları dört zarlıdır. Bu grupların bazı üyeleri fotosentetik değildir, bazıları plastid taşımaz ya da kloroplastları yoktur.kyn:vikipedi
__________________
İyi günler, bol güneşler dilerim.
Üstad Kaptan
Nuri DENİZ
İstanbul - 1949
İTÜ /Kimya ve İşletme Müh.


MAVİ FENER Çevrimdışı  
Sponsored Links
Eski 21-01-2010, 10:42   #2
Murat ADAK
Kaptan
 
Murat ADAK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 09.10.09
Mesaj Sayısı: 976
Varsayılan

Bilgilendirme için teşekkürler.
__________________

MURAT ADAK
1977 0 Rh (+)
KARABAĞLAR -İZMİR
Murat ADAK Çevrimdışı  
Eski 21-01-2010, 11:53   #3
Necati ARAT
Kaptan
 
Üyelik Tarihi: 14.09.09
Mesaj Sayısı: 3.142
Varsayılan

Nuri abi Bilgilendirme için teşekkürler.
Necati ARAT Çevrimdışı  
Eski 23-02-2010, 22:51   #4
xnode
FCR/SGR
 
xnode kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 14.06.08
Şehir: İzmir
Mesaj Sayısı: 989
Thumbs up

SPIRULINA

Bugün, bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak gıda-beslenme-sağlık ilişkisi, bilinçli toplumların üzerinde önemle durduğu bir konu haline gelmiştir.

Netice olarak fonksiyonel ve besleyici gıdalar, tıbbi besinler gibi kavramlar içinde tanımlanan bir çok gıdanın insan beslenmesi ve sağlığındaki önemi ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri olan spirulina, içerdiği protein, karbonhidrat, vitamin a, vitamin b12, demir, fosfor magnezyum, linolenik asit (gla), eikosapentaenoik asit (epa) gibi çeşitli yağ asitleri ve aminoasitlerden dolayı, dünyanın bir çok ülkesinde fonksiyonel ve besleyici bir gıda olarak kullanılmaktadır. günümüz yaşamında gürültü, stres, yoğun iş temposu ile yorgunluk artmıştır. işte tüm bu olumsuzlukları en aza indiren harika bir ürün olan spirulina, mikroskobik mavi-yeşil bir yosundur. Spirulina'nın kullanımıyla ilgili ilk kayıtlar 1521'de kuzey amerika kıtasında, meksika'ya gelen ispanyollar tarafından, bölgenin yerli halkı olan azteklerin texcoco gölünden hasat yapıp tükettikleri şeklindedir. 1940 yılında fransız botanikçi p. dangeart'ın orta afrika'da Chad Gölü bölgesinde yaptığı araştırmalar esnasında bölge halkı olan kanembu kabilesi insanlarının göldeki spirulina'yı toplayıp, kurutup hasat ettiklerini ve dihe adıyla tükettiklerini tespit etmiştir.



Spirulina' nın besleyici değeri ve kullanım alanları

Ticari algal üretim faaliyetleri kapsamında, en yaygın kültürü yapılan mikroalglerden biri spirulina sp. türleridir. zengin protein içeriği (%60-70/gr), vitaminler (özellikle b12 ve ß karoten), ve mineraller bakımından uygun bir bitkisel gıda kaynağıdır. yapılan klinik çalışmalarda, özellikle ihtiva ettiği niacin b3 ve diğer vitaminlerle kolestrolü düzenlediği, kanser hastalıklarında vücuda destek verdiği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve ışın tedavisinde kemoterapi sırasında görülen yan etkileri azalttığı, obezite vakalarında, ağır metal ve radyasyona karşı kullanılabilecekleri ve hiv virüsüne karşı olumlu etkileri saptanmıştır. Spirulina bağışıklık sistemini güçlendiren oldukça güçlü bir gıdadır. spirulina'nın mavi rengini veren protein yapısındaki fikosiyanin, kemik iliğindeki kök hücreleri olumlu olarak etkilediği saptanmıştır. Çernobil faciasında radyasyona maruz kalan çocuklara 6 hafta boyunca günde 5 gr spirulina verilmiş ve iyileşmenin arttığı belirlenmiştir. ABD, çin, rusya, japonya, ispanya ve diğer pek çok ülkede bilim adamları bu olağanüstü besinin potansiyel etkilerini çözmeye çalışmaktadırlar. Sahip olduğu biyokimyasal bileşiminden dolayı sinerjik etkiye sahip bu harika alg alternatif besin maddesi olarak rahatlıkla kullanılabilecek bir üründür.



Spirulina'nın kullanıldığı alanlar ve kullanımı biçimi

* Diyabet günde 3 defa 5 tablet 2 ay içinde şeker düzeyi normale iner
* Kansızlık günde 3 defa 5 tablet 15-30 gün
* Kronik hepatit, akut günde 3 defa 5 tablet 1-3 ay
* Pankreatik rahatsızlıklar,
* Viral hepatit
* Peptik ülser günde 3 defa 5 tablet 1-3 ay
* Siroz alkol almadan önce 10 tablet alkol krizine girmede kısmen koruyuculuk sağlar katarak günde 2-3 defa, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Saç kaybı günde 2 defa, 4 tablet 30-90 gün
* Vücut direnci günde 2 defa, 2-3 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Sporcular günde 2 defa 3 kapsül sürekli, düzenli kullanım
* Yaşlılığa bağlı hastalıklar günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Yorgunluk, baş dönmesi günde 3 kez, 5 tablet 15-30 gün
* Ağır metal zehirlenmesi günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Yağlanma ile ilgili hastalıklar günde 3 kez, 6 tablet yemekten 15-30 dakika önce sürekli, düzenli kullanım
* Sivilcelerde günde 3 kez, 5 tablet 30-60 gün
* Alerjik vakalarda günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Beyaz kan hücreleri kaybı günde 3 kez, 6 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Radyasyona maruz günde 3 defa, 6 tablet 45 gün ve daha fazla kulanım kalma vakaları
* Stres günde 3 defa, 5 tablet sürekli, düzenli kullanım
* Kolestrol günde 2 defa, 5 tablet 30-60 gün
* Kanser günde 3 defa, 5 tablet sürekli, düzenli kulanım
böbrek hastalıklarında günde 2 kez, 2 kapsül sürekli, düzenli kullanım

Sözün özü Spirulina (Alg) hemen bütün rahatsızlıklara iyi gelmektedir ve vücud direncini arttırıcı olarak yan tesiri olmadan rahatlıkla günlük olarak kullanılabilmektedir.




Spirulina üretimi

Spirulina ile ilgili ilk ticari üretim Meksika'da başlamış ve yılda 100-300 ton üretim kapasitesine ulaşmıştır. 21 yy.'da spirulina üretimi başta ABD, Japonya, Çin, Tayvan, Fransa, Meksika, İspanya gibi birçok ülkede kurulu 150 işletmeyle beraber 3000 tonu aşmıştır. spirulina üretimi mutemelen ve 2010'lu yıllarda da 8000 ton ürün ve 1.1 milyar $ cirosuyla önemli bir sektör konumunda olacaktır. ülkemizde çoğunlukla ithal yolla temin edilen spirulina konusunda üretim çalışmaları da başlamıştır. Bu bağlamda 2000 yılında EGE Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile sanayi işbirliği olarak ilk spirulina üretim işletmesi kurulmuştur. 2003 yılında izmir'in menderes ilçesinde ecolife spirulina olarak ikinci bir işletme kurulması ve bunu takip eden girişimlerin olması, türkiye'de spirulina üretiminin yaygınlaşması bakımından sevindirici gelişmelerdir. Laboratuvarda 15-20 ml'lik tüplerde saf spirulina kültürlerinin çoğaltılmasıyla başlayan ve büyük hacimli havuzlara kadar uzanan üretim, hasat ve kurutma işlemlerinden sonra ambalajlamayla son bulur. Günümüzde ticari spirulina üretimi yıllık 150 milyon $ gelirle, birkaç ülkede kurulu şirketler vasıtasıyla yılda 3000 ton ve üzerinde üretimle devam etmektedir. Genel olarak tablet, kapsül ve kurutulmuş toz ürün şeklinde 70 ülkede eczanelerde, marketlerde, aktarlarda ve güzellik merkezlerinde tüketime sunulmaktadır. spirulina'dan ekstre edilen ve ticari olarak ‘lima mavisi' olarak da adlandırılan protein yapısındaki fikosiyanin, gıda ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılan bir renklendiricidir. Bununla birlikte spirulina sahip olduğu zengin protein, mineral ve vitamin içeriğinden dolayı da besin olarak da tüketilmektedir.
__________________

Lütfen avcılık, balıkçılık ve su ürünleri ile ilgili genel sorularınızı özel mesaj ile sormayınız. Herkesin yararlanabilmesi için konular içinde soru yöneltiniz...


Cem | 0 RH+ | İzmir | 20 Nisan

Forum kurallarına ulaşmak için [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
İmza ayarlarınızı düzenlemek için [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]


Bu mesaj en son " 23-02-2010 " tarihinde saat 22:54 itibariyle xnode tarafından düzenlenmiştir....
xnode Çevrimdışı  
 

Sosyal Paylaşım


Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Deniz Yosunları ... mufi Tabiatı ve Canlıları Koruma 4 09-10-2009 19:50


Saat 21:37.