Bu Vatan Bizim

Geçenlerde eski bir milli takım kalecisi olan Fatih URAZ'ın VURUN KALECİYE adlı kitabını okudum.Fatih URAZ kitabının bir bölümünde , duyduğu bir fıkrayı anlatmış.Sizlere de aktarmak istiyorum.

Hitler,Mussolini ve Churchill cehennemde bir havuz başında oturmuşlar,canları sıkılmış.Demişler ki şu havuzdaki balıkları en çok kim öldürürse o birinci olsun.Yarışma başlamış.Hitler makinalı tüfekle havuzu taramış,Mussolini el bombası atmış,sıra Churchille gelmiş.Ağzından piposunu çıkarmış ve onunla havuzdaki suyu boşaltmaya başlamış.Kendisine dikkatle bakan iki diktatöre gülümseyerek şöyle demiş;

- Yavaş ama etkili bir yöntem...



Lozan'ın hesabının hala bitmediğine inanan güçler yıllardır pipoyla boşaltıyorlar suyu.Sağcı solcu,alevi sünni,laik müslüman,kürt türk...Israrla,sakince,boşaltıyorlar suyu...

Yarın başka bir ayrılık bulurlar emin olun.

Hepimiz çok üzgünüz bu aralar ve bu durum bazılarını çok mutlu ediyor.Maşalar ve maşayı tutanlar gülümsüyor bu günlerde.

Eee bu işler sırayla.Son gülen iyi gülermiş.Biz çok badire atlatmış bir milletiz ve arkamızdan daha önce de çok bıçaklandık.

Ama eli pipolular,eli maşalılar şunu bilmiyorlar ki 'Bu Vatan Bizim' ve bu vatan için toprağın karabağrında sıradağlar gibi yatanlar var.

O eli pipolular ve eli maşalılar bilmiyorlar ki,vaktiyle bölük bölük ettirip birbirine kırdırdıkları o dereler,birleşip sel oldu artık ...

O eli pipolular ve eli maşalılar bilmiyorlar ki biz vatan için ölmeyi şeref sayarız,ve savaşa adam götürmek için dünyanın öbür tarafından sömürge askeri toplamamıza gerek kalmaz.

Bu vatan bizim ve bizim kalacak.Biz Lozanı 55 yıl önce imzaladık ve o işi bitirdik.Uğraşmayın boşuna.Tek yumrukuz ve siz bizi ne kadar böldüğünüzü sansanız da sonunuz hüsran olacaktır.

Boşuna uğraşmayın, biz hep aynıyız ve tarihinizde bize karşı kazandığınız tek zafer bile yok.Oturun yerinize...

[ismail çakır]

serkan'cım, hislerimize tercüman olmuşsun.. eline, yüregine sağlık.
söz konusu VATAN olunca gerisi teferruat...

[mustfer]

"Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."

"Bizim başka milletlerden hiç bir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, Yüksek amaçlar uğrunda ölmesini biliriz."

Türkün gücünü sınamak isteyenlere duyurulur...