Bir Karabulut klasiği daha!

[EAKSOY]

Sevgili dostlar,

uzun zamandır aranızda yokum işlerin yoğunluğu benim özrümün tüm sebebidir.
Tatilimizin başlamasıyla birlikte soluğu yine ailemin ikamet ettiği İzmir'de aldım. Tatil başladı ama ava çıkmadığım tatile tatil demem ben, hastalık benimkisi..

Her zaman beraber avlandığım toplamda 11-12kişilik bir grubumuz var ama tatillerimiz çakışmadı. Balığa çıkamıyoruz. Bu arada Süleyman abimle sürekli konusuyoruz tabi. Hava nasıl, balıklar ne durumda, tekne rezervasyonları ne durumda diye.. Olur ya bir kişi bile bulsam hemen o akşam atlayıp gideriz, oltalar kapıda hazır

Aradığım kana süleyman abi'den yanıt geldi, "27 Temmuz Çarşamba Günü sevidigim üç kişiyle çıkıyorum gel sende" diyince, soluğu gece 1de limanda aldım. Arabada beklerken saatlerin nasıl gectigini anlamadan sitemizinde üyesi olan "kordonboyu" Mükremin abi geldi, güzel bir sabah muhabbetinin ardından çayı hazırlayıp ekip üyelerini ve kaptanımızı ufukta gördük, biraz atıştırıp, yol almaya başladık.

Yemsiz çapari yapacağımız avlağımıza geldiğimizde oltalar suyla buluşmaya çoktan hazırdı. Bu arada yarışan iki grup haline gelmiş, ön tarafta Mükremin abiyle ben, arka tarafta kaptan ve tayfaları. Çaparileri çalıştırmaya başlar başlamaz ilk çayı demleyecek olan talihlimiz çektiği kırlangıçla Mükremin abi oldu. Açılışı yaptıktan hemen sonra diri diri istavritleri almaya başladık. Biz birer çekiyorsak süleyman abi o doğuştan sahip olduğu bal küpüyle 2şer 2şer çekiyor tabii!

Arkadan hiç ses gelmiyor dedikçe arka grup coştu, önden hiç ses gelmiyor dedikleri anda Mükremin abiyle ben coştuk, livarlar jop gibi istavritlerle dolmaya devam etti, arada çaparilerimize uğrayan hamsilerde bizi gülümsetmeye yetti, e tabi etraf istavrit kaynarken fotograf cekmeyi unuttuk, çektiklerimle idare edecegiz artık...

Balık biraz erken kesse de aldığımız istavritlerle tavalıklarımız çıkmıştı, yola koyulduk şimdi sıra akşamki misafirlerimizi doyuracak balıklardaydı..
Kaptan uskumru-kolyoz için yemli çapari yapmaya kendi avlağına götürdü bizi...
Çapariyi denize indirir indirmezde hepimiz birer jop uskumruyu livara koyduk, tam sezonu olmamasına karşın uskumrular orta yağlı iri boyutlardaydı, çapariye devam ettiğimiz için istavritler gelmeye devam ediyordu ama daha iri daha dolgunlarını alıyorduk. Derken kupesler çıktı meydana, araya karışık izmaritler de ortak oldu aşşağıdaki sofraya! Biz de arayışlarımıza orta suda devam etti, arada oltalarımız karışsa da kurtarmak için ter dökerken deniz-baba bize ödüllendiriyordu, uskumrular istavritler adeta paket olmuş durumda yukarı çekiyorduk..



Derken hava yükseldi,
orjinal çapari burdaa tam uskumruluk, sahtesi burda geeel istavrite geel
sesleri arasında livarlarımızı doldurduk, misafirlerimizi de doyuracak istikhakımızı aldık ve toparlanıp dalgaya karşı yol alarak limana döndük.

Yine bir karabulut klasigi okudunuz. Kendisine teşekkürü bir borç biliyoruz, bize yaşattığı tüm bu zevk dolu dakikaları cennette de görürmüyüz bilemiyorum.

Kaptanımızın yanı sıra tüm ekibe kordonboyu mükremin abiye hoş sohbetinden ötürü çok teşekkürler

Kaptan Karabulut'la avlanmak bir ayrıcalıktır, bunu her balık sevdalısının tatmasını dilerim..

En kısa zamanda tekrar avlanmak dileğiyle..

Hepinize sevgiler