Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > SOHBET ve EĞLENCE > TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER

TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER Güncel olaylar hakkında...




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 11-08-2006, 12:57   #1
Güven ÖZYELDAN
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Hayatın Farkında Olmak

Gözlerimizi sabah açmamız ile gece kapamamız arasında geçen bir günde, algıladığımız hayatımızı, galaksilerle, yıldızlarla dolu şu sonsuz evrendeki mavi kürenin yüzünde yaşarız. Herkesin bir acelesi vardır, bir yerlere yetişmeye, işlerimizi tamamlamaya, ihtiyaçlarımızı gidermeye, sıkıntılarımızla mücadele etmeye çalışırız. Ve bu gezegende herkes gündelik hayatta, kendi kurgusundaki dünyada yaşayıp gider. Acaba ekosistemi oluşturan dış dünyanın ne kadarını algılayıp bir farkındalık içinde oluyoruz. Sokaktaki kediyle hiç göz göze geliyor musunuz isteyerek; kaç kez başınızı kaldırıp gökteki bulutlara ve maviliğe hayran hayran bakıyorsunuz? Ağaçların yapraklarının rüzgârdaki sesini duyup dinliyor musunuz? Evinizin penceresinden beyaz bulutların altındaki dağlara bakıp da bu manzaranın içinde eksik olduğunuz hissi ile içiniz burkuluyor mu? Zihnimizde önceliği olan; saatlik, günlük ya da haftalık meseleler ile sürekli meşgul iken, hemen gözlerimizin önünde gerçekleşen değişimleri, güzellikleri ve kozmik senfoniyi fark edemiyoruz. Bir an işlerinizi unutup hayal edin. Bir şekilde dünyadan uzaklaştığınızı varsayın, sizi alıp başka bir galaksiye götürdüklerini hayal edin. Sizi götüren uzay mekiğinin penceresinden geriye bakın. Evlerin çatılarını, sonra yeşil tarlaları ve ağaçlıkları, denizi, bulutları ve en son olarak da gittikçe küçülüp kaybolan mavi bir yuvarlağı göreceksiniz. Artık her şey geride. Içinizi bir hüzün kaplıyor. Hiç oturup da üzerinde düşünmediğiniz ayrıntılar, hayalinizde canlanmaya başlıyor. Önemsemediğiniz nice anılar o kadar değerli oluyor ki sizin için; hatırlıyorsunuz artık, sokaktaki sarı kedinin size miyavladığını, bulutların akşam güneşi ile kızıllaştığını ve sürekli şekil değiştirdiğini, denizin dilinizdeki tuzlu tadını, yanağınıza düşen yağmurun serinliğini, çimenlerdeki çiğ tanelerinden yansıyan gün ışığını. Tüm bunlardan uzaklaştınız, sanki evinizden ayrılmış gibi bir ayrılık hissi var içinizde. Meğer dünya, içindeki tüm süsleri ile ne güzel bir evmiş bizim için diyorsunuz. Sonra gözlerinizin önünden geçi-yor yaşadıklarınız. Bir ağacın dibinde otobüs beklerken aslında o ağaçla yalnızlığınızı paylaştığınızı fakat, söylediği şarkıları hiç duymadığınızı düşünüyorsunuz. Şimdi ne kadar da önemli bu ayrıntılar, dünyadan uzakta iken. Keşke toprağa daha çok dokunsaydım, kim bilir ellerimde neler hissederdim dünyaya ait. Şimdi yağmurun altında sırılsıklam olmak için nasıl bir özlem, duyuyorum. Oysa dünyada iken ondan kaçmıştım. Her şeyi hatırladıktan sonra bir şeyi daha hatırlayacaktım uzakta iken. Ve bu hüzün yerini pişmanlığa bırakacaktı. O güzelim evimizi nasıl da harab ettiğimizi, mavi halısını nasıl da kirlettiğimizi. Çatısında gedikler açıp, yeşil olan her şeyi yakıp, çirkin renkli kötü tablolar astığımızı. Evimizin içini zehirli dumanlarla doldurup sularını içilmez hale getirdiğimizi. Sıradan bir ev değildi bu. Bizimki gibi bir hayat yaşıyordu ama bizim için yapılmıştı. Bizim evimizdi o. Yıkılıp giden tuğla evler gibi değildi. Zemininde yürürken güvendeydik. Günbatımı ile gün doğumu arasında sanat eserleri ile dolu canlı bir evdi. Ne acı ki farkında değildik hiçbir şeyin. Sanki her şey tüketilip sindirilmek için vardı. Hırsla etrafımıza duvarlar ördük. Etraflarındaki dünyanın farkında olup kuşlara yuva yapan, insanların ruhlarını su sesleri ile ferahlatan atalarımız evimizi hep korumuşlardı. Oysa biz de çocukken her şeyi görürdük. Bulutları koyunlara, ejderhaya ve birçok hayalimize benzetirdik; çimenlere yatıp göğü seyrettiğimiz günlerde. Kelebeklerin ardından koşardık, cezp ederdi renkleri bizi. Sürülmüş tarlalara inen leylekleri incelerdik. Bilseydik, bir gün gözlerimizi alışmışlıkla perdeleyip dünyayı yıpratacağımızı, çocuk kalbimize keder dolardı. Dünyadan uzakta, ormanla birlikte yanan hayvanların gözlerindeki masumiyet, acımadan devirip öldürdüğümüz ağaçlar, hatta sevgili için koparılan çiçeklerin avuçlarımızda yavaşça soluşu, yüreğinizi acıtıyor. Şehrimize doldurduğumuz sokak lambalarını arttırdıkça, yıldızları söndürdük gözlerimizde. Arabalarımızın motorlarının gürültüsü arttıkça doğadaki sesleri işitmez oldu kulaklarımız. Biz bu mavi boyalı evimizde olan hiçbir şeyden daha güzelini yapmadık; çünkü, kadim günlerden beri hep var olan dünyanın ve onu dünya yapan hiçbir şeyin farkına varamadık. Yeryüzü, "ben buradayım, aç gönlünün gözlerini" dercesine sarsıldığı zaman görür gibi olduk onu; ama, kulaklarımızı kapattık isteyerek. Hayalimize devam edelim. Bizi geri getiriyorlar dünyaya. Artık farkına varacağız; çünkü, ayrılığı tattık. Yaşayan her şeyi canla başla koruyacağız. Kozmik senfonideki binlerce ensturmanı ayırt edeceğiz. Yolda yürürken ağaçlara dokunup ellerimizle hissedeceğiz. Çiçekleri koklamaya zaman ayıracağız ve her şeye hayret hisleri ile yaklaşacağız. Böyle bir insan evine zarar verir mi? Bu hayali yolculuk yaşamımızda bir tür uyku halinden uyandırdı bizi. Insan da, ilişkiler, dengeler, ölçüler, yaşam döngüleri ve her şeyden oluşan ekosistemin bir parçası. Bir süre sudan çıkan bir balığın suyun farkına varması gibi bu hayali yolculuğa çıkıp bize ait bir çizgiyi, su ile havayı ayıran çizgiyi bulmalıyız....alıntıdır...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 28-08-2006, 10:59   #2
aganta borina borinata
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

duygusal bi yaklaşım...duyarlı bi paylaşım...ellerinize sağlık...

rastgelsin...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım


Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Duyarli olmak..... umutec Öneriler, Eleştriler, İstekler 13 31-07-2009 08:58
Üye olmak, Sonra da Susmak.... uzman Öneriler, Eleştriler, İstekler 6 02-10-2008 15:04
şehit olmak !!! ADNAN TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 9 08-10-2007 23:01
Balık Olmak da Zor... aserkansatı TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 4 08-09-2006 08:42


Saat 18:29.