Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > Amatör Balık Avı Genel Bilgiler > Üstadlar Köşesi > Baba Yalçın




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 16-05-2012, 00:50   #1
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan "2000/2002 Mini Manifesto"

"2000/2002 Mini Manifesto" 02.05.11, 00:48

SAYI : 2004 / KONU :2004-2006 Av Dönemi Sirküleri

T.C TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü /ANKARA

İLGİ : a) Tarım ve Köy işleri Bakanlığının 02.08.2002 tarih ve 24834 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Denizlerde ve İç sularda Ticari amaçlı Su Ürünleri Avcılığını düzenleyen 2002-2004 Av Dönemine ait 35/1 Sirküler

b) Tarım ve Köy işleri Bakanlığının 02.08..2002 tarih ve 24834 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Denizlerde ve İç sularda Amatör(Sportif) Amaçlı Su ürünleri Avcılığını Düzenleyen 2002-2004 av dönemine ait 35/ numaralı Sirküler.

Biz aşağıda imzası bulunan başta geçimini denizden sağlayan kıyı balıkçıları olmak üzere Su Ürünleri Kooperatifleri, Balıkçı Dernekleri,Çevre kuruluşları,Sivil Toplum Örgütleri ile Vatandaşlar olarak ilgi (a) Sirkülerde geçen düzenlemenin su ürünleri kaynaklarımızdan ekonomik olarak yararlanmak,üretimi ve su ürünlerinin ihracatını arttırmak üzere denizlerimizdeki SU ÜRÜNLERİNİN kalite ve STOKLARININ korunması ekonomik türlerinin geliştirilmesi suların kirlenmesinin önlenmesi ve su ürünleri kalkınma plan hedeflerine ulaşmasını sağlamadığı inancındayız.2004-2006 Yılları arasında Türkiye Karasularında uygulanmak üzere hazırlanacak Sirkülerin Türkiye Karasularının ve üzerinde yapılacak avcılığın kurtulması ve gelişmesi açısından gerekli olan düşünce ve önerilerimiz maddeler halinde bilgilerinize, sunulmuştur.

1) Sürütme ile Avcılık: Türkiye Karasularının tamamında 12 Ay (süresiz) yasaklanmalıdır. Bu avcılık türleri:Trol, Trata, Orta Su trolü, Iğrıp, Manyat,Tarlakoz ağları, Algarnalar ( Karides, cikcik, midye) Boğazlarda Çekmecilik,(Yeldirme), Çevirme ağları içerisinde dalarak zıpkınla avcılık karasularımızda ebediyen yasaklanmalı.

a) Cik Cik ve Midye : Adam boyu suda tırmık ve kürekle yada çiftlikte.

b) Karides: Eski usul sepetle, ağla yada çiftlikte.

2) Lamba ile Avcılık: Türkiye Karasularının tamamında (Özellikle Marmara)Yüzlerce Volt Lamba yakarak irili ufaklı havyarlı tüm canlıları kör eden lamba ile avcılığın tamamı Gırgır,voli (alamana) Sardalya için bile olsa 12 ay (süresiz) kati surette yasaklanmalı. 1965’te İstanbul Boğazı ve Adaları Uskumru ve Kolyoz katliamını nasıl unuturuz!.. Halâ yok.

1. VE 2. Maddeler için ne yapılmalı: a)
Balık Çiftliklerine transferi ( Dönüşümü) sağlanmalıdır. Tüm bu (Eko sistemi ) yok eden zararlı avcılık yöntemini yapanlar. Tüm liman ve barınaklarda tek tek, türlerine göre envanteri çıkarılıp listesi yapılmalıdır. Yöresel olarak (20’li-30’lu misal) gruplar oluşturulur. Tüm teçhizatları para’ya çevrilip sermaye elde edilir. “%’lerine göre” kredi ihracatçı birlikleri bakanlığa bağlı su ürünleri, su ürünleri Üniversitesi ile tümü ortak çalışılıp hangi yörede hangi tür balık çiftliği, ya da deniz ürünü yetiştiriciliği yapılabilir. Yani zararlı yöntemlerin tümünün bir şekilde balık çiftliklerine transferi (dönüşümü) denizlerimizin kurtuluşu buna bağlıdır. Balık çiftliklerini hiç alakasız tüccar değil bu kişileri bu işe yönlendirmeli. Çevre tahribatı yapan çiftliklerde önce uyarılmalı sonuç alınamazsa o zaman bu kişilerin yönetimine devredilebilir (özel eğitim ve çevre kursundan sonra) Herkes sermaye yüzdesine göre ihracatçı olur. Denizde, esnafta derin bir nefes alır, oh çeker.

b) Çiftliğe transferi istemeyen olursa: Bizim karasularımızla sınır ilişkisi olmayan uluslararası sulara gidebilir. İkili anlaşmalarla.

c) TAVSİYE : 1. ve 2. maddelere uygulanacak ceza ne olmalı: 1960 yılından bu yana bakılırsa hiç sonuç alınamamıştır. Tüm esnafın ortak görüşü tek ceza tekneye, teçhizata el koyup Tarım Bakanlığına bağlı Su Ürünlerine transfer edilerek gelir sağlanmalıdır. (Tekneler üç tipe ayrılır) En kötüleri 3. sınıf kirletici unsurlar alınır yöre balıkçıları ve Su Ürünleri nezaretinde resif yapılır. 2. Sınıf olanları Su ürünleri KONTROL amaçlı bünyesine alınır (Radar yada Cep telefonu ile kaçma önlenir) Üç ay yöre değişimli olarak kullanılır. 1. Sınıf iyi tekneler ise yazacağımız korumalı alanda (OLTA DIŞINDA tüm ava kapalı bölgede) turizm şirketleri (Tarım Bakanlığına bağlı Su ürünleri) ile $ (Dolar) karşılığı olta balıkçılığı turları ile Bakanlık devamlı döviz girdisi sağlar.

3) Taramalı sonar: Türkiye Karasularının tamamında derhal(Taramalı Sonar) mühürlenip su ürünleri emanetine alınmalıdır. SEBEBİ: Bu alet çok yüksek frekansla okyanuslarda orta su trolü içindir, kapalı iç denizler için değildir. Karasularımızda kullanılacak sonarların çıkış güçleri 800-1000 Watt’ı geçmemelidir. Ya da bizimle sınır ilişkisi olmayan uluslararası sulara giden kullanmalıdır. Bizim sularımızda bilhassa Marmara’da ASLA.

-2-

4) Gırgır: Karasularımızda balık avcılığı tapusu onların olmalıdır. ANCAK: Ağ derinliği, Harmanı ve cihazlar insaf ölçüleri içinde olmalıdır. Yumurta, yatak göç yollarına karşı koruma alanları oluşturup sonuçları görmeye tahammül ederlerse herkesimin yararına olacaktır. Üç makul ölçü tespit ettik.

a) 30 Kulaç Derinlik X 1.83=55 mt. Harman 600 Kulaç X 1.83=1.100mt.
b) 35 Kulaç Derinlik X 1.83=64 mt. Harman 700 Kulaç X 1.83=1.281mt.
c) 40 Kulaç Derinlik X 1.83=74 mt. Harman 800 Kulaç X 1.83=1.465mt.
"Bu ölçüler yeniden gözden geçirilip değerlendirilebilir"

İç Deniz olan Marmara için a ve b şıkkından fazlası yasaklanmalıdır. Karadeniz, Ege ve Akdeniz içinse C şıkkına kesinlikle uyulmalıdır.

SEBEBİ: Karadeniz’deki hidrojen sülfür’süz yaşam alanı satıhtan 200 metre derinliğe kadardı. 2. Dünya savaşından sonra gerek nüfus gerek sanayileşme sonrası vs. Nato gemisinin son araştırması 90’lı yıllar ortasında bu yaşam alanının satıhla 80 metre arasında olduğunu söyler. Bir de görüş alanı berrak sularda bile 40-50 metre’nin altından sonra gün ışığı yeteri kadar ulaşmaz. Balıklara hiç yaşam alanı kalmaz ise kötü sonuçları yaşarız.

a) 90 Kulaç Derinlik X 1.83=165 mt. Harman 1500 Kulaç X 1.83=2.745mt.
b) 120 Kulaç Derinlik X 1.83=220 mt. Harman 1800 KulaçX1.83=3.294mt.
c) 150 Kulaç Derinlik X 1.83=275 mt. Harman 2000 Kulaç X 1.83=3.660mt.

Ölçüye sahip olanları. Bazı gırgırlar çift ağ çift bot 10-15metre suda Azrail gibi gezerler el insaf. Hem de gölde (Marmara Denizi). Üç çeşit ölçü vermemizin bir diğer sebebi böylece tekne büyüklüğü tahdidine gerek kalmaz. Her bir gırgır da bir ağ, bir bot bulunmalıdır. Şu anda karasularımızda avlanan takımların % 80’ni açık deniz filosudur. Her şartta ve denizde avlanma kapasitesine sahiptirler. Taşıdıkları ağları bir yana bırakalım teknelerin boyları 40-60 metre arasında değişmektedir. Hal böyle iken 1 Eylül – 1 Aralık arası (ancak değip) 6 metre derinlikte bile mola etmeyi kendilerine reva görmekteler. Bu filolar AB ülkelerinde hele hele iç denizlerde 30 metreden daha sığ sularda
ağ çevirmeleri KESİNLİKLE YASAKTIR. Gırgırlar neyi ne kadar tutmalı tekne başına (Şu tür şu kadar ton) tutmalıdır diye KOTA koymalı.

5) Balık Avı Yasağı : Tüm Karasularımızda MEKANİK GÜÇ kullanılarak yapılan avcılık 1 MART-30 EYLÜL arası kesinlikle yasak olmalıdır. Ancak Sadece Eylül ayı Karadeniz’de palamut için (1-30 Eylül arası) değişkenlik göstermelidir.

SEBEBİ: 5.a) Neden 1 MART. Nisan ayı başından itibaren İstavrit, İzmarit, Çinekop, Sarıkanat, Lüfer, Kofana, Palamut, Torik, Uskumru, Kolyoz, Kalkan, hepsi havyarlı bunu gözlemleyen herkes görebilir. Eee bu iş vesikalık resim çeker gibi bir günde olmayacağına göre hiç değilse 1 ay öne alınmalıdır. Onun için 1MART olmalıdır (Endüstriyel için). Balıklar denizleri katledenlerin siparişine göre yumurta yapmazlar. Bir ay ( Mart ayını ) sabrederlerse bir yıl sonra milyarlarca daha fazla balık tutulur. Önce fırsat verilsin sonra tutulsun.

5.b) Neden 1-30 EYLÜL Değişkenlik göstermeli:
Bazı yıllar Eylül ortası bazı yıllar Eylül sonunda yeterli olgunluğa ancak erişen Palamut (1 yaşında 1 kilogram). Mesela 2003 Eylül ilk haftasındaki balıklar yeterli büyüklüğe erişmiş sayılırdı. O yıl 1 Eylül olmasında sakınca yoktu. Ancak 3 Ekim’den sonra Kasım, Aralık, Ocak Şubat, halâ İri İstavrit kadar Palamut Vonozları kasa, kasa kasa, leğen leğen çarşı Pazar dolu görüyoruz. Neden kimse bunlar için bir şey yapmıyor. Bu seneye kadar pek görülen bir şey değildi. Palamutlar hiç değilse 750-800 gram büyüklüğe ulaşana kadar olta ile dahi tutulmasına izin verilmemeli. Yağmurdan aldıkları azot (Uskumru, Kolyoz, Palamut) türlerinin inkişafına (hızlı büyümesine yardımcı olduğundan) 1-30 Eylül arası gözlemlemeli 750-800 gram olunca ava start verilmeli. Saatteki hızı 70Km olan Orkinos kaçamadı da Palamut nereye gidecek! Böylece hem tüketici hem avcı hem ekonomik açıdan büyük zaiyatın önüne geçilmiş olur. Yine ülkemin insanı tutacak. Gırgırlar bütün denizlerimizde aynı anda yasaklara uymalıdır. Son yılların modası (Burada yasak şurada serbest, olur mu?) kadın Karadeniz de 9 ay Akdeniz ve Ege de 3 ayda mı? Doğuruyor. Bu konu da çok önemlidir. Hiç değilse popülasyonların kısa süre de olsa kendine gelmesi sağlanır. Yakalanmayan her balık seneye milyonlarca balık demektir. Yine tutsunlar ama önce fırsat versinler. Bu tür takımlar (Gırgırlar) okyanusların tümünde, 35 yılda Ringa balığının bile hakkından gelinmiştir. Bizim denizler zaten hepsi iç deniz hele zavallı Marmara bir kaşık su. Bir de minareyi kaybetmek istemeyen okyanus filoları, bu işi bu hale geçmiş iktidarlar (Devlet Baba) bu hale getirdi. Yine Devlet Baba düzeltecek. BAŞKA ÇARESİ YOK.

-3-

5.c) Yumurta Zamanı OLTACILIK:
Balıklar yumurta zamanı bir tür karın ağrısı çekerler (strese girerler) normalden az beslenirler, ya da en aza indirgerler. (Bir de sular ısınmaya başlayınca zaten takım seçer iyi görür oltaya da gelmez) o yüzden oltaya % 85 oranında gelmez. Sadece % 15 av verirler. (Kaynak: Dış kaynaklı belgesel) Balık yumurta attıktan sonra ki zayıflığı da bunun ispatıdır. Hani Uskumru’daki çiroz gibi zayıflığı yumurta attığı için değil havyarlı zamanın bir bölümünde karın ağrısından az beslendiği içindir. Zararlı olmayan yöntem kendiliğinden ekosistemin sigortası da olmuş oluyor.

6) Ağ Gözü Açıklığı:
Özellikle hamsi kasalarında gözlemlendiği gibi avlanan ve tüketime sunulan balıkların %50 si daha tüketilemeden çöpe atılmakta veya hiçbir ticari değer elde edilemeden balık unu fabrikalarına devir edilmek durumunda kalınmaktadır. Kör ağ tabir edilen ağlar derhal yasaklanmalı diğer hususlarda AB normlarına uyulmalıdır. Palamut Vonozu, Koloridye, Kancur, Defne yaprağı, Hamsi, Sardalya, İstavrit (çok küçükleri tutulmayacak şekilde) ağ gözleri bilhassa gırgırlar için mutlaka acil önlem almalıdır. Denetleme sıfır. Gırgırların ağ gözü boy ve harmanı denetleyen bir kişi yada kurum var mı?

7) Milli Park ve Olta Balıkçılığı (Kıyı Balıkçılığı Hususu) : İstanbul Boğazı, Karadeniz girişi, (Boğazın tamamı tüm koyları dahil) Yeşilköy’den (Adaların tümü içeride kalmak) kaydı ile Darıca Yelken Kaya’ya kadar olan tüm bölge OLTA AVCILIĞI dışında 12 ay süresiz tüm avcılığa kapatılıp çok sıkı tavizsiz koruma altına alınmalıdır. Kuş uçmayacak. Çünkü bunlar radyasyon gibi her yere sızarlar. Bir nevi milli park gibi de denilebilir. Diğer avcılık grubundakilerde (Gırgır sahipleri bile) gelip bu alanda onlarda OLTA İLE balık tutabilirler. Belki de o zaman denize ve su ürünlerine ne yapmış olduklarını daha iyi anlamış olurlar. Balıktan çok avcı var. Küçük uzatma ağları bile hiç atmayan 1000-2000 Kulaç ağ atılıyordu. 100 kayık olsa X (1500 Kulaç X 1,83 = 2.745 metre) =274.500 metre yani 274km. Çin seddi gibi devamlı duvar oluşur. Zaten avlanma sahası ufak ve belirli. Tüm ada etekleri, taşlık alanlar, kırmalıklar, kepezlikler gırgır, marya, fanyalı, uzatma ağları ile kaplı. 1981- 1988 arasında bazı yıllar ağ başlıklarında ( felyoz, şamandıra, cano) ağlardan denizde olta atacak alan bulmak bile güçleşmişti.

OLTA DIŞINDA tüm avcılığa süresiz kapatılmalı. NEDENLERİ. SEKİZ SEBEBTEN:

a) Gırgırlar:
Onların %80’ni zaten uluslar arası sularda avlanma kapasitesine sahip. Açık deniz filosudur. Her yerde avlanabilirler. Bazıları zaten 6-7 takım sahibi, üstelik 1 Eylül – 1 Aralık arası 6 metre’de bile mola edebilir şıkkını sirkülere koymuşlar. AB ülkelerinde gırgırlar 30 metreden daha sığ alanda mola edemezler. Hele iç deniz olan Marmara Denizinde.

b) Toplam İstihsal: Toplam istihsalin % 80’i Karadeniz (%65Doğu, %15Batı), %9 Ege Denizi, %5 Akdeniz, MARMARA DENİZİ %6, Marmara’nın tamamı %6 olduğuna göre (OLTA İLE AVCILIK) haricinde koruma altına alınmasını istediğimiz alan Marmara Denizinin düşük üretiminin yanı sıra açık deniz filosuyla gece gündüz verilen ağır tahribatlar balıkların yatak ve yumurtlaması açısından ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. 1960’dan bu yana 44 yıl Türkiye karasuları açık deniz avcılığı ile ( Okyanus ) katledildi bilhassa Marmara Denizi. Bu takımların gücüne Okyanuslar dahi dayanamazken. Hudutlarını çizdiğimiz koruma altına alınacak bu alan bir nevi Marmara’nın kileri (Balık deposu, yatağı) olacak. Bazı türler senelere bağlı olarak 110 çeşit tür yatak yapması sağlanmış olur. Bu alanı doldurup yatak yapıp çoğalan balık o sahanın dışına çıkınca yine tutulabilir. Saatteki hızı 70km olan Orkinos kaçamadı da bunlar nereye gidecek. Yok illa orada tutacağım diyorlarsa (Gırgırlar) tezimizi zaten doğrulamış olurlar. 44 yıl gece gündüz denizleri bu hale getirdiklerine saysınlar. Kürtaj yapılmadık yer bırakmadılar.

c) İstihsal Mukayese:

1965 Yılında 123 balık türünden 110 bin Ton balık tutulmuşken

YIL BALIK TÜRLERİ TON
1965 123 110.000
1970 ----- 150.000
1985 5-10 500.000
1988 ------ 600.000
1994 ------ 500.000

Üstteki tabloda aşırı avcılığın tür üzerindeki ( ve stoklar) etkisi ne kadar açık yıl/ton a çok dikkatli bakılırsa balıkların ne olur çoğalmamıza izin verin can çekişiyoruz bu filolara okyanuslar bile dayanamaz dedikleri açıkça görülür.Aradan 10 yıl daha geçti filoların durumu ? Balıkların durumu? Ne oldu hani önlem nerede? Denizler kurtarıcı bekliyor.

İstihsal rakamları kaynak : Ulusal denizcilik şurası çalışma grupları nihayi raporları Eylül 1997

Bir de orada derki balıkçı kooperatif ve birliklerinin gelişmesinin sağlanması; İŞTE BU ANCAK BİLHASSA 7. MADDE’nin DERHAL HAYATA GEÇİRİLMESİ İLE (EKSİKSİZ, TAVİZSİZ) UYGULANMASI İLE MÜMKÜNDÜR.

d) Faydası (İşsizliğe):
Bir kişiye iş kurmanın (İstihdam) maliyeti 2-3 yıl önce 50.000$ ile 90 Milyar, 2004 başında da 157 Milyara ulaşmış durumda (Basın) işte yüz binlerce kişiye bir kuruş harcamadan sürekli iş imkanı. Devletten tek isteğimiz 7. Maddeyi eksiksiz çok sıkı en ufak taviz vermeden korunarak şıklar yerine getirilirse birkaç yıl içinde kooperatiflerin sayısında ve buna bağlı olarak istihdamda
PATLAMA yaşanır.

-4-

Önce balık stoklarında patlama olacak ki (yatak yapacak ki eskiden olduğu gibi) arkası gelsin. Örnek askeri yasak sahalarda balık stoğunda ve türünde patlama olduğu gibi. Esnaf eskiden olduğu gibi sipariş üzerine istediği türü istediği kadar tutar. Üstelik balık yataklarına zerre kadar zarar vermeden. Tek yapılacak şey açık deniz filolarıyla gölde 44 yıldır katliam yapanlara yeter artık durun diyerek.

e) Parasal Değer: Olta dışında ava kapalı saha da stok ve tür artışı ile birlikte Kooperatif ve istihdam patlamasından sonra tutulacak üründen her tane, her kilogram’dan %10 devlet’e vergi. Balık nüfusu arttıkça devletin geliri de eş zamanlı artacak. Balık stokları bozulup tahrip olmadan. 08.02.2004 Pazar (Gırgır ve troller) adalarda bir tek istavrit bir tek çinakop bırakmamış durumdalar. Esnaf mazot ve kumanya cepten. Devlete nasıl gelir temin edebilir. Kooperatifler nasıl yaşayabilir sayısı nasıl arta bilir. OKSİJENLE Mİ?

f) TAVSİYE: Nasıl korunmalı ceza ne olmalı:
Bu korumalı alan askeriye (Sahil Güvenlik), Yerel Yönetimler (Belediyeler), Tarım Bakanlığı’na bağlı Su ürünleri Yöresel Su Ürünleri Kooperatifleri, ortak karar ve iş birliği doğrultusunda sınırlarını çizdiğimiz koruma alanında bazı hakim tepelerde özel eğitim görmüş (Balıkçılıkla) gece görüş cihazı bulunan 24 saat gözetleme yapabilecek mobil küçük gözlem evleri tümü yasaklanan (Bu korumalı alanda) suçüstü anında ne olursa olsun anında TÜM TEKNE ve TEÇHİZATA ANINDA EL KONACAK. Başka türlü koruma şansı sıfırdır, olanaksızdır bir teki girdimi iş biter (1960’tan bu yana 44 yıldır olduğu gibi). El konan mallar Bakanlık envanterine alınır, gelir temin edilir.

g) Yatak yapacak Türler (F şıkkı eksiksiz uygulanırsa): İstavrit (Karagöz İstavrit, Sarıkanat İstavrit 1,5 Kg’a kadar olanı), Koca kafa İstavrit (1,5 Kg’a kadar olanı) Karadeniz İstavrit (2-3 kg. olanları) İzmarit, İstrangiloz, Kupez (1 Kg.lık olanları), İspari, Mırmır, Milanur, Sargoz (2,5 Kg.a kadar olanları), Minekop ( bazı taşlarda 15-20 Kg.a ulaşanları) İşkina, Karagöz (Balta baş), Mavi Karagöz, Siyah Karagöz, Sarıgöz, Isparoz, Skalarya (Sivri burun Mehtap Karagözü), Kaçakura, Şona, Yeşil kanal İzmariti, Hamsi, Gümüş, Çamuka, Çaça, Sardalya, Zargana, Tirsi, Çinakop, Sarıkanat, Lüfer, Kofana, Sırtı Kara, Palamut, Zindandelen, Torik, Sivri, Altıparmak, Piçuta, Pisi, Dil, Kalkan, Çivisiz Kalkan, Kırlangıç, (Benekli Kırlangıç, Öksüz, Dikenli Öksüz, Mazak) Tekir, Barbun, Karaçalı Barbun, İskorpit, 2 Çeşit Hani, Lipsoz, Has Kefal, Altınbaş Kefal, Polatarina, Rus Kefali, Levrek, Dülger, Çipura, (Alyanak 8-10 Kg), Mercan, (Fangri 10-15 Kg), Sinarit (1-20 Kg.a kadar) Tuzla adalar arkası 1980 -10 Temmuz saat 16:00 satıhtan 3 Kulaç aşağıda karışık sürü görüldü 2.000 Adet civarı. Uskumru (Lipari 1,5 Kg Kadar olanı) Kolyoz ( Eşek Kolyozu 1,5 Kg.'a olanı), Mezgit, Berlam, Bakalyaros (7-8 Kg olanı), Gelincik, Sarpa (Boklu sarpa, Marmara Çipurası, Altın Kuşak) Kikla (Üç renk) Lapin, Çırçır, Horozbina, Dragonya, Papaz Balığı (Çatal Kuyruk), 10 çeşit Kaya Balığı (Kömürcü, Kum, Saz, Hortum, Hurma) Keler, Fener Balığı, Varsam, Vatoz, Benekli Vatoz, İrina, Kedi Köpek, Cam Göz, Pavurya, Teke, Karides, Çalı Karidesi, Kanal Karidesi. İstakoz, Böcek (Dikenli İstakoz) Karavida (Yassı ayaklı İstakoz, Büyük Ayı İstakozu) Deniz aynası, Kemer Balığı, Kurdela Balığı, Kalamar, Mürekkep Balığı, gibi Çanakkale’den geçmesine izin verirlerse (Kaldıysa) Orkinos, Uskumru, Kolyoz Çanakkale’yi geçip gelebilirse peşinden Kılıç balığını getirebilir (Kaldıysa). Kılıç balığı gürültüyü pek sevmez yüzlerce gırgırın denizi gece gündüz hallaç pamuğu gibi attığı yere gelmesi imkansız. Gelirse zaten aç kalır.

h) Diğer sebep: Olta dışında dememizin sebeplerinden bir tanesi sahille adalar arasında Nisan ortasından itibaren Kırlangıç, Kalkan, Dil, Pisi, geliyor Mayıs-Haziran gibi de Sahil şeridinde gördüğümüz kibrit çöpü kadar Kırlangıçlar madeni para büyüklüğünde Kalkan, Pisi, Dil, yavrularını (gerek kirlilikten, gerek martı ve karabataklardan, küçük çocuklardan) korumak için bunları canlı toplayıp muhafaza ederek (Su üzerinde yüzdükleri için) zarar görmeyecekleri şekilde sahilden açıkta uygun ortama bırakırdık. Bilhassa Nisan gibi ağ ile yakalanan 4-5 Kg’lık Kalkanların her 5’inden nerdeyse her 3’ü havyarlı. (9.000.000 yumurta bırakan Kalkan balığının ancak 20.000’ni balık olduğunu düşünürsek) sadece 3 balıktaki kayıp 60.000 Kalkan eder. İşte onun için olta dışında yasak olmalı. Tezgahlarda 1 Kg.lık (Boy da olur) Kırlangıç balığı, 3 Kg’lık Kalkan Balığının altında (ve de havyarlı olanları) derhal el koyulmalı, canlı ise denize bırakılmalı, cezasını Bakanlık belirlemeli. Kalkan sularımızda 36 Kilograma kadar büyüyebiliyor (bırakılırsa).

ı)Çürük Tez: (Gırgır ve Trollerin) İsminin başında Prof. unvanı bulunan bazı bilim adamları (Trole methiye düzenler) bazı yöre milletvekilleri bir kısım gırgır ve trollerin sahipleri ve ayartılmış medya derki “Bilinçsiz avlanma, kirlilik tezine sığınır”

Cevap veriyoruz:
“Bilinçsiz değil haddinden fazla bilgililer işin acı yanı bilerek katliam yapıyorlar”

Kirliliğe gelince:
“Nasıl hiç kimse kirliliği yok sayamazsa 44 yıldır yapılan KATLİAMI ASLA HİÇ KİMSE YOK SAYAMAZ.”(Trol, Manyat, Algarnalar, araştırma için bile olsa kesinlikle yapılmamalıdır)

TEKLİF: Madem buraları kirli öylemi!.. Tamam o zaman İstanbul boğazı Karadeniz girişi( Boğazın tamamı tüm koyları dahil) Yeşilköy’den (Adaların tümü içeride kalmak kaydıyla) Darıca Yelken Kaya’ya kadar olan kısım da hiç avlanmasınlar (Trol ve Gırgırlar) tedbiri yazdık. Bizimle sınır ilişkisi olmayan Uluslararası sulara gitsinler oraları pırıl, pırıl. Buraları nasılsa çok kirli buraları bizlere olta ve kıyı balıkçılarına bıraksınlar bu kadar basit nasılsa bu saha çok kirli, mesele biter. Balık yatak yapar binlerce esnaf ekmek yer.

i) Bu alandaki dalyanlar:
Fenerbahçe’dekini asker kapatmış zaten, tam yumurta zamanı kofana, torik, kefal, levrek, karagöz vs. giriyordu. Hiç değilse bunlar kurtuldu. Bu koruma alanında İstanbul Boğazı’ndakiler ve Büyükada dalyanıda kapatılmalı.

-5-

j) Tolerans:
Bu alandaki önlemler de bazı ağcılık yapan arkadaşlar, şu andaki duruma bakarak gerek gırgır ve trollerin balık bırakmayışı gerek ağlara zarar vermeleri yüzünden sayıları azalıp tek tük kaldığından gerçek koruma sağlanırsa çeşitli zamanlara bağlı (türlere göre) 110 çeşit balık yatak yaptığında trol ve gırgır korkusu olmayacağından, her yer balık dolacağından 1981-1988 yılları arasında olduğu gibi (Kaşıkla, uzun olta ile, demirli mavrukacılık, yemli firkete, hareket halinde çapari) yapmak için dahi olta atacak yer yoktu, deniz panayır yeri gibi idi. Her yer ağlar üst üstte Şamandıra (felyoz) dolu idi. Bu koruma alanı küçük ve belli bir alanı kapsadığından avcı çok olduğundan ve ağların uzunluğunda sınır olmadığından (Teknelerin alabildiği kadar olduğundan) herkes istediğini yapmaya kalkarsa değişik tezler ileri sürüp (Kişlerin menfaatleri doğrultusunda) bu işe başlamadan cılkı çıkar. Balıkçı denizde balık aramayacak. Önce denizlerin balık dolması sağlanmalıdır. O zaman balık gelir sizin ağınızı zaten bulur. Deniz de canlı mahlŭk kalmasın siz kayık başına 10 Km ağ atsanız ne yazar. Doğru değil mi.? Bu alanda tolerans ne olabilir.

1) 60-100 Kulaç Gümüş ağı Tekne başına bir adet. Fanyasız 11,5mm.
2) 65-130 Kulaç Tekir ağı Tekne başına bir adet. Fanyasız 18mm.
3) 65-260 Kulaç Sardalya Tekne başına bir adet. Fanyasız 13,5-14mm.
4) 65-260 Kulaç İstavrit Tekne başına bir adet. Fanyasız 17mm.
5) 10-12 metreden derin olmamak şartıyla, sadece gündüz şnorkelle (nefesle) zıpkınla avlanabilir. Eğer ki derinlik 10-12 metreden fazla ise gündüz (hemen iskandil etmek sureti ile) 13m ise teçhizatı ve balığına el konmalı. Eğer tüp, nargile gece lamba derinlik ne olursa olsun (suçüstü yapıldığı an) tüm tekne ve teçhizatına el konmalı. Hepsi Bakanlık envanterine alınır. Gelir kaydedilir. Av zamanı da 1 Haziran -31 Ekim arası olmalıdır. 7. Şıkkın tümü hayata geçirilmeden zaten canlı mahlǔk yok.

8) Zıpkınla Avcılık :
Türkiye Karasularının tamamında sadece gündüz şnorkel (nefesle, lambasız) zıpkınla avcılık serbest olmalıdır.

ANCAK: 10-12m derinlik kesinlikle geçilmemelidir. Yemlenme veya herhangi bir sebeple sığlığa giren balık sıcak suda çok hareketli olup zıpkını tanır %98’i mermi gibi fişekler ve kaçma imkanı bulur, derin suda hareket kabiliyeti azalacağı, zıpkını tanımayacağı için, tüp, nargile, gece lambayla avcılık kesinlikle yasaklanmalıdır. Ayrıca sığ suya giren balık mevsim itibarı ile su ısındığı için cin gibidir. Daha iyi görür. Girende çok olduğu için bu derinliklerde zaten ürkektir. Zıpkınla avlanma zamanı da 1 Haziran – 31 Ekim arasında olmalıdır. Bu süre dışında yine yasak olmalıdır.10-12 metreden derin olmamak şartıyla, sadece gündüz şnorkelle (nefesle, lambasız) zıpkınla avlanabilir. Eğer ki derinlik 10-12 metreden fazla ise gündüz (hemen iskandil etmek sureti ile) derinlik 13 mt. ise balık teçhizatı ve balığına el konulmalı. Eğer tüp, nargile gece ise lamba derinlik ne olursa olsun (suçüstü yapıldığı an) tüm tekne ve teçhizatına el konmalı. Hepsi Bakanlık envanterine alınır. Gelir kaydedilir. Tek, tek avlandığı için eko sisteme hiçbir zararı olmaz. (Yazdığımız şartlara ve süreye harfiyen uyulursa). Turizm amaçlı tarihi eser belgesel sanayi dalgıcı film fotoğraf çekmek amaçlı bu pozisyonlar özel gözlemci nezaretinde olabilir. Bu konu zıpkınla avcılık dışındadır.

9) Orkinos, Kılıç, Mersin, Akya : Karasularımızda bu dört türle ilgili önlem almanın zamanı da geçmektedir. Hangi mevsim ne kadar yumurta bıraktığını (Orkinos, Kılıç, Akya) kaçının balık olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Ama bildiğimiz şey Marmara’da 20 yıldır oksijen bitti Orkinos onun için Marmara’ya girmiyor diyenlere 1984-1985 yılları az Karadeniz, Marmara adaları, Silivri- Tekirdağ, Marmara adası Asmalı burnu arası DOPING SOARES ( Orkinosların aşk Üçgenin de) 100Kg – 1 Ton arası en az 30.000 orkinos ihracat muhabbetiyle 5+5= 10 ayda yok edildi. Ufakları bu sayıya dahil değil, bunu niye söylemezler. Gırgırların lambayla 1965 yılında uskumru ve kolyozu hunharca katlettiklerini niye söylemezler. O zamandamı oksijen yoktu. Mayıs 2002 Saros Körfezi bir o kadar ( Orkinos) 2003’de Alanya Kıbrıs arası (Alanya’nın 40 mil açığı) 3.000 Ton, tanesi 100Kg gelse yine gitti 30.000 Orkinos. Bu balığın fabrikası mı var? Saatteki hızı 70 Km (Sene de 10 Kg alan ) bir balık bunun sonu yok. Torik, Kofana niye boğaz da kalmıyor? Çünkü denizlerin çobanları Orkinosları yok ettiler. Yunusları vurdular. Onlar da ya yok oldu ya da diyarı terk etti. Bunlara acil önlem alınırsa bir kısım pelajik (göçmen) balıkları sıkıştırıp önüne katarak geri getirebilirler. Orkinos, Kılıç, Mersin’in 50kg, Akya’nın 5 Kg, altında (boyda olur) avlanması kesinlikle yasaklanmalıdır, olta ve parakete dahil. Yasak zamanı olta ile dahi yasaklanmalıdır 50 Kg üstü bile olsa, Akya 5 Kg üstü olsa bile 1 Mart – 30 Eylül arası bunları beğenmeyenler bizimle sınır ilişkisi olmayan Uluslararası sularda avlanabilir. Zıpkınla yumurta zamanı su üzerinde kılıç balığı vuranlar (2002 Haziran) Saros’ta olduğu gibi tekne ve tüm teçhizata el koymayı gerektirmeli. Bakanlık envanterine alınıp gelir sağlanmalı. Balıkhane, Balık Lokantaları, Balık Tezgahları, 50Kg. altındaki yazılanlar için 2004 yılı için 10 Milyar, 5 Kg altındaki Akya için Kilogramına 100 Milyon ceza uygulanmalıdır. Tüm karasularımızda sürütme avcılığı bilhassa Trol’ü (Manyat, Algarnalar dahil) süresiz (Karasularımızın tümünde Limanlarda bağlı dahi olmayacak) Trol yasaklanmadan (Mersin ve Kalkan Balığının) şansı sıfırdır, bilhassa Karadeniz ve Marmara da.

-6-

10) Türkiye Karasularında Serbest olması gereken takımlar: SADE AĞLAR (FANYASIZ), FANYALI AĞLAR

1)
GIRGIR (Kör ağ yasak 4.Mad. bah) Tekne başına bir ağ
2)Tekir ağı tekne başına bir adet 17mm.
3) Gümüş ağı tekne başına bir adet, 11,5mm.
4) Barbun ağı tekne başına bir adet 17mm.
5) İstavrit ağı tekne başına bir adet, 17mm
6) Kefal ağı tekne başına bir adet 32-34mm
7) Sardalya ağı tekne başına bir adet,13,5-14mm
8) Pisi ağı tekne başına bir adet,85mm
9) Tekir ağı tekne başına bir adet, 18 mm.
10) Lüfer ağı tekne başına bir adet, 32-34mm Fanyalı voli ağı
11) Uskumru ağı tekne başına bir adet, 22mm
12) Lüfer ağı tekne başına bir adet, 30-32-34mm
13) Palamut ağı tekne başına bir adet, 40-42mm
14) Torik ağı tekne başına bir adet, 80-85mm
15) Kalkan ağı tekne başına bir adet, 200mm
16) Alamana (Voli Ağları) tekne başına bir adet, derinlik 10-12 kulaç, harmanı 350 kulaç.

Bütün denizlerimizde ağlar tekne başına bir adet Karadeniz ve Akdeniz tekne büyüklüğüne göre uzunluk 1000-2000 kulaç. Ege denizi, tekne büyüklüğüne göre 500 kulaç- 1000 kulaç Marmara denizi tekne büyüklüğüne göre 260-1000 kulaç buna ilaveten İstakoz ve karides sepetleri Bakanlığa bağlı su ürünleri, Su ürünleri Üniversiteleriyle diğer ülkelerde ölçü nedir belirlesin.
PARAKETE: Buda Türkiye Karasularında kullanılabilir yalnız Kalkan 3 Kg. Kırlangıç 1 Kg. Orfoz 3-4 Kg. Lahos 3 Kg. Akya 5 Kg. Orkinos Kılıç Mersin 50 Kg.’ma ulaşmadan yakalanmasına nasıl engel olunabilir (Kg. -boyda olur). Bir de tüm ağ Paraketa sepet avcılığı yumurta zamanını kapsamamalı. OLTA ile avcılık (5.c Bah.) Tüm karasularımızda 12 ay serbest olmalıdır.
TOLERANS : Ağcılık için yumurta zamanı ne olabilir? Kayık başına 200 Kulaç, Paraketede 200 iğne olabilir. Bu kadar tolerans olabilir. Ancak yukarıda yazdığımız fanyalı, fanyasız ağ çeşitlerinin haricinde MARYA ağıda yasaklanmalıdır. Her çeşit balığın irili ufaklı telef olmasına sebebiyet vermektedir, göründüğü kadar masum değildir.

11) Bomba ile Avcılık:
İpek ağ tabir edilen bu yolla yapılan kanunsuz avcılıkla su üstüne çıkan balıkların Kefal, Levrek, Akya, Karagöz, Barbun, Eşkina. Ancak %1- %10 toplanıp diğer büyük kısmı dibe çöktüğü için telafetin avcılık ve ticari boyutları negatif anlamda korkunçtur. Türkiye karasularının tamamında 12 ay süresince yasak olmalıdır. Cezası ne olmalıdır.
TAVSİYE: (Caydırıcı) Suçüstü yakalanan Güneydoğuda ki askeri birliklere teslim edilir. Mayın 1 yıl temizletilir, bakalım bir daha atar mı? Atarsa sonraki ceza 2 yıl.

12) Balık Unu Fabrikaları:
Yurt çapında nerede var ise derhal kapatılmalı hiçbir nimet sonsuz değildir. Bu atık işleme, konserve fabrikası yada diğer deniz ürünleri işleme fabrikasını kapsamaz. Sadece balık unu fabrikaları kapatılmalıdır ya da dönüştürülmelidir.
SEBEBİ: Hamsi gibi balıklar küçük boyda yakalanıp telef edilmektedir (Tonlarca). Balığın hem neslinin devamı açısından, hem denizin yemi açısından hem tüketici açısından hem ülke ekonomisi açısından bu bir felakettir. Derhal kapatılmalıdır. Bunu niye kimse görmüyor.

13) Yakıt (ÖTV’siz yakıt):
Tüm metinlerde belirttiğimiz kuralların tümü (eksiksiz, tavizsiz) uygulandıktan sonra kuralların tümüne Karasularımızda her ölçü ve yasağa uyan kanun ve tüzüklere saygılı balıkçılarımız devlet tarafından ÖTV’siz yakıtla mükafatlandırılmalıdır. Devlet desteği ile 1970 su ürünleri teşvik yasası denizlerimizi ve avcılığımızı bu hale getirmişken YUKARDAKİ KURALLARIN TÜMÜ UYGULANMADAN verilecek ucuz yakıt ÖLDÜRÜCÜ SON DARBE olacaktır. Çünkü 1010 resmi ruhsatlı takımın olduğu avlanma süresinin 8 ay sürdüğü bir ortamda günde bir moladan (Gün de birden fazla molayı bozuk hava ile ragüle edersek) 242.400 futbol sahası ebadı facianın boyutunu kafamızda canlandırmaya yeterlidir. Bu Ö.T.V’siz yakıt hiçbir önlem alınmadan bizimle sınır ilişkisi olmayan Uluslararası sulara gideceklerse ne ala. Yoksa aksi facia olur. Taş üstünde taş kalmaz.

14) Gırgır Ağları Hangi Balıkları Tutmalı:
Lüfer, Kofana, Palamut, Torik, Uskumru, Kolyoz, İstavrit, Kefal, Sardalya, Hamsi, Orkinos tutmalıdır. Gırgırların tutmaması gerekenler,

14.a) Defne yaprağı, Çinakop, Sarıkanat, Palamut vonozu (Kestane, çingene) Uskumru Vonozu, Kolyoz Vonozu (Koloridye) kör gözlü ağlarla da Hamsi, Çaça, Sardalya, Gümüş, Kıraça, Kancur bunlar için tedbir alınmalıdır. Balığın tohumunu kuruturlar sonra da deniz kirlidir diyorlar.

14.b) Alyanak (8-10Kg’lık Çipura) Fangri ( 10-15 Kg’lık Mercan) Minakop (10-15 Kg.lık) Levrek (5-10 Kg’lık) Sinarit ( 1-20 Kg.lık) Trança, Karagöz, Akya türü balıkların Gırgırlar tarafından 500’lü 2.000’li sürüler halinde tutulması üremesi ve gelişimi zor olan ekonomik değeri çok yüksek olan (yatakları bozulan) topluca tutulması TÜR KAYBINA SEBEBİYET VERDİĞİNDEN çok sıkı, katı tavizsiz acil önlem alınıp derhal yasaklanmalıdır. Gırgırların yazdığımız (14a-b de.kileri ) tutmasından men etmek gerekir.

-7-

BİR DİĞER SEBEBİ:
Bilhassa 14.b şıkkındaki türler ekseriya taşlık ve kayalık alanlarda barınmakta o türleri yakalamak isterken de bütün bu alanların ağlarla çevirip tümünü birden yok edip ağların bir kısmını da dipte bütün kovukları kapatacak şekilde dipte bırakmaktadırlar. Bu durum da tek tük balık kalsa dahi yuvalarına girip çıkmaları mümkün değildir. Ya tümden yok olmuşlardır (tür kaybı) kalanda diyarı terk etmiştir. Sonra da denizler kirli, tamam da bu katliamlar ne olacak?

15) Balıkhane: Her yerde gördüğümüz çarşı ve pazar da satılan deniz ürünleri Defne yaprağı, İri istavrit büyüklüğünde kasa kasa, leğen leğen (Palamut Vonozu 3 Ekim 2003’den sonra) Kıraça, Kancur, Mezgit, Mırmır (Kibrit kutusu büyüklüğünde) Tekir (Kibrit çöpü büyüklüğünde) İzmarit büyüklüğünde Minekop, kol saatinin kapağı kadar Mercanlar, 10-15 cm ‘lik kırlangıç balıkları, 0,5-1 Kg.lık Kalkan balıkları bu balıklar balıkhanede denetimden, kontrolden, geçmiyor mu? Geçmediği aşikar. Bunun kontrolünü kim sağlayacak, nasıl yapacak. Çarşı, Semt pazarları, Balıkhane, Su Ürünleri Kooperatifleri, Marketlerde, mevsimine göre yasak tür ve ölçü ile ilgili her tür, boy ve ağırlık cezası şu kadar TL.’dir. Gerekli tüm yerlere önceden tam teferruatlı listeler verilmelidir. (Balık lokantaları, Turistik tesisler dahil) Uymayan da sonucuna katlanmalıdır. Balıkhanelerin hijyen konusu gelişmiş ülkelerdeki balıkhaneler laboratuar gibi ya bizdekiler nasıl?

16) Kirlilikle ilgili gözlem ve öncelikler:

16.a)
Gırgırların lamba ile adaları 1965 yılında Uskumru ve Kolyozu yok etmeleri (Bazı türler ile birlikte) deniz anası stoğunu patlattı (Kişisel gözlemler).

16.b) Haydarpaşa 2. mendirekten sonraki uzatılan kısım tüm sahilden adalara körfeze doğru %80’ne yakın su devir daim sirkülasyonunu kesti, akıntı (Yassı ve Sivri Ada meğilli akmakta)

16.c) 1984 Kasım ortası Kumkapı 1. Boğaz Köprüsü arasında 3 günde (1,5 Milyon Lüfer, Kofana 15 Bin Çift Torik) yok edildi. Bunun üstüne 1984'den 5 ay 1985'den 5 ay 30.000 Orkinos yok edildi. (Yeşilköy’den Leandros Adalarına kadar olan saha dahil). 2002 Eylülünde Yassıada, Sivriadada Torik görüldü. Gırgırlar yine yok etti. Balık nasıl yatak yapsın. Orkinoslar Kofana Toriğin, önünü kesip Boğazda kalmalarını sağlıyorlardı. Şimdi hiç birini bırakmadıkları gibi yasak olduğu halde lodos havada sular kırılınca (Akıntı) yine Boğazı çevirip hayvanlara hayat hakkı tanımıyorlar. 27 Aralık 2003 Kumkapı’nın 600-700m denizinde (Kanal meyilli) suların kırık olduğu gece (Lodos) 5.000 kasa Palamut bir gecede yok edildi. Balık ince olduğu için (Her kasa da en az 20’şer tane olsa) çünkü ince balıklardı. Milletin oltayla tuttuğu yüz bin Palamut bir gecede gitti. Esnaf yine açlığa mahkûm.

16.d) Sahilin toprak dolgusu:
Milyonlarca yılda oluşan kümes tabir ettiğimiz taşlık ve kayalıkları balıklar açısından yuva oluşturma yerleri hepsi toprak altında kaldı. Marul tabir ettiğimiz ( Yosunlar), sahile vurup kuruyup yok olurdu. Şimdi dik ve kayalık set çekilince bu dipte kalıyor.

16.e) Sahillere akan dereler: Yağmurlarla taşıp denize her türlü katı atıkları getirince bir de arkasına lodos esince bütün pislik denizin üzerinde yüzmekte. Bilhassa naylon poşetlerden pervanenize sarmadan geçmeniz mucize bu yüzden kışın denize girmek zorunda kalan birçok arkadaşımız olmuştur. Bütün dereler yerleşim birimlerinin dışına (uzağına) kadar üzeri kapatılmalıdır.

16.f) Naylon poşet: 5 yıl süre uzun 2-2,5 yıl süre verip Türkiye çapında naylon poşet işine derhal son verip (Bozcaada’da yasaklandığı gibi) yerine alternatif file, kesekağıdı, karton, kumaş benzeri doğaya zarar vermeyip kısa sürede kaybolacak türden yapılmalı en tehlikelisi büyük naylon çöp torbaları ve naylon (patates, soğan çuvalları) fırtınalı havada mazaallah ocak söndürür. Tayvan kadar olamayacak mıyız? Tayvan araştırma yaptırıyor bir yılda ne kadar naylon poşet kullanılıyor 16 Milyon adet (%50’si denizde) anın da yasaklıyor. Türkiye’de yılda kaç adet kullanılıyor, % kaçı denize gidiyor? ( %70’i kesinde!!!). Çevre açısından çevre bakanlığı derhal buna bakmayacaksa neye bakacak.

16.g) Depozito: Bazı çağdaş ülkelerde olduğu gibi depozito işi derhal (bizde daha geniş kapsamlı ve katı, AB’ye gireceğiz ya) her türlü pet şişe, her türlü teneke kutulu içecek, her türlü cam, her türlü plastikten yapılmış şampuandan deterjana veya doğaya zararlı olacak tüm ambalaj kapları ( geri dönüşümü ekonomiye katkı yapacak doğaya atılmasını önleyecek, hatırı sayılır oranda DEPOZİTO) uygulanmasına derhal başlanmalı. Çünkü bizim milletin %80’ni eline ne geçerse denize atmakta yedi tane kıyı şeridi olduğuna göre nüfus’ta 70 Milyon, nüfus yoğunluğu da sahillerde yoğunlaştığına göre işin aciliyeti ortaya çıkar hem doğa temiz kalır hem geri dönüşümü ekonomiye katkısı olur.

17) Arıtmalar: Adalar da (Kınalı, Burgaz gibi) dağınık yüzeyden akan kanalizasyonlar hiçbir arıtmaya tabii olmadan kıyıdan belli bir açıklığa dibe verildi. Nasıl olsa göz görmüyor gibisinden balıkların esas yaşam alanı olan 20-50 metre derinlikteki etkisi facia olur. Bu işin ekonomik boyutuna bir şey diyemeyiz. Bize göre adaların tüm kanalizasyonu bir yerde birleşip kıyıya en yakın noktadan (Anadolu yakası sahil şeridinde) toplanmalı, Diğer kolektörlere bağlanmalı.
ANCAK: İstanbul Boğazı’nın dip akıntısına (57 m derinliğe) verilen dip akıntısı Karadeniz’e götürür diye düşünülen (sadece katı atık tutulan) arıtılmadan verilmesi bütün balıklarımızın yatak ve geçiş yaptığı İstanbul Boğazının kışı bu derinliklerde geçirmek isteyen balıklar açısından şelale gibi toplu halde gelen pis su denizdeki canlılar için tam bir FACİA’dır. Teknolojik, parasal, boyutuna bir şey diyemeyiz ama doğru olduğunu düşündüğümüz kıyıdaki tüm fabrikalar dahil tüm atık sular (BAHÇE SULAYABİLECEK HALE GELDİKTEN SONRA)
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 16-05-2012 " tarihinde saat 01:02 itibariyle Baba Yalçın tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 16-05-2012, 01:00   #2
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

-8-

Karadeniz’in İstanbul Boğazına en yakın derinliği 2.000mt. olan yere verilmelidir. (2.000m derinliğin hiç değilse 500-1000 m daha ilerisine doğalgaz borusunun geçtiği gibi arıtmalar Marmara’da dibe verilmemelidir.TV’de Marmara’daki fay hattı görüntüleri verilirken 1300mt. derinlikte fay kırığının yanında kameraya yansıyan balıkları gördüğümüze göre demek ki o derinlikte bile oksijen var). Bu iş ancak o zaman bir kerede tam anlamıyla hallolmuş olur. Denizlerimiz hiç değilse 50-60 yıl öncesine ancak o zaman dönebilir. Bu konuda ki tartışmalar o zaman biter. Tüm şıklar eksiksiz yapılabilirse balık bolluğunu hayal bile edemezsiniz.

18) Sintine Suları: Sekiz metreden büyük denizde seyir kabiliyeti olan her türlü vasıtanın sintine sularını alacak belli noktalar da tesisler mutlaka olmalı her türlü yakıt tankerleri, transit gemiler, şehir hatları vapurları, deniz otobüsleri, her türlü vasıta liman içleri dahil önüne gelen her yerde sintine sularını rahatça basmakta. Diyelim ki açıkta bastı değişik yönden esen rüzgârlarla her yere dağılacak farzet ki kıyıdan açıkta bastı o bizim denizimiz değil mi? Mutlaka sintine sularını alacak istasyonlar olmalı. Sorun ancak böyle çözülür. Ayrıca balıkçı kooperatiflerine duyuru yapılarak, ihbar edene % ? şu kadar TL ödül gibi cüzi hani teşvik etmek gibi. (Bilinçsiz halkın gözünü açmak maksadıyla). Sekiz metreden küçük tekneler içinde balıkçı kooperatifleri kendi içinde denize anormal yağ, mazot, boya, aşırı kirlilik yaratan olursa ihbar mekanizması (cüzi ödül) konursa temizliği teşvik için ispiyon korkusundan hiç kimse kirletemez ya da tedbirini alır. Milletim eline ne geçerse denize atamaz.

19) TV Kanalı: Günümüz de medya birinci güç olduğuna göre balıkçılık ve çevre ile ilgili mutlaka ayrı bir TV kanalı lazım. Bu halkın a dan z’ye eğitilmesi lazım.

20) GEMİ SAĞLIK KARNESİ:
Hortumun noter tasdikli deniz versiyonu 1925-1946 yıllarında Osmanlıca yazılmış savaş yıllarında deniz aşırı ülkelerden salgın hastalık gelmemesi için o yıllarda uygulanan bir madde. Bunu önceki koalisyon hükümeti 2001 yılında resmi gazetede niye okumadın ver 302 Milyon. Her yıl vize bas kaşe ver 46 Milyon. Hem de 0-250 groston olan her tekneyi gemi ilan ederek. Esnaf hanımını çocuğunu arkadaşını gördü denize çıktı. 40mt. dipte istavrit grip mi olacak. 302 Milyonu alıp kaşeyi basınca hastalık geçiyor mu? Hiç değilse 8 metre ve daha altı balıkçı kayıklarına bu haksız alınan paranın iadesini istiyoruz.

SONUÇ: Tüm bu değerlendirmeleri bu güne kadar gelmiş geçmiş siyasiler ya da denizin tapusunu almış GIRGIRLAR yazmalıydı. Bunların bizim yazmamız utanç verici bir durum ülke açısından. Meşhur medyamız nerede tık yok. Bütün denizlerimizin ve içindeki su ürünlerimizin 100 binlerce esnafın televole’ler kadar değeri yok. Neden biz yazdık. Çünkü denizde ne olup bittiğini en iyi kıyı balıkçıları (Olta balıkçıları) bilir. Gece gündüz çok anormal hava dışında suyun her karışını oltasıyla tarar gerektiği yer de besler adeta balıkla konuşur, dediğimiz gibi denizlerimiz kurtarıcı bekliyor. Bir BABATORİK bekler. Karasularımızdaki öncelik ne olmalı önce pırıl pırıl temiz olmalı, denizlerin deniz oluşunu sağlayan nedir? Elbetteki içindeki su ürünleri en önemlisi, bu iki önceliğin gözümüz gibi korunması öncelik alması (Oksijen ve su gibi). Temiz olmaz ise ne olur? Fosseptik deposu Sahil Güvenlik neyi koruyacak pırıl pırıl, deniz hiç balık bırakmadılar. Balık yok neye yarar yüzme havuzu. İşte üstteki iki sav denizden ekmek yiyenlerin tümünün savlarından daha önemli. Bu iki şık sağlıklı olarak korunursa tüm ekmek yiyenlerin sağlığı ve verimliliği ülke ekonomisi tüketici ve gelecek nesillere katkı ancak o zaman muvaffak olur. Tüm şıklar ülkemize hayırlı olsun. Marmara Denizi bir AB ülkesinde olsa tümünü olta dışında ava kapatıp koruma altına alırdı. Dünyanın en büyük balık üretme çiftliğini bir kuruş harcamadan gerçekleştirirdi.Yukarıda maddeler halinde sunduğumuz kuralların uygulanmasında caydırıcılık ve yaptırım gücünün kullanılmasında yetki Sahil Güvenlik Komutanlığında olmalıdır. Bu maddelere veya ilave edileceklere uymak sadece bugün için değil gelecek nesillerinde açlık çekmemesi, denizi ve denizciliği severek meslek kabul edip, geçimlerini sağlamaları açısından çok önemli ve zaruridir. Tarım ürünleri olarak kendi yurttaşlarını besleyebilen dünya üzerindeki beş ülkeden biri iken son on beş yılda ülkemizin getirildiği yer ortadadır. Aynı oyunun denizlerimiz, onların verdiği mahsuller ve bunlardan faydalanan bizler için tekrar sahneye konmasına ellerimiz bağlı daha ne kadar seyirci kalacağımızı vicdanlarımıza sorma vaktimiz gelmiştir. Bir iç deniz olan Marmara Denizimiz açısından en önemlisi olduğuna inandığımız 7. maddeyi görüşlerinize açacak olursak; İstanbul Boğazı Karadeniz girişi, (İstanbul Boğazın tamamı, tüm koyları dahil), Yeşilköy Feneri’ne kadar Adalar ( Adaların tümü içeride kalmak kaydı ile) Darıca Yelkenkaya’ya kadar olan saha her türlü mekanik güç ile avcılığa yasak olmalı OLTA DIŞINDA tüm ava kapatılıp bir nevi milli park benzeri gibi. Bilhassa adalar ve İstanbul boğazı taş balıkları bir kısım pelajik balıkların da

-9-

(Çinekop, Lüfer, Palamut, Torik, Uskumru, Kolyoz, İstavrit gibi) bir kısmının yumurtlama, yataklanma, yemlenme ve göç yolları açısından stratejik ve ekolojik bir öneme haizdir bu çevrenin en önemli sorunu Trol ve Gırgırdır. Bu konuların hayata geçirilmesi ile birlikte şu anda tümü Gırgır ve marya ağları ile kaplanmış olan taşlara dalgıç indirilerek bu bölgeler temizlenmeli, buna ilave olarak bir çok denizcilik ülkesinde yapıldığı gibi yapay resifler yapılarak (hurda belediye otobüsleri olabilir) bu bölgelere bırakılmalı böylece balıkların yeniden yataklanmaları sağlanmalıdır. Bugün hayatta olmayan denizdeki avcılığın her türünü yapmış ancak rahmetli olmuş reislerimizin vasiyeti ve biz yaşayan kişiler olarak da bu tespitlerimiz gelecek nesillere miras olsun. 1960 yılından bu yana 44 yıldır aynı şeyleri söylüyoruz. Bir 44 yıl daha mı bekleyelim!...2004-2006 av dönemi için hazırlanacak konuya ilişkin sirkülerde yukarıda açıklamaya çalıştığımız hususların dikkate alınarak gerekli düzenlemelerin yapılmasını arz ederiz. Saygılarımızla,

Balıkçı esnafının (olta ve kıyı balıkçılarının) görüşlerine aynen katılıyoruz.

Adres: Adı Soyadı:

Tel:

Not:.............................................. .................................................. .................................................. .................................................. .........................
Bu manifesto çoğaltılarak, önce 22 Kooperatif (tek ses) imza, kaşe, kimlik bilgileri, tel. adres ve not kısmına başka istekleri olan isteğini yazdı. Toplantılar haricinde. Hepsini tek başına dolaştım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aynı şekilde halktan, amatörlerden, balık denizle aşina olan herkese okuyarak ve onlarda not kısmına bazı isteklerini yazdılar. Hepsini tek başına (guruplar oluşturup) yüzlerine okuyarak, dolaşarak imzalar topladım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aynı şekilde balık malzemesi satan ulaşabildiğim tüm dükkanlardan, dalış malzemesi satan ulaşabildiğim tüm dükkanlardan yüzlerine tamamını okuyarak imzalar topladım. Kaşelerini bastılar. Gidebildiklerimin bütün hepsini tek başına dolaştım. Sarılıp öpenleri alkışlayan gurupları pas geçiyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tamamı Tarım Bakanlığına, Tarım İl Müdürlüğüne, İstanbul Üst Birliğe, İstanbul Sahil Güvenlik Komutanlığına, İst. Su ürünleri Üniversitesine, Türkiye Deniz Araştırma Vakfı (Tüdav'a) Daha bir çok yere gönderdim, çoğunu elimle bizzat teslim ettim. Kimi kuruluşlarda tümünü yüzlerine okudum. Kimlik adres imza v.s tüm fotokopileriyle SONUÇ SIFIR bağır bağır kulak sağır. İlki Mhp, sonrakilerin tümü Akp. daha başka ne yapabilirdim. Sadece Banu ve Defne Hanımları atlamışım bilseydim gitmezmiydim, ilk onlara giderdim ama o zaman haberim yoktu bunları yaptım. Hepsi bu, aradaki sayısız toplantıları pas geçtim.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar sizlere daha önce bahsettiğim 2000-2002 yıllarından beri yazıp gönderilen mini manifesto, 50 kafadan 50 sesle bu kadar. Bazı açıklamalarla devam edeyim. Şıklardaki bazı maddeler hakkında;

1) Elleme veya eleme denilen yöntem unutulmuş,
1) a) Midye salyangoz, sadece nefesle dalarakta toplanabilir.
1.ve 2. Maddeler için ne yapılmalı
a) Balık Çiftliklerine Transferi (Dönüşümü) sağlanmalıdır. Bu şıkta bu işlemin NEREDE ve NASIL yapılması gerektiği bilerek yazılmamıştır. Konu uzamasın ve kafa karışıklığı olmasın acil yapılması gerekenler pas geçilmesin diye bilerek yazılmamıştır.
4) Gırgır; a-b-c ölçüler şıkkı için düşüncem, AKLI BAŞINDA olan gırgır reisleri belirlemeli AKLI BAŞINDA yani ilk 50 değil!!??
7) Milli Park ve Olta Balıkçılığı (Kıyı Balıkçılığı Hususu) Doğrusu ne olmalı!!??
1.ci Biyolojik Koridor, 2.ci Biyolojik Koridor, için kullanılacak tabir ne olmalı!!??
Milli Park,,,,,, YANLIŞ TABİR,,,Tuzak Başlık,, Koruma Alanı,, YANLIŞ TABİR,,, Tuzak başlık,,
Doğru tabir; OLTA İLE AVCILIK DIŞINDA AVA KAPALI ALAN, DOĞRU Tabir,,
7) j) Tolerans kısmı geçerliliği kalmamış kaldırılacaktır,,,
9) Orkinos, Kılıç, Mersin, Akya; Orkinos 2003'te, Alanya Kıbrıs Arası (Alanya'nın 40 mil açığı 3.000 ton, tanesi 100kg. gelse yine gitti 30.000 orkinos, Manifesto hazırlanırkenki EK BİLGİ idi bir kaç kaynak araştırıldıktan sonra gerçek rakam öğrenildi. 7.100 ton, tanesi 100kg. gelse yine gitti 71.000 Orkinos, gerçeği söyleyenlerde adının duyulmasını istemiyorlar.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

02.05.11, 01:30

2002 yılında, Olta İle Avcılık Dışında Ava Kapalı Alan, (Biyolojik Koridor) ve diğer yapılması gerekenler, meselesini, yapılan çalışmaları, kimler desteklemiş, şahsi düşüncemiymiş okuyanlara bırakıyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
S.S Büyük Ada Su Ürünleri Kooperatifi, (Ali Nuri Yılmaz, Şanver)
S.S Heybeli Ada Su Ürünleri Kooperatifi (M. Yılmaz şenakıncı)
S.S. Burgaz Su Ürünleri Kooperatifi (Erdoğan Vural, Şaban Sezgün)
S. S Kınalı Su Ürünleri Kooperatifi (Osman Zeki Özden, Avidis Keork Hilkat)
S. S. Pendik Su Ürünleri Kooperatifi (İsmail Genç)
S. S. Kartal Su Ürünleri Kooperatifi (Tevfik Aslan)
S. S. Küçükyalı Su Ürünleri kooperatifi (Ayhan Karakuş)
S. S. Bostancı Su Ürünleri Kooperatifi (Celal Şen, Yalçın Çelik)
S. S. Fenerbahçe Su Ürünleri Kooperatifi (Mehmet Cevizoğlu, Nazmi Saral)
S. S. Kadıköy Su Ürünleri Kooperatifi (M. Ata Baykal, Cengiz demirdelen)
S. S. Beyoğlu Su Ürünleri Kooperatifi (Mehmet Üre)
S. S. Selimiye Su Ürünleri Kooperatifi (İlker N. Deniz, Atakan Eren) Üsk. Harem
S. S. Üsküdar Su Ürünleri Kooperatifi (Mesut Soydaner) Salacak Balıkçı Barınağı
S. S Fatih Su ürünleri Kooperatifi (Haydar Deniz, Mesut Dindar) Samatya, K.M.P.
S. S Bakırköy Su Ürünleri Kooperatifi (M.Feyiz Güven, Yurdakul Bektimur)
S. S Avcılar Su Ürünleri Kooperatifi (Aydın Aydıner, Naci Şiren)
S. S. Küçükçekmece İstihsal ve Satış Kooperatifi (Gürsel Sezen, Metiner Diren)
S. S. Yeşilköy Su Ürünleri Kooperatifi (Osman Korlu, Fikret Ünlü Kaplan)
S. S. Zeytinburnu Su Ürünleri Kooperatifi (Ali Rıza Işık)
S. S. Eminönü Su ürünleri Kooperatifi (Alaattin Şengül, Abdurrahman Suyabatmaz, Şükrü Yılmaz, Cemalettin Bıçkı)
Kasımpaşa Çevre Koruma ve Balıkçılar Derneği (Mustafa Şahin, Ruhi Takak)
Büyükdere Balıkçılar Derneği (Osman Erol)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İlk etapta elime geçen bunlar daha boğazdan bir sürü varda aramam lazım, adı soyadları, adresleri tel. noları, cep tel. noları hepsi elimde fotokopileri var. O zamanki yazının altına, koop olarak, birde tek tek tüm üyelerin imzaları, artı, halktan, olta malzemesi satan dükkanların tümünden dalış malzemesi satan dükkanların tamamına yakını, profesyoneli, amatörü halktan, medyadan, stk'lardan guruplar halinde yüzlerine okunarak imza ve kimlik bilgileri alınmıştır. Uzatmıyayım bunlardan altına ilave not düşenleride yazayım.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
S. S. BAKIRKÖY Su ürünleri Kooperatifi: S.S.Zeytinlik Ataköy, 2-5-6 Sakızağacı Cevizlik Mahalleleri Su Ürünleri Kooperatifi Kennedy Cad. Sahilyolu Mendirekiçi No:38 Bakırköy/ İstanbul-----M. Feyiz Güven-Yurdakul Bektimur
1)7. Madde: Sınırlar il Sınırları olmalı ( Milli Park)
O zaman o tabiri hatalı kullanmışız, bilmeden, yazıdaki kastedilen 7. madde bizim 1.ci Biyolojik koridor dediğimiz alan. Yani İstanbul Boğazı Karadeniz ağzı 3 mil açıkları aşağıda, Yeşilköyden, 9 Ada, Tuzla Adaları içerde, kalmak kaydıyla, Darıca Yelkenkaya'ya kadar olan OLTA İLE AVCILIK DIŞINDA AVA KAPATILACAK ALAN.
2) Av yasağına uymayan kişilerin teknelerinin tekne sicillerinede cezanın işlenerek bu kişilerin tekneleri satmalarının engellenmesi, diye 2 arkadaş böyle not düşmüş.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
S.S Küçükçekmece İstihsal ve Satış Kooperatifi: Gürsel Sezen.
1) 7. Maddedeki Sınırın Milli Park olarak, Silivri'ye Kadar uzatılması. Yani yukarda açıkladığım 1.ci Biyolojik Koridor'un, Yeşilköy sınırını Silivri'ye kadar genişletin diyor, arakadaşımız.
2) Yasak süreleri içersinde, kıyıda avlanan oltacı ve ağcıların (Kıyı Balıkçılarının) muaf tutulması.
3) Trol için gerekenin yasağın verilmesi. Yazısını aynen aktardım, cümle düşüklüğü olmuş ama Marmara'da trol için yazdıklarımız malum, ne demek istediğini anlamışsınızdır. Bu arkadaşta böyle not düşmüş.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
S.S. Pendik Su Ürünleri Kooperatifi: Yasak konusunda taramalı sonarların tamamıyla kaldırılmasına katılıyoruz. Yalnız kıyı balıkçılığı konusunda, eğer sadece oltaya serbest bırakılıp ağcılara yasak edilmemesi, veya alternatif bulunmasını.Bu arkadaşta böyle not düşmüş.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
S.S Avcılar Su Ürünleri Kooperatifi: Naci Şiren.
1) Harita aynı şekilde kalınması.
2) Kıyı Balıkçısı Ağını atması.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kasımpaşa Çevre Koruma ve Balıkçılık Derneği: Mustafa Şahin.
1) Bütün maddelere katılıyoruz.
2) Yalnız Avlanma Teskerelerinde gerçek balıkçının ayrılması için ne yapabiliriz.
Bu arkadaşta böyle not düşmüş.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Söylemediğim bir şey daha var imza toplanan A4'ün başına Marmara Denizi'nde tümden Endüstriyele kapanması en büyük istek yani liste başı idi. Esnaf, halk, amatörü, denize ilgi duyanı dükkanlar, dalış malzemesi satanlar liste uzar gider buna balık tezgahları gırgır reisleride (emekli olanları) var. 12 yıl önce bunları hazırlamış heryere sunmuşuz sonuç SIFIR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Not: Yazıyı bölmek zorunda kaldım çünkü 63.000 küsür kelime olunca tek seferde gönderemedim. Yukarda yazı çıktı 50.000'den fazla kelimeyi bir seferde gönderemiyor bilginize.
__________________
Baba Yalçın
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 22-01-2013, 22:21   #3
Tuncay GÜNAY
Moderator
 
Tuncay GÜNAY kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 06.04.10
Yaş: 52
Mesaj Sayısı: 1.236
Varsayılan

üstadım kusura bakma hepsini değil örnekleme okudum. sana katılmamak mümkün değil emeğine sağlık. denizlerden sorumlu bakan olacak adamsın
__________________
TUNCAY GÜNAY
1972 DENİZLİ
0 RH +

0 0532 522 56 77


DOSTLUK KÜÇÜK MENFAATLERE KURBAN EDİLMEYECEK KADAR BÜYÜK BİR DUYGUDUR.
Tuncay GÜNAY Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Dolunay, Mangrov, Gümüş Kral "Tarpon" Baba Yalçın Baba Yalçın 1 08-05-2012 01:19
Nihat Satıcı "Avşa Adası Mahsulleri" Baba Yalçın Baba Yalçın 0 23-04-2012 21:56
"Elektromanyetik Alanın" İnsan Vicuduna olan Zararları.. Necati ARAT TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 11 28-07-2010 16:57
"""Mersin'de Levrek Avı""" western222 DENİZ AVI KARADAN 11 05-05-2008 21:40
27 Nisan Pazar KAMADER "Turna Balığı Tutma Yarışması" AVCI41 Organizasyonlar 0 25-04-2008 15:55


Saat 15:49.