Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > SOHBET ve EĞLENCE > TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER

TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER Güncel olaylar hakkında...




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 27-02-2007, 15:16   #1
er35han
Kaptan
 
er35han kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 22.02.07
Yaş: 49
Mesaj Sayısı: 331
Varsayılan sinarit baba

Yıllar önce çok severek okuduğum bu öyküyü bugün rastgele ailesiyle de paylaşmak istiyorum. Sait Faik'de , Cevat Şakir Kabaağaçlı(halikarnas balıkçısı) gibi bir deniz aşığı. Umarım sizde okurken benim aldığım hazzı alırsınız.Tüm deniz dostlarına ,rastgele dostlarıma;



"Cehennem Nişanı"nda beş sandaldık. Güzel bir Ocak akşamı. Hava lodos. Denize kırmızı rengin türlüsü yayılmış. Çok kaynamış ıhlamur rengindeki hayvan, geniş, ölü dalgalar. Sandallar ağır ağır sallanıyor, oltalar bekliyor, insanlar susuyor.
Otuzsekiz kulaç suyun altındaki derin sessizliğe, dibindeki dallı budaklı kayalara yedi rengin en koyusu girer mi şimdi. Sinarit baba döner mi avdan. Pırıl pırıl, eleğimsağma rengi pullarıyla ağır ağır, muhteşem, bir İlkçağ kralı gibi zengin, cömert, asil ve zalim mantosu ile dolaşır mı kim bilir. Altunu, zümrüdü, incisi, mercanı, sedefi lacivertliğin içinde yanıp yanıp sönen sarayını özlemiş acele mi ediyordur.
Sinarit baba ömründe konuşmamış, ömrü boyunca evlenmemiş, ömrü boyunca yalnız yaşamıştır. Onun kovuğundaki zümrüt pencereden ne facialar seyretmiştir. Sinarit baba ne oltalar koparmıştır.
Bu akşam kimin oltasını seçmeli de artık bitirmeli bu yorucu ömrü. Daha her yeri pırıl pırılken, mantosu sırtında iken; dahi eti mayoneze gelirken bitirmeli bu ömrü. Sonra hesapta bir gün pis bir "Vatos"un bir sırtı renksiz, yapışkan ve parazitli bir canavarın dişine bir tarafını kaptırmak var. İyisi mi muhteşem bir sofraya kurmalı bu zaferle dolu ömrün sonunu beyaz şarapla, suların üstündeki başka dünyada yaşayan bir kıllı mahluka (yaratığa) kendisini teslim etmeli.
Sinarit baba oltalardan birini kokladı. Bu balıkçı Hristo’dur; kusurlu adam. Gözü açtır onun. İçinden pazarlıklıdır. Evet, o fıkaradır ama kibirli değildir. Sinarit baba fukaralıkta gururu sever, öteki oltaya geçti. Kokladı. Bu balıkçı "Hasan"dır. Geç. Cart curt etmesine bakma! Korkaktır. Sinarit baba cesur insanlardan hoşlanır. Bir başka oltaya baş vurdu. Balıkçı Yakup iyidir, hoştur, sevimlidir, edepsizdir, külhanidir. Ama kıskançtır. Kıskançları sevmez Sinarit baba. Geç. Şu olta, hasisin tuttuğu olta. Sinarit baba cömertten hoşlanır. Ama bu oltaya bir baş vurmağa değer. Bir baş vurdu. Hasisin oltasının iğnesini dümdüz etti. Sinarit baba iğneden kopardığı yarım kolyozu çiğnemeden yuttu. Hasis oltasını hızla topladı.
"Vay anasını be Nikoli," dedi, "iğneyi dümdüz etti."
Nikoli’nin oltasının yemini kuyruğuyla sarsmakta olan Sinarit baba, Nikoli’nin bir kusurunu arıyordu. Onda kusur mu yoktu. Evvela sarhoştu. Sonra ahlaksızdı, kendini düşünürdü ama, cesurdu, cömertti, hiç kıskanç değildi. Fukara idi. Kibirli idi de. Sinarit baba kibirli fukarayı severdi ama, Nikoli’nin kibrini beğenmiyordu. İnsan oğlunda o başka bir şey, gurura benzeyen şey, yerinde bir gurur, o da değil, insan oğlunun insanlığından, ta saçının dibinden oltasını tutuşundan beliren, isteyerek olmayan, ama pek istemeyerek de gelmeyen bir gurur isterdi. Öyle bir elin oltasını düzleyemez, misinasını kesemez, bedenini fırdöndüsünden alıp gidemezdi.
Beş sandalın beşini de kokladı, beğenmedi.
Sinarit baba, kayasının kenarında durmuş, lacivert alem içinde hafifçe yakamozlanan oltalarla, cıvalı zokalardan aydınlanan saraymeydanı seyrediyordu. Oltalar gitgide çoğalıyordu. Sinarit ve mercanlar şehrinin göbeğinde şimdi tatlı tatlı sallanan onbeş tane fener vardı. Ötede kovuklardan mercan balıkları çıkıyor, fenerlerden birine hücum ediyor, budalaca yakalanıyorlardı. Gözleri büyümüş bir halde yukarıya çıkarlarken dönüp tekrar aşağıya kadar geliyor, yukarıki dünyayı görmeye bir türlü karar veremiyorlardı. Sinarit babaya büyüyen gözleriyle "bizi kurtar şu lanetlemeden," der gibi bakıyorlardı. Sinarit baba düşünüyordu. Gidip o yakamoz yapan ipe bir diş vurdu mu idi, tamamdı. Ama hiçbirini kurtaramıyor, hareketsiz duruyordu. Sinarit baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama, bildiği bir şey daha vardı. O da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklı ile hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesidir. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresinin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydalı olabilirdi. Yoksa, gidip Sinarit baba oltayı kesmiş, biraz sonra Sinarit baba tutulduğu zaman kim kesecek? Kim akıl edecek yakamozu dişlemeği?...
O sırada büyük büyük ışıklar saçan bir olta aşağıya inmişti. Sinarit baba ümitle koştu. Bu oltayı da kokladı. Hiç tanıdığı birisi değildi. Yemi ağzına aldığı zaman bu olta sahibinin tam aradığı adam olduğunu bir an sandı. Bu anda da yakalandı. Kepçeden sandala düştüğü zaman Sinarit baba büyük gözleriyle kendisini yakalayana sevinçle baktı. Sinarit baba etrafı kırmızı, içi aydınlık siyah gözleriyle bir daha baktı. Birdenbire ürperdi. Hiddetinden ayaklarını yere vuran bir genç kız gibi sandalın döşemesini dövdü. Belki bizim bile bilmediğimiz bir işaret görmüştü kendisini tutan oltanın sahibinde : Bu adam şimdiye kadar hiç imtihan geçirmemişti. Ömrü boyunca cesur, cömert, Sinarit babanın adamın ne korkunç bir iki yüzlü köpek olduğunu bizim görmediğimiz bir yerinden anlayıvermişti. Bütün devirler ve seneler boyunca kendisini tutan oltanın sahibi ne cesaretini, ne cömertliğini, ne gururunu bir tecrübeye, bir imtihana tabi tutturmamış, her devirde talihi yaver gitmiş birisi idi. Kimdi, ne idi: Sinarit baba da bilemezdi. Ama, belki de ölünceye kadar cömert, cesur, mağrur yaşayacak olan bu adamın şu ana kadar bir defa bile imtihana sokulmadığını anlamıştı. Belki de sonuna kadar bu imtihandan kurtulacaktı. Sinarit baba böylesine hiç rastlamamıştı. Ölmeden evvel adama bir daha baktı. Namuslu, cesur, cömert ölecek olan bu adamın hakikatte korkakların en korkağı, namussuzların en namussuzu olduğunu alnında okuyordu. Bu adam, o kadar talihli idi ki daha, iki yüzlülüğünü kendi kendisine bile duyacak fırsat düşmemişti. Yoksa Sinarit baba yakalanır mıydı: Sinarit baba hırsından tekrar tepindi. Bağırmak ister gibi ağzını açtı. Kapadı.. Sinarit baba son nefesini, böylece bir insanlık imtihanı geçirmemişin sandalında pişman ve mağlup verdi.
__________________

en güzel günlerimiz;henüz yaşamadıklarımız
erhan karasu/1975/gaziemir-İZMİR
er35han Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 27-02-2007, 15:21   #2
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan

belki 50 sefer okudum bir 50 sefer daha hiç sıkılmadan okurum harika bir yazı çok teşekkürler Erhan abi
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-02-2007, 15:24   #3
er35han
Kaptan
 
er35han kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 22.02.07
Yaş: 49
Mesaj Sayısı: 331
Varsayılan hikaye

okumayan arkadaşlar varsa da onlara bir faydam olur diye düşündüm.
__________________

en güzel günlerimiz;henüz yaşamadıklarımız
erhan karasu/1975/gaziemir-İZMİR
er35han Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 28-02-2007, 08:10   #4
aganta borina borinata
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

paylaşım için teşekkürler...

rastgelsin...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 01-03-2007, 11:48   #5
gizer
Çımacı
 
gizer kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 11.08.06
Mesaj Sayısı: 94
Varsayılan

Ben de uzun zaman önce okumuştum. Tekrar okudum. Çok güzel bir yazı. Teşekkürler.
__________________
Su Altı Avcıları İçin;
Çocuklarımız, torunlarımız var gelecekte,
Hayatımız, sorumlu olduklarımız için çok daha önemli,
Sığ su bayılması (Senkop)' na karşı tedbirli olalım,
Yalnız dalmayalım...


Mehmet Özgür KUŞCUOĞLU, 1974
Sarıyer / İSTANBUL

ozkuscu@istanbul.edu.tr
gizer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 01-03-2007, 13:17   #6
giritli
Kaptan
 
giritli kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 22.11.06
Mesaj Sayısı: 974
Varsayılan

Erhancım emeğine sağlık...daha önce okumamıştım ama çok güzel bir alıntı...Bizimle paylaştığın için çok teşekkürler hocam...
__________________
Onur Şengün
1973-İZMİR
A RH +
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
giritli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 03-03-2007, 06:47   #7
er35han
Kaptan
 
er35han kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 22.02.07
Yaş: 49
Mesaj Sayısı: 331
Varsayılan

inşallah birgün tüm rastgele dostlarımla sinarit babalara olta sallarız , muhabbetimiz daim olsun.
__________________

en güzel günlerimiz;henüz yaşamadıklarımız
erhan karasu/1975/gaziemir-İZMİR
er35han Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 03-03-2007, 10:34   #8
aserkansatı
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

Ellerine sağlık Erhan,okumuştum ama Sait Faik okumayan arkadaşlar için ayrıca teşekkür ederim...Bu sayede onun ne büyük bir yazar olduğunu anlayabilirler...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 17-03-2007, 22:30   #9
aahmet
Oltacı
 
Üyelik Tarihi: 13.03.07
Yaş: 66
Mesaj Sayısı: 27
Varsayılan

erhan ellerine saglık bizimle paylaştıgın için teşekkürler
__________________
ahmet ersoy 1957 Kadıköy - İstanbul
aahmet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Sinarit mufi Sırtı-Seğirtme 4 02-12-2008 10:41
Sinarit, sinarit, sinarit... Onur GÜNER FOTOĞRAFLARIMIZ 20 13-09-2008 19:25
Noel Baba Virüsü uzman TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 36 31-12-2005 08:19
Sinarit Avı Taygun KOCABIYIK Su Altı Avcılığı Dökümanları 0 30-08-2005 19:54


Saat 21:56.