Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > Amatör Balık Avı Genel Bilgiler > Üstadlar Köşesi > Baba Yalçın




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 08-04-2012, 01:54   #1
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan "Mavi Ormanın Son Kralı" 2. Bölüm

2.Bölüm 1.06.2010, 06:47

"MAVİ ORMANIN, SON KRALI"

Sıra geldi: Mavi Ormanın Son Kralı ve Veliahtlarına!

Lüfer magazin: Lüfer lezzeti başına bela olan Pelajik (göçmen) balıklarımızdandır. Göçmendir ama önemli bir kısmı Marmara’da ve Boğazlarda yatak yapar. Eskiden Karadeniz ve Marmara’da miktarı çoktu. Trol ve gırgırlar bu işide halletmek üzere, bizden uyarması. Sahil bölgesi balığı sayılır, sürü halinde dolaşır. Karadeniz, Marmara’dan sonra Ege Denizi’yle Akdeniz’de, Atlantik Okyanusu’nun ılıman sahillerinde, Hint Okyanusu, Endonezya Adaları ve Afrika’nın Güneydoğu’su ve Madagaskar Adası kıyılarında, Pasifik’te Avustralya civarında yaşarlar. Avustralya'da "Terzi" güney Afrika'da "Cin" diye anılır. Bir metre boya, 14 Kg ağırlığa, 12 sene ömre sahip olduğu bilinir. İstavrit, İzmarit, Gümüş (Aterina), Çamuka, Hamsi, Çaça, Sardalya, İstrangilos, Uskumru, Kolyoz, Zargana, Kefal, Barbun, Tekir, Mezgit, Karides yer, mavi ormanın yamyamı bazen kendi cinsini Çinakop’uda yer. Dişine uygun ne bulursa yer. Ancak yemli ile Lüfer avcılığında o anda ne yiyorsa o yemin aynısını bulup canlı olarak ya da canlı yemi kesip yakalamak zorundasınız. Cürum zamanları da her türlü yakalarsınız. Üremeleri için Karadeniz'e çıkışları Kışın ılıman ya da sert geçmesine göre değişiklik gösterir. Lüfer Nisan başında veya ortalarında çıkışa başlar. Çıkış genelde 15 Haziran'a kadar devam eder 5-6 yılda bir 20 Hazirana kadar sürer. Ancak kış ılıman geçtiyse çıkış Nisan başında başlar. Burada en önemli husus yumurta, sperm oluşumu için av yasağını bir ay öne çekmelidir. (Endüstriyel için) İnsan da 9 ay değil mi? Lüfer’de 1 Mart başlangıç olmalıdır. Bunu yaparlarsa, Eylül’de mükafatını alırlar. Marmara’da bulunanlar Karadeniz’e çıkış esnasında muhtelif sahalara yumurta bırakırlar. Lüferde 3-4 yaş, Mayıs, Temmuz, boy 40-45-50 cm. aralığında, 600.000--1. 400.000 aralığında yumurta bırakır. 3.5 kg.'lık Kofana 2.200.000 yumurta bırakır. 8 yaşında Mayıs, Temmuz, boy 62 cm. 73 cm. aralığında 4.500.000 yumurta bırakır. Balık küçüldükçe yumurta sayısıda 190.000'ne kadar iner. Lüfer 30cm. boy ve 2 seneden önce cinsel olgunluğa erişmiyor. Nesil yetiştirme kabiliyetini 2 yıldan önce kazanamıyor. Abd'de, Avustralya'dada böyle.

ABD NOAA ; National Oceanic Atmospheric Administration//Ulusal Okyanus Atmosfer İdaresi. Bir nevi ABD Balıkçılık bakanlığıda diyebiliriz. Avustralya AIMS; Ulusal Okyanus Araştırma İdaresi. Buda bir nevi Avustralya balıkçılık bakanlığıda diyebiliriz. İki ülkedede yapılan araştırmalarda Lüfer 30cm. ve 2 yaşından önce cinsel olgunluğa erişip yumurta atmıyor.

Yumurtalar pelajiktir, su sütununda serbest gezer ve 1-1.2 mm. çapında olup 20 derece su sıcaklığında 2 günde açılır. Su sıcaklığı düşükse süre uzar. Yumurtadan çıkan 4-5 mm. total boya sahip larvalar 1-2 ay sonra 2.5-5cm. standart boya ulaşırlar. Yumurtadan çıkan bireyler parmak boya kadar Zooplanktonla (Hayvanal) beslenir. Juvenilden (genç birey) itibaren balık larvası ve Crustacea (yaklaşık 25.000 türü bulunan minik kabuklularıda) menüsüne dahil eder.Daha sonra bu konu hakkında geniş bilgilere ulaşırsam naklederim. Yaz mevsiminde 2-4.5 cm boyunda olan yavrularına, kıyı rıhtım kenarlarında, mendirek içlerinde, sığlık mahallerinde sürüler halinde rastlanır. Daha o boyda liman içlerinde kendi boyundan büyük Gümüşlerin sırtından, kuyruk ucundan et koparıp iz bırakmaya başlar. Yüzüşü bile farklıdır. Sırtındaki yeşil rengin yanında beyaz yaldızlı deseninden ve yüzüşünden hemen asaleti farkedilir. Sert geçen kıştan kaynaklı, balığın Karadeniz'e çıkışı Nisan ayındada farkılılık yaratır, 1 hafta-15 gün gibi gecikebilir. Nisandaki bu farklılık yazın liman içlerinde çoğu zaman 2 cm’lik ve 4.5 cm’lik boyları da oluşturur. Sonbaharda da muhtelif boyda çinakopları görürüz. Pelajik olan Lüfer yavruları etçil olduğu için Zooplanktonla (Hayvanal) beslenir. Zooplanktonlarda, Fitoplanktonlarla (Bitkisel) beslenir.

Bu arada yöremizdeki gözlemlerime dayanarak bir hususu aktarayım. Marmara Denizi ilk defa 1993 yılından sonra rengi değişmeye (açık yeşil su olayı) başladı. Renk değişimi Zooplanktonlarla Fitoplanktonların yer değiştirmesinden ve Fitoplanktonların aşırı çoğalmasından kaynaklandı. Marmara'da çapari ile istavrit tutanlar hatırlayacaktır. Eskiden 4-5mm. genişliği olan (kaz, martı v.s ) tüylerle çapari yapar tutardık çünkü o zamanlar yoğun olarak Zooplanktonlar mevcuttu. 1993 yılından sonra Fitoplanktonlarla yer değiştirdi. Bu olay oluncada çaparilerde çok ince misina ile takım, kıl gibi tüyler ve simler devreye girdi. Çünkü çaparilerdeki bu değişim pelajiklerden olan İstavrit balığının eski gıdasının değişmesiyle alakalıydı. Marmara Denizi'nde fitoplankton (Bitkisel) türlerinin gelişmelerine büyük hız kazandıran Nitrat, Fosfat, gibi besleyici tuzların artması, plankton topluluklarının normal bileşimini değiştirmesine yol açtı. Bu değişim sonucunda istavritlerin beslenmesinde en önemli yeri alan zooplanktonlar bu değişime ayak uyduramayarak ortadan kalktı. Bu değişim ortamdaki bazı organizmaları azaltırken, bu ortama daha dayanıklı bazılarının aşırı derecede çoğalmalarına yol açmıştır. İşte bu şartlar dolayısıyla pelajiklerden olan istavrit balığıda umduğunu değil bulduğunu yemek durumunda kalmıştır. İşte çaparilerdeki değişikliğin sebebide budur. Bu durumda Pelajiklerden olan Çinakop içinde durum farklımıdır, bunu onlara sormak lazım. Bu durumun belli başlı sebeplerine kısaca değinirsek, 3'lü sacayağını görürüz. Kirlikten, plankton yiyen yem tabir ettiğimiz balıkların korkunç miktarlarda stoklardan çekilmesi. Ve bunların yerini doldurup adeta patlama yapan, çok küçük deniz anası istilası. Sonra bunların toplu ölümleri sonucu müsilaj (Kaykay, Lez) sonra yavaş yavaş tekrar toparlanma dönemi. En büyük sorun bir miktar kirlilikle birlikte endüstriyelin korkunç derecedeki av baskısı, aşırı avcılık. Daha sonra bu konu hakkında geniş bilgilere ulaşırsam naklederim. Lüfere dönersek.

Bütün yaz mevsiminde Karadeniz’in bol gıdalı sularında beslenen Lüfer Ağustos’un 2. haftasında, gece ayazlarınında etkisiyle İstanbul Boğazı’na doğru harekete geçer. Göç esnasında yem için koyları dolaşır. Bazen baştankara kıyılara sokulur. Dipteki kayalık, kırmalık mahalleri bilhassa yoklar; çünkü buralarda yem olmaya elverişli küçük balıklar vardır (gırgır bıraktıysa). İlk akış yapan Lüfer’lere koruk Lüfer’i veya otlak balığı deriz. Süratle boğaz içine yayılırlar. Koruk Lüfer’ini takiben tam boy harbi Lüfer’ler ve Kofana’lar. Eylül ortasından itibaren boğaza girmeye başlar. En son Çinakop gelir, bazı zamanlar hariç. Fenerbahçe Dragos arası Çinakop görünmesi 26 Ekim’dir. Bir hafta önü, bir hafta arkası olabiliyor. Geç kalmaktaki sebebi daha büyüklerine yem olma korkusundandır. Zira Lüfer hem cinsinin küçüklerini de yer. İnişte boğazda uzun müddet oyalanır. Daha sonra Haliç’e de girer, bir taraftan Marmara’ya sarkarlar. Çoğunluk burada kalır, ama yemi varsa trol ve gırgır beraberce yatakları bozmazsa. Bazı sürüler Çanakkale Boğazı’nı geçerek Ege Denizi, Saros Körfezi, az bir kısmı da Akdeniz’e geçer. Marmara’da boğazlar haricinde İstanbul adalarının tümü, İzmit, Gemlik Körfezi, Kapıdağ, Armutlu, Bandırma, Mudanya, Silivri, Çekmece önleri, tüm Marmara adaları, Marmara Denizi’nin tamamına yayılırlar. Göç, Aralık sonuna kadar devam eder. Sürekli lodoslar dolayısıyla hava ılıman giderse Paşabahçe’den Dike’ye kadar olan muhtelif kanal bölgesinde bir kısım kış hayatını geçirirler. Şubat sonlarında ve Mart başlarında kuvvetli gündoğusu rüzgarları eserse kanal sularına boğazın soğuk olan üst akıntısının karışması neticesi kırılırlar. 10 Mart 1970’de olduğu gibi (bir gün önü arkası olabilir) gökyüzü masmavi, güneşli, pırıl pırıl, ertesi gün kar, fırtına ve Torik, Kofana kırgını, büyük kırgın. Kış hayatını Marmara ve boğazda geçiren Lüferler, Mart’ta yumurta spermlerini oluşturmaya başlar, kışın ılıman ya da sert geçmesine göre Nisan başında veya ortalarında Karadeniz'e çıkışa geçerler. Mayıstan başlayarak az bir kısmı Marmara'da ve Temmuz sonuna kadarda Karadeniz'de yumurtalarını dökerler. Çıkış iniş gibi aheste değildir. Ancak Haziran’ın 15’ine kadar devam eder, 5-6 yılda bir Haziran’ın 20’sine kadar sürer. Eskiden İstanbul Boğazı’nda Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarında uzun olta, çapari, seğirtme, çarpma yapardık. Yemli oltada, Mayıs’ın 15’ine kadar Zargana’yla sonra Haziran başına kadar İstavrit, İzmarit’le uzun olta, 1 Haziran’dan sonra 15 günde seğirtmeyle Kofana yakalardık. Hepsi hayal oldu. Bir numaralı faktör gırgır ve trollerdir, yaşayanlar bilir. Tartışma konusu bile değil. Esnafın ekmeğini değil hayallerini bile çaldılar. Günlüğün hepsini yazamayız. Son zamanlarda aklımda, kalan 16 Ekim 1982 Cumartesi günü, 1 gün her yer çok güzel Kofana yaptı. Gırgırlar burda yoktu, Fenerbahçe, adalar ve Bostancı sahil arasında, sonra 1988 senesi iyiydi. Bir de her zaman Eylül’de başlayan Lüfer ilk defa 2002’nin 24 Temmuz’unda tuttuk, Lüfer, Kofana karışık. Gırgır yoksa devamlı tutuyoruz. Buraya geldiler mi hava gazı. Bir de büyüklük olarak 14 kg’lık Kofana’nın fotosu var. Bir de 1974 senesinde gırgır sahibi asker arkadaşım Karadeniz’de 40.000 Kofana içinde tek bir balık 18 kg geldiğini ailece 1 hafta yediklerini anlatmıştı.

Kendi rekorlarımıza gelincede 1 tane 11Kg.//1 tane 9Kg.//1 Tanede 7Kg. kendi meslektaşlarımızdada böyle alanlar oldu, maalesef 1 tane bile fotoları yok, çünkü o zamanlar balık tutmaktan günlük tutmak ve resim çekmek hiçmi hiç aklımıza bile gelmemişti.

Devamlı Kofana yakaladığımız yıllarda, 20 Kasım 1984 ve öncesi (Kofananın en büyük darbeyi yediği tarih, 20 Kasım 1984, 3 gün içinde, 1.5 milyon Lüfer, Kofana , 15.000 Çift Torik) ardındanda Orkinos katliamı, ardında lüfer çinakop katliamları. Sonuç Orkinos, Torik, Kofana, Lüfer Wanted. Velhasıl saydığım türler gibi trol ve gırgırların Lüfer’inde sonunu getirmesi yakındır. Neslini koruması mucize. Acil tedbir alınmalıdır. 25 yıldır dilimizde tüy bitti!
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg Untitled-1.jpg (147,3 KB, 9 Görüntülenme)
Dosya Türü: jpg Untitled-2.jpg (157,0 KB, 5 Görüntülenme)
Dosya Türü: jpg Lüfer.jpg (63,0 KB, 6 Görüntülenme)
Dosya Türü: jpg Kofana.jpg (59,6 KB, 7 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 08-05-2012 " tarihinde saat 10:51 itibariyle Baba Yalçın tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 08-04-2012, 02:01   #2
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan Selvi Boylum Nerdesin! Ne yaptılar sana!

Selvi Boylum Nerdesin! Ne yaptılar sana!!!???***
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg DC-260-78C93879 copy 2.jpg (953,5 KB, 3 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 09-04-2012 " tarihinde saat 11:17 itibariyle Taygun KOCABIYIK tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 08-04-2012, 02:08   #3
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan Kofana (14Kg.) Sırtıkara

Resimdeki Kofana; Bodrum'da zıpkınla vurulmuş 14 Kglık Kofana (Sırtıkara) Minik Çinakop. Kapanan Serbest dalış dergisinden.
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg DC-260-78C93878 copy.jpg (2,70 MB, 0 Görüntülenme)
Dosya Türü: jpg DC-260-78C93878 copy 3.jpg (1,57 MB, 4 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 09-04-2012 " tarihinde saat 11:19 itibariyle Taygun KOCABIYIK tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 08-04-2012, 02:31   #4
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

Arkadaşlarımızın anısına saygı gereği.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18.01.11, 08:30

Ne kadar kötüdür ki baştan sona hepsi gerçek.. karadenizde simsiyah yapardı denizi..karalamada sarılan ağların bociliğini bilirim..yahut lüferin yağıntısına yapılan molaları...ama şimdilerde doğu karadenizde tutulan çinekop bile yok denecek kadar az.. en son yalnış hatırlamıyorsam 98-97 lerde adam gibi çinekopu hatırlıyorum..o da kuyu kenarlarına sinmiş yahut uzerlerindeki ada dedigimiz zorla 4 boy agın sığacak kadar yere sıkııştığı zamanlardı.. işin garibi bu balığı daha sonralarda topluca goremememiz..bu sene oltayla aldım bi kaç tane..kraçaya gezerken istopa aldık bi halt yok diye!!..indirdim oltamı..can sıkıntısı..oltanın kemirgensi titrekliginden anladım keratayı..sarı kanat yolunda gidiyordu aama yakalandı..3-5 tane..fazlası yok..inanırmısınız karadeniz bitmiş..ne kraça war ne lüfer,lüferi geçtim çinekp bile yok...bunun sebebi benim aklımdaki sebepler oldukca fazla..bunların içlerinde yer almak ta kotu...kofanadan kesilen elleri biliyorum kopan parmakları ws ama şimdi olta kesecek çinekp yok..enteresan..unuttuk desem yeri war... içimdeki deniz sevdası farklıdır evet bocilikte balığı gorunce cocuk gibi heyecanlandıgım doğru ama roşi vururken bir yandan da etik konusunu düşünenlerdenim.. bundan 27 sene ilk sonarı kullananlardanız ve bunu cahilce ve hırsla yaptığımızdan eminim...insanların içindeki sidik yarışının sebebi oldugunu dusunuyorum..hiç bir reisin sinemaya tiyatroya yada insan gibi sosyal bir cerçeveden baktığını görmedim..paralar ya bi tavernada yenir ya denizin yatırımı denize yad a dışarda ufak tefek yatırım..kimisi buyuk tabi.. benim gordugum insanları sidik yarışına iten şey ideallerinin olmaması..kültürlerini yukseltecek bir ideallerinin olmaması... bi filmde wardı kadir inanıra sorar turkan soray mı artık kimse... piyangodan para cıksa naparsın..-tekne alırım... daha fazla cıksa naparsın...- daha buyuk bir tekne alırım...boyle gidior...hatırlarsınız..bizim denizci tayfamız da boyle turkiyede...bunun için uzgunum..kızabilirler insanlar ama ben gördgumu bildigimi soyluyorum..insnalarımızın cıtalarını yuksek tutmadıkları surece gene kendi balıklarını koruyabileceklerini sanmıyorum..ama genç nesilden umutluyum..parayı yetecek kadar kazanmak için av yapacaklarını düünüyorum..yada umuyorum..eski reisler yada bugunun buyuk başları bugun 6-7 kuvvet te ağ atıyor..o agı atıp alabilmek için tekneleri buyutuyor..bu aadamlar hiç mi dusunmez bu balık ne ara göçecek...bu sene hamsi 30 milden indi..sahilde tohum vardı ama eskiye nazaran 0...paalamutta ise ismini zikretmeyem 60 mt lik tekne 500 palamuta gunde 5 mola etti..kiminde leva bile ettiler..bunu üzüllsem mi sevinsem mi derken gemicimin biri "oh olsun" dedi..güldüm yanan mazotun dumanıyla..yapacak bişe yok..onlar içn..artık düşündügüm ve geçmişimdekilerin düşündüklerini yerine getirmenin zamanı geldigini dusunuorum..kofana nın kalkanın kraçanın kırlangıçların morinaların ve daha bissruru turlerin yok olduguna şahit olmak üzücü..bunu bilerek yapanlara da diyecek söz ne ben de biter ne de gordugum kadar sizde..algarna cekildi dalyanların tam göbeginde..arkadaşlar tarlayı sürüyorlar gene diyorlardı..yeşil izmariti bulsunlar bakam şimdi...neredeee?? karadenize lüfer gelmiyor...3 mil bile yetecegini sanmıyorum..gelene kadar da hopaya ulaşır mı yoksa biz mi boyle dewam ederse cekiliriz denizden bilmem...en guzeli belki de oltacılık ha nedersin..

_Balıkçı Reisi_ byeebyee
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18.01.11, 08:54

bi rahat bırakmadık ki denizi..bir futbol sahası kadar alanı, altında 2 ton agırlıkla günde gemicinin öldüğü ana kadar defalarca taradık..daha ne bekliyoruz..cihazlarımızla dagılan balıkları seyrettik sektoru yediginde..bunu bir yarış haline sokanlardan, bunu içinden cıkılması ,meslekten dahi cıkılması dert haline getirenlerden...allah razı olsun...! trol belası ws inanın trol benim gözümde hiç...okadar diyorum...daha onceden degiim gibi..küçük bir alan hesaplaması matemetik hesabıyla hangisinin daha falza alanı rezil ettigini rahatlıkla gorebilirsiniz...bu balıklar nerde... bagırırdılar insanlar...SIRTI KARA GELİYOOOOOORRR!! DİYE..burda faturalar kesilecekse idamlık adamlar var gözümde...ileri gittim belki ama benim fikrim...saygılar..

_Balıkçı Reisi_ byeebyee
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18.01.11, 10:23

Hepsi yapılacak reisim, ama nerelerde, ne zaman, ne şekilde ve kimler, nasıl, ne kadar. Bazıları hatta kendi meslektaşlarımızın bile içinde olanları dahil ah, of v.s dese dahi, ben bu işe o kadar kafa yordum gözlem yaptımki inanamazsın, ne söylersem o,, Adım gibi emin olmadığım konuda dünyayı ayağıma serseler açlıktan ölsem geri adım atmam. Sigara içmem (Dünya üzerinde benim kadar nefret edeni yoktur) kumar oynamam, asla yalan söylemem (Babadan öyle gördük) Gece gündüz bu konuyu düşünürüm ne yaparsak sonuçları ne olur. Tek korktuğum yanlış bir karar alınması, birilerini incitmemek için deyinmiyorum. Boy yasağında (Endüstriyel her seferinde üstüne basa basa belirtilmeli) Bedel ödetenler bedeli ödemeli..,,Bunu 10 senedir söylüyoruz. Denizlerimizde ihale açsaydık en kısa sürede, bütün balık türlerini soykırım derecesinde nasıl tüketiriz diye, ancak bu kadar başarılı olunurdu..,, Dediğimiz eksiksiz yapılsa hayata geçse, sadece şu Marmara'da trol işi sıfırlansa, bu kadar talep olmasından birileri ne götürüyor farkına varsa birileri, 1.ci 2.ci Biyolojik koridor hayata geçse eksiksiz, bu alanda herkes oltayla çinakopunuda tutar, lüferinide tutar balıkda yatak yapar. Türleri sonra yazarım. Biliyorsunuz milyonlarca yıl önce Karadeniz tatlı suyu olan gölmüş, yer kabuğu tektonik hareketleriyle oluşan, Boğazlar vasıtasıyla Akdeniz'in tuzlu suyu hücum edince, çok zengin olan bitki örtüsü, türler açısından çok zengin canlılarla 2000mt. derininde dahi oksijen olan Karadeniz doğal oluşum sonunda içindeki tüm zenginliğin, çok büyük bir kısmı, tuzlu suya intibak edememesi sonucu, tüm zengin habitatın ölümü sonucu çürüyerek, Hidrojen Sülfürün tohumlarını atıp, su sathına 200mt kadar alanda oksijen bırakıyor. İkinci Dünya savaşından sonra ülkelerin sanayi atılımıyla bu oranda değişiyor. 1990'lı yılların galiba ortalarında Natonun araştırma gemisiyle oksijenli katmanın 100mt. olduğunu açıklıyorlar. Biz ona altı , üstü, ortalama 90mt. diyelim. Burdan birşey çıkarırsın. Yani kıtaların inkişafından, tektonik hareketlerle, kırılan yerkabuğu hareketleriyle milyonlarca yılda oluşan jeolojik zamandan beri denizlerimizde olan bütün türlerin 50 senede tohumunu kuruttular. Bu alanlarda sonsuza kadar söylediklerim eksiksiz uygulanacak. O zaman ne cetvele gerek kalır, ne pergele, ızgaranı yakar balığınıda yersin, balığını tutar ekmeğinide kazanırsın. Bütün türlerde yatak yapmaya başlar türlerin yıllara dağılımıyla birlikte yaşarız, Allah sağlık verirse. Ben bu bölgelere Kiler, Dünyanın en büyük, beleş, balık üretme çiftliği diyordum, biri ağzından kaçırmış merkez bankası diye..,, tiyoyu vermiş yani..,,Dediklerim eksiksiz tavizsiz yapılsın (Para gerektiren işlere bulaşmadan) cetvele başvurmadan bakalım neler olur birlikte görürüz, belkide göremeyiz, niye forumda kimse kalmazki herkes balıkta olur, gecede yorgunluktan kül keşkek, tombi yatak ertesi günün hayalini kurarak. Balıkçılık yaşam biçimidir, nasıl aşkı tarif edemezsen, bazıları tarif ettiğini sanır o derecesine çekim gücüne bağlı, balıkçılıkta öyledir tarif edemezsiniz ancak yaşanır. Denizi esnaf için cehenneme çevirdiler. Birde evrak koleksiyonu yani ikisi birbirinden merdane. Bizde rahmetli olan, 100 yaşını devirmiş, Atıf kaptan derdi herkes, bu evraklar için şöyle derdi, ikinci Dünya savaşımı dedi pek hatırlamıyorum İngilizlere esir düşmüş Hindistan'da orda bile bu kadar eziyet görmedim der bu evrak işinden nefret ederdi,, O zaman bu kadar evrak yoktu, en azından heryer balıktı, şimdi hem balık yok, hem evrak koleksiyon, fren gene tutmadı kestim..,,

Baba Yalçın
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18.01.11, 12:00

bir cümle görmüştüm.. askeriyenin tuvaltindeki pisevuarın uzerinde fayansa yapıştırmış komutan...orda onun ne işi var demiştim kendime hatta.. daha oncesinde de duymuştum ama ordaki hali tuhaf geldi... "1000km lik bir yürüyüş 1. adımı atmakla başlar" diye...bilinen bircumle ama neden tuvalette...düşündüm ki bizim aklımıız ya kaçarken ya......malüm..bizde artık denizimizi malüm ettiğimiz için artık adım atmalıyız...bunda benim var olmam benim için nekadar onemliyse başka arkadaşlarında o adımı atmaları bi okadar önemli...dediğim gibi gene diyorum, birleşsin artık iyi doğru için insanlar...uyuyamadım inanın uyuyamadım birşeler değişecek sanki diye..ne kadartuhaf bi duygudur...teşekkürler.. bundan 8-10 sene evvel trabzonlu balıkçı kardeşimiz denizden topladığı copleri bir kovaya koyar ve valinin belediye başkanının yolunu tutar...girer makamına ve denizden topladıgı çopleri adamın masasna (başkanmasasında otururken) döker..başkan şaşkın...bizim kardeşimiz de soylenir...bu çopleri sen denize attın ben sana geri getirdim..denize atmak nekadar kolaydıysa o copu başkanın masasına boşaltmakta okadarkolay oldu dedi sonra... işte yapılacak şeyler de bunlar gibi..ama işin garibi balıkçılık adına adamların kafalarına atacak hiç birşey yapmadılar ki suratlarını acıtsın..! zamanla hebişeyin rayınaoturacagı kanısındayım ama gne tek birkişinin yapabilcegi iş olmadıgını yineliyorum...ve organize bir ekip oluşmalı...sorunlar tek tek masaya yatırılmalı(kastettiğim mavi kanunlar degil onlar zaten sayende oluşmuşkanımca...kastettiğim insanlaraaçık kapı vermeden sapasağlam, kimseyi kiimseye ezdirmemenin adımları..) düzgün amelyat etmeli cerahat taşıyan iradeleri...saygılar..iyi geceler...av saatim geldi..bi kolacan edeyim bakalım haaala varmı balık...bakan masası, rakı masasına benzer...herşey bir anda yapılıp, herşey biranda yıkılabilir... bu da bnden saglam yürümeli...saygılar..

_Balıkçı Reisi_ byeebyee
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18.01.11, 20:38

Rastgelsin, diyeceğimde nekadarı gelir onu bilmem. İlk 50'nin dışında tümünüz bir araya gelmeli. Yıllar geçti mevsimler geçti, ben aynı yerdeyim, siyasiler değişti birilerinin taktiği değişmedi, benim tek suçum bukalemun gibi renk değiştirip, aranan kanı (siyasiyi) bulamamak. İlahi sadece bir gecemi uyuyamadın, gene beni romantik yapacaksın, şiirlere girmeyeceğim. Trabzonlu'ya gelince, bizim mekanın yakınında çöp konteyneri vardı, denizden naylon poşet toplardım.Tek başına hergün ağzına kadar denizden kakıçla topladığım poşetlerle ağzına kadar doldururdum. Boşaltanlardan birisinin kafasına takılmış erketeye yatmış, 4-5 günde dolan şeyi kim hergün dolduruyor diye. Necip halkının attıklarını temizliyorum, yani senin yaptığın işin deniz versiyonunu yapıyorum demiştim. Sonra muhabbet adam atanlara bela giydirdi, neler neler, sen evinin önünü süpürüyorsun demişti. Yolcu motorlarının ordaki arkadaşlarım çöpçü onbaşısı diye dalga geçiyorlardı. Başkanlarıda hem benim hem rahmetli kardeşimin çocukluk arkadaşıydı, herkes 1 gün sırayla denizden topladığı poşetle 1 konteyneri dolduracak diye ültümatom vermişti, gülme sırası bana gelmişti, ama ben sevindim sadece denizden toplarlarsa bir daha denize bir şey atmazlar diye. Bir arada, Gırgırların Orkinos katliamı yüzünden, yazın yat kaptanlığı, kışında Şişli'de Beytem Hanın sahibi, Banat diş fırçalarının (Sonradan satıldı galiba) eski sahibinin otoparkını işletiyordum. Üniversite mezunları gelip iş ararlardı. Oraya ekseri kalbur üstü zenginlerin arabaları gelirdi, içerde 1-2 ağaç vardı düşen tek bir yaprak bile yerde bıraktırmazdım. Birgün (80'li yıllar) baba bir mersedes geldi park etti gitti, etrafta gezinip kontrol ederken ne göreyim gavat portakal yemiş kabuklarını, yanında firmanın ikramı sigara izmaritlerini küllüğü boşaltmış gitmiş, kapıyı açıp yere boşaltmış, getir oğlum şu faraşı, süpürgeyi, hepsini zevkle faraşa topladığım gibi, doğruca hepsini şoför koltuğunun üstüne yerleştirdim. Bir güzel dağıttımki bir tarafına değil direk üstüne oturmaktan kaçamasın, ne yaptığını anlasın diye. Ben olmazsam çocuğada tenbih ettim bir şey söylerse, biz sadece park için ücret alıyoruz dersin, o anlar dedim. Neyse ben ordayken geldi makbuzunu verip ücretini ödedi, bilin bakalım ne oldu. Bir güzel üstüne oturdu, giderken birde el salladı, hadi görmedi, üstüne oturuncada hissetmedimi!!! Sadece hatasını anladı. Belediye ile başka örnekler veririm başka birgün. Açıkkapıdan, sağlamlıktan, hiç şüphen olmasın yanlış bir adımın atılmamasıda okadar önemli, bunu sık sık söylüyorumki bazıları düşüncelerini tekrar tekrar sorgulasın acaba neden diye bunu burda yazmam ancak yüzyüze anlatabilirim. Bazılarında silah çeksen değişmez, bunu ben değil denizin kendisi ve içindekilerin ültümatomu, ha benimde sana soracaklarım olur, bu konuda ne diyorsun diye. Mavi Kaplı kitap beklemedeyim, ama deniz beklermi onu bilmiyorum. Birde frene çare bulsam, aleti almadıkları sürece karalarım. Tekrar rastgele,,,

Baba Yalçın
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
19.01.11, 01:29

frene çare gelcek yakında "oh be şükür" de diyecez sadece..bir araya geldigimzde dinlemek boynumun borcu..sağlam saglam halledecez..çare birlikte adımda..o da gelişiyor sanırım..benim şimdilik burdan yapabileceklerime bakınıyorum, aklınıza gelen olursa fikir bile fikirizlikten iyidir...saygıla

_Balıkçı Reisi_ byeebyee
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
08.06.2011, 00:55
Bence güncellenmeli konu.

Levent
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"MAVİ ORMANIN SON KRALI" 2. BÖLÜM SONU
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 30-05-2012 " tarihinde saat 19:57 itibariyle Baba Yalçın tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 02-07-2012, 15:39   #5
soncet36
Kaptan
 
soncet36 kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 23.05.12
Şehir: izmir
Mesaj Sayısı: 297
Varsayılan

ustalar elinize sağlık...
__________________
ARH+

Çetin Açık

1972 izmir


iğneniz keskin, avınız büyük olsun. RASTGELSİN...
soncet36 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 02-07-2012, 18:04   #6
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

Alıntı:
soncet36 tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
ustalar elinize sağlık...
Çetin'cim ben teşekkür ederim. Saygılar.
__________________
Baba Yalçın
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 02-07-2012, 18:38   #7
turna
Kaptan
 
turna kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 12.02.06
Yaş: 76
Mesaj Sayısı: 955
Varsayılan

Ustalar klavyelerinize ellerinize sağlık, bu konular çok uzar gider, malesef netice çıkmaz, yakında 3/2 sürküler çıkacak yine kel alaka komik kararlar ilede Milletin kafasını karıştıracaklar.
__________________
F. Mehmet Koray 1948 ANK.

turna Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 02-07-2012, 19:01   #8
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

Alıntı:
turna tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
Ustalar klavyelerinize ellerinize sağlık, bu konular çok uzar gider, malesef netice çıkmaz, yakında 3/2 sürküler çıkacak yine kel alaka komik kararlar ilede Milletin kafasını karıştıracaklar.

Mehmet'çim teşekkür ederim. Sen işi çözmüşsün. Aynen 50 yıldır olduğu gibi. Ben üstüme düşeni yapayımda. Karşıdakinin ne kadar aldığına bağlı kapasite meselesi diyeceğim ama onada gerek yok. Yasa koyucular sirküler hazırlayanlar açısından. Eskiden neydi şimdi neden bu durumda söylenecek sözde yok aslında bilenler için tabi ama bizim görevimiz. Yeni nesili biraz olsun aydınlatmak. Aslında yazdıklarımıza denizi bu duruma getirenler dört elle sarılmak durumunda. Ama nerde onlarda o kafa. Çinakop son kale. O kalede düştümü. Alayının sonları JİLET olacak. Saygılar.
__________________
Baba Yalçın

Bu mesaj en son " 08-09-2012 " tarihinde saat 23:51 itibariyle Baba Yalçın tarafından düzenlenmiştir....
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 01-07-2012, 20:56   #9
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

"Kofana 7 Kg."
Balığı Objektife fazla yakın tuttuğundan daha büyük görünüyor.
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg Kofana 5 7 Kg..jpg (30,0 KB, 3 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 01-07-2012, 20:59   #10
Baba Yalçın
Profesyonel Balıkçı
 
Baba Yalçın kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 16.03.12
Mesaj Sayısı: 1.022
Varsayılan

"Kofana 14.4 Kg."
Şu ana kadar elimizdeki en büyük Kofana fotosu.
Eklenmiş Resimler
Dosya Türü: jpg Kofana 3 14.4 Kg..jpg (32,9 KB, 85 Görüntülenme)
__________________
Baba Yalçın
Baba Yalçın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım


Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
"Mavi Ormanın Son Kralı" 1. Bölüm Baba Yalçın Baba Yalçın 29 15-04-2012 14:00
"Elektromanyetik Alanın" İnsan Vicuduna olan Zararları.. Necati ARAT TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 11 28-07-2010 15:57
"""Mersin'de Levrek Avı""" western222 DENİZ AVI KARADAN 11 05-05-2008 20:40
27 Nisan Pazar KAMADER "Turna Balığı Tutma Yarışması" AVCI41 Organizasyonlar 0 25-04-2008 14:55
Kültür balıklarına "doğal renk" makyajı Bir Dost TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 1 31-12-2005 16:49


Saat 02:51.