hhlevent
19-12-2006, 19:58
Merhaba balıkçı arkadaşlar,
Sizlere kısaca hayatımdan bahsedeyim. Aslen Tarsus ilçesinin Gülek beldesindenim. Çocukluğum her köy çocuğu gibi çok meşakkatli geçti. İşlerden fırsat buldukça çatallı lastiklerle bahçelerimizde kuş avlardık. Bu tutku eksilmeden hatta artarak beni avcılığa itti. Okulu bitirip mesleğime başladığımda bu tutku beni daha faza sararak normal avcılığa yani tüfekle av yapmaya götürdü. Herkes kahve ve lokallerde vakit geçirirken ben kendimi doğanın kucağına attım. Bu meyanda aynı tutkuya bağlı bir çok arkadaşlar da edindim. Yine şunu da öğrendim ki, hayatta unutulmayan iki şey var onlar da askerlik ve avcılık anılarıyla arkadaşlıklarıdır. Bu yaşıma geldiğimde hayatımın çok zor şartları olmasına rağmen hemen hemen hepsinin anısının silinmeye ve tozlanmaya yüz tutmasına karşın yaptığım avların ve de av arkadaşlarımın samimi sıcaklığı ve canlılığı içimde kaybolmadan aynen yaşamaktadır. Doğayı çok çok sevmeme rağmen onun için üzülüp sızlandığım da çok olmuştur ve de olmaktadır. Tavşanı farla avlayan avcı bozuntusu ne ise balığı dinamitle ve de buna benzer vasıtalarla avlayan vicdansızı ben aynı kefeye korum. Avcı demek aynı zamanda balıkçı da demektir. Av sezonu dışında balıkla ilgilenmeyen çok az avcı tanırım. Dolayısıyla ben fırsat buldukça arkadaşlarımın teşviki ve tavsiyesiyle balıkçılığa başladım. Bu tutkum av tutkum ne kadarsa o kadar gelişti. şimdi senelerin avcısı olduğum kadar balıkçıyım da. Oltalarım, tüfek ve fişeklerim gibi rüyamı süsleyen arkadaşlarımdır. Bu kısa girişten sonra zaman zaman senelerin bende bıraktığı izlenimlerimi sizlere aktarırım inşallah...
Şimdilik hoşçakalın.
Sizlere kısaca hayatımdan bahsedeyim. Aslen Tarsus ilçesinin Gülek beldesindenim. Çocukluğum her köy çocuğu gibi çok meşakkatli geçti. İşlerden fırsat buldukça çatallı lastiklerle bahçelerimizde kuş avlardık. Bu tutku eksilmeden hatta artarak beni avcılığa itti. Okulu bitirip mesleğime başladığımda bu tutku beni daha faza sararak normal avcılığa yani tüfekle av yapmaya götürdü. Herkes kahve ve lokallerde vakit geçirirken ben kendimi doğanın kucağına attım. Bu meyanda aynı tutkuya bağlı bir çok arkadaşlar da edindim. Yine şunu da öğrendim ki, hayatta unutulmayan iki şey var onlar da askerlik ve avcılık anılarıyla arkadaşlıklarıdır. Bu yaşıma geldiğimde hayatımın çok zor şartları olmasına rağmen hemen hemen hepsinin anısının silinmeye ve tozlanmaya yüz tutmasına karşın yaptığım avların ve de av arkadaşlarımın samimi sıcaklığı ve canlılığı içimde kaybolmadan aynen yaşamaktadır. Doğayı çok çok sevmeme rağmen onun için üzülüp sızlandığım da çok olmuştur ve de olmaktadır. Tavşanı farla avlayan avcı bozuntusu ne ise balığı dinamitle ve de buna benzer vasıtalarla avlayan vicdansızı ben aynı kefeye korum. Avcı demek aynı zamanda balıkçı da demektir. Av sezonu dışında balıkla ilgilenmeyen çok az avcı tanırım. Dolayısıyla ben fırsat buldukça arkadaşlarımın teşviki ve tavsiyesiyle balıkçılığa başladım. Bu tutkum av tutkum ne kadarsa o kadar gelişti. şimdi senelerin avcısı olduğum kadar balıkçıyım da. Oltalarım, tüfek ve fişeklerim gibi rüyamı süsleyen arkadaşlarımdır. Bu kısa girişten sonra zaman zaman senelerin bende bıraktığı izlenimlerimi sizlere aktarırım inşallah...
Şimdilik hoşçakalın.