Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK AVI > Dökümanlar ve Makaleler > Su Altı Avcılığı Dökümanları




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 30-08-2005, 20:43   #1
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Post Taşaltı Avı

Su altı dünyası, çok farklı dip yapıları sunar. Bu farklılıklar, kumluk düz zeminlerden başlar, bitkilerin yayıldığı çayırları ve, çeşitli kalker ve koral oluşumların zaman içinde birikerek oluşturduğu katman ve labirentleri içine alır, yer sarsıntıları ve çökmeler sonucu meydana gelen çatlak ve plakalıklar ile, kıyılara yakın doğal dökme taşlıklar ile bir bütün oluşturur.
Bir çok tür, bu yapılarda yaşamlarını sürdürürler. Konumuzla ilgili olanların çoğunluğu, yerli balıklardır. Orfoz ve gelincik gibi bazı türler, seçtikleri, kovuk, çatlak ve mağaralarda yuvalanır ve genellikle uzun dönemler yuvalarını. değiştirmezler. Özellikle orfoz, yuva seçerken, iyi havalanan, birkaç girişi olan yerleri tercih eder.
Bu grubun dışında, kaeragöz ve eşkina gibi yaşamlarını yani beslenme ve üremelerini taşlık bölgelerde sürdüren, ancak belirli dönemlerde göç eden cinsler de vardır.
Av tekniğini bu parametreler belirleyeceğine göre, yer seçimi ile avlanma malzeme ve şekillerini sırası ile inceleyelim.
Bölge ve av yeri seçimi
Konumuz taşaltı avcılığı olduğuna göre, av merasını seçerken taşlık bölgeleri dikkate alacağız. Kıyı şeridinde avlanacaksanız, kıyı profili size fikir verir. Genellikle, kıyı yapısı, su altında da devam eder. Kumluk ve yatay bir sahil, büyük ihtimalle aynı su altı yapısına sahiptir. Kayalıkların ve taşlık yamaçların denize dik indiği yerlerde derinliğin birden arttığı, ağırlıklı döküntü taşlık bir dip yapısı olacaktır. Tekne ile avlanma imkanınız varsa, açıkta sığlıklar ve plakalıklar arayın. Bunun için, sounder kullanabileceğiniz gibi, etrafınızdan bilgi toplamakta önemlidir.
Yemli olta balıkçılığı yapanlar genellikle taşlık bölgelerde avlanırlar, derinliği konusunda bilgi edinirseniz, verimli bölgelere rastlayabilirsiniz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, bölge seçimi, biraz da bilgi toplama becerinize dayanıyor.
Tahmini yer belirledikten ve suya girdikten sonra, ilk yapacağımız, genel bir gözlem olmalıdır. Bunun sonucunda o bölgenin verimli olup olamayacağını tahmin ederiz. Eğer, uygun derinlikte taşlık bir bölgede isek yer seçimiz doğrudur. Bu noktadan sonra, taşaltı avcılığının temel parametrelerinden biri olan " balığı bulabilmek " becerisi devreye girer. Bütün av tekniklerinde balığı bulmak önemlidir. Türlere, av şekillerine, dip ve deniz yapısına,
iklim ve gün saatlerine göre, balığı bulmak çok değişkenli bir denklem oluşturur. Buna rağmen, tecrübeler belirli kurallar oluşturmuştur.
Taşaltı avcılığında, balığı bulabilmek için, öncelikle " canlı taş " ları bulmak gerekir. Bu deyimi açıklamak için belirli parametreler vardır ;
Bazı taşlar diğerlerine oranla daha yeşildir. Üzerlerinde çok çeşitli bitki barındırmaları canlılık belirtisidir.
Gri ve beyaz taşlar genellikle boştur, ancak, karagöz gibi açıkta gezen balıklar, stres altına girdiklerinde en yakın taşaltına sığınacaklardır. Bu gibi istisnalar haricinde, pek vakit kaybetmeyin.
Son 10 senede, özellikle yerli balıkların davranış biçimleri oldukça değişti. Büyük ve derin mağaralar, geniş ağızlı taşlar genellikle boş çıkıyor. Aksine, hiç tahmin etmeyeceğiniz, yatay ve dar girişli, dip taşları, ilginç sürprizler yapmakta.
Aynı taş yapısına sahip bir merada, bazı taşların etrafında, diğerlerine oranla, belirli cinslerde küçük balıkların oynaştığını görürsünüz. Büyük ihtimalle, daha irilerini içeride bulacaksınız.
Girişi ve içi, çok yosunlu, az ışık alan ve az havalanan taşları atlayın.
Bu örnekler, her yeni dalışınızda, deneyimlerinizle birlikte artacaktır.
Malzemeler
Taşaltı avcılığı için, öncelikle tüfek boyu seçimi yapmalıyız. Genel bilgi için tüfeklerle ilgili yazımda, oran tablosuna bakabilirsiniz. Çok dar ve zor taşlar için 50 cm, dar plakalar ve nispeten geniş taşlar için 60 cm. tüfek boyu uygundur.
Geniş plakalıklar çoğunlukta ise 75 cm. tüfek kullanmak açıktaki balığı da vurma şansı getirir. Kısa kelebekli 6.5 mm şiş kullanın. Avınız taşa çok yakın durabilir. Bu pozisyonda, şiş balığı geçtikten hemen sonra taşa çarpacaktır.
Büyük ihtimalle, kelebek açılamadan geri seker. Bu gibi tatsız durumlarda kalmamak için, şiş ucunu olabildiğince kısaltın ve tekrar sivriltin. Lastiklere gelince, yakın atış nedeni ile, fazla güce ihtiyaç yoktur. 16 mm çap iş görür, ancak, orfoz gibi kalın ve kemikli avlar için çapı 18 mm, ye çıkarın.
Taşaltında avlanmak her zaman sürprizlere açıktır. Bu sürprizler sevindirici olabilir. Ancak şişin takılması veya saplanması yahut vurulan balığın, çıkarılamaması gibi tatsız da olabilirler. Yanınızda doğru malzeme varsa, her zaman bir çare üretilebilir. Öncelikle, kemerinizde, şiş kakıcı taşıyın. Avuç içine oturan ve T biçiminde olan paslanmaz malzemeden yapılmıştır. Ucundaki kıvrık bölümde, şişin arkasındaki tetik oyuğunu içine alacak ölçüde bir yarık vardır. Şişi kurtarmanın en kolay yolu, ekseni etrafında yarım tur çevirmektir, ancak eldiven veya çıplak elle bunu yapmak zor olur. Bu küçük malzeme ile şişinizi kurtarabilirsiniz.
Orfoz avında, en çok başımıza gelen, dışarı almaktaki güçlüktür. Atışınız doğru yere yapılmışsa, problemler azalır, ama her zaman bu imkan olmuyor. Balık kendini sıkıştırdı ise, öncelikle ikinci bazen üçüncü atışlar yaparak öldürmek gerekir. Bunun için, kelebeksiz şiş kullanın. Aynı tüfekle bir çok atış yapabilirsiniz.
Orfoz avı yapacağınızı önceden belirleyebiliyorsanız, yanınızda makara ve orfoz şamandrası bulundurun.
Avınız sıkışmış ise, makara ipini sağarak yukarı çıktıktan sonra, küçük bir şamandrayı, tüfeğinizin, palamutuna bağlayın. Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken, şamandranın satıhtan 1 mt aşağıya bağlanmasıdır.
Böylece , ip sürekli gerginliğini korur ve balık yuvasında daha derine gidemez. Daha sonra, birkaç sağlam atış ile avınızı öldürün. Dışarı almakta zorluk çekiyorsanız, ganço ( kakıç ) kullanmanız gerekiyor.
Vurduğunuz avı, yaralı kaçıp sığınsa bile ele geçirmek için muhakkak uğraşın. İyi bir su altı avcısı olmanın ilkelerinden biri de budur.
Teknik incelikler
Diğer bütün tekniklerde olduğu gibi, sessizliğin ve su içinde hareket etmenin önemini bir daha vurgulamak isterim.
Yarım kuleler ve keşif dalışları ile belirlediğiniz potansiyel taşlara inerken çok sessiz olun. Taşların içi, genellikle dışarıya oranla daha karanlıktır. Gözünüzün alışması zaman alabilir. Öncelikle, satıhta iken, güneşe veya gökyüzüne bakmayın. İnişiniz esnasında, kısa aralıklarla gözlerinizi kapatırsanız, uyum sağlamaları daha kolay olur. Bu işlemi, dibe vardıktan sonra taşa tutunurken de kısa bir an yapabilirsiniz.
Her zaman, taşın ağzına, geriden yaklaşın. Önden gelirseniz, avınız sizi önceden farkeder. Taşa vardığınız zaman paletlerinizi iki yana açarak düşüşünüzü frenleyin ve boşta kalan elinizle, tutunun.
Taşın içine başaşağı pozisyonda iken bakmaya çalışın, biraz rahatsızlık verse de, zamanla alışmanız gerekiyor.
Eğer taşa doğal yüzme pozisyonunda yaklaşırsanız, vücudunuzun bütünü veya büyük bir bölümü içeriden görünür.
Dipteki taşlara ise başka türlü bakma şansınız da zaten pek yoktur.
Balıkların çoğu ışığa duyarlıdırlar, içeri bakarken, taşın ağzı bir miktar kapanacağı için, içeri giren ışıkta değişmeler olur ve balık hemen tepki verebilir. Çok ağır hareket edin. Fener kullanmak gerekirse, direkt içeri tutmak yerine, önceden yakın ve ışığını parmaklarınızla frenleyerek ve mümkün olduğu kadar azını kullanın.
Doğal yapıya uymayan her nesne balığı ürkütür. Buna, şiş ucu ve kelebek te dahil. Tüfeğinizi kesinlikle başınızdan ilerde tutmayın ve taşın içine önceden sokmayın. Bunu yapmak avınıza, gelişinizi ve " iyi niyetlerinizi " önceden belirtir. Tüfeğinizi, kabzasından ters tutun, öyle ki, tetiği baş parmağınızla çekme durumunda olasınız. Kolunuzu yana açarsanız, şişin ucu maskeniz hizasını geçmez.
Gelişigüzel atış yapmak son derece yanlıştır ve büyük ihtimalle, ucu yamuk boş bir şişle yukarı çıkarsınız.
Yaraladığınız balık yırtıp kaçabilir ve beraberinde diğerlerinin de paniklemesine neden olur. En iyi ihtimalle kovuğun içinde daha derinlere giderek sıkışacaktır. Hepsi problem demektir.
Bu durumlara düşmemek için, iyi görmediğiniz yere atmayın. Bu açıklama atış yaparken ağır davranmak anlamına gelmez, pozisyonun doğruluğundan ve vuruş noktasının hayati bölgeleri kapsadığını gördüğünüz an tetiği çekin, her zaman daha iyi pozisyonu beklemek mümkün ancak, fazla beklerseniz kaçırırsınız.
Bir karaltı, küçük bir kuyruk hareketi, parlayan bir yüzgeç, tatsız sürprizlere neden olabilir.
Öncelikle avınızı tanıyın. Örneğin ilk bakışta, içerisi de biraz karanlık ise mığrı, gelinciği andırır.
Avınızı gördünüz,görüş iyi, pozisyonunuz doğru, küçük bir bilek hareketi ile tüfeğin yönünü ayarladınız, avınız size atış süresi bırakıyorsa, tetiği kararlılıkla çekin.
Tüfeği elinizden attınız, ( bu arada, tüfeğin şiş yokken yüzer olması gerektiğini de hatırlatalım ), şişin ucunda balık varsa, hemen almakla sonraya bırakmak arasında seçim yapmanız gerekiyor.
- Öncelikle, kendinizi dinleyin. Oksijen tüketimi ve dipte geçirdiğiniz süreye orantılı olarak, limitleriniz dahilinde zamanınız varsa, avınız da kolayda ise çıkarabilirsiniz. Şişi tutun ve hafifçe ileri iterken çeyrek tur çevirerek geri çekin. Eğer bir takılma varsa ve şiş kesinlikle gelmiyorsa zorlamayın.
- Bu durumda, yukarı çıkın ve dinlenin. Avınız büyük olabilir, özellikle de orfoz söz konusu olduğunda, bazı önlemler almanız gerekiyor. Makaranız varsa, gergin sağarak yukarı çıkın ve şamandra bağlayın. Bu malzemeler yoksa, şiş ipini, taşın etrafına sararak tüfeğinizi bırakmaktan başka çare kalmaz. Yüzeyde iyice dinlenip gevşedikten sonra, tekrar inin ve avınızı çıkarın.
Şiş ucundaki balığa ulaştıktan sonra, sağlama almanız gerekir. Küçük balıkları, baş ve solungaç altından tutabilirsiniz, orfozu, baş ve işaret parmaklarınızı bir pense gibi kullanarak, gözlerinden yakalayın, solungaç kapakları çok kuvvetli olduğu için, altlarına elinizi sokmayın.
Birkaç sebepten dolayı balığı hemen öldürün, bu konuyu ayrı bir başlık altında göreceğiz.
Vurduğunuz avı bırakmamaya özen gösterin.
Taşaltı tekniği, su altı avcılığı sporunun en ağır ve zor olanıdır. Açık su avında, karşınıza aniden de çıksa, avınızı görme ve tanıma fırsatınız vardır. Oysa, taşaltına bakmadan içeride ne olabileceğini ancak tahmin edebilirsiniz.
Beklemediğiniz durumlarla karşılaşmak olasıdır. Bu yüzden, en çok adrenalinin de taşaltında olduğunu söyleyebilirim.
Her zaman hatırlamanız gereken birkaç nokta risklerinizi azaltır.
Limitlerinizi iyi bilin ve onlara saygı gösterin.
Tükenmeye başladığınızı hissettiğiniz anda, herşeyi bırakıp çıkın, alınamıyan balık için son bir deneme daha yapmak, oldukça büyük problemlere neden olmuştur.
Neye tetik çektiğinize dikkat edin.
Doğru ve bakımlı malzeme kullanın.

İyi avlar dilerim

Jak Boeno 'nun kitabından alıntırdır
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Taşaltı Balığı-Dere İskorpiti aserkansatı Tatlı Su Balıkları 0 26-01-2006 09:09


Saat 15:46.